1 Ağustos 2014
Sayı: KB 2014/31

Siyasal İslam’ın Filistin riyakarlığı
Emperyalistler siyonist İsrail’i
finanse ediyor
AKP-cemaat çatışması üzerine...
Celal Fırat Kobanê gözlemlerini anlattı
Alaattin Karadağ’ın katili için aileden tazminat isteniyor!
Düzenin yargısı
işine geleni görüyor
Ağıtlar ayrı dillerden olsa da acılar ortak
Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz!
İşçi sınıfının gelişen eylemleri üzerine...
“Haklarımızı ancak mücadeleyle kazanabiliriz!”

Bu anlayış metal işçisinin beklentilerini
karşılayacak bir taslak hazırlayabilir mi?

Türk Metal bayram arifesinde satış taslağını açıkladı.

Kent işçisinin kazanması için…

Onların bayramlıkları
grev önlükleri!

“Engels’in adı ve yaşamı her işçi tarafından bilinmelidir!” - V. I. Lenin
Devrimci Gençlik Birliği üzerine... / 2
Yaz kampına ve DGB’ye dair görüşler…
Cumhurbaşkanlığı seçimleri, sol ve devrimci tutum - M. Yılmaz
20 yıla sığacak günler bizi bekliyor! - H. Eylül
Wuppertal’da Filistin ve Rojava ile dayanışma eylemi
Bütün dünya çocuklardan özür dilemelidir!
Yalanlar ve komplolarla çürüyen düzeninizi kurtaramazsınız!
Hiroşima 1945’ten yükselen sesler - K. Ehram
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Düzenin yargısı işine geleni görüyor

 

Türkiye’de iç siyasal gündemin cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandığı bir sırada polislere yönelik olarak “cemaat operasyonları” gerçekleşti. İçinde TEM’de görevli polislerin de olduğu bu gözaltılar sonrası gerici kanattan bir taraf bunu “demokratikleşme”, diğer tarafsa “insan hakları” ihlali olarak göstermeye çalışıyor. Her iki taraf ise icraatlarıyla ve söyledikleriyle devrimcilere, Kürtlere ve Alevilere düşmanlıkta birleşiyor. Sömürü düzeninin bu toplumsal kesimleri ezelden beri düşman olarak görmesi elbette tesadüf değil.

Sonuçta icraatlarını bu düzenin bekası için yapan her iki gerici kanat da yaptıklarının “vatan için” olduğunu söylemektedirler. Bu topraklarda işlenen insanlık suçlarının bu gerekçeyle gizlenmeye çalışılması yeni değildir. Kolluk güçlerinden hukuk sistemine kadar düzen bu ülkedeki hak ihlallerinin doğrudan sorumlusudur. Sadece son iki haftadır medyaya yansıyan haberler bile yeterince fikir vermektedir. Düzen içi dalaşmalarda oldukça hızlı davranan yargı mekanizması hak ihlallerinde oldukça yavaş davranmaktadır.

Bu haberler kısaca hatırlanacak olursa...

* Uğur Kurt soruşturmasından her yansıyan bilgi katil polisin aklanması için çalışıldığını ortaya çıkarıyor. MOBESE kayıtlarının olmadığı iddiasının ardından şimdi de zırhlı araç kamerasının sadece ateş anını kapsayan kısmının bozuk olduğu iddia edildi. (25 Temmuz)

* Sivas Katliamı davasına ilişkin 7 sanık için verilen zamanaşımı kararı Yargıtay tarafından da onaylandı. (25 Temmuz)

* Haziran Direnişi’nde polis tarafından katledilen Abdullah Cömert’in davası da kaçırılarak Balıkesir’e alındı. (24 Temmuz)

* Okmeydanı’nda Uğur Kurt’un katledilmesine ilişkin polis tutanaklarında diğer polislerin “Sıkma!” uyarısı ve Uğur Kurt’un yaşamını yitirmesi bilgisi yer almadı. Bu tutanağı imzalayan polislerden birinin de Uğur’u öldüren polisin, yine polis olan babası olduğu ortaya çıktı. (24 Temmuz)

* Okmeydanı’nda Uğur Kurt’u katleden polis için soruşturma süreci sürerken savcının baştan cezasızlık için dosyayı hazırladığı ortaya çıktı. (23 Temmuz)

* 2012 yılında Diyarbakır’da “dur ihtarına uymayan” Özgür Arda’yı ateş ederek öldüren polis Mehmet Fatih Korkmaz’a sadece 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası verildi. Gerekçesi ise “Kasıt olmaksızın öngörü eksikliği ile istenmeyen neticenin meydana gelmesine sebep olmuştur” idi. (21 Temmuz)

* Geçen yıl Van’da askerin açtığı ateşle öldürülen İranlı kaçakçı için mahkemeye çıkıp, “Akrabasıyım, onu asker öldürmedi” diyen İranlının yalancı tanıklık yaptığı ve kendisinin de bir cinayetten zanlı olduğu ortaya çıktı. (19 Temmuz)

* 2010 yılında Kuşadası’nda elleri arkadan kelepçeli haldeyken 5 polis tarafından karakolda darp edilen Fuat Şengül’e 8 bin lira, ona işkence yapan 2 polise ise 3 bin lira para cezası verildi. (19 Temmuz)

* Erdoğan’a “Hırsız var” diyenlere, Adana’da 2008 yılında 14 yaşındaki çocuğu silahla felç eden polisin aldığı cezadan 300 lira fazla ceza verildi. (16 Temmuz)

* Beşiktaş’ta oruç tutmuyorlar diye turistlere ve içki içenlere döner bıçağıyla saldıran gericiler serbest bırakıldı. (16 Temmuz)

