İçindekiler:

1 Temmuz 2024
Sayı: KB 2024/11

Sivas Katliamı'nın 31. yılı.
Bir kez daha halkı ve doğayı ölüme terk ettiler!
Düzen cephesinde "yumuşama" tartışması
Kayyım saldırısına geçit verme!
Yıkım "kararlı adımlarla" devam edecek!
Atanamamanın yeni adı akademi!
"Rezerv" demagojisiyle rant ve talan
Servet ve sefalet kutuplaşması derinleşiyor
"Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır!"
"Vergi" soygununa karşı mücadeleye!
Akkuyu NGS'de denetim insanlık dışı!
İşçi-emekçiler dört bir yanda direnişte!
Sınıf hareketi ve sınıf çalışmasının gündemleri
Soykırımcı İsrail rejiminin açmazları derinleşiyor
NATO yeni savaşlara hazırlanıyor
Emperyalist güçlerin "barış" arayışları
Emperyalist rekabetin Asya-Pasifik'teki yansımaları
Bolivya'da bir askeri darbe daha püskürtüldü
Bolivya'da başarısız darbenin ardından...
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından.
Assange'ye "özgürlük" basın "özgürlüğüne" pranga
AfD Kongresi'ni yüz bin kirli protesto etti
Kenya'da vergi yasasına karşı eylemler
2023-2024 eğitim döneminin gösterdikleri
Göçmenlere dönük ırkçı saldırıların parçası olmayalım.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Rezerv” demagojisiyle rant ve talan

 

6 Şubat 2023’te gerçekleşen ve 11 ilde yıkımlara neden olan depremin üzerinden 16 aydan fazla süre geçti. Bu sürede mağduriyetle baş başa bırakılmaları yetmezmiş gibi, şimdi de depremzedelerin yaşam alanları iktidar tarafından talan edilmek isteniyor.

Yirmi yılı aşkın süredir ülkeye yöneten dinci-faşist iktidar depremin ilk anından itibaren üvey evlat muamelesi yaptığı Antakyalıları kendisine oy vermedikleri için cezalandırdı. Depremin ilk günlerinde neredeyse hiçbir kurtarma ve insani yardım taşımadığı kente yapılan gönüllü yardımları da engellemeye çalışmıştı. Yıkıntılar altından gelen yardım sesleri de bu politikanın neticesinde kesilmiş ve faşist iktidar göz göre göre burada bir katliam gerçekleştirmişti.

Bizzat gerici iktidarın şefi Erdoğan pişkin bir şekilde “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi?“ diyerek o tiksinti verici zihniyetlerini ortaya sermişti.

Kira yardımı bitti, talan sürüyor 

Depremin üzerinden geçen bunca zamana rağmen artık neredeyse hiçbir yardım alamayan deprem mağdurlarına AFAD eliyle ödenen komik kira yardımları da ev sahibi olmayanlar için bu ay itibarıyla kesildi. Söz verilen evler ise depremzedeler için hala uzak bir hayal.

Öte yandan iktidarın boş durduğu da söylenemez. Nitekim geçtiğimiz günlerde bir kez daha gündeme getirilen “rezerv alan” uygulaması ile özellikle Antakya, Defne ve Samandağ’da talanın önü açılıyor. Bu uygulama, depremzedelerin ellerinde kalanın da faşist iktidar ve aveneleri tarafından gasp edilmek istendiğine işaret ediyor.

Samandağ’ın en merkezi noktası olan aktif bir şekilde alışverişin olduğu sağlam yapıların bulunduğu dükkan ve hanelerin sahipleri telefonlarına gelen mesajlarla bölgenin rezerv alan ilan edildiğini öğrenmişlerdi.

Aslında bu rant uygulaması 9 Kasım 2023’te Resmi Gazete’de yer almıştı. Özü rant olan bu düzenleme ile Antakya, Defne, Samandağ ve Kırıkhan ilçelerinde yüzlerce hektarlık alanın “rezerv alanı” ilan edildiği belirtilmişti.

Bu rant uygulamasına karşı tepkilerini eylemli bir şekilde ortaya koyan Antakyalılar farklı inanç ve kültürlerin bir arada yaşadığı kentte demografik yapının da değiştirilmesi tehlikesine dikkat çekiyorlar.

Evi yıkılan veya ağır hasar görenlere söz verilen evlerin yapımı daha çok uzun sürecek gibi görünürken bu evlere 7 milyon TL dolayında bir fiyat biçilmiş olması ve devletin sadece 4 milyon liraya yakın bir destek vereceği (o da olursa) düşünüldüğünde depremzedelerin büyük çoğunluğunun bu evlerde oturma şansının olmayacağı açıktır. Tıpkı Sulukule’de “kentsel dönüşüm” adı altında yıkılan evlerinin yerine yapılan konutların taksitlerini ödeyemeyen ve yerlerimden edilen insanlar gibi...

