14 Mart 2008 Sayı: SİKB 2008/11

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci baharı örgütleyelim!
  Amerikancı cepheye karşı emekçilerin devrimci baharı için!
Talabani’nin Türkiye ziyareti üzerine
ÇÜ’de şoven gericilere karşı yürüyüş...
Gazi katliamı ve direnişi anıldı...
12 Mart Gazi, 16 Mart Halepçe ve Beyazıt Meydanı....
  Emekçi Kadın Kurultayı’na sunulan tebliğlerden...
  Burjuvazinin 8 Mart üzerine hesapları...
  Makina kırıcılardan insan kıyıcalara...
Yüksel Akkaya
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Yapı-Yol Sen üyeleri Türkiye genelinde iş yavaşlatma ve iş bırakma gerçekleştirdiler...
  Gençlik hareketinden...
  Emperyalist zorbalar ile gerici güçlerin riyakarlığı…
  Birleşmiş Milletler taşeronluğa devam ediyor…
  Bush işkenceyi yasaklayan yasa tasarısını veto etti!
  MİB-DER: Sınıf mücadelesinde yeni bir mevzi!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Genç-Sen faaliyetlerinden...

İÜ Edebiyat’ta tanışma toplantısı…

İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde tanışma toplantısını 11 Mart günü gerçekleştirdik. Yaklaşık 30 kişinin katıldığı toplantıda birçok konuda tartışma yapıldı, birçok karar alındı.

Tanışma toplantısından önce yaygın olarak toplantının çağrısının yer aldığı el ilanlarımızı ve afişlerimizi kullandık. Bu hafta tekrar “Hergele”de yemekhane girişinin önünde masa açarak toplantı çağrısını ve fakülteler arası geçiş yasağını anlattığımız bildirileri dağıttık. Birçok kişiyle bu yasak hakkında konuştuk.

Bu çalışmaların sonunda ilk toplantımızı gerçekleştirdik. Bir arkadaşımız genel olarak yaşadığımız sorunlara (barınma, sağlık, paralı eğitim, diplomalı işsizlik, öğrencilerin yönetimde söz sahibi olamaması) değindi. Bugün üniversitelerde bilimin üretilmediğinden ve bizlerin mezun olduktan sonra ucuz işgücü olarak kullanılabilecekleri bölümlere yerleştirmeye zorladıklarından bahsetti. Öğrencilerin de birçok alanda sömürüldüklerini anlattı. Yaşadığımız bu ortak sorunlara ortak çözümler bulmak için Gen-Sen’in kurulduğu vurgulandı. Genç-Sen’in nasıl bir sendika olduğu, temsilciler meclisi ve MYK’nın işlevleri tanımlandı. Buradaki en önemli vurgu bu mekanizmaların birer karar alma merceği değil sadece temsilci olduklarıydı.

Deneyimlerden örnek verilerek mücadelemizi büyütebileceğimiz söylendi ve dünyadaki sendika örnekleri anlatıldı. Genç-Sen’in bu sendikalardan alabileceği en iyi örneğin kitlelere ulaşmak olduğu vurgulandı. Henüz yeni kurulan Gen-Sen’in kitleselleşebilmesi ve kazanımlar elde edebilmesi de bu sonuca bağlandı. Bir arkadaşımız henüz Genç-Sen’in var olmadığına işaret etti. Sendikanın var olabilmesinin tek şartını pratikte bir şeyler yapabilmek ve sorunlara karşı verilecek mücadeleyi kitlelere mal edebilmek olarak tanımladı.

Bu tartışmalardan sonra İÜ’de yaşadığımız en yakıcı sorun olan fakülteler arası geçişin yasaklanması üzerinden Genç-Sen olarak ne yapılabileceği konuşuldu. Bir eylemsel plan belirlendi. Bir arkadaşımız sendikanın içerisinde oluşturulacak organların (İÜ Şubesi, Şube Yürütme Kurulu vb.) işlevlerini anlattı.

Toplantının sonunda şu kararlar alındı:

- Genç-Sen’i mücadele eden bir sendika olarak öğrencilere anlatmak için yaygın kitle çalışması yapılması.

- Bunun ilk ayağı olarak Fen-Edebiyat Fakültesi’nde fakülteler arası geçiş yasağına karşı bir kampanya örülmesi ve bu kampanyanın kısa zamanda diğer fakültelerle, kampuslerle ortak olarak yapılması.

- Bu kampanya çerçevesinde ilk iki hafta boyunca dilekçe toplanması, afiş ve bildirilerle bu yasağın öğrencilere anlatılması, iki haftanın sonunda bir basın açıklamasıyla dilekçelerin rektörlüğe gönderilmesi.

- Her hafta düzenli toplantılarla haftalık planlama yapılması.

