29 Kasım 2013
Sayı: KB 2013/46

Dinci-gerici iktidarın rant dalaşı kızışırken…
Dış politikada iflas derinleşiyor!
CHP “hizmete” hazırlanıyor...
2014 Bütçesi açıklandı...
Devletin KDK makyajı çabuk döküldü!
ODTÜ yolu, rant ve yerel seçimler!
Sermaye düzenini sel aldı
Öğretmenler Günü hediyesi: Gaz, cop ve tazyikli su!
Petrol-İş Sendikası’nı sorumluluğa davet ediyoruz!
Korozo işçileri: Sendika sendikalığını yapmalı!
MİB MYK Aralık ayı toplantısı...

Kıdem tazminatı sermayenin sofrasında...

Mısır’da “gösteri yasası”na karşı gösteriler
Anlaşma sağlandı!
Baskıcı ve gerici ablukayı dağıtmak için...
Emekçi kadınlar mücadeleyi büyütmeye çağırdı
25 Kasım’da kadınlar şiddete son dedi!
“Polis terörünün emrini verenleri yargılayın!”
İzmir’de Gezi duruşmaları
82 yıl sonra gelen ‘adalet’! 
Çare direniş!
Devlet tutsakları öldürmeye çalışıyor!
“İşçi sınıfının onurlu birliği için...”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Devlet tutsakları öldürmeye çalışıyor!

 

Sermaye devleti hasta tutsaklar için ‘ölüm’ politikasını sürdürüyor. Hasta tutsakların durumu gün geçtikçe ağırlaşıyor. Tecrit politikalarının yanında sağlıksız koşullar hasta tutsakların sayısını gün geçtikçe arttırıyor. Son verilere göre 164’ü ağır olmak üzere 600’e yakın hasta tutsak var.

Abdullah Kalay için eylem

Demokratik Haklar Federasyonu Adli Tıp Kurumu önünde yaptığı açıklamada, cezaevlerinin en çok hak ihlallerinin yaşandığı alanlar olduğu ifade edilerek, devrimci iradenin işkencelerle teslim alınmak istendiği belirtildi. Hasta tutsakların tedavilerinin engellendiği, işkence ve cezalarla karşılaştığı ve son olarak da hücrelere takılan kameralarla tutsakların psikolojik baskı altına alınmak istendiği söylendi.

Cezaevlerinde yüzlerce hasta tutsağın bulunduğu ifade edilerek Abdullah Kalay’ın sağlık durumu aktarıldı ve serbest bırakılması istendi.

Açıklamanın devamında Adli Tıp Kurumu’nun ideolojik bir yaklaşım sergileyerek tedavisinin dışarıda yapılmasını engellediği ve Kalay’ın hapishanede hayatını sürdürebileceği kararı verdiği belirtildi. Adli Tıp Kurumu’nun hasta tutsakları ölüme terkeden bu yaklaşımı teşhir edilerek mahkemeler vb. kurumların egemen ideolojiye hizmet ettiği ifade edildi.

Devlet İvrendi’nin ölümünü bekliyor

Ölüm döşeğinde bulunan hasta tutsak Cemil İvrendi’nin ailesi İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Sevim Kalman, 20 yıldır PKK davasından tutsak olan Cemil İvrendi’nin İHD’ye yazdığı mektubu okudu. Kalman’ın paylaştığı mektupta İvrendi, hergün doktora gözükmesi ve 5 mg. kan sıvılaştırıcı ilaç alması gerektiğini ifade ediyor. İvrendi, geçtiğimiz yıllarda bacağında çıkan bir yaraya doktorların “riskli” olduğu bahanesiyle müdahale etmediklerini, ameliyat yarasının kapanmadığını ve sürekli kanamalar dolayısıyla kanlar içerisinde kaldığını söylüyor. Yürüme ve yatmada zorluk çeken hasta tutsak İvrendi kanamaya karşı kadın pedi kullanmak zorunda kaldığını dile getiriyor.

Kalman, tutsaklara tedavi sırasında kelepçe dayatmasında bulunulduğunu, hasta tutsakların yataklara kelepçelendiğini söyleyerek sözü Cemil İvrendi’nin yeğeni İbrahim İvrendi’ye bıraktı. İbrahim İvrendi konuşmasında tutsağın da ailesinin de Adalet Bakanlığı’na ve Cumhurbaşkanlığı’na dilekçe yazdığını ancak dilekçelerin hiçbir karşılığının olmadığını söyledi. Yeğen İvrendi, Cemil’in son günlerini ailesiyle geçirmesini istediklerini ifade etti. BDP İl Eş Başkanı Emrullah Bingül de bir konuşma yaptı.

