5 Haziran 2009
Sayı: SİKB 2009/21

 Kızıl Bayrak'tan
 Saldırıların karşısına birleşik militan
sınıf mücadelesiyle çıkalım!
Kapitalizmin krizine karşı sokağa, eyleme, mücadeleye!
Kürt halkını aldatarak teslim alma planları…
KESK’e yönelik saldırılar ülke çapında eylemlerle protesto edildi...
Eğitim emekçilerinin Ankara yürüyüşü..
İşçiler TİS dayatmalarına
karşı yürüdü!
Entes direnişi güncesinden…
İşçi ve emekçi hareketinden…
KESK’e yönelik devlet terörü militan bir mücadele
sürecinin örgütlenmesi ile püskürtülebilir!
Esenyurt Tekstil İşçileri Kurultayı Hazırlık çalışmaları üzerine...
Direnen işçi kadınlar bizlere yol gösteriyor!
Üniversitelerden...
ÖSS çalışmalarından..
İstanbul’un eski Emniyet Müdürü Ulubatlı “Beton Hasan”...
Tersane patronlarının yeni kâr alanı yaratma girişimi...
Emperyalist güçler gerici Sri Lanka rejimini destekliyor...
Obama’dan “Müslüman” dünyasına sahte mesajlar…
14. Uluslararası Gençlik Buluşması!
“Kürdistan’da diller, dinler, etnik gruplar,
ulusal topluluklar sorunu”
M. Can Yüce
Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İHD Bursa Şubesi’nden
İnsan Hakları İhlali Raporu

 İHD Bursa Şubesi yaptığı açıklamayla 2008-2009 İnsan Hakları Raporu’nu açıkladı. Kültürpark ÇGD Lokali’nde yapılan açıklamayla Bursa’da yaşanan hak ihlallerine şu şekilde sıralandı:

- Son kriz nedeniyle en çok işten atmalar Bursa’da yaşanmıştır. Türk-İş 8. Bölge verilerine göre 58 bin işçinin iş akdi feshedilmiştir.

- 15 Haziran 2008 günü Tuzla’da yaşanan cinayetleri protesto eylemine polis saldırmış ve 40 işçi gözaltına alınmıştır. 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde davaları devam etmektedir.

- 10.03.2008 günü Uludağ Üniversitesi’nde yaşanan olaylar nedeniyle 67 öğrenci jandarma tarafından gözaltına alınmış, gözaltına alınanlar 3 gün boyunca gözaltında kalmış ve şiddete maruz kalmışlardır. 5 öğrenci tutuklanmıştır. Öğrencilere ayrıca üniversitede de soruşturma açılmış ve çeşitli cezalara çarptırılmışlardır.

- 08.05.2009 tarihinde 15 öğrenci PKK ve YDGM üyesi oldukları gerekçesiyle gözaltına alınmış 10’u tutuklanmıştır. Ayrıca 3 ay boyunca yapılan teknik takip, dinleme gibi uygulamalarla haberleşme özgürlüğü ihlal edilmiştir.

- Serkan Çedik isimli şahıs 10.11.2008 günü narkotik polisinin operasyonu sonucu kaçarken duvardan düşmüş, gözaltında hayatını kaybetmiştir.   

- Ender Bulhaz Aktürk, 18 ve 20 Mart günleri arasında gözaltında olduğu Kestel İlçe ve Bursa İl Emniyet Müdürlüğü’nde işkenceye maruz kalmış, Kestel Adliyesi’nde linç girişiminde bulunulmuştur.

- Bursa Valiliği tarafından vilayet makamından alınan izinler dışında Heykel ve çevresinde kitlesel basın açıklamaları ve benzeri eylemler yasaklanmıştır

- ESP ve MLKP üyesi oldukları gerekçesiyle 12 kişi 25.12.2008 tarihinde evleri aranmak suretiyle gözaltına alınmış, 1 kişi tutuklanmıştır. Daha sonra tekrar tutuklanmalar yaşanmıştır.

- İki dönem Eğitim-Sen Bursa Şube Başkanlığı ve iki dönemdir de İHD Bursa Şube Başkanı olan Abdülaziz Akyol örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle 2 kişiyle birlikte 6 yıl  3 ay hapse mahkum edilmiştir. Karar temyiz edilmiştir.

- Muhtelif tarihlerde yapılan çeşitli basın açıklamalarına katıldıkları gerekçesiyle Eğitim-Sen yöneticileri ve Halkevleri üyelerine davalar açılmıştır.

- 10.03.2008 günü 60 öğrencinin gözaltına alınmasını protesto etmek için yapılan basın açıklamasına katılanlar hakkında dava açılmıştır.

- 25.12.2008 günü ESP’li 11 kişinin gözaltına alınmasını protesto etmek için yapılan açıklamaya katılanlara soruşturma ve dava açılmıştır.