İstanbul Üniversitesi / Ekim Gençliği


Yabancı Diller Bölümü faaliyetleri…

İÜ Yabancı Diller Bölümü’nde 12 Mart günü yapacağımız Genç-Sen tanışma toplantısının çalışmalarını sürdürüyoruz. Bu haftanın başından itibaren toplantı çağrısının yer aldığı afiş ve el ilanlarını kullanmaya başladı. Birçok öğrenciyi bu toplantıya davet ederken yaşanılan sorunlar üzerinden de konuşmuş olduk. Özellikle paralı eğitim üzerinden yürüttüğümüz kampanyamızın bu toplantıda tartışılacağını anlattık.

Yanısıra 14 Mart’ta yapılacak olan 16 Mart eyleminin çalışmalarına başladık. 16 Mart’ı tarihsel olarak anlatan ve eyleme çağrı yapan bildirilerimizi iki gündür kullanıyoruz. Afişlerle de bu çalışmayı sürdüreceğiz. 3. sayısını çıkardığımız Kamp-Üs’ün satışlarına da başladık. Toplu olarak gerçekleştirdiğimiz satışta16 adet dergi kullandık.

İstanbul Üniversitesi / Ekim Gençliği


Dokuz Eylül’de Genç-Sen toplantısı!

Okulun açılmasıyla birlikte Dokuz Çeşmeler yerleşkesinde “taban inisiyatifi oluşturma” ve “birleşik, kitlesel ve devrimci bir gençlik mücadelesi” hedefli ilk Genç-Sen toplantısını gerçekleştirdik. Toplantıda yemekhane ücretlerinden temizliğe, ısınma sorunundan turnikelere, soruşturmalardan zorla toplanan bağış paralarına kadar birçok sorun ve çözüm önerisini tartıştık. GATS ile birlikte üniversitelerde ne gibi dönüşümlerin yaşandığını ele aldık. Neo-liberal dönüşümlerin bir ayağı olan eğitimin paralılaştırılmasının yerele ilişkin uygulamalarla birlikte işlenmesinde fikir birliğine vardık. Geçmişten günümüze kadar YÖK’ün işleyişi ve YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın “eğitim paralı olmalıdır” şeklindeki açıklamalarını, önümüzdeki ilk haftanın pratik-politik faaliyeti olarak işleme kararı aldık.

Ayrıca SSGSS ile birlikte sağlığın paralılaştırılması, türban tartışmalarıyla yaratılan yapay kutuplaşma ve yükseltilen şovenizme karşı halkların kardeşliği şiarı da tartışılan başlıklar arasındaydı. Bu konular daha kapsamlı ele alınmak üzere sonraki toplantılara ertelendi. Birleşik, kitlesel ve devrimci bir öğrenci hareketi doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Dokuz Eylül Üniversitesi /Ekim Gençliği


Eğitim hakkı talebine ÖGB terörü!

Eşit, parasız, anadilde eğitim talebini yükselterek YTÜ öğrencilerini mücadeleye çağıran öğrenciler, gerçekleştirdikleri eylemde bir kez daha ÖGB terörüyle karşı karşıya kaldılar.

7 Mart’ta Tonoz Kantin önünden “Eğitim hakkımız engellenemez/YTÜ Genç-Sen” pankartını açarak yürüyüşe geçen öğrenciler, üniversite turnikeleri önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Eylemde okunan açıklamada, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın göreve geldiği günden itibaren üniversitelerin paralı olması gerektiğini söylediği ve bu doğrultuda hareket ettiği belirtildi.

Üniversite öğrencileri üç arkadaşlarının uzaklaştırma saldırısıyla karşı karşıya kalmasını da protesto ettiler. “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak!”, “Eşit, parasız, bilimsel anadilde eğitim!”, “Eğitim hakkımız engellenemez!” sloganlarıyla devam eden eylemde kampüslerde yaşanan yerel sorunlara karşı çözüm talebi de yer aldı.

Açıklamanın ardından turnikelerden içeriye girmek isteyen öğrencilere kapıda biriken ÖGB’ler kimlik dayatmasında bulundu. Öğrencilerin üzerine yürüyen özel güvenliklerle öğrenciler arasında arbede çıktı. ÖGB’ler “kafana sıkarım!” tehditi savurdular. ÖGB saldırısını teşhir eden öğrenciler, özel güvenliklerin üniversitelerdeki rolünü duyurmuş oldular. Arbedenin ardından özel güvenlikler kararlı tutumları sonucunda YTÜ’lü öğrencileri içeri aldılar.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Öğrenmenin mesaisi olmaz!

 MSGSÜ Genç-Sen olarak, 6 Mart günü ilk merkezi toplantımızı gerçekleştirdik. Merkez kampüs kantininde yaptığımız toplantının açılışında, bir arkadaşımız okulumuzun geçmiş deneyimlerinden bahsederek örgütlü mücadelenin önemine değindi.

