3 Nisan 2009
Sayı: SİKB 2009/13

  Kızıl Bayrak'tan
  Yerel seçimler ve siyasal sonuçlar
  Yanıtımızı 1 Mayıs alanlarında vermeliyiz!
Seçim aldatmacası bitti, kapitalizmin krizi sürüyor…
Kayseri: Yoğun ve etkin bir devrimci seçim çalışması!..
Bursa: Devrimci seçim çalışmamızın kazanımlarıyla şimdi daha da güçlüyüz!..
  Manisa: Tempolu bir seçim çalışması...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Tescilli faşist katil Muhsin Yazıcıoğlu “kahraman” ilan edildi!
  Saldırganlık ve savaş aygıtı 60. yılında...
  BDSP’nin seçim faaliyetlerinden…
  Genç komünistlerin seçim faaliyetlerinden…
  Kızıldere şehitlerini anma eylem ve etkinliklerinden...
  Almanya’da kriz karşıtı gösteriler…
  G-20 Zirvesi Londra’da toplanıyor...
  Barack Obama’nın yeni Afganistan planı...
  Arjantin’de onbinler askeri faşist cuntadan hesap soruyor...
  Ekim Gençliği'nden...
  Seçim sonuçları hakkında birkaç söz
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden…

Deri-İş’ten Samanyolu TV önünde eylem...

Samanyolu TV’nin Desa’da sendikal faaliyette bulunan işçilerin Ergenekon bağlantısı olduğunu iddia eden haberi yayınlaması, Deri İş Sendikası sitelerinin hacklenmesi ve bilgisayarlarının çalınmasının ardından Deri İş Sendikası, 1 Nisan günü Samanyolu TV önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Türkiye Deri İş Sendikası / Tuzla Şubesi” pankartı ile “337 gündür Düzce’de, 272 gündür Sefaköy’de direnişteyiz!”, “Desa’ya sendika girecek, başka yolu yok!”, “Direne direne kazanacağız!” dövizlerinin taşındığı eylemde, Desa direnişçisi Emine Arslan, Türk İş İstanbul 1. Bölge Başkanı Faruk Büyükkucak ve Deri İş Genel Başkanı Musa Servi’nin de aralarında bulunduğu Deri İş Sendikası Tuzla Şubesi üyeleri Samanyolu TV’nin bulunduğu sokağın girişinde biraraya geldi. Sloganların atıldığı yürüyüş Samanyolu TV önünde sona erdi.

Yürüyüşün ardından basın açıklamasını Musa Servi gerçekleştirdi. DESA’daki süreci anlatan Servi, Samanyolu TV’de çıkan habere ilişkin ise şunları söyledi:“Hükümete yakınlığı ile bilinen Samanyolu TV ve Desa işvereninin işbirliğinde sendikamıza yönelik çirkin, pervasız ve temelsiz iddialar ortaya atıldı. Samanyolu TV’de Nisan 2008’den bugüne Desa’da işçilerinin ve Emine Arslan’ın sendikalaşma mücadelesi Ergenekon faaliyetleri olarak açıklandı. Bu saldırılar burada kalmamış, 9 gün içinde sendikamızın sitesi hack’lenmiş ve en son 30 Mart gecesi sendikamıza girilerek sendikamızın tüm bilgilerinin, arşivlerinin olduğu bilgisayarın kasası, dizüstü bilgisayar, fotoğraf makinesi ve kamera çalındı. Ardarda gelen bu saldırılar bir tesadüfü değil, sendikamız üzerine tezgahlanan oyunun göstergesidir…”

Servi, Desa işverenine ve Samanyolu TV’ye seslenerek, emek ve sendika düşmanı tavırlarından vazgeçmelerini ve yapılan haberle ilgili tekzip yayınlamalarını istedi.

Ardından Faruk Büyükkucak bir konuşma yaparak, Samanyolu TV’yi kınadı. Desa patronunu toplusözleşme masasına çağırdı. Eylemin sonunda Samanyolu TV önüne siyah çelenk bırakıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


İstiklal’de grev sesleri!

Her hafta Cumartesi akşamı Taksim Tramvay Durağı’nda buluşarak Galatasaray Lisesi önüne yürüyen grevci ATV-Sabah çalışanları, eylemlerinin 6. haftasında da (28 Mart) eylemdeydiler.

“Sabah’a boykot, greve destek!”, “Grev sürüyor, dayanışma büyüyor!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Çalık elini sendikamdan çek!”, “Grev, grev, grev...” sloganlarıyla İstiklal Caddesi boyunca yürüyen kitle Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın emekçileri yürüyüş boyunca grev üzerindeki sansürü kırmak için çıkardıkları “Grev gazetesi”nin dağıtımını yaptılar.

