10 Ocak 2014
Sayi: KB 2014/02

Yıkalım bu köhne düzeni!
Çürümüş düzende iktidar ve rant savaşı
Korkularınızı büyüteceğiz!
Gerici kapışma ve TIR olayı
Zam furyası başladı
Hrant Dink davasında 3. duruşma
“Devrim ve sosyalizm mücadelesine dört elle sarılacağız!”
“Yasa geçti, ama mücadelemiz sürecek!”
AKP’yi kurtaran kaynak: Özelleştirme
Feniş işçileri Aloğlu’nun peşinde!
“Hırsız patron, işbirlikçi sendika!”
Limanda eylemli sınıf dayanışması!
Bakanın iftihar tablosu
Sınıf devrimcilerinden mücadele çağrısı
Devrimci temellerde yenilenme ihtiyacı ve KESK genel kurulları / 2
Cenevre-2 Konferansı yaklaşırken çatışmalar şiddetleniyor
Cihatçı tetikçiler savaşı Irak’a taşıdılar
“Tehlikeli Bölge” ilanı ve polis devleti
Düzene karşı devrim!
İzmir’de Ekim Gençliği okurlarına saldırı
Bu daha başlangıç...
Roboski’nin adaleti zamanın ellerinde!
Alevilere dönük yeni asimilasyon hamlesi: Kızılelma
İzmir Gezi Tutsak Aileleri Ankara’daydı!
Devrimci tutsaklardan yeni yıl mesajları...
Yolsuzluk yapanlara ve hırsızlara açık mektup...
Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz...

 

“‘Berlin’de düzen hüküm sürüyor!’

Sizi budala zaptiyeler! Kum üzerine kurulu sizin ‘düzeniniz’. Devrim daha yarın olmadan, ‘zincir şakırtıları içinde

yeniden doğrulacaktır!’ ve sizleri dehşet içinde bırakıp, trampet sesleri arasında şunu bildirecektir:

“‘Vardım, varım, varolacağım!’”

Rosa Luxemburg (Öldürülmeden bir gün önce, 14 Ocak 1919 tarihli Die Rote Fahne’de yayınlanan son yazısından....)

 

“Sıkı durun! Kaçmadık. Yenilmedik... Çünkü Spartaküs ateş ve ruh demektir, yürek ve can demektir, proleter devrimin iradesi ve eylemi demektir. Çünkü Spartaküs zafer özlemini, sınıf bilinçli proletaryanın mücadele azmini temsil etmektedir... Bunlar elde edildiği zaman, biz ister yaşayalım, ister yaşamayalım, programımız yaşayacaktır ve kurtulan halkların dünyasına egemen olacaktır. Herşeye rağmen!”

Karl Liebknecht (Öldürüldüğü gün, 15 Ocak 1919 tarihli Die Rote Fahne’de yayınlanan son yazısından...)

 

Lenin 14 Mayıs 1917'de Petrograd'da Vesilyevski adasındaki Deniz Subayları Okulu'nda işçi, asker, subay, öğrenci ve aydınlardan oluşan bir topluluğa şöyle konuşuyordu:

"Bize şöyle diyorlar: 'Bazı ülkelerde herşey uykuda gibi. Almanya'da istisnasız bütün sosyalistler savaştan (1. Emperyalist Savaş- Ekim) yana, yalnızca Liebknecht savaşa karşı! Buna derim ki: Bu tek adam, Liebknecht, işçi sınıfını temsil ediyor. Herkesin umudu yalnız onda, onu destekleyenlerde, Alman proletaryasında. Buna inanmıyor musunuz? Öyleyse savaşa devam ediniz! Başka yolu yok. Eğer Liebknecht'e inanmıyorsanız, eğer durmadan olgunlaşan işçi devrimine inanmıyorsanız, eğer buna da inanmıyorsanız, öyleyse kapitalistlere inanınız!" (Savaş ve Sosyalizm, s.153)

Ve 1918'de devrim Almanya'da kapıya dayandı.

1. Emperyalist Savaş başladığında Alman parlamentosundaki ilk oylamada 110 SPD (Sosyal-Demokrat Parti) milletvekili içinde savaş kredilerine red oyu veren tek işçi milletvekili olan, ve emperyalist savaş aleyhtarı eylemlerinden dolayı tutaklanan Spartaküs Birliği'nin önderlerinden Karl Liebknecht, savaşın sonuna doğru serbest bırakıldıktan sonra Berlin'e hareket etti. (Alman hükümeti yenildiğini anlayınca af ilan etmişti.)

