19 Mayıs 2017
Sayı: KB 2017/19

Efendi de uşak da yerli yerinde…
Erdoğan ve heyeti ABD’deki görüşmelerini tamamladı
Savaşın rantını yiyenler “çözüm” istiyor!
Polis saldırısına uğrayan avukatlara açılan dava görüldü
İran sınırına duvar ve Kürt sorunu
Sermayenin saldırılarına karşı birleşik mücadele!
Kıdem tazminatı için “İşsizlik Fonu” itirafı
İşten atma saldırılarına ve köleliğe karşı grev ve direnişler sürüyor
DEV TEKSTİL GMYK 2017 Mayıs Ayı Toplantı Sonuç Bildirgesi
Gülmen ve Özakça ile dayanışma eylemleri
Açlık greviyle dayanışma büyürken polis saldırısı da tırmanıyor
Kamu emekçilerinin İstanbul’daki direnişi sürüyor
DGB-DLB, evlatlarını yitiren anneleri ziyaret etti
Namık Kemal Üniversitesi’ndeki boykot deneyimimiz üzerine
İsrail zindanlarında direniş devam ediyor
Siyasal İslam, Hamas ve direniş
Yunanistan’da toplumsal çöküntü
Reklamlarda güzellenen Shell ve “Latin Amerika’nın Kesik Damarları”
“Bizim kutlayacak Anneler Günü’müz yok!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Erdoğan ve heyeti ABD’deki görüşmelerini tamamladı

 

Erdoğan “tarihi önem” atfettiği ABD ziyaretini beraberindeki heyetle birlikte 17 Mayıs’ta yaptığı görüşmelerle tamamladı. Erdoğan ve sözcüsü İbrahim Kalın’la birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanı sıra MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın da yer aldığı heyet 17 Mayıs günü de görüşmelerini sürdürdü.

Heyetin CEO’lar, Amerikan şirketleri, fon yöneticileri ve “kanaat önderleri”yle görüştüğü kaydedildi. Bunun sonrasında heyet Washington Andrews Hava Üssü’ne geçerek Türkiye’ye dönmek üzere yola çıktı.

“Atılacak ve atılabilecek adımlar görüşüldü”

Öte yandan, 16 Mayıs günü 20 dakikalık Erdoğan-Trump görüşmesinin ardından basın toplantısı düzenleyen Erdoğan ve Trump, açıklamalarında “teröre karşı savaş” demagojisini öne çıkarırken ikili arasındaki görüşmenin gündemlerine yüzeysel olarak değinmekle yetindi.

Erdoğan, efendisine övgü ve umut dolu sözlerle hitap ederken, küresel barış ve istikrar açısından iki ülkenin işbirliğinin önemli olduğu iddiasını ortaya attı. “FETÖ”, PYD/YPG konularında efendilerinden beklentilerini ifade etti.

Efendi Trump ise Türkiye’nin, ABD’nin köklü geçmişe sahip bir müttefiki olduğunu, “Türkiye komünizmle savaşta önemli bir ülkeydi. Sovyetlere karşı efsanevi bir varlık gösterdiler. Onların muhteşem cesareti Kore’deki bizim unutmadıklarımızdandır” ifadeleriyle dile getirdi. Erdoğan’a kıyasla kısa bir konuşma yapan Trump, “Türkiye’yi IŞİD ve PKK gibi terör örgütlerine karşı destekliyoruz. Suriye’deki Türkiye’nin çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz” diyerek yüzeysel ifadeler kullandı.

“Terör” demagojisine devam

ABD ve Türkiye heyetleri arasındaki görüşmeye ilişkin Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın tarafından da açıklama yapıldı.

İbrahim Kalın, Türkiye-ABD ilişkilerinin stratejik öneminin vurgulanarak ekonomi, ticaret ve savunma alanlarında atılacak adımların değerlendirildiğini ifade etti. Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmelerin kapsamlı bir şekilde ele alındığını belirten Kalın “terörle mücadele” demagojisiyle “atılabilecek adımlar”ın görüşüldüğünü söyledi.