Basın açıklamasında, seslerinin duyulmasına aracı olan gazetelere ve internet basınına teşekkür edildi, grevin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.

Açıklamanın sonrasında Şair Rahime Henden grevdeki basın emekçilerinin yürüttüğü mücadeleyi anlatan bir şiirini okudu.

Yürüyüşe çeşitli kurumların, sol, sosyalist gazetelerin çalışanları da destek verdi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası her hafta Cumartesi günü Ankara Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirdiği basın açıklamasına 28 Mart günü de devam etti. ATV-Sabah grevcilerine destek eylemine bu hafta EMEP katıldı.

“Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Sabah okuma, ATV izleme!” sloganlarının atıldığı açıklamanın ardından “Grev gazetesi”nin dağıtımı yapıldı. Açıklamaya 50 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul-Ankara

Sinter Metal’de 100. gün etkinliği

Sinter Metal ve Gürsaş direnişlerinin 100. günü olan 1 Nisan günü Birleşik Metal İşçileri Sendikası Sinter Metal önünde bir etkinlik gerçekleştirdi.

Etkinlik öncesinde ATV-Sabah’tan grevci işçilerle bir grup Meha işçisi Gürsaş işçilerini ziyaret ederek direnişleri ortaklaştırma çağrısında bulundular. Ziyaretin ardından hep birlikte etkinlik alanına geçildi.

Önce etkinlik programına katkı sunan UİD-DER adına bir konuşma yapıldı.

Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu yaptığı konuşmada dünyadaki işçi hareketine dikkat çekti, Malezya ve Fransa’daki işçi direnişlerini örnek verdi.

Tiyatro gösterimi ile müzik ve şiir dinletisinin de programda yer aldığı etkinliğe 60’ı direnişçi işçi olmak üzere 120 civarında kişi katıldı.

Etkinlik boyunca “Direnen işçiler yalnız değildir!”, “Yaşasın işçilerin birliği!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / Ümraniye


Boren Tekstil’de hak gaspına tepki...

İkitelli’de kurulu olan ve yaklaşık 150 işçinin çalıştığı Boren Tekstil’de hak gaspı ve işten atma saldırısı yaşandı. Yaklaşık olarak 7 aylık maaşlarını alamayan işçiler kapı önüne konuldu. 10-15 yıldır burada çalışan işçilere hiçbir kıdem ve ihbar tazminatı da verilmedi.

Bunun üzerine işçiler bir araya gelerek yasal haklarını savunmak amacıyla patrona dava açtılar. Küçükçekme İşçi Platformu olarak Teksif Sendikası’nda yaklaşık 40 işçinin katıldığı toplantıda şunları dile getirdik:

Patronlar bizden fedakarlık istiyorlar. Biz bunu 7 aydır yaptık. Karşılığında ne aldık? Kapı önüne konulduk. Şunun farkına varabilmeliyiz; patronlar kârlarından başka hiçbir şey düşünmeyen insafsız ve adaletsiz insanlardır. Bu sistem de onları korumaktadır. Kriz sürecinde faturayı biz işçilere ödetmek istemektedirler. Biz diyoruz ki, artık yeter demenin vakti gelmiştir. Hiç ses çıkarmadan süreci izlemek demek, emeğimize ve onurumuza sahip çıkmamak demektir. Emeğimiz ve onurumuz için, hukuki mücadeleyi sürdürdüğümüz gibi fiili mücadeleyi de örebilmeliyiz. Bundan sonra örgütlenmekten başka hiçbir yolumuz olmadığını bilerek hareket etmeliyiz.”

Toplantıda yaptığımız tartışmaların ardından işyerinin önünde basın açıklaması yapma kararı aldık ve basın açıklamasını gerçekleştirdik. Bugüne kadar sendikanın adını dahi duymayan, çoğunluğunu kadın işçilerinin oluşturduğu Boren Tekstil işçileri, artık patronların eskisi gibi rahat hareket edemeyeceklerini, tüm kararlılıklarıyla mücadeleyi sürdüreceklerini ifade ettiler.

Küçükçekmece İşçi Platformu


Procter Gamble’da grev sona erdi

DİSK tarafından yapılan açıklamayla, Gebze’de kurulu Procter Gamble Tüketim Malları San. Aş.’de DİSK’e bağlı Tümka-İş Sendikası’nın 37 gündür sürdürdüğü grevinin kazanımla sonuçlandığı duyuruldu.