Çalışmanın hangi gündemler ekseninde sürdürüleceği tartışmaları oldukça canlı geçti. Bütün fakültelerden arkadaşlarımız öne çıkan sorunlarını sıralayarak nasıl bir mücadele hattında işlenebileceğini tartıştı. Merkezi kampanyamızın başlangıcı için, her alanda farklı bir öznellikte karşımıza çıkan mekan kullanımı sorununda ortaklaşıldı. Atölye, kütüphane ve arşivlerin kullanımının önündeki zorlukların kaldırılması konusunda ortak eğilim belirlendi. Bu talepleri içeren kampanyamızın başlığını “Memur değil öğrenciyiz! Öğrenmenin mesaisi olmaz!” olarak belirledik. Toplantıya yaklaşık 35 kişi katıldı.

Çalışmamıza bildirilerimizi ve afişlerimizi kullanarak başlayacağız. Belirli aralıklarla devam ettireceğimiz eylemlerin yanısıra dilekçe, imza toplama gibi araçları da kullanacağız.

Ekim Gençliği / MSGSÜ


YTÜ’de Genç-Sen toplantısı 

7 Mart günü Davutpaşa ve Beşiktaş kampüsleri olarak birlikte örgütlediğimiz basın açıklamasının ardından, iki kampüsün ilk ortak toplantısını gerçekleştirdik. Basın açıklamasını ön süreci ile birlikte değerlendirerek başladığımız toplantı, döneme dair bir çalışma hattı oluşturma ve şubeleşme tartışmaları ile devam etti. Öncelikle iletişim probleminin giderilmesi için iki hafta da bir ortak toplantı yapılmasına karar verildi. İletişimin sağlanabilmesi için her iki kampüsten birer arkadaş görevlendirildi.

Ardından bu döneme dair neler yapılabileceği, iki kampüsün birlikte nasıl hareket edebileceği ve yerelin özgün sorunlarına nasıl müdahale edilebileceği tartışıldı. Paralı eğitim ve geleceksizlik sorunlarını işleyen bir kampanya süreci kurgulanarak, yerellerde işlenen sorunların bu kampanya dahilinde ele alınması planlandı. Çalışmaların üniversitedeki temel problemleri sorgulayan bir anketle başlamasına, bugüne kadarki çalışmaları ve genel olarak Genç-Sen örgütlenmesini anlatan bir broşür çıkarılmasına karar verildi. Ardından yerel bülten çıkarılabileceği konuşuldu.

Temsilciler meclisi ve şubeleşme gündemi tartışılırken, sendikaya ve genel olarak örgütlenmeye dönük farklılıklar kendini gösterdi. Bir yanda genel kurulda da kendini gösteren “biz kurduk, siz de gelin” anlayışı ile üstten örgüt inşa edenler, diğer yanda bizim de temsilcisi olduğumuz taban inisiyatifinin esas kılındığı örgütlenmeyi savunanlar...

Biz bu tartışmaları yaparken, alanda harcadığımız emek, gösterdiğimiz politik- pratik çaba neticesinde güçleneceğimizi biliyoruz. Karşımıza “bildiri dağıtmanın ne anlamı var” ya da “herkes bildiri dağıtmak istemez, bazıları da masada oturur” diyerek çıkanlar bunu böyle bilmelidir. Aksi davranışlar çalışmanın her aşamasında teşhir ve tecrit edilecektir!

YTÜ Ekim Gençliği

 

Gençlik hareketinden...

KTÜ’de 8 Mart etkinliğine gözaltı!

10 Mart’ta Ekim Gençliği, Gençlik Federasyonu, ÖEP ve YDG olarak ortak örgütlediğimiz KTÜ Makine Mühendisliği kantini önünde yapılan 8 Mart etkinliğine katılan öğrenciler hakkında Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.

11 Mart sabah kampüste bulunan iki Ekim Gençliği okurunun yolu jandarma tarafından kesilerek kimlik kontrolü yapılmak istendi. Arkadaşlarımız kimliklerini göstermediler. 8 Mart etkinliğine katıldıkları için ifadeleri alınmak üzere Jandarma Komutanlığına çağrıldılar. İfade vermeye gitmeyi reddeden okurlarımız darpedilerek zorla arabaya bindirildi. Jandarma terörüne sloganlarla ve direnerek cevap verildi. Gözaltında ifade vermeyi kabul etmeyen Ekim Gençliği okurları sağlık muayenesine götürüldükten sonra serbest bırakıldı ve mahkemeye sevk edildiler. Sonrasında etkinliğe katılan kişilerin gözaltına alınması sürdü. Aralarında bir YDG’li ve Yürüyüş okurunun bulunduğu iki kişi de ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Gözaltından çıkan arkadaşlarımız 13 Mart günü düzenleyeceğimiz Genç-Sen toplantısının afişlerini yapmaya devam ettiler. Hiçbir baskı ve terör devrimci faliyetimizi engelleyemez.

