16 Temmuz 2010
Sayı: SİKB 2010/28

 Kızıl Bayrak'tan
Anayasa değişikliği referandumu tartışmaları
Referandum oyununa karşı devrimci tutum!
Sendika ağalarının referanduma ilişkin tutumları ve devrimci sorumluluk!
Kürt halkına saldırganlık sermayenin ‘ortak aklı’
ABD-Türkiye ilişkilerinde son perde
Ankara'da iki BDSP'li serbest bırakıldı
DİSK’in sermaye ile
uzlaşma arayışı...
İşçiler, burjuvaziye mezar hazırlamaktadır!
Meslek örgütlerinden’iş cinayeti’ açıklamaları
Kontra sendikaların “başarı” kaynağı sınıf sendikacılığı çizgisinin silikleşmesidir!
İşçi ve emekçi hareketinden..
Taleplerimiz, mücadele ve örgütlenme hattımız…
ÇEL-MER işçileri kazandı!
MİB’ten Yunus Dönmez’le dayanışma çağrısı!
Zafer direnen UPS işçisinin olacak!
ABD emperyalizmi her koşulda ırkçı-siyonist canilerin hamisidir!...
Katil İsrail kendi soruşturup kendi aklıyor!
Dünyada işçi ve emekçi hareketi...
İran’da kadınlar üzerindeki baskılar sürüyor…
Samandağ Geleneksel Evvel Temmuz Festivali gerçekleştirildi...
Topyekûn bastırma ve teslim alma kampanyası - M.Can Yüce.
İnternette sansür ve denetim yeni düzenlemeler ile tırmandırılıyor.
Direnişçi bir Çel-Mer işçisinden mektup…
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden..


Mercimek Belediyesi’nde işbaşı

Adana Ceyhan ilçesi Mercimek Beldesi’nde çalışan Genel-İş üyesi 26 işçi 25 Mayıs’ta iş bırakarak belediye önünde beklemeye başlamışlardı. Yapılan görüşmelerde CHP’li Belediye Başkanı Cumali Çavuş, 12 Temmuz’da 35 bin liralık ödeme yapacağını ondan sonra da her ay yarım maaş vereceğini ifade etmiş ve işçilerden iş başı yapmalarını istemişti. İşçilerin işbaşı yapmaması, alacakları konusunda dava açmaları ve beklemek dışında da mücadelelerini sürdüreceklerini söylemelerinin ardından 12 Temmuz Pazartesi günü Cumali Çavuş geri adım attı. Çavuş, 16 ayın ardından işçi başına 1.250 TL ödeme yaptı. Yapılan ödemelerin ve bundan sonra da tam maaş olmasa da her ay yarım maaş ödenmesi sözünün verilmesinin ardından da işçiler işbaşı yapmayı kabul ettiler.

Fakat önceki döneme dair borçlar konusunda henüz bir netlik sağlanabilmiş değil. Belediye Başkanı bu konuda bir açıklık getirmiş ya da herhangi bir taahhütte bulunmuş da değil. Bunun yanında işçilerin alacaklarına dair iş mahkemesinde açtıkları davanın ilk duruşması 13 Temmuz’da görüldü.


Samka’da direniş sürüyor...

Kurtköy’de kurulu Samka Metal’de örgütlenme çalışması başlatan Birleşik Metal-İş Sendikası üzerindeki baskılar artıyor. Çalışma Bakanlığı’ndan, 14 Temmuz günü fabrikada incelemelerde bulunmak üzere gelen müfettişler direnişteki işçiler tarafından protesto edildi.

Yemek saatinde fabrikada çalışan işçileri dışarı çıkartmayan Samka patronu bütün kapıları kapatarak işçilerin dışarı çıkmasını engelledi. Kapı önünde bekleyen işçiler de içerideki işçilere seslenerek yapılan bu hareketin yasal olmadığını, yemek saatlerinde dışarı çıkabileceklerini ve yapılan bu haksızlığa karşı seslerini yükseltme çağrısında bulundular.

Fabrika kapısı önündeki bekleyiş sırasında, işten atılan bir erkek işçi Samka patronunun talimatı üzerine jandarma tarafından gözaltına alındı. Çalışma Bakanlığı müfettişleri ise direnişçi işçiler tarafından durdurularak taleplerinden ve yaşadıkları süreçten bahsettiler.