26 Mart günü yapılan görüşmenin ardından greve son verilirken, “birinci yıl artışı 3,9, ikinci yıl altışar aylık dönemlerde enflasyonun gözetileceği artış, kıdem zamlarında, ihbar tazminatlarında, gece vardiyalarında yapılan artış ve teşvik ikramiyelerinin korunması” grevin kazanımı olarak sunuldu. İşbaşı yapılmasıyla birlikte Procter Gamble işçilerine bir defaya mahsus olmak üzere 1.250 TL ek ödeme yapılacak.


Haber-İş’te mücadeleden uzak genel kurul!

Türk-İş’e bağlı Türkiye Haber-İş Sendikası’nın İstanbul Anadolu Yakası Şubesi 6. Olağan Genel Kurulu 28 Mart günü gerçekleşti. Genel Kurul baştan sona gerilimli bir havada geçti.

Saygı duruşunun ardından açılış konuşması yapıldı, ardından divan oluşturuldu. Anadolu Yakası Şube Başkanının konuşmasının ardından Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan konuştu. Telekom patronunun % 0 zam saldırısına izin vermeyeceklerini, 8. TİS döneminde kazanılmış hakları koruyacaklarını ifade etti. Türkiye’de bir krizin olduğunu onun için enflasyon oranında zam talep ettiklerini söyledi.

Ardından Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak söz aldı, göreve talip olan sendikacıların bedel ödemeyi göze alması gerektiğini belirtti.

Genel kurulda üç liste yarıştı. Şimdiki şube başkanı Turgut Aktaş başkanlığındaki liste yönetime tekrar aday olurken, AKP çizgisinde hareket eden işveren yanlısı Mevlüt Bayraktar ayrı bir listeyle seçime katıldı. İlerici ve devrimcilerin temsil edildiği liste ise Harun Toprak tarafından oluşturuldu. Karşılıklı iftira ve karalamalar genel kurulun mücadeleden uzak yanının en açık göstergesiydi. İlerici ve devrimcilerin eleştirileri engellenmeye çalışıldı, delegelerin konuşmaları “zaman sınırlılığı” nedeniyle yarıda kesildi.

106 delegenin oy kullandığı genel kurulda, Turgut Aktaş 51 oy alarak tekrar şube başkanı oldu. Mevlüt Bayraktar 38, Harun Toprak listesi ise 17 oy alabildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Kurtiş işçilerinden eylem…

Haklarımızı gaspettirmeyeceğiz!

Ücret ve diğer haklarının ödenmemesi üzerine 9 Şubat 2009 tarihinde Topkapı’daki Kurtiş Matbaası’nda iş bırakan işçiler, iki gün süren direnişlerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından yeni bir saldırıyla daha karşılaştılar.

Kurtiş patronu, işçilerin haklarını vermeyi kabul edip bu sözü tutmadığı gibi, 30 Mart tarihinde iş bırakarak direnişe geçen işçilerden 6’sının işine son verdi.

İşten atma saldırısına tepki gösteren 12 işçi de 31 Mart 2009 günü işten atıldı. Yaşadıkları hak gaspına karşı Topkapı İşçi Derneği’yle beraber mücadele yürüten işçiler, işten atmaların ardından Çalışma Bakanlığı Unkapanı Bölge Müdürlüğü’ne bildirimde bulundular. Karşı karşıya kaldıkları hukuksuzluğu basın ve kamuoyuyla paylaştılar.

1 Nisan 2009 günü saat 14.00’te Unkapanı’ndaki Çalışma Bölge Müdürlüğü önünde toplanan Kurtiş işçileri yaşadıkları sorunları ve direniş kararlılıklarını gerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla duyurdular.

GOP İşçi Platformu, Topkapı İşçi Derneği ve Gaziosmanpaşa’da direnişlerini sürdüren MEHA Tekstil işçilerinin de katıldığı basın açıklamasında, 2008 yılından itibaren maaşların düzenli olarak alınmaması nedeniyle 9 Şubat günü gerçekleştirilen direniş hatırlatıldı. Kurtiş patronunun verdiği sözleri tutmayarak hak gasplarını sürdürdüğü ifade edildi.

Haklarımızı gasp ettirmeyeceğiz! / Kurtiş işçileri” pankartının yer aldığı açıklamada, 9 Şubat’ta gerçekleştirilen direniş ve 30 Mart tarihinde verilen sözlerin tutulmaması üzerine tekrar başlayan direniş anlatılırken, patronun başvurduğu tehdit yöntemleri de teşhir edildi.

