20 Mayıs 2016
Sayı: KB 2016/19

Yeni fırtınalara hazırlanalım!
Kirli savaş yeni boyutlar kazanıyor
Kapitalizmin “fıtratı”: Çocuk istismarı
Yeni başbakan eski rota!
Dokunulmazlık tartışmaları üzerine…
Metal fabrikalarında işçi kıyımı sürüyor!
MİB MYK Mayıs Ayı Toplantısı
Asıl suçlu kim?
Kastaş işçileri direnişi anlattı
İşçi öğüten çark çekiç darbelerimizle un ufak olacak
TKİP V. Kongresi sunumlarından... Devrimci örgüt sorunu
Venezuela’da sağcı Amerikancılar saldırıya geçti!
Göçler, mülteciler, sorunlar ve sorumlular - 3
Syriza: “Umudun ve çözümün’’ partisinden ihanet partisine
Fransa’da mücadele sertleşiyor
Tarihsel gerçekler ve sosyalizmin üstünlüğü
İnsani Yardım Zirvesi: Burjuvazinin ikiyüzlülüğü
Tacize, mobbinge ve sömürüye karşı ses ver!
Hastalıklı çamurda sağlıklı çayır yetişmez!
Hapishaneler ve devrimci tutumumuz
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal fabrikalarında işçi kıyımı sürüyor!

MESS ve sendikal saltanatı yıkmak için birliğe, direnişe!

O. Ekim

 

Büyük ve orta ölçekli bir dizi fabrikada yaşanan kitlesel işçi kıyımları son haftalarda temel bir gündem olarak öne çıkıyor. İşten atmaların büyük oranda Türk Metal Sendikası’nın bulunduğu metal fabrikalarında yaşanması ve metal fırtınaya katılan işçi bölüklerini hedefliyor olması, sorunu genel bir işten atma saldırısından daha bir önemli kılıyor.

İşçi kıyımı sınıfın direnme iradesini hedefliyor!

Kapitalist kriz süreçlerinde işten atma saldırılarıları yoğun olarak yaşanmaktadır. Burjuvazinin krizin faturasını işçi sınıfına ödetme, üretim maliyetlerini düşürme, daha az işçi ile daha çok işi yapabilme politikası; işçi kıyımlarının arka planını oluşturmaktadır. Tüm bunlara sermaye devletinin işçi kıyımlarının önündeki engelleri kaldıran düzenlemelerini eklemek gerekiyor.

İşçi kıyımının öne çıkan bir diğer boyutunu ise, sermayenin işçi sınıfının direnme iradesini kırmaya dönük politikaları oluşturuyor. Güncel olarak metal fabrikalarında yaşanan kitlesel işten atmaların gerisinde işte tam da böyle bir amaç yer alıyor. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz yıl metal sektöründe sermayenin koç başı olan MESS’i ve Türk Metal çetesini sarsan eylem ve direnişler yaşanmıştı. Metal işçileri üzerlerindeki ölü toprağını güçlü bir çıkış ile atmış, tüm deneyimsizliğine ve birikimsizliğine rağmen işçi sınıfının öz gücüne yaslandığında neler yapabileceğini sınıf bölüklerine göstermişti. Sermayeyi ve onun uzantısı olan sendikal bürokrasiyi çaresiz bırakarak, geleceğin sert mücadeleleri için önemli kazanımlar ve deneyimler yaratmıştı.

Bugün metal fabrikalarını hedefleyen kitlesel işçi kıyımının gerisinde esas olarak Metal Fırtına’nın deneyimini yaşamış işçi iradesinin kırılması isteği yatmaktadır. Fırtınayı tetikleyen çok yönlü hoşnutsuzluk yerli yerinde duruyorken, sınıfa yönelik kapsamlı saldırılar aralıksız olarak hayata geçiriliyorken; Metal Fırtına deneyimini yaşamış olan işçi bölükleri sermaye açısından bir tehdit olarak görülüyor. Bu nedenle Metal Fırtına'nın deneyim ve birikimine sahip olan işçi bölüklerini tasfiye ederek, yeni dönemde gelişebilecek hareketliliğe karşı şimdiden önlem almak istiyor. Özetle sermaye, işten atma saldırısıyla Metal Fırtınasının izini fabrikalardan kazımaya çalışmaktadır.

Türk Metal 2017 TİS sürecine hazırlanıyor!

