2 Ekim 2020
Sayı: KB 2020/Özel-16

Rejimin saldırılarına karşı birleşik mücadeleye!
Kürt halkıyla eylemli dayanışmanın önemi
Azerbaycan-Ermenistan çatışması ve sosyalist çözüm
İsrail’le “gerilim” bahane, ticaret şahane
YEP’ten yansıyan iflas tablosu
“Yeni sürüm” hak gaspı
İnsanca bir yaşam için mücadeleye!
Eğitim ve sağlık hakkımızdan vazgeçmiyoruz!
Komünist Enternasyonal Kuruluş Kongresi’nde konuşma... - Mustafa Suphi
Milliyetler ve Sömürgeler Meselesi üzerine konuşma - İsmail Hakkı
ABD seçimleri ve burjuva demokrasisinin ikiyüzlülüğü
Kolombiya: Şiddet, katliamlar protestolar ve kazanım
Salgın hastalıkların toplumlarda yarattığı değişimler
Avrupa’da MİT’in kirli operasyonları
Teslim Demir yoldaş hep bizimle…
Wuppertal’da Teslim Demir yoldaş ve Ulucanlar anması
Ulucanlar şehitleri ve Teslim Demir etkinliklerle anıldı
İzmir'de Teslim Demir ve Ulucanlar şehitleri anması
Bahçelievler Katliamı’nın 42. yılı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Teslim Demir ve Ulucanlar şehitleri anması

 

İzmir’de ‘Devrimin uzun koşucusu’ Teslim Demir’in ölümünün ikinci yılında dostları ve yoldaşları tarafından mezarı başında anma etkinliği düzenlendi.

“Devrime adanmış yarım asır”

Anma programı Teslim Demir şahsında, devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından Nazım Hikmet’in ‘Kan ter içinde’ şiiri okundu. Anma programında yapılan konuşmada EKİM’in ve Türkiye Komünist İşçi Partisi’nin (TKİP) kurucu kadrolarından Teslim Demir’in mücadele yaşamı aktarılırken, devrimci kopuşun bir öznesi olduğu ifade edildi. Konuşmanın devamında şunlar söylendi:

“Bugün bir yapı ustasının başucundayız. Hareketimiz 12 Eylül yenilgisinin ardından, herkesin devrimden umudunu kestiği, büyük devrimci yapıların çözüldüğü, ‘89 Sovyetler’in çöküşünün kitlelerde yarattığı moral yıkımın etkisiyle toplumsal muhalefetin gerilediği bir dönemde inşa edildi. Sinan yoldaş da o inşa sürecinin kurucu kadrolarından biriydi. Yoldaşın mezarının başında ‘Devrime adanmış yarım asır’ yazıyor, böylesi bir tanım her devrimciye nasip olmaz. Ancak yoldaş bilinciyle, inancıyla, emeğiyle devrim davasına adadığı ömrünün özlü bir ifadesi bu tanım.”

“Zor dönem devrimcileri”

“Bu yarım asırlık çınarın yaşamını burada anlatabilmek, özetleyebilmek oldukça zor, ne kadar anlatsak eksik bırakırız” ifadelerinin kullanıldığı konuşmada, Ulucanlar şehitleri de anıldı. Ulucanlar şehitlerinin, özelde ise Habip ve Ümit yoldaşlar şahsında ifade edilen ‘zor dönem devrimcileri’ tanımına değinilerek şu vurgu yapıldı:

“Esasta zor dönem devrimciliği, yitirdiğimiz tüm yoldaşlar için geçerli. Bu tanım hiç de baskı ve terör uygulamaları ifade edilerek tanımlanmıyor, tümüyle sınıf mücadelesinin elverişsiz koşulları üzerinden ifade ediliyor. Bugünlerde de aynı zorlukları yaşıyoruz. Öyle ki kapitalizmin çürümüşlüğünü, yozluğunu iliklerimize kadar hissediyoruz. İşçi sınıfı neredeyse tüm kazanılmış haklarını kaybetmek üzere. Ancak anlamlı bir karşı koyuş henüz ortaya çıkmış değil. Ancak Sinan Yoldaşın 2011 tarihli parti gecesinde yaptığı konuşmada ifade ettiği sözleri bize vasiyetidir. Yoldaş ‘İşçi sınıfı bugünün Türkiye’sinde kokuşmuş burjuva sınıf düzeninin karşısına dikilecek güç ve kapasitedeki biricik gerçek sınıftır. Ya bu sınıfı bugünkü dağınıklığından, güçsüzlüğünden ve örgütsüzlüğünden kurtararak, siyasal mücadele sahnesine etkin bir güç olarak çıkarırsınız! Böylece sorunların çözümünün, yani devrimin yolunu açarsınız. Ya da devrim iddianız boş bir laf olarak boşlukta kalır.’ demişti. Yoldaşın bu sözlerini kendimize vasiyet olarak alıyoruz.”

Konuşma “Kaybettiğimiz her yoldaşımızın bizdeki yeri, yetenekleri, bu harekete kattıkları apayrı bir yerde. Ve yoldaşlarımızı kaybetmenin acısı da bir o kadar derin. Ancak böylesi bir davayı omuzlayan devrimcilerin yoldaşları olmak onur ve mutluluk verici. Anıları, mücadele yaşamları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.” denilerek bitirildi.

Anma programı hep bir ağızdan Nurhak’a Ağıt, Drama Köprüsü ve Avusturya İşçi Marşı’nın okunmasıyla sonlandırıldı. Ardından ölüm orucu şehidi Hatice Yürekli’nin mezarı ziyaret edildi ve karanfiller bırakıldı.