Trabzon Ekim Gençliği


İYTE’de zamlara karşı eylem!

Okulumuzda ikinci dönemde yemeklere yapılan %50 zamma karşı bir dilekçe kampanyası başlattık. Bu kapsamda boykot faaliyeti örgütledik ve dilekçe topladık.

4 Mart günü merkezi kafeteryada yaptığımız eylemde taleplerimizi içeren dövizlerimizi giriş kapılarına astık. Giriş kapılarında zamları teşhir ettik. Arkadaşlarımız yemekhane içerisinde dolaşarak boykota destek çağrısı yaptılar. Daha sonra yemek zamlarını gürültü yaparak protesto ettik. Giderek kalabalıklaşan eylemimizin coşkusu anlamlıydı. “Müşteri değil öğrenciyiz!”, “Yemekhane zamları geri çekilsin!”, “Paralı eğitime hayır!” sloganları gür bir şekilde atıldı. Eğitim Sen’in de destek verdiği eyleme 90 kişi katıldı.

6 Mart günü yemekhane kapılarında bekleyerek, öğrencilerden zamlara karşı duyarlı olmalarını ve yemek yememelerini istedik. Aynı gün yemekhane içerisinde eylem gerçekleştirdik. Yemek zamlarının geri çekilmesini talep eden 334 dilekçe yönetime verildi.

İYTE / Ekim Gençliği

 

İYTE’de dilekçeler sonuçlandı 

Geçen dönem okulumuzda paralı eğitime karşı bir dilekçe kampanyası başlatmıştık. İYTE’de her yıl dönem başında kayıt ve kimlik parası adı altında 80 YTL, öğrenci belgesi için 2 YTL ve transkript için 10 YTL para toplanıyor. Karşılığı verilen makbuzda, “alınan para yükseköğretim diğer gelirleri adına tahsis edilmiştir” deniliyor.

Geçen dönem, öğrenci belgesi ve transkript alırken hiçbir para talep edilmemesini isteyen 235 dilekçeyi rektörlüğe vermiştik. Normal koşullarda dilekçelerin 15 gün içerisinde cevaplanması gerekiyordu ama yönetim yaklaşık 2 ay sonra cevap verdi. iyte.net forumunda yapılan açıklamada şunlar söylendi:

“İYTE Öğrenci Konseyi’nin uzun süreden beri sürdürdüğü çalışmalar sonucu Enstitümüz Yönetim Kurulu’nun 7 Mart 2008 Cuma tarihli kararıyla, %50 indirim yapılarak transkript ücreti 5 YTL’ye düşürülmüştür.”

Bizler çok iyi biliyoruz ki, “Öğrenci Konseyi” bizi temsil etmiyor. Öğrenci Konseyi devrimci ve demokrat öğrencilere karşı kurulmuştur, rektörlüğün kuklasıdır. Çeşitli adlar altında her yıl toplanan paraların alınmamasını isteyen çalışmayı İYTE öğrencileri olarak yaptık. Öğrenci Konseyi bu konuda hiçbir çalışma yapmamıştır. Hiç kimse bizim çalışmamız üzerinden meşruluğunu sağlayamaz. Bu olayın teşhirini en yaygın bir biçimde yapacağız.

İYTE / Ekim Gençliği


Liselilerin Sesi satışı…

Sefaköy İLGP olarak, bir meslek lisesi çıkışında Liselilerin Sesi’nin 21. sayısının satışını gerçekleştirdik. Daha önce meslek liselerine yönelik çıkardığımız bir bildiriyi bu lisede dağıtmıştık. Bu dağıtımın olumlu etkisini dergi satışımız sırasında gördük.

Satışımızı ajitasyon konuşmaları ile güçlendirdik. 20’ye yakın dergi kullandık. Satış anında tanıştığımız birkaç öğrenci ile sohbet etmek olanağı bulduk. Meslek liseli öğrencilerin sorunları üzerine konuşurken, arkadaşlar geçen hafta dağıttığımız bildirilerden bahsettiler. Lise 1 öğrencisi bir arkadaş, staj ücretinin asgari ücretin üçtebiri olduğunu bizim bildirilerimizden öğrendiğini, sorunun önemini farkettiğini söyledi.

Çalışmamızı güçlendirmede dergimizi etkili bir araç olarak kullanıyoruz. Satış vesilesiyle hem alana politikalarımızı taşımak hem de yeni insanlarla tanışmak mümkün hale geliyor. Sefaköy İLGP olarak okul önlerinde dergi satışlarımıza devam edeceğiz.

Sefaköy İLGP