10 Haziran 2016
Sayı: KB 2016/22

Sosyalizm günceldir!
Asgari ücret eriyor!
Kıdem tazminatında sona doğru…
Kıdem Tazminatı Fonu “taşerona kadro müjdesi” ile raflardan indiriliyor
Bizim için her son yeni bir başlangıçtır!
Tekstil TİS’lerinde ihanet sözleşmesi
AVON’da direniş devam ediyor
DEV TEKSTİL Haziran Ayı GMYK Sonuç Bildirgesi
Soyguna yasal düzenleme
CHP “emek”i harcayıp oy arttırma peşinde!
15-16 Haziran büyük işçi direnişine dair - 2
15-16 Haziran’dan Metal Fırtınası’na kadın işçiler!
15-16 Haziran Direnişi’nin yıldönümü öncesi işçiler buluştu
Suriye’de savaştan çıkış arayışları ve farklı hesaplar
Ermeni Soykırımı ve emperyalist pragmatizm
Essen’de İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Festivali
Dünyadan işçi, emekçi ve gençlik eylemleri
Geleceğiz ve değişecek dünya!
Sistem seri olarak katleder, örgütlülük yaşatır!
Hurşit Külter kaybedilmek isteniyor!
Metin Koşkan’ın anısına…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kıdem Tazminatı Fonu “taşerona kadro müjdesi” ile raflardan indiriliyor

 

7 Haziran 2015 genel seçimlerinde beklediği sonucu elde edemeyen AKP iktidarı erken seçim kararı almış, “taşeron işçiye kadro müjdesi” vaadi ile ülkeyi yeniden seçime götürmüş ve beklediği sonucu önemli ölçüde almıştı. İş güvencesi anlamına gelen “kadroya alınma” vaadinin hileli uygulanacağı bugünlerde ayyuka çıkmış bulunuyor. Taşeron işçilerinin kadroya alınma vaadinin Kıdem Tazminatı Fonu Kanun Tasarısı ile birlikte gündemleştirilmesi bunun apaçık göstergesidir.

Kıdem tazminatının fona devredilmesi halinde patronların eli rahatlayacak, işçi atımlarında ilave bir ödeme yapmamanın garantisi ile kolaylıkla işçileri işten çıkartabilecektir. Peki bu fon tartışmaları yeni midir? Sanılanın aksine oldukça eski bir tartışmadır. 1980 askeri cunta dönemindeki kimi değişikliklerle birlikte bir kısım aleyhe değişiklikler yapılmış ise de, bugünkü kıdem tazminatı uygulaması 1975 yılında yasa ile oluşturulmuştur. En az 1 yıllık kıdemi olmak şartıyla, işten haksız olarak çıkartılan veya yasal hakları uygulanmadığı için işten haklı nedenle kendisi çıkan işçilerin, bir yıllık çalışmasının karşılığında 30 günlük brüt ücrete hak kazanacağı bu düzenleme ile getirilmiştir. Buna ilaveten kimi durumların oluşması halinde de kıdem tazminatı alınmaktadır. Emeklilik, askerlik, evlilik vs gibi. 1975 yılında yasada yapılan diğer bir düzenleme ise, kıdem tazminatı ile ilgili fon kurulacağı ve bunun için de Fon Yasası çıkartılacağına dairdir. Yarattığı birliktelik ve örgütlülük ile '70’li yıllara damgasını vuran Türkiye işçi sınıfının muhalefeti nedeniyle fon için gerekli olan ikinci yasa o yıllarda çıkartılamamıştır. 12 Eylül askeri cuntası dahi fonu gündeme alamamış, yasalaştıramamıştır.

2003 yılında 4857 sayılı yeni İş Kanunu kabul edilerek, eski İş Kanunu’ndaki tüm maddeler ortadan kaldırılmıştır. Biri hariç: Kıdem tazminatını düzenleyen 14. Madde. Yeni kanunda kıdem tazminatı ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılmamış, eski kanundaki kıdem tazminatı uygulamasının fon yasası çıkartılıncaya kadar yürürlükte kalacağı düzenlenmiştir. İşte bu düzenleme nedeni ile kıdem tazminatında 13 yıldır eski kanun maddesi uygulanmaktadır.

Burjuvazinin sözcülüğünü yapan AKP iktidarı, çeşitli vaatler ve güzellemeler ile kıdem tazminatının fona aktarılmasına teşebbüs etmiş ise de, bugüne kadar başaramamıştır. Fon yasasının aslında kıdem tazminatının ortadan kaldırılması anlamına geldiğinin ve fonda birikecek paranın patronların kasasına aktarılacağının farkında olan Türkiye işçi sınıfı örgütsüz ve dağınık yapısına rağmen bu yasaya engel olabilmiştir. Zihinleri bulandırma ve hile konusunda iyice ustalaşan burjuvazinin sözcüleri, taşeron işçilerinin kadroya alınmasına dönük yasa ile birlikte kıdem tazminatının fona devredileceğini dillendirmekteler.

