17 Mayıs 2019
Sayı: KB 2019/20

Faşist baskı ve zorbalığa geçit yok!
“Her şey çok güzel olacak”, ama...
Ekonomik krizlerin kazananları ve kaybedenleri
Özel endüstri bölgeleri ya da sermayeye özel kıyaklar
TÜPRAŞ’ta TİS süreci eylemlerle sürüyor
Haklarımız ve geleceğimiz için sınıfa karşı sınıf!
MİB MYK Mayıs 2019 toplantısı sonuç metni
Gençlik hareketi üzerine değerlendirme
DGB Türkiye Meclisi başarı ile toplandı
ODTÜ’de polis saldırısı, protesto ve boykot
ABD’nin savaş kundakçıları işbaşında
ABD-Çin arasındaki ticaret savaşı sertleşiyor
Doğu Akdeniz’de sular ısınmaya devam ediyor
Fransa’da “kamu reformları”na karşı kitleler ayakta
Faşizme, zorbalığa, çifte sömürüye karşı seçimimiz mücadele!
Soma Katliamı’nın 5. yılında anmalar
Çocuklarının hayatı için ses çıkaran annelere gözaltı saldırıları
Çelik aldığı suyu unutmuyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Çocuklarının hayatı için ses çıkaran annelere gözaltı saldırıları

 

DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in Abdullah Öcalan’a yönelik ağır tecritin son bulması talebiyle 7 Kasım 2018 tarihinde başlattığı açlık grevi 200’lü günlere gelirken zindanlarda da açlık grevi ve ölüm orucu eylemleri sürüyor.

16 Aralık 2018’de ilk ekipte 41 tutsağın başlattığı ve onu izleyen günlerde binlerce PKK ve PJAK’lı tutsağın dahil olduğu açlık grevi sürüyor.

30 Nisan’da 15 tutsak ve 10 Mayıs’ta 15 tutsak olmak üzere eylemlerini ölüm orucuna çeviren 30 tutsağın da direnişi devam ediyor.

HDP milletvekilleri Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç’ın HDP Diyarbakır il binasında başlattığı açlık grevi eylemi de 3 Mart’tan bu yana devam ediyor.

Zindanlarda tutsakların durumları artık hayati tehlike arz ettiği için tutsak annelerinin çığlığı giderek daha da artıyor.

Tecrite karşı zindanlarda mücadele eden tutsakların yakınları hapishane önlerini, meclisi eylem alanına çevirerek taleplerin kabul edilmesini istemeye devam ediyorlar.

14 Mayıs’ta meclisteki HDP Grup Toplantısı’na katılan tutsak anneleri, Adalet Bakanı’yla görüşme talebiyle sabaha kadar meclisi terk etmediler. Meclis başkanı ile görüştüler. HDP milletvekilleri Ayşe Acar Başaran ve Dilan Dirayet Taşdemir ise Öcalan’ın avukatlarıyla sürekli görüşmesi talebiyle meclis kürsüsünü işgal etti.

İstanbul’da gözaltı ve 1 tutuklama

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi “Kaymakamlık yasağı” gerekçesi ile sürekli olarak polis ablukasıyla karşılaşan ve hapishane önüne gidişleri engellenen anneler 10 Mayıs’ta ise gözaltı saldırısı ile karşılaştı. Mezopotamya Ajansı muhabiri İrfan Tunççelik ile birlikte hapishane önünden 12 kişi gözaltın alındı.

Eminönü’ndeki Mısır Çarşısı’nda ise tecrite karşı ‘İnsan zinciri’ eylemi yapan Barış Anneleri’ne saldıran polis gazeteci Zeynep Kuray ve ÖHD üyesi Av. Arzu Kayaoğlu ile birlikte çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

İstanbul Esenyurt’ta ilçe meydanında ailelerin 13 Mayıs’ta yaptığı oturma eylemine hiçbir uyarı dahi yapmadan saldıran polis 17 tutsak yakınını gözaltına aldı.

Gözaltında kötü muamele ve çıplak arama işkencesiyle karşılaşan anneler ile birlikte gözaltında olan toplam 41 kişi 14 Mayıs’ta Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne çıkarıldı. Tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen 41 kişiden 26’sı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. HDP Bakırköy İlçe Yöneticisi Hacı Oğiş, sosyal medya paylaşımları bahane edilerek “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklandı.