Mehmet Şerif Öner açlık grevinde!

11 yıldır PKK üyeliği gerekçesiyle tutsak olan ve müebbet hapis cezası alan Mehmet Şerif Öner tedavi hakkı için açlık grevi eylemini sürdürüyor. Kırıklar F Tipi Hapishanesi’nden sürgün geldiği Şakran T-1 Hapishanesi’nde dayatmalara maruz kalan Öner, idarenin tutumunu protesto etmek, taleplerinin karşılanması için eyleme başladı.

Nörolojik rahatsızlığı olan Öner, adli tutsaklarla hastaneye gitmeye zorlanıyor. Hapishanede ilk hastaneye gidişinde adli tutsakların saldırısına uğrayan Öner, bir daha adli tutsaklarla gitmek istemiyor.

İlaçlarını alamayan, tedavi edilmeyen Öner için ailesi de eyleme geçmeye hazırlanıyor. Hapishane idaresiyle görüşme talepleri reddedilen baba Ömer Öner, “Oğlumun hayatından endişe ediyorum. Oğlumun bir an önce tedavisinin yapılmasını, tedavi talebinin karşılanmasını istiyorum” diyor.

Oğlunun bir kez daha sürgün edilmesi ihtimalini ifade eden baba Öner, sözlerine şöyle devam etti: “Oğlumun tedavi talebi bir an önce karşılansın. Açlık grevi eylemini sonlandırması sağlansın. Aksi halde biz aile olarak yarından itibaren Şakran Cezaevi önünde açlık grevi eylemi başlatacağız.”

Hasan Kaçar Adli Tıp’ın pençesinde!

10 yıldır cezaevinde olan Hasan Kaçar’ın durumu ağırlaştı. Kaçar’ın ailesi endişeli, Adli Tıp’ın 1.5-2 ay sonra Kaçar’ı göreceğini ama o kadar vakitlerinin olmadığını söylüyor.

PKK davasından müebbet hapse mahkûm olan 29 yaşındaki Kaçar, 6 ay önce Adlı Tıp gözetiminden geçmesi için hasta mahpuslar için düzenlenen Metris R Tipi Cezaevi’ne sevk edildi.

Yaklaşık 1 aydır hastanede yatan ancak durumu daha da ağırlaşan Kaçar’a ankilozan spondolit hastalığının yanı sıra chron teşhisi kondu. Bu arada ailesi cezaevinden Adlı Tıp Kurumu’nun 3 ay daha gözlem yapacağını öğrendi. Adli Tıp’n bu kararı verirken chron hastalığı teşhisini bilmediğini, durumun acil olduğunu vurguluyor.

 

 

 

 

Kadıköy’de dayatmalar boşa düşürüldü

 

Her yerde kültür sanat etkinlikleri düzenlemekle ve sanatçıya destekleriyle övünen Kadıköy Belediyesi, sokak sanatçılarının müzik yapmasını yasakladı.

Kürtçe ağırlıklı sokak müziği yapan Brêmin Mızıkacıları adlı gruba, zabıtalar ve sivil polisler müdahale etmeye çalıştılar. Zabıtalar müzik yapılan yere müziği keserek gruba müziği bitirmelerini söyledi. Bunun üzerine çevredeki devrimci, yurtsever öğrenciler ve emekçiler gruba sahip çıkarak müzikten rahatsız olmadıklarını ifade ettiler. Zabıtalar kendilerini haklı çıkarmak için şikayet olduğu gerekçesini öne sürdüler. Öğrenciler şikâyet kaydını talep ettiklerindeyse zabıtalar cevap veremediler.

Zabıtaların, Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün kararıyla müzik yapılmasının yasaklandığını söylemesi üzerine bir Ekim Gençliği okuru tarafından çevrede biriken emekçilere ve öğrencilere CHP Belediyesi ile sivil polisler teşhir edildi. CHP’nin özgürlükçülük maskesinin ardında yatanın baskıcı ve yasakçı politikalar olduğu belirtildi. Bu alanda halkların türkülerinin kesin bir kararlılıkla söyleneceği ifade edildi.

Sokaktaki Kadıköylülerin de gruba sahip çıkmasıyla polisler ve zabıta alanı terk etmek zorunda kaldı. Müziğe halaylar eşliğinde devam edildi. Müzik bitene kadar devrimci ve Kürt öğrenciler herhangi bir saldırı ihtimaline karşı sokakta beklediler. Böylelikle kararlı duruşla yasakların bir hüküm ifade etmeyeceği gösterilmiş oldu.

Ekim Gençliği / İstanbul

 
§