DİSA Otomotiv önünde eylem

Çorlu’da kurulu DİSA Otomotiv’de yaşanan işten atmalara ve sendika düşmanlığına karşı Birleşik Metal-İş üyesi işçiler 12 Temmuz günü fabrika önünde eylem yaptı. Eyleme, Çorlu’da direnişlerini sürdüren Deri-İş üyesi Yeşil Kundura işçileri de direniş önlükleriyle katılarak destek verdi.

“Sendikalı olduk işten atıldık / DİSA Otomotiv İşçileri” pankartı ve BMİS flamalarının açıldığı eylemde konuşan BMİS Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, işçilerin örgütlenme haklarına saygı duyulmasını istedi.

Çorlu’da işten atma saldırısına karşı direnişlerine sürdüren Deri-İş üyesi 3 kadın işçiyi Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ve sendikanın genel eğitim sekreteri ziyaret etti.


Tesco Kipa’dan çoğunluk tespitine itiraz

Tesco-Kipa’da sendikalaşma mücadelesi yürüten Tez-Koop-İş Sendikası’nın çoğunluk tespitine itiraz edildi. Tez-Koop-İş Sendikası itirazın sendikayı yok saymak anlamına geldiğini ifade etti.

Tez-Koop-İş Sendikası Tesco Kipa’nın çoğunluk tespitine itirazını çeşitli araçlarla teşhir edecek. İtirazdan önce Tesco Kipa’nın merkezinin bulunduğu İzmir’de Türk-İş’e bağlı sendika binalarına sendikalaşma hakkının tanınması yönlü çağrıların yer aldığı pankartlar asarak Tesco Kipa’yı uyaran Tez-Koop-İş, itirazın ardından bu çalışmayı yaygınlaştırarak sürdürecek.


Postacıların eylemleri sonuç verdi

Posta emekçilerine 2010 yazlık kıyafetlerinin verilmemesi nedeniyle KESK’e bağlı Haber-Sen tarafından gerçekleştirilen eylemler sonuç verdi. PTT yönetimi, gerçekleştirilen “kıyafet eylemleri” sonrasında postacıların yazlık elbiselerini dağıtmaya başladı. Posta emekçilerine yazlık gömlekler İzmir, İstanbul, Ankara illerinde dağıtılmaya başlandı.


IBM’de grev sesleri...

İtiraz komedileri, işten atmalar ve çalışanlara yönelik türlü baskılarla sendikal örgütlenme mücadelesini durduramayan IBM, yargı kararıyla oturmak zorunda kaldığı toplu sözleşme masasında da ayak diretiyor.

IBM Türk’ün toplu sözleşme maddeleri üzerinde müzakereye geçmediğini ve 60 günlük süre dolmadan tek taraflı anlaşmazlık tutanağı tutarak arabulucu sürecini başlattığını bildiren Tez-Koop-İş, IBM Türk’ün arabulucu sürecinde arabulucuya vermiş olduğu karşı teklifin üyelerinin beklentilerini karşılamaktan oldukça uzak olduğunu söyledi.


"Tek yol fiili meşru mücadele"

10 Temmuz Cumartesi günü gerçekleştirilen “Enerjide özelleştirme ve çalışanların sorunları” başlıklı panel-forumla enerji sektöründe çalışanların yaşadıkları sorunlar ve bu sorunlar karşısında örgütlenmenin yol, yöntem ve araçları tartışıldı.

Panel-foruma BEDAŞ ve İSKİ bünyesinde çalışan taşeron işçilerin yanı sıra Yapı Yol Sen İstanbul Şubesi, HKMO ve çeşitli siyasal yapıların temsilcileri katıldı.

Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, EMO İstanbul Şube Başkanı Erhan Karaçay ve Avukat Filiz Kuru Çarkı’nın konuşmacı olarak yer aldığı panel-forumda enerji sektöründeki örgütlenme deneyimleri ve sektörün yapısı üzerine yapılan konuşmalarda taşeron işçilerinin örgütlenmesi üzerinde duruldu.

Katılımcıların yaptıkları konuşmalarda, mevcut sendikal yapıların esnekleşme ve taşeronlaşma süreci karşısında kayıtsız kaldıkları ve örgütlenme ihtiyaçlarına yanıt veremedikleri dile getirildi. Enerjide taşeron çalışanlarının örgütlenmesinden örneklerin sunulduğu, tek tek iş yerlerinde yapılan takım sözleşmeleri örneklerinin verildiği konuşmalarda, sorunun fiili meşru mücadele zemininde ele alınması üzerinde duruldu. Forumda, tüm çalışanların yan yana gelmesinin tek çözüm olduğu dile getirildi.