- Sarya Kültür Merkezi’nin düzenlediği etkinliğe katılan şahıslar hakkında soruşturma açılmıştır.

- 12.04.2009 günü Bursa ÇYDD aranmış bazı evraklarına el konulmuştur.

- 25.12.2008 tarihinde gözaltına alınan şahsın yaklaşık 6 ay önce katıldığı televizyon  programının yapımcısı ve haber müdürü hakkında soruşturma açılmıştır.

Kızıl Bayrak / Bursa


Adana-Şakirpaşa’da şenlik...

“Krizin bedelini ödemeyeceğiz!”

Adana’da sendikalar ve devrimci-demokrat kurumların bir araya gelerek oluşturduğu “Krize Karşı Emek ve Demokrasi Platformu Girişimi” 31 Mayıs günü Şakirpaşa’da yürüyüş ve şenlik düzenledi.

Salı Pazarı girişinde toplanmaya başlayan kitle, burada bir süre halaylar ve sloganlarla bekledi. Daha sonra “Krizin bedelini ödemeyeceğiz! / Krize Karşı Emek ve Demokrasi Platformu” pankartı açarak yürüyüşe geçti.

Şenlik alanında çekilen halaylarda sonra platform adına hazırlanan basın açıklaması okundu. Açıklamada, işçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin yaşamını her geçen gün biraz daha zorlaştıran ekonomik krizin şiddetini arttırarak devam ettiği, bu krizi yaratanların karlarına yeni karlar eklediği belirtildi. Son 6 ay içerisinde işinden atılanların sayısın milyonları bulduğu, kapısına kilit vurmak zorunda kalan küçük esnafların sayısının dahi bilinmediği ifade edildi. Sosyalizm mücadelesini yükseltme çağrısı yapıldı.

Açıklamanın ardından MKM müzik grubu sahne aldı. Çekilen halaylar ve okunan şiirlerin yanı sıra Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nden bir grubun sahne aldığı şenlik, son olarak MKM müzik grubunun programıyla son buldu.

Şenlikte sık sık “Krizin yükü patronlara!”, “Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!”, “İşten atmalar yasaklansın!” sloganları atıldı. Şenliğe yaklaşık 130 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Adana

 

Nurhak şehitleri anmalarından…

İzmir’de Nurhak şehitleri anması

31 Mayıs 1971’de Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alpaslan Özdoğan Nurhaklar’da, 2 Haziran ‘71’de Hüseyin Cevahir İstanbul’da katledildi. Alpaslan Özdoğan, İzmir Buca Eski Mezarlık’taki mezarı başında 31 Mayıs günü anıldı. Anmayı, ailesi ve yakın arkadaşları hazırladı. Saygı duruşuyla başlayan anmada, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıldı.

Alpaslan Özdoğan’ın bir yakınının yaptığı konuşmada şunlar söylendi: “Sinan Cemgil Nurhak Dağları’nda kendilerini çeviren askerlere, ‘Biz sizlerin halkımızın, bağımsız onurlu, bolluk içinde yaşayabilmesi için halk düşmanlarıyla, sizi sömüren ve asırlardan beri zulüm altında ezenlerle kavgaya tutuşmuş Halk Kurtuluş Ordusu’nun bir neferiyiz’ diye seslenmişti. Ama önce Alpaslan sonra da Kadir ve Sinan Nurhak Dağları’nda sonsuzluğa uğurlandılar. Alpaslan Özdoğan 2 Haziran 1971’de burada toprağa verildi. Hüseyin Cevahir, Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, İbrahim Kaypakkaya ve diğerleri bağımsızlık ve devrim mücadelesinde ölüme gülümseyerek gittiler. Tarih onları hep haklı çıkardı...”

Konuşmanın ardından basın açıklaması okundu. Anma boyuca slogan, türkü ve marşlar devam etti. DİSK / Lastik-İş Sendikası’nın Nisan ayı içinde kutlanacak olan 28. kuruluş yılı nedeniyle İzmir’de afiş asan işçilere saldıran faşistler tarafından katledilen Avni Ece de mezarı başında anıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir

Nurhak şehitleri Karacaahmet Mezarlığı’nda anıldı!

31 Mayıs 1971’de Nurhak dağlarında katledilen Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan Karacaahmet Mezarlığı’nda 31 Mayıs günü gerçekleştirilen etkinlikle anıldı.

Karacaahmet Mezarlığı önünde toplanan ‘78’liler Girişimi üyeleri, buradan Sinan Cemgil’in mezarı başına yürüyerek bir anma programı gerçekleştirdiler. Anma İlkay Akkaya’nın Şirin Cemgil’e söylediği bir ezgiyle başladı. Ardından Sinan Cemgil’in oğlu Taylan Cemgil, annesinin tamamlamaya vakit bulamadığı anı kitabından Sinan Cemgil’e ayrılmış bir bölüm okudu. Tuncay Sümer’in Tertip Komitesi adına yaptığı konuşma İlkay Akkaya’nın söylediği ezgilerle devam etti.

Sezai Sarıoğlu’nun yaptığı konuşmayı, Tayfun Cinemre’nin Ahmed Arif’in “Otuz üç kurşun” şiirini okuması izledi.

Anma, Deniz Gezmiş’in avukatlarından Mükerrem Erdoğan’ın yaptığı konuşma ve Nurhak’ta şehit düşen Sinan Cemgil ve arkadaşları şahsında devrim davasında yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla devam etti.

Nurhak şehitleri için bir anma da Mücadele Birliği Platformu ve Devrimci Öğrenci Birliği tarafından gerçekleştirildi. DÖB adına yapılan konuşma ve Ayışığı Sanat Merkezi Müzik Topluluğu’nun söylediği marşlardan oluşan etkinlik Cemgil’in mezarı başında gerçekleştirildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


“Filiz Kalaycı serbest bırakılsın!”

İHD Yönetim Kurulu Üyesi avukat Filiz Kalaycı, 27 Mayıs günü Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile tutuklanmıştı. İHD ve ÇHD İstanbul Şubeleri, Filiz Kalaycı’nın serbest bırakılması için İstanbul Barosu önünde bir açıklama gerçekleştirdi.

“Hukukçu ve insan hakları savunucusu Filiz Kalaycı serbest bırakılsın! / İHD İstanbul Şubesi, ÇHD İstanbul Şubesi” pankatının açıldığı eylemde, basın açıklamasını avukat Güray Dağ gerçekleştirdi.

Bu ve benzeri saldırıların demokratik muhalefet üzerinde yoğunlaştığını belirten Dağ, 14 Nisan’da DTP’ye ve KESK Genel Merkezi ve Eğitim-Sen’in bazı şubelerine baskınlar düzenlendiğini vurguladı. Bu baskınlar sonucu 30 emekçi memurun gözaltına alındığını belirterek, saldırıların toplumsal muhalefeti yıldırmayı ve sürdürülen mücadeleyi yıpratmayı hedeflediğini ifade etti.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Halkevleri üyelerine polis saldırısı...

İstanbul’da toplu taşıma araçlarına yapılan zammı protesto etmek için Taksim Tramvay Durağı’ndan Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yürümek isteyen Halkevleri üyeleri gözaltına alındı.

Taksim Tramvay Durağı’nda 2 Haziran günü biraraya gelen Halkevleri üyeleri eylemde, “Krize karşı şartımız var. Sabah, 06.00 -09.00 akşam, 17.00-20.00 arasında parasız ulaşım!”, “Ulaşım haktır satılamaz!” vb. dövizler taşıdılar.

Yürüyüş öncesinde Halkevleri adına Nuri Günay bir açıklama yaptı. Belediyelerin kar elde etme amacı taşımaması gerektiğini belirterek, Kadir Topbaş’ı istifaya çağırdı. Taleplerini iletmek için tek sıra halinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yürüyeceklerini söyledi, polis yürüyüşe izin vermeyeceğini belirtti. Bunun üzerine yürüyüş başladı. Kitlenin önüne barikat kuran kolluk güçleri ile Halkevi üyeleri arasında kısa süreli arbede yaşandı. Ardından oturma eylemi ve atılan sloganlarla barikat protesto edildi.

Yaklaşık bir saati bulan oturma eyleminden sonra barikata yüklenen Halkevleri üyeleri polis saldırısıyla karşılaştılar. Saldırı sonucunda 36 kişi gözaltına alındı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


TAYAD: “Sohbet hakkı uygulansın!”

23-31 Mayıs 2009 tarihleri arasında Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda “sohbet hakkının uygulanması” talebiyle nöbet tutan ve çeşitli kurumlarla görüşmeler gerçekleştiren TAYAD’lılar, 3 Haziran günü Taksim Tramvay Durağı’nda basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Hapishanelerde süren tecrit ve işkence uygulamalarına dikkat çeken TAYAD’lılar Ankara’da gerçekleştirdikleri görüşmeler hakkında bilgi verdiler. Milletvekilleri, basın ve demokratik kitle örgütleriyle görüşmeler yaptıklarını belirterek, görüşmelerden olumsuz mesajlar aldıklarını ifade ettiler.

“Hapishanelerde tecrit ve işkenceye son! Sohbet hakkı uygulansın!” pankartının açıldığı eylemde okunan basın açıklamasında, Ankara’da görüştükleri Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman’ın “sohbet hakkını uygulamayacaklarını” açık olarak ifade ettiği aktarıldı.

“Tecrite son!”, “Sohbet hakkı uygulansın!”, “Adalet Bakanı sözünü tutsun!” sloganlarının atıldığı açıklama, ilgili kurumlara yöneltilen “sohbet hakkını ne zaman uygulayacağınızı açıklayın” çağrısıyla son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

TAYAD’lı Aileler’den basın açıklaması

TAYAD’lı Aileler’in sohbet hakkının uygulanması için Abdi İpekçi Parkı’nda başlattıkları oturma eylemi sona erdi. Yaklaşık bir hafta Ankara’da kalan TAYAD’lı Aileler, bu süre zarfında çeşitli kurumlarla da görüşmeler gerçekleştirdiler.

En son 28 Mayıs günü Cezaevleri Genel Müdürü ile bir görüşme gerçekleştiren TAYAD’lılar, adından bdi İpekçi Parkı’nda basın açıklaması yaptılar. Avukat Behiç Aşçı tarafından yapılan açıklamada, Cezaevleri Genel Müdürü’nün sohbet hakkının uygulanmamasını yeterli yer ve personel olmamasına bağladığı ve bu hakkı uygulamak için zaman da vermediği söylendi.

Basın açıklaması şu sözlerle son buldu: “Bizce Cezaevleri Genel Müdürü açık ve kesin olarak sohbet hakkını uygulamak istemediklerini beyan etmiştir. Yaklaşık 30 kadar tretman programının uygulanmasında bulunabilen personel niye sohbet hakkının uygulanmasında bulunamıyor? F tipi hapishanelerde devasa büyüklükte boş alanlar varken niye hala yer yok deniyor? Bu gerçekler gösteriyor ki sorun yer yokluğu ya da personel yokluğu değildir. Sorun Adalet Bakanlığı’nın bu hakkı uygulamak istememesidir. Görünen o ki Adalet Bakanlığı hapishanelerde olabilecek olumsuzlukların sorumluluğunu üstlenmektedir.”

Kızıl Bayrak / Ankara


Asgari ücret ne kadar!

31 Aralık 2008’e kadar geçerli olan asgari ücret herkes tarafından tartışmasız olarak net 457 TL olarak kabul ediliyordu. Ancak 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren geçerli olan asgari ücretin ne kadar olduğu konusunda şimdiye kadar herkesin ortaklaştığı bir miktar yok. İşçiler ve patronlar değişik miktarlar ifade ediyorlar. Kızıl Bayrak gazetesinin birkaç yazısında da aynı durumun olduğunu gördüm.

Herkes bu konuda ayrı bir miktar veriyor ve ortaya gerçekten ilginç bir tablo çıkıyor. Bu tablodan bazı örnekler şöyle: Bazı patronlar işçilere “asgari ücret veriyorum” diye fazla maaş veriyorlar. 500 TL, 525 TL veren patronlar var. Hem de asgari geçim indirimi hariç… Asgari geçim indirimini de eklediğimizde karşımıza 550 TL’den 580 TL’ye kadar miktarlar çıkıyor.

Bu konuda bazen gerilimli tartışmalar da yapıyorum işçi arkadaşlarımla. Bunlar arasında Çiğli Organize işçileri, Vira-Kürşat işçileri ve marjinal sektörlerde çalışan işçiler de var. İşçi arkadaşlarımı bilgilerinin yanlış olduğuna ikna etmeye çalışıyorum ama onlar da patronların kendilerine asgari ücret verdiğini söylüyorlar ve “asgari ücret bu kadardır” diye diretiyorlar.

Durumu şöyle açıklamak istiyorum. Aslında matematiksel hesaplama yapmak işi açıklığa kavuşturacaktır. 1 Ocak 2009’a kadar asgari ücret net olarak 457 TL idi. Bilindiği gibi Asgari Ücret Tespit Komisyonu, İMF ve uşağı olan hükümetin direktifleriyle asgari ücrete % 4 zam yapmıştı. Bu konuyla ilgili basında çıkan tüm haberler, işçi ve memur zam oranlarını %4-5 olarak yazmışlardı. 457 TL’nin %4’ü ise 18-20 TL’ye denk geliyor. Bunu 457 TL’ye eklediğimizde 477 TL net asgari ücret miktarını buluruz. Buna bekâr işçilere verilen 50 TL’lik asgari geçim indirimini eklediğimizde miktar 527 TL olur. Evli ve çocuğu olan işçilere göre bu miktar 30 TL’ye kadar artmaktadır. Eğer bilmeyenlerin söylediği gibi asgari ücret 500 ya da 525 TL net olsaydı, o zaman hükümetin yaptığı zam oranı %10 ve %15 olurdu. Haberimiz olmadan asgari ücrete gizli bir zam yapılması da söz konusu olamayacağına göre!

En azından gazetemiz sayfalarındaki karışıklığı gidermeye yardımcı olacağını umut ediyorum. Teşekkürler…

Çiğli Organize’den bir işçi