18 Eylül 2020
Sayı: KB 2020/Özel-14

Yayılmacı hevesler ve iflas tablosu
Pandeminin seyri ve baskı ortamı
Saray rejiminin sahte pandemi önlemleri
Kapitalizmde yaşam işçiye adil değil
İşçi eylem ve direnişlerinden…
“Bizim kazanımımız tüm işçilerin kazanımıdır!”
Sinbo’da Covid-19 ve ağır sömürü...
Devrimci sendikal anlayışa saldırmaktan vazgeçin!
İşçi Ahmet öldü, sen neyi bekliyorsun?
Parti Programı’nı sunuş konuşması - Mustafa Suphi
İstanbul’da Komünist ve İşçi Hareketi - Ethem Nejat
Türkiye’de Kadınlık Hareketi hakkında - Naciye Yoldaş
Sömürgeler sorunu hakkında konuşma - Hilmioğlu İsmail Hakkı
BAE-İsrail anlaşması...
İşçi ve emekçi eylemlerinden
Özerk-demokratik üniversite için mücadeleye!
AKP sorumluluğu öğrenci ve velilere yıkma peşinde
Ape Musa Kürt halkının özgürlük mücadelesinde yaşıyor
Ölümünün 35. yılında Ruhi Su’yu saygıyla anıyoruz
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

DEV TEKSTİL: Kâzım Doğan’ı uyarıyor, Arzu Çerkezoğlu’ndan açıklama bekliyoruz!

Devrimci sendikal anlayışa
saldırmaktan vazgeçin!

 

Bugün, LOGO Grup bünyesindeki K.T Deri işçilerini ziyaret için fabrika önüne giden Kâzım Doğan ve Arzu Çerkezoğlu işçileri ziyaretten ziyade devrimcilere saldırmayı kendilerine görev bilmişlerdir. DİSK’e bağlı bir dizi sendika başkanının da olduğu ziyarette Kazım Doğan sendikamızı hedef almış, ihbarcılık yaparcasına sendikamızı kastederek “Onlar bir avuş siyasi Kızıl Bayrakçı grup”, “bozguncu” vb. biçiminde konuşma yapmıştır. Sendikamız ve devrimci işçileri hedef alarak ihbarcı tutum sergilemiştir. 

Sendikamız ve temsil ettiği anlayışın varlığı bu işbirlikçi, patron uşaklarının gerçek yüzlerini gün yüzüne serdiği için bu kadar alçaklaşmayı kendilerine görev bilmişlerdir. Greif İşgali hâlâ bunların korkulu rüyasıdır. Gerçek sendikal mücadelenin ve sınıf mücadelesinin turnusol kağıdıdır. Yeni Greif’ler yaratma hedefiyle hareket eden devrimci sendikacıları hedef almaları, ihbarcılık yapmaları boşa değildir.

Kâzım Doğan gerçekleri çarpıtıp, polis provokatörlüğü ve ihbarcılığı yaparken ne DİSK Genel Başkanı ne de orada bulunan keskin “Devrimci” DİSK’e bağlı sendikaların yöneticileri en ufak müdahalede bulunmuştur.

Yaşanan bu gelişme çürümüş kokuşmuş sendika ağalarının devrimci düşmanlığını ve ihbarcılıklarını bir kere daha göstermiştir. Bu ihbarcı takımına buradan bir kere daha sesleniyoruz:

Bizler devrimcileriz, Devrimci Sınıf Sendikacılığını sahiplenip örgütleyenleriz. Kızıl Bayrak gazetesi de yıllardır her türlü baskı ve zorbalığa karşı işçi ve emekçilerin sesi soluğu olmuş, patronlara ve onların sömürü düzenine karşı duruşunu bozmamış bir yayındır. Sendikamızı karalamak için Kızıl Bayrakçılar demeniz bizim için bir hakaret değil onurdur. Sizin böyle bir dil kullanmanız ise sizin sendikacı değil ihbarcı, devrimci düşmanı olduğunuzun kanıtıdır.

Buradan Kâzım Doğan gibi tescilli ihbarcı ve hainleri uyarıyoruz. Er ya da geç işçi sınıfı sizden hesap soracaktır.

