11 Temmuz 2008 Sayı: SİKB 2008/28

  Kızıl Bayrak'tan
  Düzen içi dalaşma ve devrimci sınıf çizgisi!
   Liberal ve reformist solun rejim kriziyle sınavı
Fethulah’ın Abant Platformu Kürt sorunu gündemiyle toplandı…
E-Kart grevine dayanışma eli...

İşçi ve emekçi hareketinden…

2008 metal grup TİS’leri yaklaşırken…
TİS komiteleri kuralım, sözleşme sürecinde
etkin bir rol oynayalım!
  İstanbul’da belediye TİS’leri...
  Zam furyasına karşı ücretlerimize ek zam talep edelim!
  “Şah! Rok!”: Mat için ne yapmalı? Yüksel Akkaya
  Uluslararası işçi hareketinin yeniden yapılanması: Ne yapmalı? Nasıl yapmalı? / 2 Volkan Yaraşır
  Emperyalizmin G8 Zirvesi sirki!
  Irkçı siyonistlerden
savaş kışkırtıcılığı!
  Dünyadan kısa kısa…
  Bir kez daha iktidar çekişmesi üzerine
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden…

Üniversite işçisi direniyor!

İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Çapa, Cerrahpaşa ve Haseki Hastaneleri’nde çalışan ve bir süre önce Belediye-İş Sendikası 5 No’lu Şube’de örgütlenen temizlik işçilerine kölelik sözleşmesi dayatılıyor. Çapa ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri’nde çalışan 60 işçinin atılmasının ardından Çapa’da çalışan 320 işçiye çalışma koşullarını kabul etmemeleri halinde işten çıkarılacakları söylendi.

Çalıştıkları taşeron firmanın el değiştirmesiyle birlikte önlerine “55 yaş üstü olan işçilerin işten çıkartılması”, “ilkokul mezunu olan işçilerin çalıştırılmaması” gibi sözleşme maddeleri konan işçiler 2 Temmuz sabahı baskı ve işten atmalara karşı iş bıraktılar. Saat 12.00’de Monoblok önünde toplanan işçiler, dağıtılan yeni sözleşmeyi imzalamayacaklarını ve haklarına birlikte sahip çıkacaklarını ifade ettiler. İşçiler adına açıklama yapan Belediye-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Süleyman Polat, işçilerin, 2007 yılında Belediye-İş’e üye olduklarını, sendikal örgütlenmenin kazanıldığını, rektörlük ve firma yetkililerinin sendikayı tanımalarını istedi. Çapa, Cerrahpaşa ve Haseki hastanelerinde çalışan yaklaşık 750 sendika üyesinin aynı gerekçeye maruz kaldığını söyledi.

7 Temmuz günü ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde aynı firma, temizlik işçileriyle “ya çalışırsınız ya da gidersiniz” tehditlerini savurduğu toplantı gerçekleştirdi.

350 temizlik işçisiyle saat 12.00’de amfi’de toplantı yapan Çağ Ltd.Şti firması yetkilisi toplantı boyunca tehditler savurdu. Dayatılan kölelik sözleşmesini işçiler alkışlarla protesto ederek tok bir şekilde yanıt verdiler. 

Toplantı sonrası amfide işçilerle toplantı yapmak isteyen sendikacılara ise izin verilmedi. Belediye-İş Sendikası 5 No’lu Şube Başkanı Nihat Altaş ve 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm işçileri toplayarak Temel Tıp Bilimleri binası önünde bir konuşma yaptı.

Belediye-İş 5 No’lu Şube Başkanı Nihat Altaş şunları söyledi: “Burada uygulanan kölelik düzeninin devam ettirilmek istenmesidir. Örgütlü yapıyı dağıtmak istiyorlar. Onun için Çapa’da 285 kişinin sözleşmeyi imzaladığı, Cerrahpaşa’da sözleşmelerin imzalandığı şeklinde asılsız iddialar öne sürerek işçilerin kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. İmzalayan az sayıda arkadaşların bazıları da sözleşmeyi yırtıp attılar.”

Açıklama boyunca “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” ve “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Çağ Temizlik işçileri rektörlüğe yürüdü!

Çapa, Cerrahpaşa ve Haseki Hastaneleri’nde çalışan Belediye İş Sendikası üyesi temizlik işçileri 9 Temmuz günü de İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne yürüyüş gerçekleştirdi.

