7 Ağustos 2020
Sayı: KB 2020/Özel-8

Krizin faturasına ve faşist zorbalığa karşı!
Derinleşen kriz ve gerici manevralar
Kadın cinayetlerine karşı eylemli mücadeleyi büyütelim
“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz!”
Pandemi fırsatçıları servetlerini katladı
Ebru ve Aytaç için eylemler
“Geleceğimiz için birlik olmalıyız!”
Tutsak devrimci Elif Alçınkaya’dan…
Petkim toplu iş sözleşmesi üzerine
“Mücadele etmezsek kıdem tazminatımızı kaybederiz”
Engels: Anısı ve eseri sonsuza dek yaşayacak! - A. Eren
Alman ekonomisinin “motoru” tekliyor
ABD-Çin gerilimi aynasında hegemonya mücadelesi
Siyonist rejim zor durumda!
Beyrut Limanı’nda patlama
Kontrolsüz plastik üretimi gezegeni tehdit ediyor
Zeliha yoldaş bir yıl önce aramızdan ayrıldı
Dinci-gerici iktidarın üniversite parolası “Yaptım, oldu!”
Parasız eğitim haktır!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Zeliha yoldaş bir yıl önce aramızdan ayrıldı

Anısı mücadelemizde yaşayacak!

 

Nazım Hikmet, rubai’lerden birinde, “Güzelim Dünya Elveda ve Merhaba Kâinat” demişti. Zeliha yoldaşı bir yıl önce kainat yolculuğuna uğurlamıştık.

Sınıf bilinçli-devrimci işçi kimliği ile öne çıkan Zeliha yoldaş, son soluğuna kadar bu duruşunu sürdürdü. Yoldaşlarının, dostlarının, yakınlarının tüm anlatımları buna tanıklık ediyor. Hayata veda etmesinden sonra yapılan anmada partisi TKİP adına yapılan konuşmada da bu duruşun altı özenle çizilmiştir.

Belli üstünlükleri kişiliğinde birleştirmeyi başarmasıyla dikkat çeken yoldaşın yaşamına/mücadelesine dair tanıklıklar, ek bir şey söylemeyi gereksiz kılıyor.

Enternasyonal devrimci işçi kimliği

Zeliha yoldaş Türkiyeli bir devrimci olduğu kadar, Almanya’da devrimci sınıf çalışmasını tutkuyla sürdürdü. Türkiye’deki işçi direnişlerine coşkuyla destek verirken, sınıf bilinçli metal işçisi kimliği ile Almanya’da enternasyonal dayanışma ağlarının oluşturulması için de koşturuyordu.

Türkiye’deki devrimci mücadele ile güçlü bağlar kurarken, enternasyonal dayanışmanın, enternasyonal mücadelenin önemini göz ardı etmedi. Hem cenaze törenine hem anmasına farklı halklardan devrimcilerin katılması, yoldaşın geliştirdiği enternasyonal ilişkiler hakkında fikir veriyordu.

Zor dönemlerde devrimci kimliği koruyabilme kararlılığı

Erken yaşta devrimci mücadeleye katılan Zeliha yoldaş, sosyalizm davasına olan bağlılığını son anına kadar korumuştur.

Bu süreçte Türkiye’de askeri faşist cunta dönemi, ilk katıldığı harekette parçalanma, 89 çöküşü yaşanmış, gericilik dalgası kabarmış, mücadele dışında kalanların sayısı tahminlerin ötesinde olmuştur. Ancak tüm bu netameli olaylara rağmen onun sosyalizme olan inancı sapsağlam kalmıştır.

Yoldaş davaya bağlı kalmakla yetinmemiş, sınıf bilinçli işçi olmanın da avantajıyla önce EKİM’le ardından devrimci sınıf partisi TKİP ile mücadele alanlarında buluşma onuruna da erişmiştir. 

Grev ve direnişleri coşkuyla karşılamak

Almanya’da öncü bir metal işçi olarak mücadele ederken, Türkiye’de gerçekleşen grev ve direnişleri coşkuyla karşılayan yoldaş, dayanışma örgütlemenin öncülerinden biri olmuştur. 2000 yılı açlık grevi/ölümü orucu direnişinden Tekel direnişine, Greif’ten Metal Fırtınası’na, Cumartesi Annelerinin mücadelesine kadar bütün direnişlerle aktif dayanışma içinde olmuştur. Bu sadece bireysel bir dayanışma değildi elbet. Zeliha yoldaş dayanışma ağları kurmaktan, dayanışma eylemleri örgütlemeye, direnişleri ziyaret etmek için heyet oluşturmaya kadar uzanan çok yönlü bir dayanışma faaliyetinin öznesi olmuştur.

“Sabır taşı olmaktan başka çaremiz yok”

Sosyalizm davasına bağlı olan yoldaş, bunun ancak işçi sınıfının bilinçli/örgütlü devrimci eylemiyle gerçekleşebileceğinin farkındaydı. Ama yoldaş, içinden geçtiğimiz dönemde devrimci sınıf partisinin proleter kitlelerle bütünleşmesinin zorluğunu bizzat kendi deneyimlerinden de biliyordu.

Sınıf çalışmasında mesafe kat etmenin zorluğunu bilen Zeliha yoldaş, “Sabır taşı olmaktan başka çaremiz yok” diyordu. Bu ifade hem fabrika çalışmasında sınıfı devrim davasına kazanmanın önemi hem bu alandaki güçlükler konusunda bilincinin berrak olduğuna işaret ediyordu.

“Dürüst devrimciler olarak kalın”

Son günlerini yoldaşlarıyla/dostlarıyla geçiren Zeliha yoldaşın devrime-sosyalizme olan inancını vurgulamak için özen göstermesi kayda değerdir. Yaşamının son demlerinde sergilediği bu metanet, sosyalizm davasına bağlılığının sağlam bir sınıf bilince dayandığını gösterir. Yoldaşlarının “bizden istediğin bir şey var mı” sorusunu, “Dürüst devrimciler olarak kalın” diye yanıtlaması tesadüf değil. 

Onu anlatan eşi/yoldaşı, Zeliha’nın veda etmeden önce kendisinden iki istekte bulunduğunu; birincisi, çocuğunun ve torunlarının da devrimci mücadeleye omuz vermesi, ikincisi ise sahip oldukları bir takım maddi birikimlerin mücadelenin hizmetine sunulması olduğunu belirtti. Bu tutum sınıf bilincinin nasıl da berrak olduğunun çarpıcı bir anlatımıdır.

Ölüme bir soluk kala neşe ve umut saçmak

Son günlerinde onu ziyaret eden yoldaşları/dostları, Zeliha yoldaşın ölüme bir soluk kala etrafına neşe ve umut saçtığına tanıklık ettiler.

Bu dikkat çekici tutum kendiyle barışık bir ruh halinin, doğru safta olmanın sağladığı gönül rahatlığının, ideallerinin gerçekleştirilmesi mücadelesinin devam edeceğine duyulan sağlam güvenin dışa vurumuydu. Bunu pek az kişi başarabilir.

“Dostluğu ve insanlığı zirvede yaşamak”

Devrimci olmanın, yani tereddütsüz bir şekilde doğru safta yer almanın sağladığı manevi kuvvet, yoldaşın son günlerindeki sözlerinde belirginleşiyordu. O, ölümüne günler kala “İnsan devrimci-komünist olunca dostluğu ve insanlığı zirvede yaşıyor.” demişti yoldaşlarına.

Zeliha yoldaş bir yıl önce kainata merhaba demiş olsa da, mücadelemizden yaşamaya devam ediyor.