* Bandırma 6. Ana Jet Üssü’ndeki ‘hoşgeldin dayağı’nda tanık olan askerin de darp edildiği ortaya çıktı. (16 Temmuz)

* Afgan sığınmacı çocuk Lütfullah Tacik’in Van Yabancılar Şubesi’nde darp sonucu ölümüyle ilgili soruşturmada skandallar bitmiyor. Olayla ilgili dosyanın henüz ifadesi alınmayan şüpheli polise verildiği, kamera görüntülerinin de karartılmak istendiği ortaya çıktı. (16 Temmuz)

* Adana’da Ahmet Yıldırım’ı tabancayla vurarak felç olmasına neden olan polis 7 bin 500 lira para cezasına çarptırıldı. (15 Temmuz)

* Mahkeme önünde atılan ve tutanak altına alınan dayağa “şüpheli” askerin ifadesi gerekçe gösterilerek takipsizlik verildi. (15 Temmuz)

* Devlet Denetleme Kurulu’nun Sivas Katliamı raporunda devletin kusurlu olduğu kabul edildi. (15 Temmuz)

* BDP’li Lice Belediye Başkanı 25 yaşındaki Rezan Zuğurli’ye, bir eylemcinin “kaşı kaşına, gözü gözüne benziyor” diye 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. (14 Temmuz)

* Nevşehir’in Derinkuyu İlçesi’nde, kamyona ceza kesilmesi ardından çıkan tartışma üzerine İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 35 yaşındaki Şaban Tunca ile kardeşi 28 yaşındaki Fikret Tunca polisler tarafından dövüldü. Ambulansla hastaneye kaldırılan kardeşlerden Şaban Tunca beyin kanaması teşhisiyle ameliyata alındı. (12 Temmuz)

* ‘90’lı yıllarda gerçekleşen kontrgerilla cinayetlerinin görüldüğü davada tutuklu sanık kalmadı. Ayhan Çarkın da serbest bırakıldı. Tetikçiler de, planlayıcıları da dışarda! (11 Temmuz)

 

 

 

 

Okmeydanı’nda da katilin
görüntüsü karartıldı!

 

Okmeydanı’nda katledilen Uğur Kurt soruşturmasında son olarak Shortland isimli zırhlı araçtaki kamera kayıtları basına yansıdı. Kamera kayıtları Uğur Kurt’un vurulmasının ardından polislerin arasındaki diyalogları yansıtırken, asıl önemli olan ve ateş açılan anı gösteren 50 dakikalık bölümün bozuk olduğu ileri sürüldü.

Görüntülerden yansıyan bir diğer ayrıntıysa katil polis S.K.’nin tartıştığı bir polisin kameraya yansıması. Katil polisin tartıştığı ikinci polisin babası olduğu ortaya çıktı. Baba E.K. Uğur Kurt’un katledilmesinin ardından S.K. ile tartışıyor. Muhtemel yapılacakları yönlendiren baba Olay Tutanağı’nda imzası bulunan polisler arasında da yer alıyor.

Savcılığın, soruşturma kapsamında polis babanın görev yaptığı Kağıthane Emniyet Müdürlüğü’nden yanan Akrep’in arkasındaki 80-43 kodlu Shortland’a ve olay yerindeki TOMA ve diğer araçlara ait kameralardan çekilen görüntüleri istemesiyle delillerin karartıldığı ortaya çıktı. Toplam 22 ayrı video kaydı gönderilirken bunlar arasında en önemli delili oluşturacak kayıtların karartıldığı ortaya çıktı.

Shortland kamerasında ‘bozulan’ 50 dakikalık bölümde ateş açılma anı bulunmakta. Açı itibariyle katil polisin hedef alarak cemevine yönelik atış yaptığını kanıtlayabilecek en net görüntülerin bu kamerada olduğu düşünülüyor.

Avukatlar savcılığa başvurarak “Söz konusu görüntünün bozulmasının asla iyi niyetli olarak düşünülemeyeceği açıktır. Bu nedenle ve ivedilikle Kağıthane’de shortlandın görüntülerinin kaydedildiği cihazlara el konulmasını ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak bozulan görüntülerin kurtarılmasını diliyoruz” dedi.

 

 

 

 

Filistin ve Rojava eyleminde provokasyon

 

Küçükçekmece BDSP, 25 Temmuz günü gerçekleştirdiği eylemle direnen Filistin ve Rojava’yla dayanışma, emperyalizm ve Siyonizm’den hesap sorma çağrısı yükseltti. Eylem sırasında toplanan faşistler ise eyleme dönük provokasyon girişiminde bulundu.

İşçilerin Birliği Derneği önünde toplanan BDSP’liler, sloganlar eşliğinde Sefaköy metrobüs çıkışına yürüyüş gerçekleştirdiler.

Sefaköy metrobüs çıkışında BDSP adına yapılan açıklamada, Filistin’de, Rojava’da yaşanan katliamların hesabını sormak için mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıldı. Hesap sorulmasının yolununsa ancak işçilerin birliği, halkların kardeşliği şiarını kuşanmaktan geçtiği vurgulandı.

Açıklamanın ardından eylemlerine devam eden BDSP’liler, Gümüşçüler Çarşısı’nda konuşma gerçekleştirdiği sırada çevrede toplanan faşistler, “Türk bayrağınız nerede?” vb. söylemlerle eylemi provoke etmeye çalıştı. Provakasyon çabası sınıf devrimcilerinin kararlı duruşlarıyla boşa düşürüldü. Çevreden pek çok emekçi faşistlerin bu saldırganlığını eyleme destek vererek protesto etti.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece

 
§