4 Temmuz 2014
Sayı: KB 2014/27

Gençliğin devrimci birliği için...
AKP, bir kez daha
“Kürt oyları av partisi”ne hazırlanıyor
Bol yalanlı bir Ramazan daha
Şirketler büyüyor, sendika ağaları gurur duyuyor!
Araştırma değil
aklama komisyonu!
Grev yasaklama sermaye devletinin fıtratında var
Grev yasağı ve sendikal barikat
Cam işçileri grev yasağına karşı Ankara’daydı
MESS Grup TİS sürecini kazanmak için...
İşbirlikçi Türk Metal
MİB'i 'anlamaya' çalışıyor!

Aliağa Belediyesi
direnişi üzerine

Kayseri’de Greif direnişinin rüzgarı esti!

Greif direnişinin sesi İzmir'deydi!

İzmir'deki Greif işgali paneli üzerine

Kızıl Bayrak yukarı, daha daha yukarı! - B. Seyit
Devrimci sınıf yayıncılığı üzerine notlar - T. Kor
“Sınıfın ve devrimin sesi Kızıl Bayrak 20. yaşında!” / 2
Aymasan Direnişi’nden bir işçinin
kaleminden Kızıl Bayrak...
“Kızıl Bayrak bir taraftır, işçi sınıfının tarafıdır!”
Siyonist İsrail’in saldırganlığı sahte gerekçeye dayanıyor
Ne istiyorlar bu üniversitelerden?
BDSP’den 2 Temmuz anmaları
21. yılında Sivas Katliamı’na yaygın öfke
Kartal’da kitlesel ve coşkulu Sivas anması
Markopaşa’nın mimli ozanı, selamsızdır Babıali’den aşağı - K. Ehram
Derby işgali 46. yılında
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Siyonist İsrail’in saldırganlığı sahte gerekçeye dayanıyor

 

Benyamin Netanyahu başkanlığındaki ırkçı-siyonist İsrail hükümeti, kaçırılan üç Yahudi yerleşimciyi bulmak iddiasıyla, 15 bin askerle Filistin’e saldırdı. 18 gün süren bu saldırının ardından, kaçırılan üç kişinin cesetlerinin bulunduğu açıklandı ve İsrail savaş aygıtı Gazze’ye hava bombardımanına başladı.

Birkez daha yakıp yıkmaya başlayan İsrail saldırılarına roketlerle karşılık veren Gazze’deki direnişçi örgütler, saldırganlığa boyun eğmeyeceklerini, mecbur kalmaları durumunda ise, işgalci siyonistlerle kapsamlı bir savaşa da hazır olduklarını açıkladılar. İsrail ordusunun sürek avına maruz kalan Batı Şeria’da ise, siyonist saldırganlık kitle gösterileriyle protesto ediliyor.

Amaç Filistin halkını toplu olarak cezalandırmak

İşgalci İsrail ordusu tarafından icra edilen vahşi saldırılarda 12 Filistinli genç katledildi; aralarında Filistin Yönetimi Meclis Başkanı’nın da bulunduğu 10’u milletvekili, 58’i kısa süre önce kurtarılan siyasi tutsak, toplam 600 kişi keyfi bir şekilde tutuklandı. 40’ı aşkın yer hava bombardımanlarıyla vuruldu, bazı direnişçi Filistinlilerin ailelerinin evleri havaya uçuruldu. Kuşatma altındaki kentlerde yaşam, milyonlarca Filistinli için tam bir işkenceye çevrildi.

İsrail, bu topyekün vahşi saldırıyı, kaçırılan üç yerleşimciyi bulmak amacıyla gerçekleştirdiğini iddia etti. Bazı siyonist/faşist çevreler ise, bu kadarını da yeterli görmediler ve İsrail ordusunun Gazze ve Batı Şeria’ya savaş ilan etmesini istediler.

Her tür yasa ve kuralın ayaklar altına alındığı bu saldırıda amaç, Filistin halkını toplu bir şekilde cezalandırmaktır. Zira katledilen, tutuklanan, yaralanan, evleri havaya uçurulanların, yerleşimcileri kaçıranlarla bir ilgisi bulunmuyor. Nitekim hiçbir Filistinli örgüt kaçırma olayını sahiplenmedi. Yani yerleşimcilerin kimler tarafından kaçırıldığı bile belli değilken, İsrail ordusunun estirdiği vahşi terör, Filistin halkına duyulan ilkel kinin yeni bir dışa vurumu oldu.

Yerleşimciler kaçırıldıkları anda öldürülmüş

Kaçırılan üç yerleşimciyi gerekçe gösteren siyonist devlet ve medyası, üç haftadan beri Filistin halkını hedef alan ilkel kin kusma ayinleri düzenliyorlar. Kaçırılan yerleşimcilerin ailelerinin acılarını tepe tepe kullanan siyonist rejimin derdi başkadır. Zira olaydan 20 gün sonra yayınlanan bir bant kaydı, yerleşimcilerin kaçırıldıkları anda İsrail polisiyle bağlantı kurdukları ve rehin alanların bunu fark etmesi üzerine o anda öldürdükleri ortaya çıktı.