TEKSİF greve hazırlanıyor

Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası ile TEKSİF arasında devam eden 22’nci dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı.

Yaklaşık 12 bin işçiyi kapsayan TİS görüşmelerinde ücret artışı ve ikramiyeler konusunda yaşanan tıkanıklık üzerine grev kararı alındı. Konuyla ilgili bilgi veren TEKSİF Genel Saymanı İbrahim Öner, grev kararı aldıklarını belirterek kararın uygulamaya geçmesi için 60 günlük süre gerektiğini ifade etti.


Çamalan’dan oturma eylemine zorunlu ara

TÜBİTAK’ta işten atılan ve 8 Mart günü direnişe geçen TÜBİTAK direnişçisi Aynur Çamalan’ın işe iade davasının ikinci duruşması 9 Temmuz günü Ankara’da görüldü. Ankara 13. İş Mahkemesi’nde görülen duruşmada bir TEKEL işçisi tanık olarak dinlenirken, duruşma diğer tanıkların dinlenmesi için 20 Ekim 2010 tarihine ertelendi.

Aynur Çamalan’ın mahkeme giriş ve çıkışlarında sivil polislerce tacize uğraması dikkat çekerken sivil polisler duruşma salonuna girmeye çalıştı.

Duruşma boyunca adliye önünde bekleyişlerini sürdüren İşten Atmalar Yasaklansın Platformu’nun Ankara bileşenleri ve Alınteri okurları duruşmanın sonunda Aynur Çamalan’ın katılımıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamada, TÜBİTAK yönetiminin AKP iktidarı ile emek düşmanı tavrını en üst noktaya ulaştırdığını belirten Çamalan, TÜBİTAK’ın bir bilim kurumu olmaktan çıkıp AKP ve uluslararası sermayenin taşeronu durumuna geçtiğini belirtti.

İşten atma saldırısına karşı Tez-Koop-İş’in tutumunu da eleştiren Çamalan direnişe ara vermek zorunda kalacağını açıkladı. Çamalan, küçük kızı Yaren’in sağlık sorunları yaşadığını belirterek direnişe ara vermek durumunda kaldığını söyledi.


Bilişimde ilk grev: ÜNİBEL

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı kurum ve kuruluşlara bilgi teknolojileri alanında çözümler üreten, teknik destek sağlayan, web tasarımları yapan ve bilgisayar eğitimleri yapan bir şirket olan ÜNİBEL bünyesinde çalışan Sosyal-İş üyesi 37 işçi 9 Temmuz günü greve çıktı.

TİS görüşmelerinin uyuşmazlık ile sonuçlanması nedeniyle İBB önünde yapılan basın açıklamasının ardından grev pankartı alkışlarla asıldı. Basın açıklamasını okuyan Sosyal-İş TİS Daire Başkanı Engin Sezgin, ÜNİBEL’in bilişim sektöründe ilk grev olduğunu söyledi. TİS’in masa başında bitmesi için, sendikalarının her türlü gayreti göstermesine rağmen aylardır belediye ve şirket yetkililerinin sonuç alıcı bir adım atmadıklarını belirtti.


Kent AŞ işçileri işe iade için dilekçelerini verdi

İzmir’de CHP’li Karşıyaka Belediyesi’nde çalışırken 30 Nisan 2009 tarihinde işten çıkarılan Genel-İş Sendikası üyesi Kent AŞ işçilerinin işe iade davaları sona erdi.

271 işçiyi kapsayan kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından da onanmasının ardından işçiler 9 Temmuz sabah saatlerinden itibaren Karşıyaka Belediyesi’ne dilekçelerini verdiler. 150’ye yakın Kent AŞ işçisi dilekçelerini teslim ederken, diğer işçilerin de memleketlerinde olduğu ve önümüzdeki günlerde onların da dilekçelerini vereceği ifade edildi.

1 aylık yasal bekleme süreci içerisinde Karşıyaka Belediyesi Başkanı Cevat Durak, Kent AŞ işçilerinin işe alınması ya da tazminat farkları ve işten atıldıktan sonra geçen süre zarfındaki ücretlerinin ödemesi üzerinden karar verecek.

İşçiler bu süreçte eylemliklerine devam edeceklerini ve temel taleplerinin sadece tazminatlar değil işe geri dönmek olduğunu belirttiler.

