21 Ekim 2017
Sayı: KB 2017/41

Sömürü, baskı ve zorbalığa karşı mücadeleye!
Evrimi içinde burjuva cumhuriyeti ve dinsel gericilik
Baskı ve zorbalık artarken…
ABD-AKP gerilimi farklı mecralarda sürüyor
2018 bütçesi: Emekçilere yıkımı dayatan savaş ekonomisi!
Özakça’ya tahliye, Gülmen’e tutukluluğa devam kararı
Sermayenin can simidi: Kiralık işçilik
TİS sürecinde satışa hazırlanılıyor
CSUN fabrikasında neler oluyor!
Şişecam’da direnişin muhasebesi
“Buz kırılmış, yol açılmıştır!”
1917-2017… Yüzyılın kadınlara çağrısı
Dinci gericilik ve kadın
Gerici yasalara karşı mücadeleyi büyütelim!
Eğitimde yeni değişikliklerin amacı
YÖK’ten yapısal “reform”
Kapitalist sistemin krizi ve iki yol
Güney Kürdistan dersleri
Avrupa’da Ekim Devrimi seminerleri
Otuz beşinci yaş gününde, suskunlukla geçen yirmi bir yıl
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Özakça’ya tahliye, Gülmen’e tutukluluğa devam kararı

 

KHK’larla ihraçlara karşı işlerini geri isteyen, açlık grevindeki tutuklu emekçiler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın yargılandığı davanın 3. duruşması 20 Ekim günü Sincan Hapishanesi’ndeki mahkeme salonunda görüldü. Dava için sabah saatlerinden itibaren hapishane kampüsünün girişinde toplanılırken, Yüksel direnişçileri ve destekçiler de hapishane kampüsüne geldi.

Semih Özakça: Açlık grevi suç değildir

Duruşma günü açlık grevinin 226. gününde olan Nuriye Gülmen sağlık durumu bahanesiyle duruşmaya getirilmedi. Duruşma itirafçı “tanık” Berk Ercan’ın çelişkili ifadeleriyle başladı. Avukatlar Ercan’a sorular sorarak yeminli ifadelerindeki tutarsızlıklara işaret ederek Ercan hakkında “yalancı tanıklık”tan suç duyurusunda bulunulması gerektiğini belirtti. Ercan’ın “iki kez görüştüm” dediği Özakça, Ercan’ın yaptığının itirafçılık değil iftiracılık olduğunu vurgulayarak, görüştüklerini iddia ettiği tarihlerde askerde olduğunu belirtti. Semih Özakça beyanlarına devam ederken, açlık grevinin “örgüt üyeliği” olmadığını ortaya koydu. İşlerine iade edilmek için her şeyi yaptıklarını anlatan Özakça, son çare olarak açlık grevine başladıklarını belirtti. Özakça “Karanlığın güne, düşlerimizin güneşli güne dönüşmesi dileğiyle umutlu kalın!” ifadeleriyle beyanlarını tamamladı.

Avukatlar hukuksuzlukları ortaya koydu

Devamında avukatların beyanına geçildi. Avukatlar Özakça ve Gülmen’e yapılan haksızlıkları anlatarak açlık grevindeki emekçilerin sağlık durumlarına dikkat çekti. Direnişçilerin kaçmadığının altını çizen avukatlar, beraat talep etmediklerini söyleyerek emekçilerin sağlık durumları dolayısıyla tahliye istediklerini vurguladı. Avukatlar mahkeme heyetinin, iki emekçinin durumuna kayıtsız kalmaması gerektiğini dile getirerek tahliye taleplerini yineleyerek beyanlarını tamamladı. Nuriye Gülmen’in savunma hakkının gasp edildiğini, SEGBİS ile ifadesinin alındığını belirten Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu, “SEGBİS ve duruşma salonu dışında keşif yoluyla sanık yargılanamaz” dedi. Nuriye Gülmen’e yapılan haksızlıkları sıralamaya devam eden Av. Eminağaoğlu, İçişleri Bakanlığı’nın davaya müdahale ettiğine dikkat çekerek, yalan ve karalama kampanyalarını teşhir etti.

Av. Eminağaoğlu’nun beyanlarının ardından mahkeme heyeti müzakere için ara verdi. Öte yandan, mahkeme salonu dışındakilere de TOMA’yla saldırı gerçekleştirildi. Duruşmanın devam etmesi beklenirken bir provokatörün saldırganlığı sonucu mahkeme salonu dışında gerginlik çıktı.