İmar affı ve denetimsizliğin yanı sıra depremin ilk anında da hiçbir şey yapmayan gerici-faşist iktidar on binlerce kişinin ölümünün doğrudan sorumlusu olmuştur. Başta Hatay olmak üzere depremin vurduğu bütün kentlerde dün insanları göçük altında bırakanlar aradan geçen zaman diliminde de aynı vurdumduymaz politikayı sürdürmüş, depremzedeler için yapılan devasa bağışların çoğunu da adreslerine ulaştırmamıştır. Bu kadar rezalet ve eziyet yetmezmiş gibi iktidar, göz diktiği alanları depremde mağdur ettiği halkın elinden almaya hazırlanıyor. Hem bu yağma ve talan düzenine hem saraylarda sefahat süren temsilcilerine karşı durmak sadece yıkımı yaşayanların değil hepimizin sorunudur.

E. Yalçın

 

Dört bir yanda “Adalet” arayışı

 

Sermaye iktidarı “tasarruf” ve “kemer sıkma” politikalarıyla ekonomik krizin faturasını işçi ve emekçilerin sırtına yıkarken demokratik hak ve özgürlüklere saldırarak oluşabilecek öfkeyi kontrol altına almaya çalışıyor. Bu nedenle en küçük yan yana geliş ve hak arama eylemi baskı ve zorbalıkla bastırılmak isteniyor. Rejim, kaba baskı ve saldırıların yanı sıra yargıyı da bir aparat olarak kullanarak emekçilere gözdağı vermeye çalışıyor. Dört bir yanda emekçiler tüm saldırılara rağmen “adalet” arayışını sürdürüyor. Depremzede yakınlarının, hayvan hakları savunucularının, Şenyaşar ailesinin, kayyım saldırısına karşı Kürt emekçilerin ve tutsak yakınlarının adalet talebiyle başlattığı nöbetler sürüyor.

Maraş’ta 6 Şubat 2023’teki depremlerde yıkılan ve 44 kişinin hayatını kaybettiği Sait Bey Sitesi’nde yakınlarını kaybeden aileler adalet nöbeti başlattı. Bilirkişi raporlarının eksik ve yetersiz olduğunu belirten aileler raporların teknik ve yetkin bir üniversite tarafından hazırlanmasını istediklerini söyleyerek 4. duruşma tarihi olan 9 Temmuz’a kadar nöbeti devam ettireceklerini duyurdu.

Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Antakya Fuat Koku Sitesi’nde annesini, kız kardeşini, ağabeyini ve dokuz aylık yeğenini kaybeden Döne Kaya, başlattığı adalet nöbetini Ankara Olgunlar Sokak’taki Madenci Anıtı’nda 9’uncu haftada sürdürdü. Döne Kaya’nın nöbetine Saitbey Sitesi’nde 9 yaşındaki oğlunu kaybeden Sema Olukpınar da eşlik etti. Olukpınar, enkaz başında da adalet nöbetine başladıklarını söyledi ve destek istedi. Depremzede yakınları depremin ardından meydana gelen yıkımda sorumluluğu bulunan kamu personellerinin yargılanması talebiyle her Cumartesi eylemini sürdürüyor.

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi’nin, iktidarın sokakta yaşayan hayvanların uyutularak öldürülmesine dair hazırlık yaptığı yasa teklifine karşı Ankara Çankaya Belediyesi önündeki eylemi 37 günü aşkındır devam ediyor.

Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde eski AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar ile saldırılardan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar'ın adalet mücadelesi sürüyor. Anne Şenyaşar ve oğlu, 9 Mart 2021’de adliye önünde başlattıkları eylemi, Ankara’ya taşıdı. Şenyaşar ailesinin nöbeti bakanlıklar önünde devam ediyor.

Adana, Van, Mersin, İstanbul ve Mardin’de tutsak yakınları “Özgürlüğe ses ver!” eylemlerini sürdürüyor. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve hapishanelerdeki siyasi tutsakların taleplerinin karşılanması için her hafta oturma eylemi yapan tutsak yakınları Adalet Bakanlığı’na “Artık yeter, tecridi kaldırın!” diye seslendi.

Hakkari Belediyesi’ne atanan kayyıma karşı birçok ilde başlayan nöbetler sürüyor. İstanbul, İzmir, Ankara, Urfa, Batman, Şırnak, Diyarbakır’da demokratik kitle örgütlerinin öncülüğünde başlayan “kayyım nöbetleri” sürüyor.