31 Mart sabahı işyerine geldiklerinde patron tarafından içeri alınmadıkları ve “matbaanın kapatılacağı”söylenerek işten çıkarıldıklarının bildirildiği söylendi.

Basın açıklaması, benzer sorunlar yaşayan işçilere mücadele çağrısı yapan şu sözlerle son buldu: “Ancak bu haksızlık Kurtiş patronunun yanına kalmayacaktır. Haklarımızı ve alacaklarımızı sonuna kadar arayacağız ve yasal süreci de başlatacağız. Bizler birlikteliğimizi sağladık ve bunu sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. İçerideki son kuruşumuzu alana kadar nefesimiz Kurtiş patronunun ensesindedir. Buradan, bizlerle benzer sorunlar yaşayan işçi arkadaşlarımaza sesleniyoruz. Sessiz kalmayın ve haklarınızı sonuna kadar arayın. Haksızlığa boyun eğmeyin!”

Kızıl Bayrak / İstanbul

Meha işçileri direnmekte kararlı!


25 Mart günü BDSP Karadeniz Mahallesi seçim irtibat bürosunda GOP İşçi Platformu ve DİSK yönetim kurulu üyesi Ali Rıza Küçükosmaoğlu’nun da katılımıyla bir toplantı gerçekleştiren MEHA işçileri, direniş kararlılıklarını bir kez daha ifade ettiler. İşçi temsilcilerinin konuşmasının ardından Ali Rıza Küçükosmanoğlu ve GOP İşçi Platformu çalışanları direnişin güçlendirilmesi üzerine konuşmalar yaptılar. Ardından söz işçilere bırakıldı.

İşçiler direnişle ilgili öneri ve eleştirilerini ifade ettiler. Ardından direnişin zayıflıklarına değinilerek nasıl güçlendirileceği tartışıldı. Birçok işçinin söz aldığı toplantı oldukça canlı geçti. Bir kere daha kazanana kadar direnme kararlılığının açığa çıktığı toplantıda daha sık ve güçlü eylemler gerçekleştirme kararı alındı.

Direnişin maddi sıkıntılarını kısmen çözmek için dayanışma gecesi yapılması kararlaştırıldı. Hazırlık çalışmasına başlanan dayanışma gecesi 10 Nisan’da Gazi Mahallesi Sultan Düğün Salonu’nda gerçekleştirilecek.


MEHA işçileri hakları için LC Waikiki önünde eylemde...

Meha işçileri 24 gündür sürdürdükleri direnişlerinin coşkusunu 26 Mart günü Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerindeki LC Waikiki mağazasının önüne taşıdılar. Öğle saatlerinde İstiklal Caddesi üzerindeki Ağa Cami’den mağaza önüne yürüyen işçiler, “Yaşasın LC Waikiki-Meha Tekstil direnişimiz!”, “Ücret, fazla mesai, tazminat haklarımız gaspedilemez! / LC Waikiki- Meha Tekstil Direnişçi İşçileri” pankartlarını açtılar.

Yürüyüş boyunca ve mağaza önünde, “Direne direne kazanacağız!”, “Krizin faturası patronlara!”, “Yaşasın Wakiki-Meha direnişimiz!”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz!”, “Susma sustukça sıra sana gelecek!”, “İşten atmalar yasaklansın!”, “Meha’da direniş kazanacak!” vb. sloganları atan işçiler basın açıklamasının ardından oturma eylemi yaptılar.

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yılgınlık yok direniş var!”, “Meha’da direnen emekçiler kazanacak!”, “İşten atmalar yasaklansın!” dövizlerinin taşındığı eylemde yapılan açıklamada, işçilerin karşı karşıya kaldıkları baskılar anlatıldı.

Meha Giyim’in kriz nedeniyle zarar etmediği belirtilerek, LC Waikiki’ye ait mağaza ve işyerlerindeki eylemlerin sürdürüleceği duyuruldu ve dayanışma çağrısı yapıldı.


MEHA işçilerinden 1 Nisan eylemi...

Bir hafta önce toplu bir şekilde GOP LCW mağazalarına giden Meha Giyim işçileri, oradan aldıkları giyim eşyalarıyla kasayı kilitlemişlerdi. Bu kez 1 Nisan günü Sultançifliği’nde bulunan LCW mağazasına gidildi. Meha işçileri değişik reyonlarından aldıkları eşyalarla tek tek kasaya yöneldi. Burada bir Meha işçisi herkes adına parayı kendisi ödeyeceğini söyleyerek, kredi kartını ödeme yapmak için kasiyere uzattı.

