15 Ocak 2009
Sayı: SİKB 2009/02

  Kızıl Bayrak'tan
  Ergenekon’un yeni dalgası...
  Direnen Filistin kazanacak!
Ezilen halkların her tür araçla işgalcilere karşı direnişi meşrudur!
Gazze katliamı protestolarından…
“Alevi açılımı”nda son perde…
Vira-Kürşat işçilerinin açlık grevi sürüyor…
  TORGEM Tersanesi’nde ücret gaspına karşı direniş ateşi!
  Bütünlüğü içinde kapitalizmin krizi
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Sınıf çalışmalarından...
  Ümraniye Dudullu’da direnişlerini sürdüren BMİS üyesi Sinter işçileriyle direniş süreci üzerine konuştuk...
  Direnen kadınlar anlatıyor...
  Gençlik hareketinden…
  Gençliğin Filistin’le dayanışma eylem ve etkinlikleri…
  Gerici Gürcistan rejimi ABD uydusu
olma yolunda!
  İşgal, direniş, grev ve sabotaj / 1 Volkan Yaraşır
  Berlin’de Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht anmasına onbinler katıldı…
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

Emekçi kitleler kapitalizmin krizinin etkilerini daha somut ve ağır biçimde hissetmeye başladılar. Krizin yansımaları ağırlıklı olarak daha yoğun işten atmalar, ücretli/ücretsiz izinler, fazla mesailer, düşük ya da düşürülen ücretler vb. şekillerde kendisini gösteriyor. Kapitalistler zaten pervasızca uygulamakta oldukları saldırıları krizi de arkalarına alarak, çoğu yerde fırsata çevirerek işçi ve emekçilere daha beter koşulları dayatmaya başladılar. Sınıf bölükleri başta sendikalı yerler olmak üzere krizin ilk etkilerine karşı değişik eylem ve direnişler sergilemeye başladılar. Birçok yerde işten atmalara karşı fabrikaları terk etmeme eylemi, fabrika önlerinden şehrin merkezlerine doğru yürüyüşler şeklinde kendini gösteren bu sürecin ileriki dönemlerde daha sert mücadelelere konu olacağı açıktır.

Krize karşı sendikalar, meslek örgütleri, sol siyasal güçler de kendi cephelerinden müdahale etmeye çalışmaktadırlar. Krize ve sonuçlarına karşı birçok yerde çeşitli eylem, etkinlik, miting, toplantı vb. yapılmaya devam edilmektedir.

Sınıf devrimcileri de bulundukları alanlarda kendi cephelerinden krizi düzenin temel çelişkilerini derinleştirmenin, işçi ve emekçileri devrimci sınıf mücadelesine çağırmanın, devrim ve sosyalizmin güncelliğine vurgu yapmanın bir imkanına çevirmeye çalışmaktadırlar. Bugüne kadar yapılanlar anlamlıdır. Ancak sürecin bundan sonrası daha etkin bir çalışmaya konu edilmelidir. Bunun için daha etkin müdahalelerin ve kitlesel tepkilerin açığa çıkmasını hedeflemek gerekmektedir. Sınıf devrimcileri çalışma yürüttükleri tüm alanları, havzaları, fabrikaları vb. krizin yansımaları üzerinden dikkatlice incelemeli, işçi ve emekçileri haklı ve meşru taleplerini kazanmaya çağırırken bunun uygun yol, yöntem ve araçlarını yaratmayı da birlikte örgütlemelidir. Bunun için işçi ve emekçilerin örgütlü birliği şarttır. Tabanın öfke ve tepkisinin, eylemli mücadelesinin açığa çıkacağı taban örgütlüklerinin, yerel ve merkezi birlikteliklerin yaratılması çaba harcanmalıdır. Önümüzdeki dönemin tüm gelişmelerine, bahar sürecine, yerel seçimlere, 8 Mart, 21 Mart ve 1 Mayıs’a bu gözle bakılmalı, krizin yarattığı atmosfere dayanarak işçi ve emekçiler alanlara, eylemlere çağrılmalıdırlar.

***

Türkiye halkları Filistin’de gerçekleştirilen katliama büyük bir nefret duyarken Filistin halkının direnişini de büyük bir sempatiyle karşılamaktadır. Katliam tepkiye konu olurken Filistin halkının direnişi ilgiyle izlenmektedir. Ancak emekçi kitlelerdeki bu tepkinin akıtılacağı kanalların yaratılması yeterince gözetilmemektedir. Emek güçlerinin şehir merkezlerinde gerçekleştirdiği eylemler anlamlıdır. Ancak bu eylemlerin daha yaygın ve kitlesel geçmesi için emekçi kitlelerin çalışma ve yaşama alanlarına doğru seslenmek, eylemleri buralara taşımak gerekmektedir.

Bu konuda sınıf devrimcileri mevcut güç ve imkanlarına takılmadan emekçi kitlelerdeki tepkiyi açığa çıkaracak, eylemli bir hatta akıtacak değişik ve yaratıcı yol ve yöntemlerle sürece müdahale etmelidirler. Emekçilerin akacak bir kanal bulduklarında eylemli bir şekilde harekete geçtiği mahallelerde gerçekleştirilen meşaleli yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla açığa çıkmıştır. Bu eylemlerin kitlesel geçmesinin gerisinde saldırıya duyulan tepki yatmaktadır. Sınıf devrimcileri hiç vakit yitirmeden emekçi kitlelerin tepkisini sokağa ve eyleme yöneltmek için daha fazla inisiyatif sergilemelidirler.

***

Tuzla tersanelerde yaşanan hak gaspları sürmektedir. En son Torgem Tersanesi işçileri ücret hakları için TİB-DER öncülüğünde eyleme geçerek kararlılıklarını sergilemektedirler. Torgem işçilerinin haklı taleplerini sahiplenmek, sesini duyurmak, tersanedeki sorunlara dikkat çekmek emekten yana tüm güçler için bir görev ve sorumluluktur.