13 Mart 2009
Sayı: SİKB 2009/10

  Kızıl Bayrak'tan
  2009 Newrozu’na giderken...
  İMF-TÜSİAD yıkım programlarına karşı mücadeleyi yükseltelim!
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Ankara ziyareti…
BDSP’nin seçim çalışmalarından…
BDSP bürolarının açılışlarından…
  Direnişlerden...
  Hüseyin Temiz yoldaşı kaybettik...
  8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü alanlarda kutlandı...
  8 Mart etkinliklerinden…
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Yurtdışında 8 Mart kutlamalarından....
  Gençlik hareketinden…
  Kapitalizm ve su sorunu
  Dünyadan
  Neler oluyor? -
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

BDSP bürolarının açılışlarından…

Esenyurt Köyiçi’nde seçim bürosu açılışı

Kıraç’taki seçim büromuzun ardından ikinci büromuz 6 Mart günü Esenyurt Köyiçi’nde açıldı. Açılış etkinliği Esenyurt İşçi Kültür Evi şiir topluluğunun okuduğu şiirlerle başladı.

Komünistlerin seçimlere bakışaçısını anlatan BDSP temsilcisinin ardından söz alan İstanbul Büyükşehir Bağımsız Sosyalist Belediye Başkan adayı Melek Altıntaş işçi ve emekçilerin bugün karşı karşıya oldukları sorunları ve saldırıları dile getirdi. Bu sorunların hiçbirinin çözümünün sermaye iktidarı koşullarında mümkün olmadığını, dolayısıyla burjuva partilerinin dile getirdikleri vaatlerin birer yalan ve aldatmacadan ibaret olduğunu vurguladı.

Ardından kürsü işçi ve emekçilere bırakıldı. Etkinlik söyleşi biçiminde devam etti. Çok sayıda işçi ve emekçi söz alarak destek ve düşüncelerini ifade ettiler. Kentsel dönüşüm, ulaşım sorunu, sağlık ve eğitim sorunu, işsizlik gibi sorunlar üzerinde tartışmalar yürütüldü.

Yapılan canlı tartışmaların ardından Esenyurt İşçi Kültür Evi Müzik topluluğu “Uyanışın Sesi” bir dinleti sundu. Müzik dinletisi ile etkinlik sona erdi. Açılış etkinliğine 70 kişi katıldı.

Esenyurt BDSP


Terazidere’de seçim bürosu açılışı

Topkapı Terazidere’deki seçim büromuzun açılışını 7 Mart günü gerçekleştirdik.

Açılış etkinliğimiz “Devrimci bahara yürüyoruz” isimli sinevizyon gösterimiyle başladı.

Ardından sunumlara geçildi. BDSP adına yapılan açılış konuşmasında kapitalist sistemin derin kriz içerisinde olduğu ve işçi sınıfının omuzlarındaki yükün giderek arttığı bir dönemde seçim sürecine girildiği söylendi. Komünistlerin geniş kitlelere sistemin çözümsüzlüğünü teşhir edebilmek ve sosyalizm alternatifini gösterebilmek amacıyla seçimlere işçi sınıfının programıyla katıldıkları belirtildi.

Ardından sözü İstanbul Büyükşehir Bağımsız Sosyalist Belediye Başkan adayı Melek Altıntaş aldı. Altıntaş konuşmasının başında kapitalistlerin son dönemde sınıfa yönelttikleri saldırılara değindi. Krizin faturası işçilere ödetilirken sessiz kalan burjuva partilerin ise yalan vaatlerle oy avcılığı yaptığını söyledi. İşçi emekçi kitlelerin gerçek kurtuluşunun kendi mücadelesinde, devrim ve sosyalizmde olduğunu vurguladı.

BDSP adına yapılan konuşmada ise bölge üzerinden belirlenen hedefler anlatıldı. Seçim bürosunun kriz karşısında sınıfın mücadele kanallarını yaratmak için kullanılacak bir “kriz bürosu” olarak kurgulandığı, etkinliklerin bu doğrultuda belirlendiği belirtildi.

Tartışmaların ardından Topkapı İşçi Derneği müzik topluluğu devrimci marşlardan oluşan bir dinleti gerçekleştirdi.

Topkapı BDSP


Esenyalı’da seçim bürosu açılışı

Pendik-Esenyalı seçim irtibat büromuzun açılış çalışmasını yaygın bir şekilde yürüttük. Açılışa davet eden ozalitleri çeşitli noktalara asmanın yanısıra bin adet el ilanını kapı kapı dolaşarak dağıttık. Kahvelerde de ajitasyonla dağıtım yaparak semt emekçilerini açılışa davet ettik. “Yaşanabilir bir kent, insanca bir yaşam için sosyalizm/BDSP” yazılı afişlerimizi yaygın olarak kullandık.

8 Mart’ta Kadıköy’de gerçekleştirilen mitingin hemen ardından seçim büromuzun açılışı için Esenyalı’ya doğru hareket ettik. Esenyalı Ahmet Yesevi Mahallesi’nin girişinde araçlarımızdan inerek kortej oluşturarak yürüyüşe geçtik. “Amerikancı-İMF’ci düzen partilerine oy verme hesap sor!/BDSP” yazılı pankartımızı açarak seçim büromuza kadar sloganlarla yürüdük. 7 Mart gecesi Sultanbeyli büromuza yapılan saldırıya ilişkin adayımızın suç duyurusunda bulunması nedeniyle açılış etkinliği daha geç bir saatte başladı.

Devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşundan sonra ilk sözü BDSP temsilcisi aldı.