Direniş sürecindeki tutumundan dolayı Genel-İş Sendikası 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çınar’a da tepkili olan işçiler Çınar’ın değişmesini istemiş ve Kent AŞ işçisi olan Naci Çetin’i desteklemişlerdi.


Desiteks işçileri haklarını istiyor

Bursa Gürsu Sanayi Bölgesi’nde kurulu Desiteks’te biriken ücret alacakları nedeniyle işçiler direnişe geçti.

Desiteks’in iplik dokuma, kumaş boyama ve kesimde çalışan yaklaşık 100 işçiden 68’i, biriken alacakları ile ilgili görüşmek istediklerinde patronun “fabrika kapanıyor” tehdidiyle karşılaştılar. Mayıs ve Haziran aylarına ait içeride kalan ücretleri ile fazla mesailerinin ne zaman ödeneceğini soran işçilere patronun “iş olmadığı” için fabrikanın 7 Temmuz günü kapanabileceğini söylemesi üzerine, işçiler 5 Temmuz Pazartesi günü iş durdurarak eyleme geçtiler.

İşçiler gazetemize yaptıkları açıklamada, muhatap alacakları hiç kimsenin fabrikaya gelmediğini, işyeri patronu Hakan Dikeci’nin kendilerini telefonla arayarak “paralarınızı ödeyeceğim” sözünü vermesine rağmen henüz ortalıkta görünmediğini ifade ettiler.

Berke Tekstil’e ait malların daha önce fabrikadan kaçırılarak fabrika dışındaki başka depolara sevk edildiğini ifade eden işçiler, 9 Temmuz Cuma günü saat 11.00 sularında ham madde dokuma ipliklerinin haczedilerek fabrikadan çıkarıldığını söylediler. SSK primlerinin aldıkları maaş üzerinden değil, asgari ücret üzerinden yatırıldığını, yaklaşık 3–4 ay önce işe başlayan 30 arkadaşlarının ise sigortasız çalıştırıldığını söyleyen işçiler, Bursa Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne haklarının ödenmesine ilişkin başvuruda bulunduklarını, işyerine ise haklarının ödenmesi için ihtarname çektiklerini ifade ettiler.


Çemen Tekstil işçileri hesap sordu

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu Çemen Tekstil’de gerçekleştirdikleri direnişin ardından iş başı yapan Çemen Tekstil işçileri sendikaya olan tepkilerini dile getirdiler. İşçiler sendikanın kendilerini sattığını ifade ettiler.

DİSK Tekstil üyesi işçiler, 70 günü aşkın süreyle fabrika önünde direnmiş bu direnişin ardından Çemen patronu ile sendika masaya oturmuştu.

İşçiler verdikleri kararlı mücadelenin ardından sendikanın tutumu nedeniyle DİSK Tekstil’in Çemen Tekstil’de yetkiyi kaybetmesine karşı duydukları öfkeyi sendika binasının önünde gerçekleştirdikleri eylemle dile getirdiler. Patronun işyerindeki sendikal örgütlenmeyi geriletmek için Öz İplik-İş Sendikası’nı devreye soktuğunu belirten işçiler, DİSK Tekstil’in ise önlem almadığını söylediler. Bununla beraber 25 işçinin sendikadan “provokatör” oldukları gerekçesiyle ihraç edilmesi de protesto edildi.

Basın açıklaması öncesi konuşma yapan Mehmet Çelik, DİSK Tekstil Sendikası Genel Sekreteri Mehmet Subaşı’nın kendilerini sattığını ifade etti.

Basın açıklamasını gerçekleştiren Feyzettin Altun ise grev boyunca Çemen Tekstil patronunun defalarca “size ikramiyelerimizi vereyim, ne kadar zam istiyorsanız vereyim ama sendikadan istifa edin” diyerek kendilerini sendikadan vazgeçirmeye çalıştığını söyledi. Buna rağmen DİSK Tekstil Genel Başkanı Rıdvan Budak’ın televizyonlarda “bu işçilerin cebine para konulmuş” dediğini hatırlatarak “Asıl siz 3 aylık sözleşmeyle bizi satarken cebinize ne kadar para konuldu onu açıklayın” dedi.


Eğitim Sen’de anlaşma sağlandı

Eğitim Sen Genel Merkezi ve bağlı işyerlerinde çalışan emekçilerin örgütlü olduğu Tez-Koop-İş Sendikası ile Eğitim Sen yönetimi arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmeleri 14 Temmuz günü anlaşmayla sonuçlandı.