Kâzım Doğan’ın yaptığı konuşmaya hiçbir tepki göstermeyen, başta Arzu Çerkezoğlu olmak üzere diğer DİSK yöneticilerine de çağrıda bulunuyoruz:

Eğer az çok ilerici bir kimliğe ve değere sahipseniz bu alçakça tutumu, ihbarcılığı, devrimci düşmanlığını mahkum eden açıklamanızı kamuoyu ile paylaşmalısınız. Aksi halde sizler de bu ihbarcı, devrimci düşman tutumun ortağısınız demektir.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası
15 Eylül 2020

 

 

 

 

 

TOMİS’ten Sinbo önünde protesto

 

Tüm Otomotiv Metal İşçileri Sendikası (TOMİS), Sinbo’da çalışan üyelerinin ücretsiz izne çıkarılmasını Avcılar Haramidere sanayi sitesinde bulunan fabrika önünde gerçekleştirdiği açıklama ile protesto etti. Fabrika önünde “Sendikalı olmak haktır! Ücretsiz izin değil güvenceli ve sendikalı çalışmak istiyoruz!” pankartı açıldı. Fabrika yönetimi protesto eylemini işçilerin görmemesi için servis araçlarını fabrika içerisine aldı.

İşçiler sömürünün karşısına birlik ve mücadeleleriyle çıkmalı

TOMİS temsilcisi Sinbo kapitalistlerinin işçilere dayattığı kuralsız ağır çalışma koşullarını tehşir etti. Polisin işçi ve emekçilerin yanında olmadığını, sermayenin yanında olduğunu ve bu yüzden fabrika önünde barikat oluşturduğunu belirten TOMİS temsilcisi, salgınla birlikte kapitalizmin krizinin ağırlaştığını ve bunun faturasının tüm dünyada işçi-emekçilere çıkarıldığını ifade etti ve “Bu düzen insanca bir yaşamı değil yoksulluğu ve ölümü üretmektedir. Bu sömürü düzenin karşısına işçilerin birliği, mücadelesi çıkmadıkça insanca bir yaşamı asla elde edemeyiz.” dedi.

AKP-sermaye iktidarı işçi sınıfına düşman

TOMİS temsilcisinin konuşmasının ardından basın açıklaması okundu. AKP-MHP iktidarının bu sermayenin çıkarları doğrultusunda hayata geçirdiği uygulamalara dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“...7244 nolu geçici yasa ile ücretsiz izin, kısa çalışma ve esnek çalışma dayatmaları hiçbir kural ve norma uyulmadan devreye sokulmuştur. Patronlar için işçileri daha ağır ve kölelik koşullarında çalıştırma anlamına gelen bu yasal düzenleme ile fabrikalar toplama kampına dönüştürülmüştür. Patronların işçiler üzerindeki baskı, zorbalık, tehditleri artmış, ya açlığa terk edilmek ya da ölümcül koşullarda çalışma dayatılmıştır.” 

Açıklamanın devamında, TOMİS’in talepleri şöyle sıralandı:

– 7244 sayılı yasa iptal edilsin Tüm çalışanlara iş ve ve gelir güvencesi sağlansın,

– Keyfi ve hiç bir hukuki dayanağı olmadan ücretsiz izin saldırısı ile karşı karşıya kalan üyelerimizin hak kayıpları giderilsin, ücretsiz izin uygulaması sonlandırılsın,

– Sendikaya üye olma hakkı başta olmak üzere sendikal haklara dönük yasadışı saldırılar son bulsun,

– Çalışma saatleri ve koşulları pandeminin açığa çıkardığı gerçekler üzerinden, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri esas alınarak düzenlensin,

– Tüm çalışanlara fazla mesaiye kalmadan geçimini sağlayacakları ücret verilsin,

– Covid-19 pozitif çıkan bölümler başta olmak üzere tüm fabrikada genel karantina önlemleri alınsın, işçiler ücretli izne çıkarılsın,

– Yönetimin talimatıyla, ustabaşı ve şeflerin hayata geçirdiği, baskı, mobing, tehditler sonlandırılsın.

“İşçi düşmanı Sinbo patronu!”, “Köle değiliz işçiyiz örgütlüysek güçlüyüz!”, İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “İnsanca yaşamak istiyoruz!” sloganlarının sıklıkla atıldığı basın açıklaması sanayi içerisinde yapılan yürüyüşle son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul