3 Nisan 2009
Sayı: SİKB 2009/13

  Kızıl Bayrak'tan
  Yerel seçimler ve siyasal sonuçlar
  Yanıtımızı 1 Mayıs alanlarında vermeliyiz!
Seçim aldatmacası bitti, kapitalizmin krizi sürüyor…
Kayseri: Yoğun ve etkin bir devrimci seçim çalışması!..
Bursa: Devrimci seçim çalışmamızın kazanımlarıyla şimdi daha da güçlüyüz!..
  Manisa: Tempolu bir seçim çalışması...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Tescilli faşist katil Muhsin Yazıcıoğlu “kahraman” ilan edildi!
  Saldırganlık ve savaş aygıtı 60. yılında...
  BDSP’nin seçim faaliyetlerinden…
  Genç komünistlerin seçim faaliyetlerinden…
  Kızıldere şehitlerini anma eylem ve etkinliklerinden...
  Almanya’da kriz karşıtı gösteriler…
  G-20 Zirvesi Londra’da toplanıyor...
  Barack Obama’nın yeni Afganistan planı...
  Arjantin’de onbinler askeri faşist cuntadan hesap soruyor...
  Ekim Gençliği'nden...
  Seçim sonuçları hakkında birkaç söz
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Barack Obama’nın yeni Afganistan planı...

Daha çok asker, daha çok bomba, daha çok katliam!..

Dünya jandarması ABD, bataklığa dönüşen Afganistan işgalinden çıkış yolu arıyor. “El Kaide’yi dağıtmak, Usame Bin Ladin’i yakalamak, Afganistan’a demokrasi ve özgürlük götürmek” türünden iddialarla 2001 yılının sonlarına doğru başlayan emperyalist işgalin bataklığa dönüştüğünü, artık ABD savaş makinesinin bazı şefleri de kabul ediyor. Bazı çevreler ise Afganistan’ı Vietnam’a benzetiyorlar. Kesin olan, ülkeyi enkaza çevirip Afgan halklarına tarifsiz acılar yaşatmayı başaran ABD, NATO ve diğer suç ortaklarının, işgale gerekçe gösterdikleri hedeflerin hiçbirini gerçekleştirememiş olduklarıdır.

Seçim sürecinden beri Afganistan’a öncelik tanıyacağını belirten Beyaz Saray’ın yeni patronu Obama, dediği gibi zaman geçirmeden Afganistan’dan çıkış planını ilan etti. Görünen o ki, yeni plan, Afganistan’daki yıkımı daha da derinleştirmek ve savaşı Pakistan’a yaymak dışında bir işe yaramayacak.

Afganistan’da durumun “giderek daha tehlikeli” hale geldiğini itiraf ederek, Afganistan’ın Taliban ya da El Kaide’nin kontrolüne girmesine izin verilemeyeceğini iddia eden Barack Obama, Afganistan’daki ilk hedeflerinin “hem Afganistan hem Pakistan’da El Kaide’yi dağıtmak, parçalamak ve yenilgiye uğratmak olduğunu” söyledi.

Bu sözler, Pakistan’ın fiilen savaş alanına dahil edilmek istendiğini ortaya koyuyor. Nitekim Obama’nın bölgedeki özel temsilcisi Richard Holbrooke de, BBC’nin sorularını yanıtlarken, şöyle konuştu: “Kabil’de dünyanın en iyi yönetimi bile iktidarda olsa, Pakistan’ın batısında aşiretlerin sözünün geçtiği bölgelerde şimdi mevcut olan durum sürdükçe Afganistan’da istikrar sağlanamaz. Bizim vurgulamak istediğimiz mesaj şudur: Pakistan ile Afganistan ayrı ayrı sorunlar olarak değerlendirilemez”. Görüldüğü üzere vurgular, emperyalist savaşın Pakistan’a yayılmasının kaçınılmaz olduğunu ima ediyor.

Daha önce kararlaştırıldığı üzere Afganistan’a 17 bin askerden oluşan ek kuvvet gönderme kararı alan Obama yönetimi, yeni plana göre bunlara 4 bin asker daha ekleyecek. Ek kuvvetin büyük bölümünün, çatışmaların en yoğun olduğu güney eyaletleri ile sınır boylarında konuşlandırılacağı söyleniyor.

Savaşı derinleştirme planına kamuoyu desteği almaya çalışan Obama, her ABD başkanı gibi yalana sarıldı. Yeni planla ilgili açıklamasında, pek çok istihbarat tahminlerinin, El Kaide’nin barındığı Pakistan’dan ABD topraklarına saldırı planladığı yolunda bilgiler içerdiğini öne süren Obama, “Dolayısıyla Amerikan halkının açık ve net bir amacımız olduğunu anlamasını istiyorum; bu Pakistan ve Afganistan’daki El Kaide ve Taliban’ın dağılması, parçalanması, yenilgiye uğratılması ve bu grupların her iki ülkeye de geri dönmelerinin engellenmesidir” diye konuştu.

Bu arada Afganistan’daki çatışmaları yaygınlaştırmanın yanısıra, savaşı Pakistan’a da taşımayı hedefleyen yeni plana hem Kabil hem İslamabat’tan destek geldi.