Yarım saat süren uğraşın ardından kredi kartı ile işlem yapılamadığı anlaşıldı. Alışveriş yapmak için mağazaya gelmiş olan ve o sırada kuyrukta bekleyen insanlara sesli bir şekilde şunlar ifade edildi: “Biz direnişte olan Meha işçileriyiz, hiçbir sosyal hakkımız verilmeden patron bizi kapı dışarı attı. LC Waikiki mağazalarına fason üretimi yapıyorduk. LCW patronu da bu işten atma saldırısından, hak gasplarından sorumludur.”

İşçiler sloganlar ve alkışlar eşliğinde mağazanın ön kapısından çıktılar.

Neye uğradığını anlayamayan LCW müdürü koşarak kasalara doğru geldi. O sırada mağazayı eylem alanına çeviren işçiler yürüyüşe geçtiler. “Yaşasın LCW-Meha direnişimiz!”, “Meha’da direniş kazanacak!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganlarıyla LCW’nin arka kapısına yüründü. Burada sloganlar atıldı, LCW-Meha patronlarını teşhir eden bir konuşma yapıldı.

Kızıl Bayrak / GOP

 

Gericilerin DESA direnişini karalama kampanyası

DESA Deri’nin İstanbul Sefaköy’deki fabrikası önünde 9 ayı aşkın süredir tek başına sürdürdüğü direnişiyle örgütlü-örgütsüz işçilere izlenmesi gereken yolu gösteren Deri-İş Sendikası üyesi Emine Arslan’ın direnişi bugüne kadar çeşitli yol ve yöntemlerle karalanmaya çalışılmıştı.

Emine Arslan’ın birçok kesim tarafından sahiplenilen direnişine yönelik son saldırı ise dinci-gerici Samanyolu TV aracılığıyla farklı bir biçimde sergilendi. Fethullah Gülen cemaatine bağlı Samanyolu Televizyonu’nda, “Ergenekon’la bağlantılı sendikaların işçilerin işsiz kalmasına neden olacak eylemler yaparak krizi derinleştirmeye çalıştığı” ifade edilerek, sendikaların bu yolla hükümeti zor duruma düşürmeye çalıştıkları söylendi. DESA direnişçisi Emine Arslan’ın direnişi de bu örnekler arasına alındı.

Sürdürdüğü kararlı direnişine yönelik karalama kampanyasına cevap veren Emine Arslan, “Direnişe çıktığımızda bizim için ‘üç beş çapulcu, vatan haini’ denildi. Hakkımızı arıyorduk oysa ki. Şimdi de yaptığı haksızlığı meşrulaştırmak için ‘Ergenekoncu’ diyor” diyerek, DESA patronunu televizyonda canlı yayına çıkarak gerçekleri konuşmaya davet etti.

Samanyolu TV’nin Emine Arslan’la beraber hedef gösterdiği Deri-İş Sendikası da konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı ve karalama kampanyasına cevap verdi. DESA Deri’nin örgütlenme süreci ve ardından gelişen direniş sürecinde patronun uyguladığı baskılara değinen Deri-İş Sendikası Yönetim Kurulu, DESA patronunun Samanyolu TV aracılığı ile Deri-İş’e yönelttiği “Ergenekon’la ve illegal örgütlerle bağlantılı” biçimindeki saldırısını Deri-İş’e, sendikal ve emek hareketine bir saldırı olarak değerlendirdi.

Deri-İş’in yazılı açıklamasında şu sözlere yer verildi:

Eğer bu sürecin bir faturası ortaya çıkıyor ve Desa işvereni bunu ödemek istemiyorsa, sendikamızın yasal kimliğine saygı göstermesi, üyelerinin temsilcisi olarak kabul etmesi, sendika üyeliği nedeni ile işten attığı işçileri geri alması ve sendika üyesi işçilerin üzerindeki baskıları kaldırması gerekmektedir.

Bir sendikanın görevi, üyelerinin hak ve menfaatlerini sonuna kadar korumaktır. Geçmişten bugüne yaratmış olduğu gelenekle, sendikamız tam da bunu yapmaktadır ve yapmaya devam edecektir. Desa işvereninin Samanyolu TV’de yapmış olduğu açıklama sendikamıza, sendikal harekete ve emek mücadelesine yapılmış bir saldırıdır. Sendikamızın Ergenekon’la ve illegal örgütlerle bağlantılı olduğunu gösterme çabasını ve Samanyolu TV’nın bu taraflı yayın anlayışını nefretle kınıyoruz. Duyarlı basını, demokratik kitle örgütlerini ve sendikaları bu çirkin saldırıya sessiz kalmamaya çağırıyoruz.”