Engellemelere rağmen annelerin eylemi sürüyor

Polis ablukasına ve engellemelere rağmen annelerin mücadelesi kararlılıkla sürüyor.

Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda annelerin nöbet eylemi geride bıraktığımız günlerde de polis ablukası ve engellemesiyle karşılaştı.

Gebze Kadın Kapalı Cezaevi önüne gidişleri engellenen aileler her gün yeniden hapishane önüne gitme ısrarını sürdürüyorlar.

Antep’te ise HDP Şahinbey İlçe Örgütü’nde tutsak anneleri 13 Mayıs’ta nöbete başladı.

Urfa’da tutsak aileleri HDP Ceylanpınar İlçe Örgütü’nde toplanarak bina önünde açıklama yaptı.

Leyla Güven: Analar bize yeni bir yol gösterdiler

Leyla Güven ise Anneler Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında annelerin verdiği mücadeleye dikkat çekti. Güven “Hiç kimse Kürt analarına uygulanan şiddet için acıklı cümleler kurarak vicdanını rahatlatmasın. O analar ki nice siyasetçinin çözemediği bir sorunu çözmek için canlarını ortaya koyarak bize yeni bir yol gösterdiler. Bize bu yolda yürümek düşer. Onurlu barış Onlara sözümüz olsun” dedi.

 

 

 

 

Hatice Yürekli mezarı başında anıldı

 

22 Nisan 2001 tarihinde Ölüm Orucu’nda şehit düşen TKİP Kurucu Üyesi Hatice Yürekli, mezarı başında anıldı.

Yürekli’nin Buca Kaynaklar’da bulunan mezarına gelen yoldaşları, kızıl bayraklarla mezarı çevirdi ve Yürekli şahsında devrim sosyalizm mücadelesinde şehit düşen tüm devrimciler için saygı duruşu yaptı.

Anmada yapılan konuşmada, Hatice yoldaşın 1968 Tokat doğumlu olduğu, 1990’da Ekim ile tanıştığı ve partinin kurucu kadrolarından biri olduğu söylenerek, partili kimliğine, mücadelesine değinildi. Şehit yoldaşların mücadele bayrağına leke sürmeden tereddütsüzce ölümü kucakladıklarına dikkat çekildi.

Cezaevlerinin her daim sermaye devletinin hedeflerinde olduğu, Türkiye tarihinde cezaevlerinin her daim açlık grevleri, ölüm oruçları ve katliamlarla gündeme geldiği ve devletin her saldırı politikasına karşı devrimcilerin direnme geleneğinin de tarihe yazıldığı anlatıldı. 2000 ölüm oruçlarının sermaye devletinin devrimcileri teslim alma ve yalnızlaştırma politikasının bir parçası olarak gündeme getirdiği F tipi cezaevlerine karşı hayata geçirildiği belirtildi. 1999 yılındaki cezaevi operasyonunun bu sürecin hazırlığı olduğu söylenerek, dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in “Cezaevlerini teslim almadan dışarıyı teslim alamayız” açıklamasın arkasında yatan gerçeklere değinildi. Ve o dönem dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, siyasal gelişmelere dikkat çekildi.

Bugün ise AKP iktidarının tek adam rejimini sağlama almak için saldırı politikalarını arttırdığı, burjuva hukuku ve yasalarını bile hiç saydığı, dünyada ve Türkiye’de krizlerin derinleştiği bir dönemden geçildiği hatırlatılarak, “Onları anmak, devrim ve sosyalizm davasını daha da büyütmekten, bulunduğumuz her alanda onların sesi olmaktan geçer” dendi.

Konuşmanın ardından şiirler okundu. Bir dostumuz Hatice Yürekli için yazdığı şiiri okudu. Ardından ablası, Hatice Yürekli ölüm orucundayken ona son yazdığı sözleri aktardı. Hep birlikte ‘Bir Görüş Kabininde’ adlı ezginin seslendirilmesinin ardından anma bitirildi. Ardından, Teslim Demir’in (Sinan) mezarı ziyaret edildi.