11 Mart 2016
Sayı: KB 2016/10

Kölelik düzenine geçit verme!
Rant kavgası, iktidar dalaşı, kriz, saldırganlık
Cerattepe direnişi ve AKP'nin korkusu!
Newroz çağrısını her alanda yükseltelim!
Kirli savaş devam ediyor: Sırada "kentsel dönüşüm" saldırısı var
Metal işçileri ek zam talebi ve saldırılara karşı alanlara çıktı
Renault işçisi yenildi mi?
Kazanmak için genel grev!
“Yarım devrim yapanlar kendi mezarını kazarlar!”
Türkiye A.Ş. ve işçi sınıfı
İEKK: Mücadelede, direnişlerde, barikatlarda biz de varız!
Kürdistan’da 8 Mart eylemleri
Kadınlardan 8 Mart eylemleri
Sermaye düzeninden soracak hesabımız var!
Mücadele tarihinden: TEKEL Direnişi
Meslek liseliler sınıfın parçasıdır!
Sınavlarınız sizin olsun, Berkinler gelecek!
Bu mücadele gelecek mücadelesidir
Bahar: Katliamların ve direnişlerin mevsimi
Ateşkes, görüşmeler, çatışmalar…
Proletarayanın büyük öğretmeni Karl Marks'ı okumanın ve silahlarıyla kuşanmanın tam zamanıdır
TKİP: Newroz'un isyan ateşini körükle!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Suriye'de savaş;

Ateşkes, görüşmeler, çatışmalar…

 

Suriye'de ilan edilen iki haftalık ateşkesin sonuna gelindi. Ateşkesin devamı olarak planlanan Cenevre görüşmelerinin ise 14 Mart'ta başlayacağı bildirildi. Birleşmiş Milletler (BM) Suriye özel temsilcisi Stefan de Mistvra'nın Cenevre görüşmeleri için tarafları davet etmeye başladığı bildirildi.

Cenevre görüşmeleri başlayacak, akıbet belirsiz

Sona eren çatışmasızlığın devam edip etmeyeceği, Cenevre görüşmelerinde alınacak mesafeye bağlı olacak. Önceki görüşmeleri sabote eden cihatçı terör destekçisi Türkiye, Suudi Arabistan, Katar gibi ABD uşağı rejimlerin nasıl bir tutum alacağı henüz netlik kazanmadı. Bu üçlü şer eksenine bağlı tetikçilerin görüşmelerdeki tavrı, efendilerinden verilen talimata bağlı olacağı için, Cenevre görüşmelerinin sonucu halen farklı olasılıklara açık.

ABD'nin üçlü şer eksenine baskı yapması durumunda Cenevre görüşmelerinde ateşkes yönünde bazı adımlar atılabilir. Ancak IŞİD'e karşı savaş konusunda edilen bunca söze rağmen, ne ABD'nin ne üçlü şer ekseninin Suriye'yi yakıp yıkan savaşın son bulması yönünde attıkları her hangi bir somut adım bulunmuyor. Bu da savaşı sona erdirme çabalarının üçlü şer ekseni güdümündeki cihatçı çeteler tarafından sabote edilebilme riskinin yüksek olduğuna işaret ediyor.

Suriye ordusuyla müttefiklerinin IŞİD, El Nusra ve onlara biat etmiş çetelere karşı savaşı ise devam ediyor. "Teröre karşı savaş" söylemini dillerinden düşürmeyen ABD ile üçlü şer ekseni, Suriye ordusunun çetelere karşı savaşı sürdürmesinden rahatsızlar. Bu riyakarlık şaşırtıcı değil. Zira bu güçlerin Suriye savaşındaki dayanakları cihatçılardan başkası değil.

ABD tetikçi eğitmeye devam edecek

Hegemonya savaşında Ortadoğu'da inisiyatif kaybeden ABD emperyalizmi, oluşan yeni durumu kabul etmek istemiyor. Nitekim Rusya ile diplomatik işbirliği yaparken, bu işbirliğinde varılan anlaşmaları boşa düşürecek adımlar atmaya da devam ediyor. Suriye'ye karşı savaştaki tutumu da buna göre şekilleniyor. Daha önce denediği, ancak fiyaskoyla sonuçlanan "eğit-donat" programını yeniden gündeme getiren ABD'nin, Suriye'deki savaşın bitmesini engelleyen bir politika izlediğini kanıtlıyor. Zira önceki denemelerde bu uygulamanın IŞİD ile El Nusra'ya silah ve tetikçi kazandırdığı ispatlanmışken, bu politikanın yeniden gündeme getirilmesi, savaşı körüklemekten başka bir anlam taşımıyor.

PYD değil Türk devleti

IŞİD'in Rojava'ya saldırmasına göz yuman ABD, Kürt halkının kararlı direnişinin ardından sınırlı hava desteği sağlayarak PYD ile işbirliğini ilan etti. Bu gelişmenin dinci-faşist parti denetimindeki Türk devletinde yarattığı rahatsızlık, Ankara-Washington hattında kısa süreli bir gerilime yol açtı. Diktatör bozuntusunun "terör örgütü PYD mi, biz mi? Tercihinizi yapın" çıkışına ciddi bir karşılık vermeyen ABD'nin, son günlerde yaptığı açıklamalarda PYD'yi hedef alması, tercihinin kimden yana olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.

