6 Kasım 2015
Sayı: KB 2015/41

Seçim oyununun kazananı sermaye düzeni oldu
Parlamenter hayaller ve iki sonuç
Seçimlerin ardından...
Patronlar: Önümüz açıldı
Düzenin seçim oyununda ayak oyunları
MGK: Devlet terörünün “yasal” koordinatörü
Basına baskı özgürlüğü dağıtıyor
G20 Zirvesi için lüks oteller ve gözaltı merkezi
Şakran’da Ankara Katliamı’na öfke
“Kazanana kadar direneceğiz”
“Taleplerimiz kabul edilene kadar fabrika önündeyiz”
MİB ‘Metal Fırtınası Sempozyumu’ düzenliyor
‘Kaleler düşerken’ yazısına cevap!
1 Kasım seçimleri
"Buz kırılmış, yol açılmıştır!"
Ekim Devrimi yol göstermeye devam ediyor!
Hegemonya krizi derinleşiyor
Mültecilik üzerine bir deneme!
Dış basında 1 Kasım değerlendirmeleri
Üniversite çalışmasında pratik bir deneyim üzerine
Kapitalizmin gençlere gelecek vaadi: İşsizlik
Devrimci Gençlik Birliği Türkiye Meclisi Sonuç Bildirgesi
Kadının tarihsel ezilmişliğinin ve köleliğinin en zorlu halkası: Din
Kadın cinayetleri devam ediyor
Kadınlar ve yağmurlar - K. Ehram
Devlet hapishanelerde daha da saldırganlaşıyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kadın cinayetleri devam ediyor

 

Sermaye devletinin kadın katillerini “iyi hal” ve “tahrik” söylemleriyle ödüllendirmesi kadın cinayetlerine yol açmaya devam ediyor.

Antakya’da 3 Kasım’da yaşanan olayda, bir fırında çalışan Nedim Ünal, saat 14.00 sularında boşanmak için ayrıldıkları Serap Ünal’la karşılaştı. Aralarında çıkan tartışmanın ardından Nedim Ünal yanında getirdiği pompalı tüfekle Serap Ünal’a ateş etti. Katil eş, daha sonra aynı tüfekle intihar etti.

Balıkesir’de Fatma Şenses (57) adındaki kadın evli olduğu Salih Şenses’e (67) boşanma davası açarak ayrıldı. Ancak Salih Şenses, Fatma Şenses ve annesi Fatma Yılmaz’ı (83) 3 Kasım günü kurşun yağdırarak katletti.

Ardından Gönen Vergi Dairesi’nde çalışan kayınbiraderi İsmail Yılmaz’ın (49) işyerine giden Şenses, kayınbiraderini de öldürerek kaçtı. Şenses Bandırma’da otomobilinde yakalandı.

Kütahya’da ise Nil Turan (30) adındaki kadın ayrıldığı eşi tarafından 3 Kasım’da katledildi. Polislerle birlikte eve eşyalarını almaya giden kadın, Erhan Turan (32) tarafından av tüfeğiyle vurularak katledildi, iki polis de silahla yaralandı.

İstanbul Bağcılar’da bir tekstil fabrikasında çalışan Zübeyde Yüksel, beraber yaşadığı Aziz Yılmaz tarafından 30 Ekim’de vurularak katledildi. Cinayetin ardından havaya ateş ederek kaçmaya çalışan Yılmaz, işyerinin önündeki caddeye çıktıktan sonra intihar etti.

28 Ekim gecesi Pendik Tersaneler Köprüsü D-100 bağlantı yolunda 37 yaşındaki Hakan Ü., 34 yaşındaki eşi Ayşe Bilgehan Ü. ile tartışmaya başladı. Aracı yol kenarına çeken Hakan Ü., silahıyla Ayşe Bilgehan Ü.’ye 6 el ateş ederek öldürdü. Katil eş daha sonra polisi arayarak teslim oldu.

İzmir’in Torbalı ilçesinde Metin G., 28 Ekim’de eşi Nurcan G.’ye saldırdı. Bıçakla yaralanan Nurcan G., evinin alt katına inerek saldırıdan kurtulmaya çalışsa da Metin G.’nin ikinci saldırısı ile hayatını kaybetti. Katil, daha sonra intihar girişiminde bulundu.

Mersin’de eski eşi Ali Kapu’nun saldırısına uğrayan Şenay Öz isimli kadın, 26 Ekim’de kızının yanında tabancayla vuruldu. Boynuna ve göğsüne isabet eden kurşunlarla ağır yaralan Öz, bu haldeyken de Kapu’nun işkencelerine maruz kaldı. Ağır yaralanan Şenay Öz,  kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken katil Kapu, gözaltına alındı.

