30 Mayıs 2014
Sayi: KB 2014/22

Kavga bitmedi, daha yeni başlıyor!
“Birgün gelecek,
zaman bizim olacak, bizim!”
Uğur Kurt katledildi
Uğur Kurt’un katledilmesi protesto edildi
Alevilerden kitlesel ve öfkeli protesto!
Polis terörü kol geziyor
Depremde mezarda emeklilik, Soma’dan sonra taşeron kölelik!
Kadıköy’de taşeron çalışmaya ve iş cinayetlerine protesto
Kartal’da iş bırakma
geri adım attırdı
DİSK-AR iş cinayetleri raporu

“Çocuk da olsa”
maden işçisi

Maden işçileri bir yol arıyor

Aliağa Belediyesi işçilerinin direnişi sürüyor

Greif işçileri
direnişlerini sonlandırdılar

Greif işçilerinden direniş manifestosu!
1914’te Sosyal Demokrasi: “Bu tehlike anında anayurdu yalnız bırakamayız” - A. Eren
AP seçimleri: AB’de sarsıntı devam ediyor!
Almanya NSA davası
Audi’den faşistlerle
işbirliği itirafı
Erdoğan'ı Köln'de on binler protesto etti
Ege’de yaşanan deprem panik yarattı
İşgal, boykot, direniş
İşgal ve boykot eylemleri aynasında ‘Devrimci Gençlik Birliği’
“Beş yıl sonra kansere yakalandım”
Kapitalizm işçi ve emekçileri öldürür!
Haziran’ın ‘ödülü’
Onurlu kavgamızın namuslu kalem işçileri
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Beş yıl sonra kansere yakalandım”

 

Kartal Yavuz Selim Hastanesi’nde iş bırakan işçilerle Kartal EKK olarak, iş bırakma süreci ve sendikalaşma süreçleri üzerine konuştuk.

- Çalışma koşullarınız nasıl, nasıl sendikalaştınız ve neden direniştesiniz?

- Birinci kadın işçi: 9 senedir çalışıyorum. Ben her bölümde çalıştım. İlk işe girdiğimde Taş Ocağı polikliniğinde çalıştım. Sonra acile aldılar, acilden sonra laboratuvara geçtim, sonra 15. kata çıktım. Yani her bir bölümde çalıştım. Şu an yine Taş Ocağı’ndayım. En gücüme giden, biz buraya girerken bizden sağlık raporu alıyorlar, her şeyimiz sapa sağlam işe giriyoruz. Aradan 5 yıl geçtikten sonra hastalandık, kadın hastalığına, kansere yakalandım. Bir tane hastane büyüğü gelip de “geçmiş olsun” demedi. Sanki ben burada hiç emek vermemiş gibi oldum. İkincisi ben burada kalp krizi geçirdim, çalışırken. Ben gözümü Tuzla GİS-BİR Hastanesi’nde açtım. Hiç kimse beni geçmiş olsun diye aramadı.

Burada çalışıyorsam insan gibi görülmeyi sevgi ve saygı duyulmasını istiyorum. Benim kimsenin ne parasında ne de malında gözüm var, bir güler yüz istiyorum. Yüzünü yere asıp iş yaparsan senden iyisi yok. Ama azıcık hasta olursan “çıkışını veriyoruz” diyorlar. Buraya 9 yıl önce böyle gelmedim. Şimdi bende 4 tane stent var. Saçlarım beyazladı ve döküldü, kemoterapi zamanında. Ama geçirdim o günleri. Ben eşimden ayrı yaşıyorum. İki kız çocuğum var okula giden. Ama bu sürede kimse “biz seninle yıllardır, omuz omuza çalışıyoruz geçmiş olsun” demedi. Faturalarımı ödeyemiyor, çocuklarıma 1 kg meyve götüremiyorum biz insan değil miyiz?

Bize yol paramızı ve maaşımızı aynı anda vermiyorlar. Sırf sigortayı düşük yatırmak için ayrı veriyorlar parayı. 7 yılım hep girdi-çıktı olmuş. Ben burada sağlığımı kaybettim, hakkımı istiyorum. Onlardan başka birşey istemiyorum. 2 aylık işçi iken başıma ayna düştü. Sigortam yatırılmamış, beni başka hastaneye götürüp tedavi ettiler. Sigortam olmadığı için bütün parayı bana zorla ödettiler. Çalışanı olduğum halde ödedim.

