17 Mart 2017
Sayı: KB 2017/11

Newroz’un isyan çağrısına kulak verelim!
‘Hayır’ları çoğaltarak, direnişleri büyütelim!
Sınıf eksenli referandum çalışması
AKP şeflerinin “Moskova seferi”
“Demokrat” faşistler!
İşçi sınıfı tehdit altında!
PETKİM VE TÜPRAŞ’ta TİS süreci devam ediyor
DEV TEKSTİL Mart Ayı GMYK Sonuç Bildirgesi
Kamu emekçileri saldırılara rağmen direnişleri sürdürüyor
İdeolojik-kültürel değerler ve sınıflar mücadelesi
8 Mart’ın ardından…
7 kadın işçi kardeşimizi kaybettik...
Almanya’dan sonra Hollanda: Gerilim yayılıyor
Sur, Cizre, Nusaybin raporu ve BM ikiyüzlülüğü
ABD füze sistemi THAAD, Güney Kore’de!
Referandum ve demokrasi mücadelesine bakış
Vive La Commune!
Newroz geleceğe umut olsun!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Newroz geleceğe umut olsun!

 

Yak artık canlarla yakılan ateşleri
Yak ki açılsın dünyanın körelmiş gözleri
Yak ki yırtılsın geceler ışığınla
Yak ki tarihi yeniden başlatsın
Kawa’nın - üç kibritin ve dörtlerin sözleri
Yak ki yayılsın dünyaya
Ateşin ve güneşin ölümsüz sesi

Newroz, Kürt halkının demirci Kawa önderliğinde Dehak zulmüne karşı isyan ateşini tutuşturduğu ve zaferle taçlandırdığı gündür. New “Yeni”, Roz “Gün” olup Newroz “Yenigün” anlamına gelir. Bahar yeniliktir. Hareketlilik ve canlılıktır. Bahar mevsimi mücadele ve başkaldırı günleriyle doludur. Bağrında 1 Mayısları, 8 Martları, Mahirleri, Denizleri, İbrahimleri, Kawa’arı, Mazlumları yeşertir bahar.

Yüzyıllar önce zalim Dehak’ın zulmüne karşı Demirci Kawa’nın önderliğinde başlar Kürt halkının direnişi. Sur’da ve Cizre’de barikatlarla ve hendeklerle devam eder, bugüne gelir. Dehak’ların sureti değişir ama zulüm aynıdır. Bir halka yüzyıllardır aynı sömürü ve baskı dayatılır.

Dehak’ın yeni sureti: Sermaye devleti

Emperyalist sistemin krizlerin faturasını işçi-emekçilere ve ezilen halklara dayattığı bir dönemi yaşıyoruz. Bugün başta Ortadoğu coğrafyası olmak üzere dünyanın birçok yerinde ezilen halklar zulme uğruyor, savaş coğrafyasında kadınlar köle pazarlarında satılıyor, çocuklar ise mülteci teknelerinde ölüme mahkum ediliyor. Kürdistan coğrafyası da emperyalist yağmanın hedefinde olan önemli parçalardan birini oluşturuyor.

Osmanlı’dan Türk sermaye devletine dili ve kimliği tamamıyla yok sayılan, aşağılanan, imha ve inkar politikasıyla daima katledilen bir halk Kürt halkı. '80’li yıllarla birlikte kendisine dayatılan imha ve inkar politikasına karşı bir kez daha direniş ateşini yakan Kürt halkı son 40 yıldır büyük bedeller ödedi. Günümüz Dehakları Kürt halkının en temel insani haklarını dahi yok sayarak pervasızca saldırdı, mücadele ve direnme kararlılığını kırmak istedi. Lakin Kawa’dan alınan direniş geleneği sermaye devletinin vahşi saldırılarını bir kez daha boşa düşürdü, Kürt halkı bu süreçte bir dizi kazanım elde etti.

Bugün bir kez daha saldırıyor günümüz Dehakları. Gencecik bedenleri sokak ortasında katledip işkence ediyorlar. Kürt anaların ölü bedenlerini günlerce sokak ortasında bekletiyorlar. Ama nafile! Çağdaş Kawa’lar Sur’da, Nusaybin’de, Cizre’de direniş ateşini harlamaya devam ediyor.

Çağdaş Kawa’lar baharı karşılıyor!