Kabil’deki Pentagon kuklası yönetimin başı Hamid Karzai, Afgan halklarını hedef alan saldırıların daha da yaygınlaştırılmasından başka bir işe yaramayacak olan yeni plana hararetle destek verirken, işbirlikçi Pakistan devletinin cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari ise, Barack Obama’nın yeni bölge stratejisini “olumlu bir değişim” olarak değerlendirdiklerini söyledi.

Bu açıklamalar, Karzai-Zerdari ikilisinin Amerikan bombalarından medet umacak kadar düşkünleştiklerinin ibret verici kanıtlarıdır. Bu alçaltıcı tutum, Karzai-Zerdari ikilisine özgü olmayıp, tüm işbirlikçi rejimlerin karakteristik özelliklerinden biridir.

Afganistan, yazık ki Vietnam değil. Zira Vietnam’da onyıllara yayılan emperyalist işgal karşıtı destansı halk savaşı komünistlerin önderliğinde gelişerek zafere ulaşmıştı. Afganistan işgaline karşı çıkan El Kaide, Taliban gibi güçlerin ise anti-emperyalistlik ya da ilericilikle herhangi bir ilişkileri bulunmuyor. Fakat buna rağmen yeni plan, emperyalist işgalin zafere ulaşmasını sağlamaktan uzaktır. Nitekim bunun farkında olan işgalciler, daha çok bomba yağdırmaya hazırlanırken, Afganistan’a komşu ülkeleri de bataklığın içine çekmeye çalışıyor. İşgalcilerin bir diğer girişimi ise, Taliban güçleriyle anlaşmanın yollarını bulmaktır.

İşgalcilerin bu çırpınışları, ekonomik krizin basıncı altında bulunan emperyalist Amerikan rejiminin açmazlarının derinleştiğine işaret ediyor. Sıkıştıkça saldırganlaşan işgalcilerin insanlığa karşı işledikleri bu ağır suçların hesabı, ezilen halkların birleşik devrimci direnişi örüldüğünde mutlaka sorulacaktır.


Filistinli tutsakların hakları kısıtlanıyor!

ABD’nin her türlü desteğini arkasına alan siyonist İsrail, 25 Haziran’da bir İsrail askerinin Filistinli militanlarca kaçırılmasını bahane ederek Filistin halkına karşı yeni bir saldırı başlatmıştı. İki haftayı bulan bu saldırıların başlangıcında, Hamaslı bakan ve milletvekillerini de kaçırmıştı.

İsrail hükümeti, geçtiğimiz günlerde yaptığı toplantıda, İsrail Cezaevleri İdaresi’nin hazırladığı, cezaevlerindeki Filistinli siyasi tutukluların bazı haklarının kısıtlanmasını öngören bir dizi öneriyi kabul ettiğini açıkladı. Adalet Bakanı Daniel Friedman’ın başkanlığında oluşturulan bir komisyonun hazırladığı kısıtlamayla ilgili önerilerin bazılarının uygulamaya geçirildiği de belirtiliyor.

Cezaevleri İdaresi, Filistinli tutukluların ziyaretçi haklarından başlayarak, akademik çalışmaları ve haberleşme-iletişim olanaklarının kısıtlanmasını planlıyor. Vahşi saldırı ile Filistin halkının direniş iradesini kıramayan İsrail Filistinli siyasi tutukluların hapishane koşullarını ağırlaştırırken, teslim alamadığı direnişçileri hücrelerde çürütmeye çalışıyor.

Filistin halkının haklı ve meşru direnişini kıramayan İsrail’in hapishanelerde direnen Filistinli tutsakları teslim almaya da gücü yetmeyecektir.


Avrupa’dan 1 Mayıs çağrısı!

Yaklaşan 2009 1 Mayısı öncesinde Avrupa ve Türkiye’den emek örgütleri “1 Mayıs’ın Türkiye’de de “Dünya Emek Günü” olarak tanınması, sınırsız gösteri ve yürüyüş hakkı için biraraya geldi.

Almanya’da Gıda İşçileri Sendikası NGG-Dortmund’un başlattığı “1 Mayıs” kampanyasında ETUC, ITF, IUF, ICEM gibi sendikalar ile DİSK, KESK ve Türk-İş’e bağlı birçok sendika yer alıyor.

1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen işçi ve emekçilere dönük şiddetin de protesto edildiği çağrıda “sendika bayrağınızı alıp İstanbul’a gelin” deniliyor.

Sendikalar bir yandan da imza kampanyası yürütüyorlar. Başbakanlık ve İstanbul Valiliği’ne 10 bin protesto mektubu göndermeyi amaçlıyorlar.

Tutuklu İranlı sendikacı Mansour Osanloo ile dayanışma kampanyasına da yeni katılımların sağlanması bekleniyor.

DİSK, KESK genel merkezlerinin yanısıra Türkiye’den Birleşik Metal-İş ,Tek Gıda-İş, TÜMTİS, Hava-İş’in de imzacısı olduğu kampanyaya şimdiye kadar Almanya’dan pek çok işçi temsilcisi ve sendika başkanı imza atmış bulunuyor.