Habip Yoldaş mezarı başında anıldı

Ulucanlar Katliamı’nın ve Direnişi’nin 21. yıldönümünde TKİP MK üyesi, komünist işçi önderi Habip Gül’ün Helvacı’daki mezarı başında tüm Ulucanlar şehitleri Habip Gül şahsında mezarı başında anıldı.

Anmada yapılan konuşmada şu ifadeler kullanıldı:

“Ulucanlar Katliamı’nın 21.yıldönümünü kapitalist-emperyalist sisteminin krizlerinin derinleştiği; baskının, hak gasplarının arttığı, sermaye devletinin pandemiyi fırsata çevirerek işçilere, emekçilere, ilerici, demokrat, aydın ve devrimcilere azgınca saldırdığı bir dönemde yoldaşları anıyoruz. Habib yoldaşın, o dönem ‘Asıl hücreler dışarısı için hazırlanıyor’ sözü, ‘İçeride dışarıda hücreleri parçala’ sloganının ne kadar doğru olduğunu göstermektedir. O dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in Ulucanlar katliamını olumlarken; içerisini teslim almadan dışarısını teslim alamayız sözleri bugünü çok iyi anlatmaktadır. İşte böyle tarihi bir süreçte Ulucanlar şehitlerini anıyoruz.”

Habip Gül şahsında tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu. Yoldaşın sevdiği türkü Drama Köprüsü hep bir ağızdan söylendi. Karanfiller bırakıldıktan sonra anma sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir

 

 

 

 

 

Yarım asırlık çınarımız...

 

Devrim ve sosyalizm partisinin değerli temsilcisi, doğal önderi Sinan yoldaşı 2 yıl önce yitirdik. İki yıldır onun yokluğunu ve burukluğunu yaşıyoruz. O sadece partimiz için değil, aynı zamanda tüm devrimciler için büyük bir kayıptı.

Sinan yoldaş enternasyonal bir komünistti. Hayatını yarım asırdır kesintisiz olarak devrim ve sosyalizmin davasına adamış ender devrimcilerden biriydi. Yıllardır ülkemizde ve dünyada gericilik kol gezerken, Sinan yoldaş devrim ve sosyalizm için ısrarla çevresine ve bizlere moral aşılardı.

Sinan yoldaşta her devrimcinin öğreneceği çok şey vardı. Onun bizlere bıraktığı deneyim ve birikimlerden öğrenebilmeliyiz. Ancak bu şekilde onun mirasını yeni kuşaklara taşıyabiliriz. Partimizin tanımladığı zor dönemin devrimciliği tam da Sinan yoldaş gibileri anlatıyordu. Hala da zorlu bir dönemdeyiz ve bu süreci, Sinan yoldaş gibi kadrolarla aşacağız.

Sinan yoldaş partisine ve devrimcilere ufuk açan, yol gösteren, umut veren, önder bir komünisti. Sadece devrim ve sosyalizm davasına bağlılıkla yetinmeyip, gittiği her yerde devrimcilere ve emekçilere umut aşılardı.

Devrimci çevrelere karşı çok hassastı. Hiç ayrım gözetmeksizin 71 devrimci hareketinden büyük saygıyla söz ederdi. Bu değerleri partimizin değerleri olarak görür, kucaklayıcı bir bakış açısıyla ele alırdı.

Partimizin sınıf çalışmasında kat ettiği mesafe onun büyük moral kaynağıydı. Greif işgalinin ve Metal Fırtınası’nın partimizin artık sınıf zeminine oturduğunu gösterdiğini hatırlatır, daha büyük fırtınaların geleceğini ve bunlara hazırlık yapmamız gerektiğini hep vurgulardı. Bundan dolayı parti örgütünde aksayan yanlara hiç takılmazdı. “Ben bir dava adamıyım, önemli olan dava ve parti çizgisidir” derdi ve ayrıntılara takılmazdı. Siyasal ve örgütsel her alanda bir sıra neferi olarak hareket eden Sinan yoldaş, aynı zamanda partinin ve yoldaşların doğal bir önderiydi. O bu özellikleriyle, seçkin bir komünist olarak hep mücadelemizde yaşayacaktır.

Sinan yoldaşın en büyük üstünlükleri kapsayıcı, birleştirici, ilkeli duruşu ve yaratıcılığıydı. Sinan yoldaşın en güzel özelliklerinden biri de çok esprili olmasıydı. Onun güzel esprilerini hiç unutmayacağız. Defalarca rüyalarımıza o esprilerle giriyor ve bizi halen de güldürmeyi başarabiliyor.

Bizden ayrılalı iki yıl oldu ama davası hep ilerleyecektir. Türkiye işçi sınıfının kurtuluş davası, zorlu ve sancılı da olsa hep ilerleyecektir. O maya artık tutmuştur. Artık hiçbir güç, hiçbir baskı, zorbalık ve terör bu davayı bu topraklardan söküp atamaz. Dünyada sömürü, baskı ve savaşların, pandemi gibi ağır durumların kol gezdiği bu süreçte devrimci olanaklar giderek büyümektedir. Burjuvazinin dayattığı gerici atmosfere rağmen, dünya çapında müthiş hoşnutsuzluklar birikmekte, durmaksızın kitle hareketleri patlak vermektedir. Hala da sürmekte olan gericilik döneminden, tüm bunlar sayesinde bir çıkış yolu mutlaka bulunacaktır.

Sevgili Karadayı, bu topraklar seni asla unutmayacak. Bize gösterdiğin yolda yürüyeceğiz. İdeallerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz.

Seni yarım asırlık çınarımız olarak hep kavgamızda yaşatacağız. Andolsun, senin taşıdığın kızıl bayrağı hep yükseklerde tutacağız.

Hoşça kal Sinan yoldaş, hoşça kal Karadayı, seni asla unutmayacağız. Davan davamızdır.

Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir!

Cenevre’den bir yoldaşı