20 Ekim 2017
Sayı: KB 2017/40

Krizlerin ve kirli ilişkilerin bedelini emekçilere ödetiyorlar
Efendinin attığı tokat ve uşakların çürümüşlüğü
Yol arkadaşlarını tasfiyeye devam!
Patronları dava yükünden kurtar, işçiyi süründür!
Şişecam işçisi: Onurluyuz, gururluyuz!
Arçelik’te baskılar durmak bilmiyor!
KESK ve Şubeler Platformu üzerine
KÇB’den “KHK’lar, direnişler ve sendikalar” paneli
Rem Spor’un Hummel mağazasında işçi düşmanlığı
Sermaye çocuk işçilerin kanı ve emeği üzerinde yükseliyor
Ekim Devrimi sürecinde siyasal akımlar
Güney Kürdistan’da referandum ve sonrası
Irak ordusu ve Haşdi Şabi emperyalistlerin silahıyla Kerkük’ü ele geçirdi
Emperyalizmin ürettiği açlık
DGB, DLB ve MLB’den mücadele çağrısı
Bu yasa dikiş tutmaz!
Esenyurt’ta “Ekim Devrimi ve kadın” semineri
“Kazanmak için bedel ödemeyi göze almalı”
Halkı gibi acılı şair: Cigerxwin
“Herkes hakkı olanı eşit olarak paylaşsın diye!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Okullardan nikah dairelerine imamlar devrede…

Bu yasa dikiş tutmaz!

 

AKP iktidarı tarafından bir süre önce gündeme getirilen “Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Taslağı” tüm itirazlara ve tartışmalara rağmen, geçtiğimiz hafta AKP ve MHP’nin oylarıyla meclis alt komisyonundan geçti. Ardından İçişleri Komisyonu’nda ve 18 Ekim’de de TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Üstelik “müftülere” nikah kıyma yetkisi “müftülüklere” şeklinde değiştirilerek kapsamı daha da genişletildi. Taslağın ilk halinde nikah kıyma yetkisi müftüde iken, son halinde müftülüklerin onay verdiği il ve ilçe müftülüklerinde görevli imamlar da yetkilendirildi.

AKP iktidarı eliyle toplumsal yaşamı dine dayalı olarak şekillendirmenin bir parçası olan bu yasa tasarısı, bütünsel saldırının bir parçası. Başta eğitim olmak üzere diğer alanlarda da adımlar paralel bir şekilde atılıyor. Hastanelerde, cezaevlerinde vb. müftülüklere yapılan görevlendirmelerin yanı sıra, geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın dini vakıflarla gerçekleştirdiği protokollerin ardından İl Milli Eğitim Müdürlükleri müftülüklerle protokol imzalamaya başladı. Zorunlu din dersleri 4. sınıfta başlıyor olmasına rağmen, yapılan protokolle 4 yaşından itibaren müftülüklerin eğitim vermesinin önü açılıyor. Müftülükler ve onların görevlendirdiği imamlar “temel görevleri” dışında bir yandan resmi kurumlarda çocukların eğitiminde görevlendirilirken, öbür yandan ise nikah kıyma yetkisini de kazanıyor.

Aslında bakılırsa, “Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” tasarısı ile müftülere nikah kıyma yetkisi adım adım örülen bir süreç… Toplumsal yaşamda kadını aşağılayan, yok sayan, kadına yönelik şiddeti ve çocuk istismarını tırmandıran politikalar 15 yıl boyunca boyutlanarak devam etti. Yasal olarak da kadınları cendere içine alan süreç adım adım örüldü. 2015 yılında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bir kararla resmi ya da dini nikahın kişinin tercihi olduğu belirtilerek, dini nikahın yasalaşmasının önü açıldı. Yine daha öncesinde çocuklara yönelik cinsel istismarda yaş sınırı 15 iken, 2016 yılında Anayasa Mahkemesi’nin kararına göre, 15 yaş sınırı iptal edildi ve 12 yaşına kadar çekilerek çocuklara yönelik cinsel istismar yasal zemine kavuşturuldu.