Varlığını sermaye ile kurduğu bağa borçlu olan ve bu nedenle gündelik pratiğini sermayenin politikaları üzerinden belirleyen Türt Metal Sendikası da 2017’de gerçekleşecek olan Metal TİS sürecine hazırlanıyor. MESS-Türk Metal saltanatını sarsan fırtınanın fabrikalardaki etkisi sürerken, sermayenin ve işbirlikçilerinin hareketin geri çekilmesini fırsata çevirmeye çalıştığı açık. Metal Fırtına’nın gücü karşısında çaresizce “demokrasi” vb. açıklamalar yapan Türk Metal Sendikası, işten çıkarmaların yoğunlaştığı şu sıralarda sermayedarların kendilerine biçtiği uğursuz misyonu yerine getirmek için hummalı bir şekilde çalışıyor. Örgütlü olduğu fabrikalarda yaşanan saldırılara karşı en ufak bir müdahalede bulunmak şöyle dursun, bizzat bu saldırıların uygulayıcısı olarak hareket ediyor, saldırılar karşısında gelişebilecek tepkiyi pasifize etmek için elinden geleni yapıyor.

Metal işçilerinin görkemli ayağa kalkışını boş gözlerle izleyen, uygun fırsatını bulduğunda ise üye kaydı yapmak için kolları sıvayan Birleşik Metal-İş bürokratları ise, Renault’da yaşanan işten atma saldırısında kendi üyelerine dahi sahip çıkamayarak basiretsizliğini ortaya koymuştu. Birleşik Metal-İş Sendikası, yasalcı-icazetçi çizgisiyle metal işçilerini hedef alan kitlesel işten atma saldırısı karşısında hiçbir şey yapamayacağını bu deneyim üzerinden göstermiş oldu. Sermaye ve Türk Metal attıkları her adımda 2017 hazırlığı yaparken, Birleşik Metal İş Sendikası beklemeci tutumunu sürdürüyor, yetki tespiti ve masa başı pazarlık anlayışıyla sermayenin elini güçlendiren uğusuz rolünü oynamaya devam ediyor.

Metal işçileri birliğe, direnişe!

İşten atma saldırısına karşı metal işçilerinin taban iradesi, bu irade üzerinden şekillenecek birliği tek çıkış yoludur. Hatırlanacağı üzere Renault işçilerinin iki işçinin işten atılması karşısında gerçekleştirdiği fiili grev Metal Fırtına'nın önemli bir dönemeci olmuştu. Metal Fırtına'nın dinamizmini güçlendiren, işten atmalara karşı mücadele yolunu gösteren, birçok fabrikada hareketin yayılmasını tetikleyen bu tutum bugüne de örnek teşkil etmektedir. Zira işten atmaların önüne Metal Fırtına ruhuyla mücadele ederek geçilebilir.

MESS ve Türk Metal önümüzdeki dönem için hazırlıklarını yoğunlaştırırken, Birleşik Metal ve Çelik-İş ortalarda gözükmüyorken, metal işçileri kendi kaderini kendi eline alarak yeni fırtınalara hazırlanmalıdır.

 

 

 

 

DİSK-AR: İşsizlik düşmüyor, artıyor

 

DİSK-AR, TÜİK tarafından açıklanan İşgücü Anketi Ocak 2016 dönem sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İşsizlik oranının “düştüğü” yolundaki verilerin bir aldatmaca ile sağlandığına vurgu yapan DİSK-AR, resmi işsizlik oranının yüzde 12,4’e yükseldiğini, geniş tanımlı işsizlik oranının ise yüzde 23,6 olduğuna dikkat çekti.

TÜİK 2016 Ocak, Şubat ve Mart döneminin işsizlik rakamlarını açıkladı. Buna göre geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 0,2 puan düşen işsizlik oranının yüzde 11,1 olduğu öne sürülmüştü.

DİSK-AR; Toplum Yararına Çalışma Programı (TYÇP) ile normalde işsiz olan yaklaşık 380 bin kişinin “istihdam ediliyor” gösterilmesiyle işsizlik gerçeğinin çarpıtıldığının altını çizdi. 2015 yılında sınırlı sayıda bu kapsamda “çalışan” bulunurken, 2016 Ocak itibarıyla bu sayının 380 bin olduğu dile getirildi.

TYÇP’nin amacını “istihdamında zorluk çekilen işsizlerin çalışma alışkanlık ve disiplininden uzaklaşmalarını engellenmesi” olarak gösteren Türk sermaye devleti, bu kapsamda işçi haklarından yoksun bırakarak 380 bin kişiyi köle gibi sömürürken, aynı zamanda da işsizlik verilerini çarpıtmış oluyor.

DİSK-AR; bu kesimin işsiz sayılması durumunda 2016' ilk çeyreğinde işsizlik oranının geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 1,3 puan yükselerek 12,4’e çıkacağını vurguladı.

Geniş tanımlı işsizlik yüzde 23,6

İşsizlik sorununun gerçek boyutunu ise geniş tanımlı işsizlik oranı yansıtıyor. Resmi işsizlik verilerine dahil edilmeyen; iş aramayan işsizler, işinden memnun olmayan ve çaresizlik sonucunda kısa süreli, geçici işlerde çalışanlarla birlikte geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 23,6 oldu.


 
§