Taşeron işçilere kadro vaadinin işçi ve emekçilerin beklentisini karşılamaktan oldukça uzak olduğunu iktidar sözcülerinin açıklamalarından anlamaktayız. Bu açıklamalara göre;

- Kadroya alınma değil, 3 yıllık periyotlarla yenilenecek sözleşmeli çalıştırma söz konusu olacaktır. Mevcut yasal düzenlemeye göre de, ihale sözleşmeleri 3 yıllık yapılmakta ve bu süre sonunda işten çıkartılan işçiler ihaleyi kazanamayan taşeron firmaya karşı işe iade davası açıp geri dönebilmektedir.

- Değişik taşeronlarda çalışmakla birlikte aynı yerde hizmet veren işçiler, işten çıkartıldığında veya ihale bitimi nedeniyle işe başlatılmadığı takdirde tüm hizmet süresinin karşılığı olan kıdem tazminatını asıl işverenden alabilmekte iken, taşeronda çalışan işçilerin kıdem tazminatı hakkının olmadığı söylemi üzerinden fon ve kadro yasasına kılıf yaratılmaktadır.

- Sözleşmeli çalıştırma sadece kamuda çalışan bir kısım hizmetler için geçerli olacaktır. Ve bu 3 yılın sonunda işine devam edip etmeyeceğinin garantisi verilmemektedir. Özel sektörde çalışan işçiler ise bugünkü statülerinde çalıştırılmaya devam edilecektir.

- Sözleşmeli olabilmek için de yazılı sınav, ustalık belgesi, memuriyet şartlarını taşımak gibi şartlar da getirilmektedir.

- Tüm bu şartları taşıyıp sözleşmeli olabilecek işçiler o güne kadarki tüm haklarından feragat edecek ve böylelikle başta kıdem tazminatı olmak üzere kazanılmış hakları gasp edilmiş olacaktır.

- Kadroya alacağız diye sözleşmeli hale getirilecek olan taşeron işçilerin inher türlü dava açma hakkından feragat etmeleri zorunlu olacaktır. Böylelikle, yasaya aykırı muvazaalı işçi çalıştırması nedeniyle, dava açan taşeron işçilerinin kadrolu olarak işe başlatılması gerektiği yönündeki mahkeme kararları boşa düşürülecektir. Mahkeme kararı ile kadrolu olma hakkı kazanan karayolları taşeron işçileri bunun en güzel örneğidir. Bu işçiler bu düzenlemeye göre kadrolu olamayacaklar, 3 yıllık sözleşmeli işçi olarak ve taşerondaki ücretleri üzerinden çalıştırılacaklardır.

Türkiye burjuvazisinin raflardan indirerek 40 yıldır yasalaşmasını beklediği kıdem tazminatı fon tasarısı, neo liberal politikaların uygulayıcısı AKP iktidarı tarafından IMF direktifleri doğrultusunda yeniden gündeme getirilmektedir.

Taşeron işçilerine kadro müjdesi diye sunulan taşeron kadro yasası mevcut haklardan daha ileri hiçbir hak sağlamamaktadır. Fon yasası ise kıdem tazminatının adım adım kaldırılmasından başka hiçbir anlam taşımamaktadır. Ya bu aldatmaca parçalanacak, ya da barbarlık içinde yaşanacaktır. Son sözü Türkiye işçi sınıfı söyleyecektir.

Ekim Hukuk Bürosu

 

 

 

 

Tüpraş’ta işten atmaya karşı direniş

 

2015 yılında Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kurulu listesinde ilk sırada yer alan Tüpraş’ta, Şubat ayında çıkan yangında ihmali olduğu gerekçesiyle iki işçinin işten çıkarılması üzerine direnişe geçti.

Tüpraş’ın Kocaeli’deki rafinerisinde yönetim, 3 Şubat’ta çıkan yangında ihmali olduğu gerekçesiyle iki işçiyi 7 Haziran’da işten çıkardı. Arkadaşlarının işten çıkarılmasına tepki gösteren Tüpraş işçileri, eylem yaparak kendilerini fabrikaya kapattı. Üç vardiyadan işçilerin katıldığı eylemde, 1600 işçi kendini fabrikaya kapatarak üretimi yavaşlattı.

8 Haziran sabahı da Tüpraş’ın Aliağa, Batman ve Kırıkkale rafinelerinde işçiler sınıf kardeşlerine destek verdi.

 
§