Su Ürünleri Fakültesi önünde saat 12.15’te bir araya gelen temizlik işçileri ve sendika yöneticileri “Bilim yuvalarında kölece çalışma koşullarına hayır!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!” pankartı ve “Atılan işçiler geri alınsın!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Ya hep beraber, ya hiçbirimiz!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Susma sustukça sıra sana gelecek!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!” dövizleriyle İÜ Beyazıt Kampüsü ana giriş kapısına kadar sloganlarla yürüdüler.

Yürüyüş boyunca “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Rektör şaşırma sabrımızı taşırma!”, “Sendika hakkımız engellenemez!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!”, “Yılgınlık yok, direniş var!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları atıldı. Kadın işçilerinin yoğunlukla katıldığı eylemde, işçiler canlı ve coşkulu sloganlar attılar.

İlk olarak Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm, eyleme destek veren kurum ve kişilere teşekkür eden kısa bir konuşma yaptı. Daha sonra Belediye-İş 5 No’lu Şube Başkanı Nihat Altaş konu ile basın açıklamasını okudu. Altaş, üniversite rektörlüğünün kurduğu ve pis kokularının geldiği kölelik düzenini yıkana kadar mücadelelerinin devam edeceğini söyledi.

Yapılan açıklamadan sonra Hasan Gülüm, 17 Temmuz’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne grev kararı asılacağını söyledi ve herkesi eyleme destek vermeye çağırdı. Eyleme Genel-İş Sendikası’ndan İsmail Özhamarat, Mehmet Karagöz, Nebile Irmak Çetin ve Genel-İş’e bağlı sendika çalışanları ve üniversite öğrencileri destek verdi. 

Kızıl Bayrak / İstanbul


DESA’da kıyım sürüyor!

Düzce’de kurulu olan DESA Deri’de, yaşanan sendikalaşma faaliyeti üzerine pek çok işçi işten atılmış, atılan işçiler direnişe geçmişti. Sefaköy’de fabrikalar yolu üzerinde kurulu olan DESA Deri fabrikasında da bir işçi yine sendikalaşma faaliyeti nedeniyle işten atıldı. Atılan işçi fabrikanın önünde direnişe başladı. Direniş, çevrede bulunan fabrikalarda çalışan işçilerin destek ziyaretleri ile sürüyor.

Küçükçekmece İşçi Platformu olarak, direnişi selamlayan ve talepleri içeren ozalitleri fabrikalar yolu üzerine astık. DESA patronu, işçilerin direniş ile bağını koparmak ve dağıttığımız materyallerimizin işçilere ulaşmasını engellemek için fabrikanın giriş-çıkış kapılarını değiştirdi. Cuma namazına giden işçileri tam bir abluka altına almaya çalışarak, KİP imzalı bildirilerimizin ve Emekçinin Gündemi gazetesinin işçilere ulaşmasını engellemeye çalıştı. İşçilere öğle tatilinde ulaşmak için gittiğimizde ise yol TIR ile kapatarak dağıtım engellenmeye çalışıldı. Bu engellemelere rağmen dağıtımımız gerçekleştirdik.

Direnen işçi ile dayanışma faaliyetimizi sürdüreceğiz.

Küçükçekmece İşçi Platformu


DİSK’ten OLEYİS ziyareti

Kocaeli Üniversitesi’ne bağlı lokanta ve kantinlerde 31 Aralık 2007 tarihinde greve çıkan DİSK’e bağlı OLEYİS üyesi üniversite işçileri üniversite yönetimi ve kolluk güçlerinin tüm hukuk dışı uygulamalarına karşı bekleyişlerini sürdürüyorlar.

Grevci işçilere 3 Temmuz günü DİSK yöneticileri destek ziyaretinde bulundular. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar, Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı ve DİSK Örgütlenme Daire Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, OLEYİS Genel Sekreteri M. Emin Ünal, DİSK / Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası Bölge Başkanı Veysel Demir, Birleşik Metal-İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Hami Baltacı, KESK Kocaeli Şubeler Platformu, ÖDP, Halkevleri, HKP, EMEP’in destek verdiği ziyarette Tuzla Arçelik fabrikası önünde sendika hakkı için direnen Nakliyat-İş üyesi Arçelik işçileri de yer aldılar.

Hastane önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında “Yaşasın Kocaeli Üniversitesi grevimiz! / DİSK Oleyis”, “Örgütsüz işçi köle işçidir, örgütlü işçi yenilmez!”, “DİSK / Oleyis üyesi Kocaeli Üniversitesi Grevci İşçileri”, “Yaşasın Kocaeli Üniversitesi grevimiz!” pankartları açıldı. Açıklamada konuşan DİSK yöneticisi Ali Rıza Küçükosmanoğlu üniversite yönetimini toplu sözleşme masasına davet etti. Üniversite yönetiminin grevi kırma çabalarına değinerek, greve dönük engellemelere DİSK olarak sessiz kalmayacaklarını belirtti.


