Sermaye devleti grev ve direnişlere yasaklarla saldırıyor
İşçi sınıfı kendisine dayatılan sefalet koşullarına ve saldırılara karşı mücadelesini grev ve direnişlerle sürdürüyor. Ancak sermaye devletinin dümenindeki gerici iktidar kendi sınıfsal konumuna uygun olarak grev yasaklarını devreye sokarak işçilerin mücadelesini engelleme saldırılarına devam ediyor.
Mefar patronuna devlet desteği: Grev yasaklandı!
Petrol-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Mefar ilaç şirketinde toplu sözleşme görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine alınan grev kararı, 5 Haziran akşamı Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklandı. 143 'Hayır' oyuna karşın 367 'Evet' oyu çıkan grev oylamasının ardından 20 Haziran’da uygulanmak üzere alınan grev kararının yasaklanmasının bahanesi olarak da “genel sağlığı bozucu nitelikte olması” öne sürüldü.
Mefar ilaç şirketindeki grevin yasaklanması, kısa süre önce Şişecam’da uygulanan grev yasağının ardından, AKP döneminde 13. grev yasağı oldu.
Grevin yasaklanması karşısında Petrol-İş tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Petrol-İş Sendikası olarak emek mücadelesine dönük yasaklamalara ve baskılara boyun eğmeyecek, verilen bu haksız karara karşı hukuki girişimler de dahil tüm yasal haklarımızı kullanacağız. Grev uygulama tarihinden önce anlaşma sağlanamadığı takdirde örgütlü gücümüzü gösterecek ve düzenleyeceğimiz eylemlerle sendikal mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Hükümetin verdiği bu karar ve emekçilere karşı takındığı düşmanca tavır, tüm sendikaların ve emek güçlerinin ortak mücadele vermesi ve dayanışma göstermesinin zorunluluğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.”
TAT’ta greve bir kala anlaşma
Mevsimlik işçi sayısının çok ve ücretlerin ortalamanın altında olduğu Koç Grubu’na bağlı TAT Gıda’da grev öncesinde anlaşma sağlandı.
7 Haziran’da başlayacak grev öncesinde TAT yönetimi ve Tek Gıda-İş Sendikası arasında 6 Haziran akşamı yapılan son görüşmede anlaşma imzalandı.
Toplu sözleşmede taleplerin arasında ücretlere seyyanen 550 lira zam, 2. yıl için de enflasyon + 5 puan zam, ikramiyelerdeki kademe farklarının kalkması, ihbar ve kıdem tazminatlarının eşitlenmesi, mevsimlik işçilerin süreç içinde kadroya alınması ve çalıştıkları gün oranında tüm sosyal yardımlardan faydalanmaları yer alırken, uyuşmazlığın ücret ve sosyal yardımlar konusunda yaşandığı belirtilmişti.
Toplantı sonucunda anlaşmaya varıldığı belirtilirken sendika tarafından yapılan açıklamada; 1. yıl seyyanen 460 TL ve her kıdem yılı için 20 TL, 2. yıl ise enflasyon artı 2,5 puan zam yapıldığı belirtildi. “Sosyal yardımlarda ise çok ciddi iyileştirmeler yapıldı” ifadeleri de açıklamada yer aldı.
Anlaşma kapsamında Bursa Mustafakemalpaşa TAT ve SEK, Bursa Karacabey TAT, İzmir Bornova Pastavilla ve Aydın Söke SEK fabrikaları bulunuyor.
Gübretaş’ta anlaşma
Gübretaş’ta işçilerin örgütlü olduğu Petrol-İş ile fabrika yönetimi arasında devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya varıldı.
Kocaeli’de kurulu Gübretaş fabrikasında çalışan, Petrol-İş üyesi 270 işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme sürecinde grev kararı alınmıştı. 8 Haziran’da başlayacağı ilan edilen grev öncesinde fabrika yönetimi ile sendika arasında anlaşmaya varıldığı açıklandı.
Sendika, ücretlere seyyanen 600 TL, sosyal haklara ortalama yüzde 20 zam talep ederken Gübretaş yönetiminin sefalet dayatmaları nedeniyle TİS sürecindeki görüşmeler anlaşmazlıkla sonuçlanmıştı.
“DYO işçisi grev DYO”
Gebze-Dilovası ve İzmir’de bulunan DYO fabrikalarındaki TİS sürecinde yaşanan uyuşmazlık sürecinin ardından işçiler grev istemini ortaya koyuyor.