Gülmen tahliye edilmedi, duruşma itirazlara karşın 17 Kasım’a ertelendi

Aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Semih Özakça’nın adli kontrol şartıyla tahliyesine, Nuriye Gülmen’in ise tutukluluğunun devamına karar verildi. Mahkeme, Gülmen’in gelecek duruşmaya getirilmesine hükmetti. Avukatlar Nuriye Gülmen’in sağlık durumuna dikkat çekerek duruşmanın erkene alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti, bir sonraki duruşma tarihini önce 29 Kasım, ardından ise 24 Kasım olarak belirledi. Gülmen’in ailesinin de itirazları devam ederken, mahkeme heyeti son olarak 17 Kasım’a karar verdi.

Gülmen’in babası bu kararı, “Mahkeme bir yerlere, ‘adalet sağlanıyor’ görüntüsü vermek için bu kararı aldı” diye yorumladı.

 

 

 

 

Semih Özakça hapishaneden çıktı: “Biz kazanacağız!”

 

Haksız yere elinden alınan işi için açlık grevini sürdüren öğretmen Semih Özakça, 20 Ekim’de tahliye edildiği duruşma sonrası hapishaneden çıktı.

Nuriye Gülmen ile birlikte haklarında açılan davanın 20 Ekim’de görülen duruşmasında mahkeme heyetinin aldığı tahliye kararının ardından Semih Özakça, Sincan Hapishanesi’nden çıktı.

Özakça’yı, ihraç edilen ve açlık grevini sürdüren eşi Esra Özakça’yla birlikte yakınları, dostları ve direnişçiler evinde karşıladı.

Semih ve Esra Özakça kalacakları eve ambulansla götürülürken, ambulansı takip eden polis araçları da dikkat çekti.

Evinin önünde kısaca açıklama yapan Semih Özakça “Tecrit işkencesinden kurtuldum, işimizi istemeye devam ediyoruz, biz kazanacağız!” ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

Siz gideceksiniz, biz kalacağız!”

 

KHK’larla ihraç edilmelerine karşı 36 haftadır İstanbul’da direnişlerini sürdüren Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri eylemlerini sürdürüyor. Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi günü Kadıköy ve Bakırköy’de, Cuma günleri de Kartal’da yapılan oturma eylemlerinde iktidarın saldırıları teşhir edilerek çevredekilere sesleniliyor. Muhalif kimliklerinden dolayı işten atıldıklarına dikkat çeken emekçiler, işlerine dönene kadar direneceklerini vurgulayarak mücadele çağrısı yapıyorlar.

20 Ekim günü Kartal’da yapılan açıklamayla birlikte ihraçlara karşı imza toplamaya da devam edilirken, çok sayıda işçi, emekçi ve öğrenci direnişi ziyaret ederek desteklerini sundu.

21 Ekim günü Bakırköy’de yapılan eylemi, işten atılmalarına karşı direnişte olan Kod-A işçileri ile HDP ve CHP milletvekilleri de ziyaret etti. İki yakadaki eylemlerde konuşan direnişçiler iktidarın saldırılarını teşhir etmenin yanında KESK ve DİSK bürokrasisine direnişi sahiplenme çağrısı yaptılar. Açlık grevindeki direnişçiler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya da dikkat çeken direnişçiler, iktidarın “Yemek yiyorlar” yalanını teşhir ettiler.

23 ve 25 Ekim günleri de oturma eylemleri devam etti.

 

 

 

 

Yüksel direnişinde polis terörü

 

KHK’yla ihraç edilen emekçilerin başlattığı Ankara’daki Yüksel direnişi her gün gerçekleşen polis saldırılarına karşın 13.30 ve 18.00’de yapılan eylemlerle sürdürülüyor.

Direnişin 346. günü olan 20 Ekim’de kitlenin toplanmasıyla polis “Dağılın” tehditleriyle eylemi bastırmaya çalışırken kitle, “İşimizi geri istiyoruz” şiarını ve tutuklu açlık grevi direnişçilerinin taleplerini haykırdı. Kısa süre içerisinde polis ozaliti yırtarak saldırıya geçti. Polis eylemcileri yerlerde sürükleyerek darp ve işkenceyle gözaltı yaptı. Eylemi görüntüleyenler de polisin engelleme girişimine maruz kaldı. Toplamda 20’ye yakın kişi gözaltına alındı.

23 Ekim günü öğlen açıklamasında 4 kişi gözaltına alınırken akşam açıklamasında aralarında Veli Saçılık ve Acun Karadağ’ın da olduğu direnişçilerin etrafını saran polis darp ve işkenceyle emekçileri gözaltına aldı.

25 Ekim’de de Gülmen ve Özakça’nın açlık grevinin 231. gününde olduğu yazılan ozalitlerini açarak eylemlerine başlayan emekçiler öğlen ve akşam eylemlerinde polisin saldırısıyla karşılaştı. Ozaliti yırtarak emekçilere saldıran polis, öğlen ve akşam eylemlerine katılanları darp ve işkenceyle gözaltına aldı. Akşam eyleminde Veli Saçılık’ın da aralarında olduğu 6 kişi gözaltına alındı.


 
§