KESK’ten açıklama...

Haziran ayı enflasyon oranlarının açıklanmasının ardından KESK konu ile ilgili açıklama yaptı. Enflasyon oranının gerçekçi olmadığı, emekçilerin kaybının gün geçtikçe arttığı vurgulandı.

Açıklamada şunlar söylendi: “Sadece elektriğe yapılan %22’lik zam bile maaşlarımıza yapılan zam ile reel kaybımız arasındaki farkı gözler önüne sermektedir. Kaldı ki, petrol fiyatlarında yaşanan artış bahane edilerek iğneden ipliğe tüm temel ihtiyaç maddelerine neredeyse her gün zam yapılmaktadır. Enerji ürünlerine yapılan her zam diğer zamları tetikliyor ve giderek yükselen enflasyon karşısındaki kaybımız daha da artıyor. Son bir yıl içinde ayçiçek yağına %87, bulgura %73, pirince %62, domatese %60, makarnaya %42, ekmeğe % 40, ulaşıma %25, suya %23 dolayında zam yapılmıştır….”

KESK açıklamasının devamında kamu emekçilerin içinde bulunduğu durumun ücretlerin tek taraflı olarak belirlendiği toplu görüşme usulü devam ettiği sürece değişmeyeceğini belirtti. Kamu emekçilerinin hakkı olan toplusözleşme ve grev hakkının gereğinin yerine getirilmesini, ücret zammı ve çalışma koşullarının toplusözleşme usulüyle belirlenmesini, kamu emekçilerinin kayıplarının derhal telafi edilmesini, en düşük kamu emekçisi ücretinin, tek kişinin insanca yaşayabileceği sınır olan net 1.200 YTL olmasını talep etti.


İzmir’de KESK mitingi...

KESK İzmir Şubeler Platformu’nun aldığı karar doğrultusunda  TMMOB ile birlikte örgütlediği “Açlığa, Yoksulluğa, İşsizliğe, Zamlara Hayır!” mitingi 5 Temmuz günü Bornova Meydanı’nda gerçekleşti.

Yürüyüş öncesi KESK yöneticileri ve Tertip Komitesi ile devrimciler arasında gerginlikler yaşandı. Alana gelen devrimci gruplara KESK yöneticileri sadece pankart ve döviz açılabileceğini, aldıkları karar doğrultusunda bayrak ve flamanın taşınmayacağını söylediler. BDSP’nin, böylesi bir yasakçı tutumu tanımayacağını ve kızıl bayraklar ile yürüyeceğini bildirmesinin ardından Tertip Komitesi, alana almayacağını ve mitingin dışında bırakacağını ifade etti.

Diğer devrimci kurumların da toplanma noktasına gelerek flamalarını açması üzerine aynı yasakçı tutum onlara karşı da gösterildi ve onlar da bu yasaklamayı doğru bulmadıklarını ve bayraklarını açacaklarını ifade ettiler. Bayrak açanların alana alınmayacağının söylenmesi üzerine devrimci kurumlar hep birlikte alana gireceklerini ve ortak tutum sergileyeceklerini belirttiler. Bu tartışmalar KESK’in geri adım atmasıyla sonuçlandı ve yürüyüş başladı.

Yürüyüşün en önünde “Ekmeğime, elektriğime  dokunma” ve “İşsizliğe, açlığa, yoksulluğa, zamlara hayır!” pankartı ile KESK İzmir Şubeler Platformu yürüdü. Ardından TMMOB pankartı ile yürüyüşe katıldı. TMMOB’nin ardında devrimci kurumlar ve reformistler yürüyüşteki yerlerini aldılar.

Alana girildikten sonra program başlatıldı. İlk olarak KESK dönem sözcüsü Ramis Sağlam bir konuşma gerçekleştirdi. Son dönemde ardarda yapılan zamlarla açlığın, yoksulluğun ve sefaletin daha da arttığını söyledi. Bunun sadece ülkemizle sınırlı olmadığını, dünyada da açlık ve sefaletin büyüdüğünü, bunun ise İMF ile Dünya Bankası’nın emperyalist politikalarının bir sonucu olduğunu ifade etti. İnsanca bir yaşam mücadelesinin yükseltileceği vurgulanarak konuşma sona erdi. TMMOB adına gerçekleştirilen konuşmanın ardından türkü ve halaylarla miting sona erdi.  