 

 

 

 

Bütçe açığı teşvikle büyüyor

 

İşçi ve emekçilere sefalet dayatan, kamu kaynaklarını sermayeye peşkeş çeken AKP iktidarı devletin bütçesini de 2017 yılında hoyratça kullanıyor. Yılın ilk dört ayında 5,4 milyar TL fazla veren bütçe, bu yıl 18 milyar TL açık verdi.

Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, merkez bütçe Nisan ayında 3 milyar TL açık verirken bu rakam Ocak-Nisan dönemi için 18 milyar lira olarak gerçekleşti.

“Ekonomik büyümeyi desteklemek için” yalanı

Bütçe açığının sermayeye yapılan teşviklerden kaynaklandığını Maliye Bakanı Naci Ağbal şu ifadelerle dile getirdi: “Ekonomik büyümeyi destekleyici kararların ve teşvik unsurlarının etkisiyle bütçe açığı yılın ilk dört ayında geçen yıla göre daha yüksek olmuştur.”

Ağbal’ın “ekonomik büyümeyi” desteklediğini iddia ettiği dönemde emekçiler enflasyonla ve sefalet zamlarıyla yoksulluğa mahkum edilirken patronlar sınıfının açıkladığı kârlar dikkat çekmişti.

Öte yandan AKP’nin hileli referandumdan ‘Evet’ çıkarmak için devletin tüm imkanlarını kullandığı ortaya serilirken bu da bütçedeki açıkta etkili oldu.

Bütçe fazlalarının açığa dönüşmesi kriz riski

19 Nisan tarihinde Al-Monitor’da yayınlanan yazısında bütçedeki açıklara değinen Mustafa Sönmez, kamu açığının yeni borçlanmalara ve yeni krizlere gebe olduğuna şu ifadelerle dikkat çekmişti: “Kamu maliyesi disiplini, Türkiye’nin özellikle yabancıları çekmek için vitrininde baş köşeye koyduğu bir çekim objesi. Bunun şimdi, fazladan açığa dönüşmesi ve krizin ancak böyle yönetilebilmesi, devamında ne olacak sorusunu sordurtuyor. Çünkü kamu kaynağı da dipsiz kuyu değil. Harcananı yerine koyamadığı takdirde kamunun borçlanması, borç için faiz harcamalarını artırması, cari açığın yanında kamu açığı gibi yeni bir kara delikle yüz yüze kalma tehlikesi var.”

 

 

 

 

Silahlanmaya devasa bütçeler ayrılıyor

 

Emperyalist savaş ve saldırganlığın artmasıyla birlikte dünyada ve Türkiye’de silahlanmaya devasa bütçeler ayrılıyor. Tüm dünyada kemer sıkma politikaları, sosyal yıkım saldırıları uygulanırken, savaş bölgeleri ve Afrika başta olmak üzere yüz binlerce insan açlık çekiyor.

Bu yıkımın sorumlusu olan emperyalist kapitalist ülkeler ise savaş ve saldırganlığa devasa kaynaklar ayırmaya devam ediyorlar.

4 ayda 1 yıllık harcama

Türk sermaye devleti de savaş ve saldırganlık politikaları doğrultusunda askeri harcamalarını arttırıyor. Bir yandan zorba polis devleti uygulamaları bir yandan da başta Suriye’ye dönük saldırganlığa devasa kaynaklar akıtılıyor. Açıklanan verilere göre, 2017’nin ilk 4 ayında yapılan 1 milyar 658 bin liralık askeri harcamalar, 2016 yılında yapılan 1 milyar 495 milyon liralık harcamayı geride bıraktı.

Silahlanmaya 1,5 trilyon dolardan daha çok para harcandı

Öte yandan, Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından hazırlanan rapor da, dünyadaki askeri harcamaların ulaştığı devasa boyutları gözler önüne seriyor. SIPRI raporuna göre geçtiğimiz sene dünyada yapılan askeri harcama 1 trilyon 686 milyar doları buldu. ABD ise 611 milyar dolarla en çok askeri harcama yapan ülke oldu.

 
§