5 Haziran’da Gebze-Dilovası fabrikasında işçiler ve sendika yönetimi yaptıkları eylemle taleplerinin karşılanması için seslerini yükselttiler. Milli takıma sponsorluk yapan DYO’ya seslenirken milli takım formaları giyen işçiler, 16.15 çıkışında yürüyüş gerçekleştirdiler.
DYO işçileri “DYO işçisi grev DYO!” diyerek sözleşme süreci istedikleri gibi sonuçlanmazsa grev haklarını kullanacaklarını belirtiyorlar.
ESTAŞ’ta atılan işçilerden tepki
Sivas Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan ve kam mili üreten Eksantrik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde (ESTAŞ), Çelik-İş Sendikası’na üye olan işçiler işten atıldı.
Son bir haftada çeşitli bahanelerle 20 işçinin iş akdinin feshedildiği fabrikada daha önce eylem yapan işçiler, 6 Haziran’da da fabrika girişini kapatarak işten atma saldırısına tepki gösterdi.
Fabrika girişini kapatarak servislerin çıkışlarına izin vermeyen işçiler polisin gözaltı tehdidiyle karşılaşırken, kendi aracıyla fabrikadan çıkan ESTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Timuçin de tepkilerin hedefi oldu.
BEDA Enerji işçilerinin eylemi sürüyor
Ödenmeyen alacaklarıyla ilgili BEDA Enerji’ye dava açtıkları için işten atılan DİSK Enerji Sen üyesi işçiler, BEDA Enerji’nin İstanbul Çağlayan’daki genel müdürlüğü önündeki eylemlerini 5 Haziran’da sürdürdü. “Patron-sarı sendika işbirliğine son! Davalarımızı çekmiyoruz işimizi istiyoruz!” ozaliti açılan eylemde açıklamayı atılan işçilerden Hayri Söylemez okudu. Açıklamada alacakları için şirkete dava açan 7 işçinin, 2 hafta önce işten atıldığı hatırlatılarak Tes-İş Sendikası’nın da bu sürece ortak olduğu söylendi. Davalarını geri çekmeyen işçilerin başka illerde görevlendirildiğine dair hukuki geçerliliği olmayan tebligatlar yapıldığı belirtilen açıklamada, işten atma saldırısına sessiz kalınmayacağı ifade edildi. Şirketin ve Tes-İş Örgütlenme Sekreteri’nin “ikna” girişimleri sonucunda kimi işçilerin davalarını geri çektiği belirtildi.
Erdoğan grevci işçiyi “terörist” ilan etti
MÜSİAD Genel Kurulu’nda konuşma yapan Tayyip Erdoğan bir kez daha işçi sınıfını hedef alan açıklamalar yaptı.
Konuşmasında son dönemin ekonomik verileri üzerinden demagoji yapan Erdoğan; “OHAL var diyorlar. OHAL yatırımcıların önünü mü kesiyor. Yoksa işine mi yarıyor?” diyerek OHAL uygulamasının gerçekte kime hizmet ettiğini ortaya koymuş oldu. “Eskiden işverenler fabrikasına giremiyordu ya. Şimdi öyle mi?” diyen Erdoğan, “Öyle hemen ‘grev yapalım’. Yok öyle” diyerek grev yasaklarının önümüzdeki dönem içerisinde süreceğinin sinyalini verdi.
Erdoğan işçi düşmanı açıklamalarına şöyle devam etti: “Buradan MÜSİAD üyeleri başta olmak üzere tüm iş adamlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum; Ülkemize değer veriyorsak, ülkemizi seviyorsak, bu topraklara borcumuzu ödemek istiyorsak, şimdi harekete geçme zamanıdır. Daha çok çalışacağız.
Ülkemizi seviyorsak gün yatırım günüdür. Terör dediler kontrol altına aldık. Darbe dediler hesabını sorduk. Siyasi istikrar dendi hallettik. İş adamlarımıza diyoruz ki tüm imkanlarınızla, tüm cesaretinizle yatırım yapın, üretin, ihracatı zorlayın, istihdamı arttırın. Böylece siz de kazanın, ülkemiz de kazansın.”
OHAL’in sözde “teröre karşı mücadele” için uygulandığını iddia eden Erdoğan, grevci işçilerin “terörist” olduğunu ima etti. Grev ve direnişlerin hem sermayeye hem devlete zarar verdiğini söyleyen Erdoğan, OHAL koşullarında bu türden gelişmelere devlet olarak çok daha hızlı müdahale ettiklerini söyleyerek sermaye çevrelerinden OHAL konusunda destek istedi. Sözlerini demagojik açıklamalarla sürdüren Tayyip Erdoğan bir kez daha Haziran Direnişi’ni hedef aldı. “Çapulcu” edebiyatı yaparak konuşmasını tamamladı.
|