2 Haziran 2017
Sayı: KB 2017/21

AKP dikta rejimini tahkim ediyor
Kıdem tazminatında solan “kırmızı çizgi”ler
Fiili yasaklara karşı, fiili grev!
İş davaları sermayenin lehine değiştiriliyor!
Grev yasaklarına ve kölelik dayatmalarına karşı mücadele sürüyor
Direniş sonuç getirdi, Klisom işçisi kazandı
İşçi sınıfı ve görevlerimiz
Eğitim Sen Genel Kurulu üzerine
Sermaye devletinin yalan makinesi çalışıyor
Tutuklama ve gözaltı saldırılarına rağmen Yüksel’de direniş sürüyor
KESK ve sendikalar ne yapmalı?
Kıdem hakkımıza sahip çıkmak için avuçlarımızı sıkalım ve yukarı kaldıralım!
Kadın işçilerin sesi nasıl daha güçlü çıkacak?
AKP’den “kandırıldık” demagojisine devam!
OHAL, eski ortak “FETÖ”ye karşı değil, ilerici-devrimci muhalefete karşı sürdürülüyor
Brezilya’da sosyal yıkım ve rüşvete karşı mücadele
İnsani yardımın emperyalist yorumu
NATO’nun Brüksel zirvesi ve büyüyen emperyalist savaş tehlikesi
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Yönetmeliği’ne AKP müdahalesi
Haziran’da ölmek zor
Genel grev, genel direniş!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tutuklama ve gözaltı saldırılarına rağmen Yüksel’de direniş sürüyor

 

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanmasına, polis ablukası ve saldırılarına rağmen kamu emekçilerinin Ankara Yüksel Caddesi’nde 200 günü geride bırakan direnişi devam ediyor.

Hafta boyunca yine direnişi sürdürenlere saldıran polis çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

Yüksel direnişinin olduğu bölgeyi abluka altına alan polis, 25 Mayıs’ta polis barikatı önünde açıklama yapmak isteyen direnişçiler Veli Saçılık, Mehmet Dersulu ve ÇHD üyesi Avukat Aytül Kaplan’ı gözaltına aldı.

CHP’li milletvekilleri Karanfil Sokak’ta basın açıklaması yaparken, polis sokakta bulunan kitleye saldırdı. Nazan Bozkurt ve Ulaş Enduran gözaltına alındı.

26 Mayıs’ta da barikatın önünde açıklama yapmak isteyen Veli Saçılık ile birlikte, eylemi görüntüleyen Seyri Sokak’tan Oktay İnce de engellenerek gözaltına alınırken gözaltılar akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Akşam ise Yüksel direnişçisi Acun Karadağ polis barikatı önünde açıklama yaparken polisin tacizleri ile karşılaştı.

Deliller toplanmadan iddianame hazırlandı

Gülmen ve Özakça hakkındaki “delillerin toplanamadığını” savunarak tutuklama talep eden savcılık, karardan 1 gün sonra (26 Mayıs) iddianameyi hazırladı. Savcılığın daha önce açılan kamu davası ile birleştirme talep ettiği dosya Anadolu Ajansı’na servis edildi ancak mahkemeye ulaşamadı.

Baskı ve saldırılar tırmanırken Ankara Valiliği, güneş battıktan sonra ateş yakılarak eylem yapılmasını, slogan atmayı, türkü ve marş söylemeyi yasakladı.

Ankara polisi de Gülmen ve Özakça’nın fotoğrafının tişörte bastırılmasını yasakladı.

Gülmen’den ilk mektup: Biz kazanacağız!

Nuriye Gülmen tutuklanmasının ardından 25 Mayıs tarihli mektubunda şunları ifade etti:

Sevgili direniş dostları, cânım Türkiye halkları,

İki gün önce yeni bir Gezi ya da Tekel yaratmaya çalışmakla suçlandık ve örgüt üyeliğinden tutuklandık. Ellerindeki soruşturma 20 günlük. ‘Örgüt seninle irtibata geçti mi’ gibi kıymeti kendinden menkul soruların dışında, tek sorabildikleri, ‘Sosyal medya hesaplarında suç unsuru olan herhangi bir şey paylaştın mı?’

Yine de tutuklandık. Hayıflanmıyoruz. Biliyoruz: Adalet o saraylarda, emir-talimatla çalışan savcıların, hakimlerin iki dudağı arasında değil. Adalet bizim ellerimizde, adalet açlığımızdadır.

Bugün açlığın 78. günü. 78 günlük açlığımızla bu kez dört duvar arasından haykırıyoruz: ‘İşimizi geri istiyoruz!’

Yüksel’in ruhunu, sizin gülüşlerinizi, göz yaşlarınızı, elimizi tutan ellerinizi, üstümüze titreyen canınızı, bize sevgiyle bakan gözlerinizi aldık, buraya getirdik. Açlığımıza katık yapıyoruz. Betona renk, duvarlara ses yapıyoruz.