Biz hakkımızı istiyoruz. İnsan gibi davranılmasını istiyoruz. Biz köle değil insanınız.

- İkinci kadın işçi: Hakkımızı istiyoruz, yol paralarımızı kesiyorlar. Sağlığımız söz konusu, maaşlarımızı kesiyorlar, girdi-çıktı yapıyorlar. Bunun için eylem yapıyoruz. Herşeyi biz yapıyoruz, dosya götür, imzalat, bu faturayı götür, kan getir, idrar götür. Yani her şeyi biz yapıyoruz. Hastayı röntgene, MR’a indir-çıkar, hastayı ameliyathaneye götür-çıkar, her şey bizde.

Aldığımız maaşlar yetmiyor. Kira sadece 700 lira, aldığımız para kiraya gidiyor. Bu sebeplerden kaynaklı arkadaşlarla konuştuk, sırt sırta verdik, ortak kararlar aldık herkes de onayladı. Böylece sendikalaşmaya başladık. Hep beraber birlik olup bu taşeron köleliği kaldırmamız gerekiyor.

- Taşeron köleliği biliyorsunuz işçileri öldürmeye devam ediyor. En son Soma’da yaşananlar gözler önünde. Siz taşeronluğa karşı ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

- Birinci kadın işçi: Birlik olmamız lazım. Herkesin birlik olması lazım. Bir elin nesi var iki elin sesi var. Hep beraber bu işi (taşeronluğu) kaldırmak zorundayız. Sendikalı arkadaşlar, sadece bizim arkadaşlarımız değil tüm sendikalı, taşeron arkadaşlarımızın birlik olması lazım. Böyle olması gerektiğini düşünüyorum.

Kartal Emekçi Kadın Komisyonu

 

 

 

 

Hekimler zorunlu acil nöbetine
isyan etti

 

Aile hekimlerine hastane acillerinde zorunlu nöbet dayatması sağlık emekçileri tarafından protesto edildi.

İstanbul Tabip Odası, SES, İstanbul Aile Hekimliği Derneği, Türk Sağlık Sen İstanbul Şubeleri ve çeşitli hekim derneklerinin örgütlediği eylem 28 Mayıs’ta Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konferans Salonu önünde yapıldı.

Acilde nöbet istemiyoruz”

Eylemde “Sağlıkta dönüşüm acilleri çökertti – Birinci basamağın işlevsiz kılınmasına izin vermeyeceğiz” yazılı pankart açıldı ve “Acilde nöbet istemiyoruz” sloganı haykırıldı.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Fethi Bozçalı ülkede çeşitli salgın hastalıkların tekrar başgösterdiğini ve bu duruma karşı sağlık çalışanlarına ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Bozçalı'nın konuşmasının ardından Soma'da hayatlarını kaybeden madenciler ve Erzurum'da KKKA virüsüne yakalanarak hayatını kaybeden sağlık emekçisi Recep Tepe için saygı duruşunda bulunuldu.

Saygı duruşunun ardından söz alan İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez, Sağlık Bakanlığı'nca verilen görevlerin akılla çelişmemesi gerektiğini belirtti ve kendilerinin sağlık alanında gerçekleri anlatmaya devam edeceğini dile getirdi.

Erez'in konuşmasının ardından çeşitli aile hekimliği dernekleri adına basın açıklamaları yapıldı. SES İstanbul Şubeleri adına söz alan Firdevs Tat, sağlıkta dönüşüm süreci için daha önce 'işlemez' dediklerini ve bu durumun şimdi hükümet tarafından da görüldüğünü söyledi. Tat, sorunların yama yapılarak telafi edilmeye çalışıldığını ancak kendilerinin yama olmayı kabul etmeyeceklerine dikkat çekti.

Ortak basın açıklamasını okuyan İstanbul Tabip Odası Aile Hekimliği Komisyonu Eşbaşkanı Hatıra Topaklı acillerdeki çalışma koşullarının madenlerden farklı olmadığına dikkat çekti ve “Bu çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle sağlık çalışanları, hastalarına nitelikli sağlık hizmeti sunamamaktadır” dedi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 
§