Mitinge binin üzerinde işçi ve emekçi katıldı. KESK Şubeler Platformu mitinge 500 kişi katılırken, TMMOB ise 100 kişiyle katıldı. Mitinge BDSP, DHP, ESP, Partizan, Halkevleri, Emekli-Sen, Mücadele Birliği, SDP ve EMEP katılarak destek verdi. Komünistler yürüyüşe “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni” pankartı, kızıl bayrakları ve dövizleri ile katıldılar.

 Kızıl Bayrak / İzmir


Tutsaklığı bilenlerden dayanışma!

Türk-İş’e bağlı Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) yaptığı yazılı açıklama ile tutuklu İranlı sendikacılarla uluslararası dayanışmayı yükseltme çağrısı yaptı.

TÜMTİS Merkez Yönetim Kurulu imzalı yazılı açıklamada, İran’da tutukluluk halleri devam eden Tahran Otobüs İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mansur Osanloo ve sendikanın genel merkez yöneticisi Mahmut Salehi’nin, 10 Temmuz 2007 tarihinde, Tahran’daki evlerine yakın bir yerde gözaltına alındıkları bilgisi yer aldı. Sendika yöneticilerinin Ekim 2007’de çıkarıldıkları mahkemede “İran’ın ulusal güvenliklerini tehlikeye attıkları ve rejimi eleştirdikleri” gerekçesi ile tutuklanarak 5 yıl hapse mahkum edildikleri vurgulandı.

TÜMTİS’in yazılı açıklamasının son bölümünde ise pek çok ülkede Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), ITF ve Uluslararası Af Örgütü tarafından tutuklu sendikacıların serbest bırakılması talebiyle etkinlikler gerçekleştirildiği bilgisi verildi. TÜMTİS’in açıklaması şu sözlerle son buldu:

“Tahran Otobüs İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mansur Osanloo ve diğer yöneticilerin derhal serbest bırakılması, İran’da sendikal yasakların kaldırılması, sendikaların fiilen tanınması ve sendikal haklara saygı gösterilmesi için İranlı sınıf kardeşlerimizle dayanışmayı yükseltelim. Bu amaçla; ITF tarafından hazırlanan metni, İran Cumhurbaşkanı’na gönderilmesi için tüm sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, siyasal partileri duyarlı olmaya çağırıyoruz.”


ÇHD’den 1 Mayıs sergisi

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi 4 Temmuz günü 1 Mayıs fotoğraflarından oluşan bir sergi açtı.

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi 4 Temmuz günü öğlen saatlerinde fotoğraf sergisini ziyaret etti ve 2007 1 Mayısı nedeniyle “Halkı yasadışı 1 Mayıs’a davet etmek” gerekçesiyle hakkında açılan davadan beraat ettiğini söyledi. Ergenekon Operasyonu’na da değinen Çelebi, operasyonların 1977 1 Mayıs’ı, Maraş ve Çorum katliamlarını düzenleyenlere ve darbecilere karşı yapılması gerektiğini belirtti.

ÇHD adına Serhan Arıkanoğlu’nun yaptığı konuşmayla ziyaret sona erdi. 

Kızıl Bayrak / İstanbul


Çelik Tekne’de iş “kaza”sı!

Çelik Tekne Tersanesi’ne bağlı ALMAR isimli taşeron firmanın alt taşeronu olan Prizma Denizcilik Ltd. Şti bünyesinde çalışan Ziyaeddin Yaraşır isimli işçi 4 Temmuz günü iş “kaza”sı geçirdi. Sacın puntalarla tutturulmamasından kaynaklı çalışır vaziyetteyken üzerine düşmesi sonucu yaralanan Ziyaeddin Yaraşır Tuzla Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada ilk müdahalesi yapılan Yaraşır daha sonra Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi ve 5 gün iş göremez raporu verildi.

Ziyaeddin Yaraşır Tersane İşçileri Birliği Derneği’ne başvurarak, işveren önlem almadığı için “kaza” geçirdiğini bildirdi. Bu durumla ilgili dava açmak istediğini belirten Yaraşır için hukuki süreç başlatıldı.

Yaraşır’ın Dernek tarafından yapılan sigortalılık durumu sorgulamasında, işçinin sigortalı olduğu, ancak prim gün sayılarının hem eksik hem de gerçek ücret üzerinden yatırılmadığı tespit edildi. Ayrıca işverenin işyerinde iş kazası raporu tutmadığı, hastanede tutulan rapora müdahale ederek kazanın tersanede değil bir fabrikada olduğunun belirtildiği, böylec sorumluluğun üzerlerinden atılmaya çalışıldığı belirlendi.  

Tersane İşçileri Birliği