23 Ekim'de Berlin'e varan Liebknecht'i büyük bir kalabalık karşıladı.

1917 Nisan'ında patlak veren grevlerin ardından işçi konseyleri (sovyetler) kurulmaya başlanmıştı. 1917 Ekim'inde ise, cephede ve cephe gerisinde asker konseyleri kurulmaya başlandı.

Spartaküs Birliği, devrimci işçi-asker konseyleri temsilcileri ve USPD (Bağımsız Sosyal Demokrat Parti) biraraya gelerek ayaklanma kararı aldılar ve 4 Kasım gününü ayaklanma tarihi olarak tespit ettiler. Birkaç gün sonra bu tarih 11 Kasım'a ertelendi. Ancak genel grev planlanandan iki gün önce başladı. Devrim başlamıştı. Ve Prusya hükümeti çekilerek, görevini, savaşın başından beri kendi emperyalist burjuvazisini destekleyen hain SPD'ye, SPD liderlerinden Ebert'e devretti.

Aynı gün Karl Liebknecht Berlin Kraliyet Şatosu’nun balkonundan, binlerce işçi ve asker önünde Sosyalist Cumhuriyet'i ilan etti. Bunu durdurmak ve devrimi boğmak isteyen sosyal-demokratlar da, Scheidemann'ın ağzından Cumhuriyet ilan etti.

Aynı gün serbest bırakılan Spartaküs Birliği'nin diğer ünlü lideri Rosa Luxemburg Berlin'e geldi.

SPD, USPD'nin de katıldığı sözde bir "Halk Komiserleri" hükümeti kurarak, devrimi durdurmaya çalışıyordu. Spartaküs Birliği, kurucu meclis tezini reddederek, tüm iktidarın işçi-asker konseylerine geçişini ileri sürdü. Ancak Spartaküs Birliği'nin tezleri 21 Kasım'da toplanan Berlin işçi-asker konseyleri genel kongresinde çoğunluğu sağlayamadı.

1917 Nisan'ında SPD'den ayrılan "merkezci" muhalefetin (Kautsky, Hilferding vd.) kurduğu USPD içinde örgütsel bakımdan özerk olarak yer alan Spartaküs Birliği, 1918 Aralık ayı sonunda toplanan kongresinde AKP'yi (Almanya Komünist Partisi) kurma kararı aldı ve 1 Ocak 1919'da AKP resmen kuruldu.

İşçilerin SPD hükümeti ve politikasına karşı protestosu yükseliyordu. Aralık ayında USPD hükümetten çekilmişti. 5 Ocak 1919'da ayaklanma kendiliğinden yeniden patlak verdi. Henüz yeni bir parti olan AKP hazırlıksızdı ve ayaklanmayı yönetecek durumda değildi. Ancak sosyal-demokrat hükümetin ayaklanmayı kanla bastırma tutumu karşısında AKP işçileri yalnız bırakamazdı. AKP zamansız bir ayaklanmayla karşı karşıya kaldı, ancak ayaklanma halindeki işçilerin başına geçti. USPD ise, her zamanki gibi, Alman burjuvazisinin uşağı sosyal hainler hükümetiyle el altından pazarlığa oturmuştu bile. Kanlı sokak çatışmaları sırasında tutuklanan Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg, sosyal-demokrat Ebert-Scheidemann hükümetinin emriyle katledildiler. (15 Ocak 1919) Ayaklanmanın yenilgisinden sonra yeraltına inen AKP'yi yöneten Spartakistlerin diğer ünlü lideri Leo Jogiches ise iki ay sonra tutuklanarak Berlin Polis Müdürlüğü’nde beynine kurşun sıkılarak öldürüldü.

Scheidemannlar'ın, Kautskyler'in Sosyal-Demokrat Partisi en büyük ihanet partilerinden biri olarak tarihte yerini almıştır. II. Enternasyonal lideri olarak, sadece Alman proleter devrimini değil, dünya devrimini boğma şerefi esasen bu partiye aittir. Kapitalizmin ömrünün bu kadar uzaması bu partinin burjuvaziye yaptığı en büyük tarihi hizmettir. Sosyal-demokrasi komünizmin iflah olmaz düşmanıdır. Komünistler bunu asla unutmayacaklardır.

Spartakistler ise işçi hareketinin tarihinde ihtilalin ve enternasyonalizmin parlak temsilcileri olarak yer aldılar. 1 Emperyalist Savaşta Rusya'da Lenin'in başında bulunduğu Bolşevikler’in taşıdığı bu bayrağı, Almanya'da başında Liebknecht ve Luxemburg'un bulunduğu Spartakistler taşıdılar.

(...)

(Ekim, Sayı: 4, Ocak 1988)

 
§