Siyonist rejim, kaçırılan yerleşimcilerin ilk anda öldürüldüklerini bilmesine rağmen, onları canlı bulma iddiasıyla 15 bin askerle sürek avı başlatarak milyonlarca Filistinliye işkence etmiş, İsrail halkının duygularını sömürmüş, öldürülen yerleşimcilerin ailelerinin acılarını siyasi malzeme olarak kullanmıştır. Yani siyonist rejimin Filistin halkına karşı giriştiği topyekün saldırının (kaçırılan yerleşimcileri sağ kurtarma) gerekçesi sahtedir. Yerleşimcilerin öldürüldüğü gerçeğini 18 gün boyunca saklayan Netanyahu başkanlığındaki siyonist rejim, ailelerin acılarını istismar ederek ahlaksızlıkta sınır tanımadığını da birkez daha kanıtlamıştır.

Filistinlileri birbirine düşürmek istiyorlar

Benyamin Netanyahu başkanlığındaki ırkçı-siyonist hükümet, birleşik bir Filistin hükümeti kurmaya çalışan El Fetih ve Hamas’ın anlaşmaya varmasından ciddi şekilde rahatsızlık duyuyor. Bunu bizzat Netanyahu defalarca dile getirdi. Filistinlilerin birbiriyle kavga etmesini istediğini saklamayan bu siyonist şef, yerleşimcilerin kaçırılmasını fırsat bilerek, Filistin halkını cezalandırma yoluna gitti.

Siyonist rejimin histerik saldırısı, birlik hükümeti kurmaya çalışan El Fetih ile Hamas’ı, onlarla birlikte Filistin halkını bu adımdan vazgeçirmeyi hedefledi. Hamas’ın terörist bir örgüt olduğunu iddia eden ırkçı-siyonist rejim, El Fetih lideri Mahmud Abbas’ın Hamas ile vardığı anlaşmayı bozması için her yola başvuruyor, ancak istediği sonucu alamıyor. Zira Filistin halkının basıncı altında kalarak, anlaşmak durumunda kalan Hamas-El Fetih ikilisi, birlik hükümeti kurma çabasından, en azından bu aşamada geri adım atamazlar. Siyonist şeflerin bu kadar histerik olmalarının temel nedenlerinden biri de, Filistin birlik hükümetinin kurulması yönünde harcanan çabaların devam etmesidir.

Üçüncü intifada ihtimali güçleniyor

Batı Şeria’daki sürek avı ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nin sık sık İsrail saldırganlığına maruz kalması, Filistin halkının öfkesini giderek şiddetlendiriyor. Filistin halkının biriken öfkesinin, son saldırılarla patlama noktasına geldiği ve bunun üçüncü intifadanın patlak vermesine yol açabileceği, artık siyonist şefler tarafından da kabul ediliyor.

İsrail’in işgalinin tahammül edilemez boyutlara varan baskılarına karşı biriken öfke, birlik hükümeti kurmak için anlaşmalarına rağmen, Batı Şeria’da etkin olan El Fetih ile Gazze’de etkin olan Hamas ise, Filistin halkının birleşik direnişini örgütleme perspektifi ve niyetinden yoksunlar ve Filistin halkı için ciddi bir açmazdır. Filistin halkının bu baskı ve açmaza yeni bir intifada ile yanıt vermesi hem meşru hem haklıdır. Yeni bir intifada bu “makus talihi” kırmak için çıkış yolu olabilir.

 

 

 

 

Siyonist yerleşimciler Filistinli genci öldürdü

 

Filistin’de İsrail devletinin yanı sıra Siyonist yerleşimciler de terör estiriyor. Siyonist yerleşimciler, Kudüs’ün Sefat bölgesinde 2 Temmuz sabahı 16 yaşındaki bir Filistinli genci kaçırdı. Konu hakkında bilgi veren İsrail ordu yetkilisi, “Bugün sabah saat 04.00’te polise bir Filistinli gencin kaybolduğu bildirildi. Olaydan bir saat sonra ise bir kişi ölü olarak bulundu. Kaçırılan kişi ve olay arasında bir bağ olup olmadığını araştırıyoruz. Öldürülen kişinin 16 yaşındaki Muhammed Ebu Kadir olduğu anlaşıldı. Gencin üzerinde adli tıp araştırması yapılıyor” dedi.

Olayın duyulmasının ardından Filistinlilerle İsrail işgal güçleri arasında çatışmalar çıktı. Doğu Kudüs’te tramvay ve otobüs seferleri durdurulurken, çatışmalar birçok mahalleye yayıldı. Saldırılar sonucu birçok Filistinli yaralandı ve gözaltına alındı.

 
§