Beyaz Saray, Pentagon ve ABD Dışişleri Bakanlığı adına peşpeşe yapılan açıklamalarda PYD açık ifadelerle uyarılırken, bu açıklamaların aynı anda Türk devletine verilen masajlar olduğu da kimse için sır değil. “Eğer bana Kürtler için yarı özerk alanlar oluşturulmasına destek verip vermeyeceğimizi soruyorsanız yanıt hayır" açıklamaları yapan Obama yönetiminin sözcüleri, PKK ile ilişkisi konusunda da PYD'yi uyardıklarını ilan ettiler.

ABD'nin, NATO'nun ikinci büyük ordusunu besleyen Türk devleti ile PYD arasında tercih yapmak gibi bir sorununun olmadığı, olmayacağı açıktır. Türk devleti yaklaşık 70 yıldır emperyalistlere hizmet ediyor. PYD ise, ABD'nin verili koşullarda Suriye politikasında yararlanacağı bir güç konumunda. Bu işbirliğinin geçici olma ihtimali ise yüksek. ABD'nin Rojava'da yeni bir askeri üs kurması ise bu olguyu değiştirmez.

Vurgulamak gerekiyor ki, gelişmeler tercih yapmasını gerektirdiğinde ABD'nin Kürt halkını anında ortada bırakacağından kuşku duyulmamalıdır. Türk devletinin Kürt kentlerini yakıp yıkmasının, vahşi katliamları yoğunlaştırmasının ABD tarafından da desteklenmesi bu emperyalist devletin tercihinin net olduğuna işaret ediyor. PKK ile ilişkiler konusunda PYD'yi uyaran ABD'nin Kürt halkını ya da ezilen halkları içtenlikle desteklemesi, eşyanın tabiatına aykırıdır.

Yıkıcı savaşların bitirilebilmesi için...

Suriye başta olmak üzere bölgedeki yıkıcı savaşların bitirilebilmesi ne emperyalist güçlerin kurduğu BM masaları ile mümkündür ne bu güçlerle girilen işbirliği ile. Emperyalist savaşın sona ermesi ancak işçilerin birliği, halkların kardeşliği eksenini esas alan dayanışmanın örgütlenmesi ve emperyalizme, siyonizme ve halkları parçalamak isteyen gericiliğe karşı birleşik bir direnişin örülmesi ile mümkün olacaktır. Halklara musallat olan gerici/yıkıcı savaş belasını savmanın başka bir yolu bulunmamaktadır.

 

 

 

 

Almanya'da 8 Mart etkinlikleri

 

8 Mart Dünya Emkçi Kadınlar Günü vesilesiyle Almanya'nın çeşitli kentlerinde etknilikler düzenlendi.

Entrnasyonal Emekçi Kadın Komisyonları (EEKK) 5 Mart günü Frankfurt’ta etkinlik yaptı. Saygı duruşuyla başlayan etkinlikte 8 Mart’ın tarihsel, toplumsal ve sınıfsal özüne vurgu yapan bir konuşma yapıldı.

Açılış konuşması ve müzik dinletisinin ardından, Frankfurt DGB tarafından bir şiir dinletisi sunuldu. Daha sonra sinevizyon gösterimi yapıldı.

6 Mart günü Bielefeld EEKK kahvaltı etkinliği düzenledi. Etkinlikte sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. Daha sonra 8 Mart’ın tarihsel süreci üzerine başlayan konuşmada göçmen kadınların ve Avrupa’da yaşayan kadınların yaşamakta olduğu sorunlara değinildi.

6 Mart günü Stuttgart'ta BİR-KAR tarafından düzenlenen toplantıyla 8 Mart kutlandı.

Saygı duruşundan sonra açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyondan sonra 8 Mart’ın tarihsel ve güncel anlamı üzerine BİR-KAR adına sunum yapıldı.

Aynı gün Wuppertal'de etkinlik yapıldı. Etkinlikte yapılan saygı duruşundan sonra Rojavalı genç sanatçı Delil Delois müzik dinletisi sundu. Dinletiden sonra EEKK adına konuşma yapıldı, sonrasında sinevizyon izlendi. İkinci bölümde DGB tiyatro gösterimi yaptı.

8 Mart günü Bielefeld EEKK, şehir merkezinde bilgilendirme standı açtı. Standda 8 Mart’ın tarihsel önemine vurgu yapan ve günümüzde kadın sorununu somut örneklerle yansıtan bültenler dağıtıldı.

Stand sonrası Alman Sendikalar Birliği’nin çağrısıyla merkezi 8 Mart yürüyüşü yapıldı.

Aynı gün Wuppertal'da bir etkinlik gerçekleştirildi. Çarşı merkezinde miting olarak başlayan etkinlikte tüm konuşmalarda kadın sorununun sistemden kaynaklı olduğu vurgulandı.

Konuşmaların ardından çarşının en işlek caddelerinden geçilerek tekrar çarşı merkezindeki miting alanına gelindi.

Kızıl Kadın Komitesi'nin çağrısıyla, Hamburg'da yürüyüş yapıldı. Yürüyüş güzergahında, Almanca olarak güne ilişkin konuşmalar yapıldı. Yürüyüşle tekrar miting alanına gelindi. Burada halaylar ve sloganlardan sonra yürüyüş sona erdi. BİR-KAR da yürüyüşe destek vererek bildiri dağıttı.

 
§