Bütün bu yaşananlar gösteriyor ki çözüm sermaye iktidarının kurduğu masalarda değil, 1992 Newroz’unda Cizre sokaklarında binlerce insanın sergilediği direniş iradesindedir. 1982 yılında Mazlum’un Diyarbakır zindanında kendi bedeni ile tutuşturduğu Newroz ateşindedir. Newroz’un ön günlerinde bir kez daha baharı karşılıyoruz. Kawa’dan aldığımız direniş mirasıyla Newroz geleceğe umut olsun...

D. Yalım

 

 

 

 

Oyu bizden aldı, hizmeti zengine yaptı”

 

- Nerede çalışıyorsun?

- Ben Simfer’de çalışıyorum. Asgari ücret karşılığında 12 yıldır Simfer’de ömür tüketiyorum.

- Başkanlık sistemi için AKP ve MHP birleşti. Referandum 16 Nisan’da gerçekleşecek. Ne düşünüyorsun?

- Ben eskiden AKP’ye inanırdım. En azından bunlarda Allah korkusu var derdim. Bir de baktım ki AKP bizim için kılını kıpırdatmıyor. Patronlar için ise elinden gelen ne varsa yapıyor.

Sırf daha faz kâr edeceğim diyen patronlar yüzünden bizler canımızdan olurken, Allah'tan korkmazlar ölümümüzü kadere bağladılar. Allah'tan korkarlar diyordum sömürü bunların döneminde daha da arttı. İşten çıkarmalar, işsizlik büyüdü. Patronlar teşvike boğuldu. Biz ise karın tokluğuna çalışmaya mahkum edildik. Şimdi de eğer referandumda istedikleri evet sonucu çıkarsa kıdem tazminatı yükünden patronları kurtarmayı planlıyorlar.

Arkadaşlarla konuşuyoruz. Diyorlar ki; referandum’da ne yapacağız? Bende diyorum ki; Yetti gayrı, sömürüye, yoksulluğa, kıdem tazminatımızın yok edilmesine 'Hayır' diyeceğiz! Yetmez sömürüye de, sömürü düzenine de 'Hayır' demeliyiz.

***

- Nerede çalışıyorsun?

- Ben Kaysu Metal fabrikasında 1 yıldır çalışıyorum. Organize’de 2007’den beri çalışırım. Müslümanı, Türkü, Kürdü, Çerkesi bir sürü patronu tanıdım. Tek bir dertleri var kârlarını büyütmek. En çok sevdikleri işçi sesi çıkmayan işçi.

- Başkanlık sistemi için AKP ve MHP birleşti. Referandum 16 Nisan’da gerçekleşecek. Ne düşünüyorsun?

- Şu anda hükümet Tayyip Erdoğan ne istiyorsa onu yapıyor zaten. Ama yetmiyor. Kral olmak istiyor. Valla ben fabrikamdaki patrona da, memleketin tek hakimi, patronu olmak isteyene de hayır diyorum. Her şeyi üreten bizlerin nasırlı elleri değil mi? Biz olmazsak hiçbir şey olmaz. Buna rağmen bizim payımıza açlık düşüyor. Biz işçiler sadece referandumda 'Hayır' deyip köşemize çekilmemeli, iktidara talip olmalıyız. İktidarı kazanmak için fabrikadaki patrona da, memleketin kaderini elinde tutan patronlar sınıfına da karşı mücadele etmeli, örgütlenmeliyiz.

***

- Nerede çalışıyorsun?

- Ben Küçükler Tekstil'de iki yıldır çalışıyorum. Beş yıldır Organize’de toplam 6 fabrikada çalıştım. Şunu gördüm. Sömürü katmerli, ücretler ise çok düşük. Asgari ücret alnımıza yazılmış sanki.

- Başkanlık sistemi için AKP ve MHP birleşti. Referandum 16 Nisan’da gerçekleşecek. Ne düşünüyorsun?

- Valla ben 12 yaşındayken AKP yönetime geldi. Gördüğüm şu, işçi için her şey daha da kötüye gitti. Zengin her zaman olduğu gibi kârlı çıktı. Sömürü, hak gaspları arttı. İşsizlik korkusu daha da büyüdü. Patronlar teşvik paketlerine boğulurken, yetmeyen asgari ücret bize reva görüldü. İşçi ölümleri arttı. Taşeronluk fabrikalarımıza kadar girdi. Demem o ki, zengin ne isterse AKP onu yaptı. Oyu bizden aldı. Hizmeti zengine yaptı.

Uzattım. Çünkü dertliyim. Bu düzeni kuranlara, bizlere bu kötülükleri yapan AKP’ye hayır diyeceğim. Hayır demek yetmez kardeşler. Biz işçiler birleşmeli haklarımızı söke söke almak için mücadele etmeliyiz.


 
§