Söz konusu yeni taslak yasalaştığında ise, toplumsal yaşamın dinsel gerici esaslara göre düzenlenmesinde yeni bir aşama olacak. Aynı zamanda toplumda kutuplaşma ve ayrışmayı daha da derinleştiren bir rol oynayacak. Dinci-gerici politikalardan kuşkusuz ki doğrudan kadınlar ve çocuklar etkilenecek. Yasaya göre, çocukların küçük yaşta denetimsiz bir şekilde evlendirilmesinin önündeki yasal engeller de kalkmış olacak. Zira halen hastanelerde yapılan doğumlarda, doğumu resmi makamlara bildirme zorunluluğu varken ve bildirilmediğinde cezai yaptırım söz konusuyken, yeni yasayla bu zorunluluk ortadan kalkacak. Çocuk gelinlerin, çocuk istismarının çok ciddi boyutlarda olduğu günümüzde, istismar daha da artacak, dahası yasal olarak güvenceye kavuşacak.

Yasa tasarısının kapsamlı bir saldırının parçası olmasına, buna rağmen gerçekleşen eylemli tepkilerin sınırlılığına rağmen, bu yasa dikiş tutmaz. Zira, gericiliğin karanlığına karşı toplumda ilerici değerler geniş kesimler tarafından sahipleniliyor, AKP iktidarının çok yönlü saldırı politikalarına karşı toplumsal mücadele dinamikleri içten içe mayalanıyor, öfke ve tepki büyüyor. Gerekli olan, işçi ve emekçilerde biriken öfke ve tepkiyi açığa çıkarmak ve mücadeleyi büyütmektir.

 

 

 

 

Müftülüklere nikah yetkisi mecliste kabul edildi

 

Dinci iktidarın gündeme getirdiği, müftülüklere evlendirme yetkisi veren madde meclis genel kurulunda kabul edildi.

“Nüfus Hizmetleri Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” bugün TBMM genel kurulunda görüşülmeye başlandı.

Kamuoyunda yoğun tepkilerle karşılanan, tasarının müftülüklere evlendirme yetkisi veren maddesi, mecliste onaylandı.

AKP şefleri tarafından “evlendirme memuru ihtiyacı olduğu” iddiasıyla gündeme getirildiği öne sürülen maddeye göre, müftülüklerde görevli müftü ve imamlara evlendirme yetkisi veriliyor.

 

 

 

 

Bu yasalar böyle geçmez”

 

Kadınlar, müftülüklere evlendirme yetkisi veren tasarıya karşı 17 Ekim’de eylemlerini sürdürdü.

Yasa tasarısını protesto etmek için sabah meclis önünde bir araya gelen kadınlara polis saldırdı.

Kadın örgütleri meclisin Dikmen kapısında açıklama yapmak ve mecliste görüşmelerde bulunmak istedi. Meclise girmeleri engellenen kadınlar, polisin “yasak” dayatmasıyla karşılaştı.

Polisin dayatmasını kabul etmeyen kadınlar açıklamaya başlamak isterken polis ozaliti yırtarak kadınlara saldırdı. Kadınları meclis önünden süren polis bir süre sonra biber gazıyla saldırıyı tırmandırarak çok sayıda kişiyi de gözaltına aldı.

Akşam ise Kadıköy’deki eylemle kadınlar yasayı tanımadıklarını ifade ederek “Bu yasalar böyle geçmez” dedi.

Khalkedon Meydanı’nda sloganlarla başlayan eylemde konuşmalar yapılarak yasanın kadın-erkek eşitsizliğini derinleştireceği vurgulandı. Aynı zamanda mecliste yapılacak oylamanın şekilsel olduğuna, bir dayatma olan yasanın oldu-bittiyle geçirilmek istendiğine dikkat çekildi. Kadın-erkek eşitliğini kabul etmeyen bir kuruma nikah yetkisi vermenin kadınlar aleyhine yaratacağı sonuçlara değinilen konuşmalarda, yasanın kadın düşmanlığının son halkası olduğu ifade edildi. Eylemde kadın milletvekillerine yazılan, yasanın kabul edilmemesi için çaba harcamaya çağrı yapan mektup da okundu.

Şarkılar ve sloganlarla oturma eylemine geçilirken, eylem 20.00’ye kadar sürdürüldü.

 
§