Sermaye partilerinin seçim yatırımları ve sahte vaatler teşhir edildi. Bu partilerin programının tekleşmiş olduğu vurgulandı. Ardından BDSP’nin seçim programı anlatıldı.

İstanbul Büyükşehir Bağımsız Sosyalist Belediye Başkan adayı Melek Altıntaş ise komünistlerin seçimlere dönük yaklaşımını açıkladı. Seçim sürecinden devrimci amaçlarla faydalanmak için seçime girildiğini vurguladı. Tartışmaların ardından etkinlik sona erdi.

Pendik-Esenyalı Seçim Komitesi


Sultanbeyli’de seçim bürosu açılışı

İstanbul’un Anadolu Yakası’nda yoğunlaşan seçim faaliyetlerine Sultanbeyli’de gerçekleşen seçim bürosunun açılış etkinliği eklendi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü gündemli olarak yapılan etkinlikle beraber gerçekleştirilen seçim bürosu açılışına İstanbul Büyükşehir Bağımsız Sosyalist Belediye Başkan adayı Melek Altıntaş katıldı.

Etkinliğin düzenleniş amacının anlatılması ve şiir dinletisiyle başlayan etkinliğin serbest kürsü bölümünde ilk sözü Melek Altıntaş aldı. İçinden geçilen kriz, seçim ve 8 Mart süreçlerine değinerek mücadele çağrısı yaptı. Daha sonra soru cevap biçiminde tartışmalar sürdürüldü. Son olarak seçim bürosunun işçi sınıfının mücadelesini geliştirmek için kullanılacağı söylenerek mücadeleyi büyütmeye çağrısı ile etkinlik bitirildi.

Kızıl Bayrak / Ümraniye

Yerel seçimler: Ne yapmalı?

Yüksel Akkaya

Yerel seçimler, kentlerin sorunlarının, kentsel çelişkilerin, sınıf mücadelesinin de daha net olarak gösterileceği olanaklar sunmaktadır. Bu nedenle, devrimciler, sosyalistler bu süreci bir politikleştirme süreci olarak değerlendirebilecekleri gibi, kentlerde yaşayanları toplumsal muhalefetin, mücadelenin ayrılmaz bir parçasına da dönüştürebilir. Zira, kentte yaşayanlara hizmet vermek için görevlendirilmiş olan yerel yönetim örgütleri, kentsel yaşam koşullarının iyileştirilip geliştirilmesi kadar toplumsal değişme ve gelişme sürecinde de önemli olanaklara ve rollere sahip bulunmaktadır. Ne var ki yerel yönetimler bu olanakları iyi değerlendirip, rollerini gereğince yerine getirmemenin ötesinde sermaye için bir “hizmetçi belediye” kimliğine bürünmekte de sakınca görmemiştir. Bu “hizmetçi belediye” emekçilere ve kent yoksullarına yönelik olmadığı için de, kentsel altyapı hizmetleri sadece elektrik, kanalizasyon, ulaşım gibi alanlarla sınırlı tutulmuş, eğitim, kültür ve benzeri gereksinimleri de kapsayan altyapıya yönelik hizmetlerden kaçınılmıştır. Oysa, emekçiler ve kent yoksulları için eğitim, sağlık, kültür olanaklarına erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik de önemlidir.

Yerel seçimlerde stratejik kentsel mal ve hizmetlerin üretiminde temel amaç, emekçiler ile kent yoksullarının çıkarlarını gözetmek için belediyelerin altyapı yatırımlarının ağırlıklı olarak emekçilerin ve kent yoksullarının yaşadıkları yerlere kaydırması talep edilmeli; örneğin ulaşımda oluşan haksız kârların ortadan kaldırılması için toplu kamu taşımacılığının geliştirilmesi için önemli faaliyetlerde bulunulmalıdır.

Beslenmede un, ekmek ve diğer temel besin maddelerinin üretim ve dağıtımının özel sektörün elinden alınıp kamulaştırılması talep edilmelidir. Emeğin kendini yeniden üretmesinin gereklerinden biri olan barınma, salt nicel boyutu olan konut sorunu olarak değerlendirilmemelidir. Konutun barınmayı karşılayan bir araç olma niteliği ücret düzeyinin belirlenmesinde ve ücret taleplerinin baskı altına alınmasında etkin olmaktadır. Sorun, herkesin ev sahibi olarak görülmemeli, TOKİ ve benzeri politikalar sağlıklı bir eleştiriye tabi tutulmalıdır. Bu “modern gecekondular olan TOKİ”lerin yaşam hakkı ve barınma hakkı açısından sağlıksız, beton yığını özellikleri gözler önüne serilerek, reddedilmelidir. Zira, “modern gecekondular olan TOKİ”ler aracılığıyla emekçiler ve kent yoksulları mekansal hareketliliğini yitirerek düşük ücretlere razı olmaya zorlanmaktadır. Devasa kâr alanlarına dönen ulaşım maliyetlerinin de artması bu arada ikinci olumsuz etkiyi devreye sokmaktadır: Bir yandan emek hareketliliği ortadan kaldırılarak düşük ücrete tabi kılınmakta, diğer yandan barınma yerinden işyerine ulaşabilmek için yüksek ulaşım maliyetleri ile karşılaşılmasına yol açılmaktadır. Burada talep edilmesi gereken, düşük ücretli kiralık konutlar olmalıdır.

Kuşkusuz bütün bunları, bu düzenin yerine getiremeyeceğini göstermek için yapmak gerekmektedir. Tersi bir yaklaşım kapitalist sistem ve onun yerel yönetimlerinin bu sorunları halledebileceği yanılsamasını yaratır ki, bu en son yapılması gereken şeydir.