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde 27 yaşındaki Selma İnam, şiddetli geçimsizlik nedeniyle ilaç içerek intihara kalkıştı. Hastaneye kaldırılan Selma İnam, tedavisinin ardından babasının evine döndü. Akşam saatlerinde eve giderek kadını ikna etmeye çalışan 29 yaşındaki maden işçisi Özden İnam, eve dönmeyi kabul etmemesi üzerine 25 Ekim tarihinde kadına saldırdı.

Selma İnam 9 yerinden bıçaklanarak yaralanması üzerine hastaneye kaldırıldı ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

 

 

 

 

Kartal EKK’dan SeraPool işçilerine ziyaret

 

Pendik’te bulunan SeraPool fabrikasında DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş Sendikası'nda örgütlenme çalışması yürüttükleri için işten atılan, hakları ödenmeyen işçilerin direnişinin 143. gününde (31 Ekim) Kartal Emekçi Kadın Komisyonu işçilere ziyaret gerçekleştirdi. Patronun işçilere karşı açtığı davanın görüleceği 20 Kasım’ı bekleyen işçiler fabrika önünde kurdukları çadırlarında direnişlerine devam ediyorlar. Kartal EKK’nın SeraPool işçilerine gerçekleştirdiği ziyarette gündemden seçimlere, kadına yönelik şiddetten üretimi durdurmanın ve toplu grevlere çıkmanın önemine kadar bir çok konuda sohbetler edildi, Kavel ve Greif direnişleri anlatıldı. SeraPool fabrikasında 23 yıldır çalışan bir kadın işçinin yıllar öncesinde doğumun son anına kadar fabrikada çalışması ve eve yürüyerek gitmek zorunda bırakılmasından kaynaklı bebeğini kaybetmesi, çalışma koşullarının ağırlığını ve burjuva sınıfının kâr hırsı uğruna neler yapabileceğini gözler önüne seriyor. Patronların direnişten kaynaklı kaybettiklerinin telafi edilmesini istemesine karşılık kadın işçiler “kaybettiğimiz evlatlarımızı nasıl telafi edecekler?” diyerek tepkilerini dile getiriyorlar.

Ürettikleri ürünün sadece 1 metrekaresinin 800 TL’ye satıldığını ve günde en az 400-500 metre ürünün çıktığını söyleyen işçiler patronun kendilerine aylık 900 lira maaş verdiğini belirterek aradaki eşitsizlikten ve adaletsizlikten bahsettiler. Yaklaşan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nün tarihçesi kısaca aktarılarak Kartal Emekçi Kadın Komisyonu’nun 15 Kasım Pazar günü yapacağı “kadına yönelik şiddet” konulu söyleşiye çağrı yapıldı ve EKK’nın “Yaşamak için sosyalizm” şiarlı bildirisi dağıtıldı.

Kızıl Bayrak / Kartal

 

 

 

 

Düzen yargısı tecavüzcülere
yol gösteriyor

 

Kadın katillerini ve tecavüzcüleri “haksız tahrik”, “iyi hal indirimi”, “rızası vardı”, “bağırmadı” gibi gerekçelerle cezasızlıkla ödüllendiren sermaye yargısı bu suçların devam etmesine ve katillerin, tecavüzcülerin ifadelerini buna uygun vermelerine neden oluyor.

Bunun son örnekleri Diyarbakır’da 14 yaşındaki Z.B’yi darp ederek tecavüz eden 22 yaşındaki Y.T’ye “saygın tutum” denilerek ceza indirimi uygulanması ve müzisyen Değer Deniz’i tecavüz ederek öldüren C.M’nin “erkekliğime dokundu, öldürdüm” şeklindeki savunması oldu.

Saygın tutum” indirimi

Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada savcı, Y.T.’nin ‘Beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde cebir kullanarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ ve ‘Çocuğa karşı cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 43.5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Mahkeme, Y.T’yi “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” ve “Cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından 14 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ancak “sanığın saygın tutumu” diyerek bu cezayı 11 yıl 8 aya düşürdü.

Sözleri erkekliğime dokundu, öldürdüm”

5 Mayıs 2015’te İstanbul’da Değer Deniz’e tecavüz ederek öldüren C.M’nin ifadesi de erkek egemen düzen yargısının “haksız tahrik” indiriminden yararlanmak üzerine kurulmuştu.

3 Kasım’da görülen duruşmada C.M. “Odada tek taş yüzük gördüm, ne olduğunu sordum. ‘Sen 15 gün yoktun, bir arkadaşımın hediyesi’ dedi. Kıskandım. Sözleri erkekliğime dokundu. Dayanamadım, öldürdüm” diyerek kendisini savundu.

Duruşma 25 Aralık’a ertelendi. Ancak düzen yargısının C.M. hakkında “haksız tahrik” indirimi vermesi çok da şaşılacak bir durum olmayacaktır.

Zira Deniz ailesinin avukatları da C.M’nin ifadesinin kendilerini şaşırtmadığını, bu tür davalarda artık sanıkların benzer şekilde ifade verdiklerini ve bunun nedeninin ise bu yönde verilen yargı kararları olduğunu belirtti.

 
§