Bizi unutmayın! Açlığa ses olmayı, ekmek davamızda taraf olmayı, anıtımızın önünü çiçeklendirmeyi unutmayın. Sakın ha, Yüksel’i sahipsiz bırakmayın!

Sizleri çok seviyoruz!

Ve elbette, biz kazanacağız!”

B1 vitamini verilmiyor

Ayrıca Gülmen ve Özakça “somut bir kazanım” elde edilene kadar eylemlerini sürdüreceklerini vurgularken tutuklama saldırısına ve haklarındaki karalama kampanyasına da tepki gösterdi. Özakça cezaevinde, B1 vitamini yerine B12 kompleks vitamini verdiklerine değinerek B1 vitamini talebini dile getirdi. Gülmen ve Özakça herhangi bir tıbbi müdahaleyi kabul etmediklerini yineledi.

KESK iptal etti emekçiler eylemi sürdürdü

KESK Genel Merkezi’nin kararı doğrultusunda KESK Ankara Şubeler Platformu’nun her hafta Sakarya Caddesi’nde yaptığı eylemin iptal edilmesinin ardından KHK’lar ile ihraç edilen Cemal Yıldırım ve Mahmut Konuk, 27 Mayıs’ta Sakarya Caddesi’nde eylem yaptı.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanmasını da protesto ederek ellerinde çiçeklerle Sakarya Caddesi’ne giden emekçiler ve destekçileri haksız ve hukuksuz ihraçları protesto etti.

İki saatlik oturma eyleminde konuşan Mahmut Konuk, KESK Ankara Şubeler Platformu’nun eylemi iptal etme kararını eleştirdi. KESK’in mücadeleye ve direnişlere sahip çıkması gerektiğini söyledi.

Aynı gün ihraç edilen SES üyesi Aslıhan Han ve ESM üyesi Ömer Kök de Sakarya Caddesi’nde Çankaya Belediyesi önünde eylem yaptı. Polisin eylemi sonlandırmaları için yaptığı dayatmayı kabul etmeyen emekçiler biber gazıyla saldırıya maruz kaldı.

Belgin Aydın ve Deniz Aydın ismindeki iki kadın ise polis bariyerleriyle kapatılan anıtın önüne giderek çiçek bırakarak oturma eylemi yaptı. Daha sonra polis saldırısına uğrayan kadınlar gözaltına alındı.

Akşam 18.00’de de Acun Karadağ, akşam açıklaması için Yüksel’deki bariyerlerin önüne geldi. Polis tehditlerine karşı yapılan basın açıklamasında tutuklama saldırısı ve polis terörü teşhir edildi.

29 Mayıs’ta 13.30 açıklaması için heykelin çevresindeki bariyerin önüne gelen Acun Karadağ ve Veli Saçılık, polisin “dağılın” dayatmalarına karşın bekleyişlerini sürdürünce saldırıya uğradı.

Direnişçiler bariyerin önünden sürülerek gözaltına alınırken “İşimizi geri istiyoruz!” sloganıyla saldırıya karşılık verdi.

Serbest bırakılan Saçılık ve Karadağ 18.00’de Yüksel Caddesi’nde basın açıklaması yaparak saldırıları teşhir etti. Bir kez daha eyleme saldıran polis emekçileri ve destekçileri darp ederek alandan uzaklaştırdı.

 

 

 

 

Direnişlerle Dayanışma Platformu kuruldu!

 

Bizler, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça başta olmak üzere KHK’larla işten atılan kamu emekçilerinin direnişleriyle dayanışmak, OHAL üzerinden bizlere dayatılan baskı ve sindirme politikalarına karşı mücadeleyi büyütmek için İstanbul yerelinde “Direnişlerle Dayanışma Platformu” oluşturduk. Platformu oluşturmadan önce sendika, siyasi kurum ve demokratik kitle örgütlerine çağrıda bulunduk. Çağrıya yanıt veren kurumlar olarak 2. toplantıda somut adım atma kararı aldık.

OHAL ve KHK düzenine karşı birleşik mücadelenin örgütlenmesi ve mevcut direnişlerle eylemli dayanışmanın büyütülmesi için tüm siyasi kurumları, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini Platform’a katılmaya ve aşağıdaki talepler ekseninde mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz.

· Nuriye Gülmen ve Semih Özakça serbest bırakılsın!

· KHK’larla hukuksuz biçimde ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilsin!

· OHAL kaldırılsın, tüm anti-demokratik uygulamalara son verilsin! 

Dayanışma platformu olarak;

2 Haziran Cuma günü Kartal’da direnişlerle dayanışmak için yapılacak yürüyüşe katılarak destek vereceğiz.

3 Haziran Cumartesi günü ise Kadıköy Altıyol Boğa’da gerçekleştirilen oturma eylemine destek ziyaretinde bulunacağız.

Tüm işçi ve emekçileri, demokratik kitle örgütlerini direnen kamu emekçileri ile dayanışmayı yükseltmeye, OHAL düzenine karşı birleşik mücadeleye çağırıyoruz.

Direnişlerle Dayanışma Platformu

31 Mayıs 2017

 
§