Eğitim Sen yönetiminin geri adım atmaması üzerine 15 Temmuz sabahı başlatılmak üzere grev uygulama kararı alan Tez-Koop-İş Sendikası ise varılan anlaşma sonucunda grev uygulamasının hayata geçirilmeyeceğini bildirdi.

Aylardır devam eden toplu iş sözleşmesi sürecinde taleplerine yanıt alamayan Tez-Koop-İş üyeleri grevden bir gün önce varılan anlaşmadan tam olarak memnun olmasalar da sonucu kendileri için bir kazanım olarak görüyorlar.

Tez-Koop-İş üyesi 54 işçiyi kapsayan TİS görüşmelerinde 40 TL + 1. yıl için yüzde 9 zam konusunda anlaşma sağlanırken Eğitim Sen emekçileri için grev nedeni olan “yemek yardımının toplu sözleşme kapsamına alınması” talebi ise bir sonraki toplu sözleşmeye ertelendi. Eğitim Sen yönetimi “yemer yardımının bordroya yansıtılması” talebini bir sonraki TİS döneminde (2012) uygulama sözü verdi. İmzalanan toplu sözleşmeye göre Eğitim Sen çalışanları toplu sözleşmenin ikinci yılında 9 TL yemek ücreti alacaklar. Tez-Koop-İş üyelerinin bu dönemki yemek ücretleri ise 7 TL olarak kalacak.

Bu anlamıyla, imzalanan toplu sözleşmeyi hayal kırıklığıyla karşıladıklarını belirten Eğitim Sen çalışanları yemek hakkı taleplerinin Eğitim Sen tarafından bir sonraki dönemde TİS’e geçirilmesi sözünü ise kazanım olarak görüyorlar.


 


Park-bahçe işçilerinden panel

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde park bahçe alanında çalışan taşeron işçileri 2008’den beri örgütlenme mücadelesi veriyor. Genel-İş ve Belediye-İş sendikalarının örgütlenme noktasında adım atmamaları ve işçileri geri çevirmesi üzerine, öncü işçilerin girişimiyle Taşerona Karşı İşçi Dayanışma Derneği kuruldu.

Taşerona Karşı İşçi Dayanışma Derneği, 11 Temmuz günü “Taşeron sistemi ve sendikal örgütlenme” başlıklı bir panel gerçekleştirdi.

Panel öncesinde hem belediye hem de Genel-İş tarafından derneğe karşı antipropaganda çalışmaları yürütüldü. Park ve Bahçeler Daire Başkanı işçilerle toplantı yaparak panele gitmemelerini isterken, Genel-İş de bu gerici faaliyete ortak oldu. Bir yandan işçileri örgütleme vaadiyle oyalamaya çalışan Genel-İş, bunu derneğe karşı yürüttüğü anti-propaganda ve panele katılmama yönünde çalışmayla da birleştirdi.

Hem patronun hem de Genel-İş’in panele katılımı engelleme uğraşlarına rağmen, panele 50-60 civarında işçi katıldı.

Panelde ilk konuşmayı, dernek başkanı Gürcan Kelek yaptı. Kelek konuşmasında dernekleşme sürecini özetledi. Kelek’in ardından sözü Volkan Yaraşır aldı. Eğitim semineri biçiminde sunumunu yapan Yaraşır, söze sınıfları işçilerle birlikte anlatarak başladı. Emek-sermaye arasında uzlaşmaz bir çelişki olduğunu vurgulayan Yaraşır, çelişki eğer uzlaşırsa, bunun sermayenin çıkarına olacağını söyledi.

İşçinin üst kimliğinin işçi olması gerektiğini, alt kimliğininse din, dil, ırk vb. olduğunu söyleyen Volkan Yaraşır, sermayenin ve sözcülerinin/partilerinin işçinin alt kimliğini öne çıkararak, üst kimliğini unutturduğunu belirtti. Kimlik, bilinç, örgüt ve eylem arasında diyalektik bir bütünlük olduğunu ifade eden Yaraşır, işçi sınıfının bu bütünlüğü sağladığı sürece kazanacağını söyledi. “İşçi tek başına su damlasıdır ama bu diyalektik bütünlüğü yakalayınca sel olur” diyen Yaraşır, örgütlenme aracı olarak sendika, taban örgütlülüğü ve sınıf partisini anlattı. Son olarak işçileri ayağa kaldırıp, havada ellerini birbirine kenetleyerek, “Yaşasın işçilerin birliği!” ve “Taşeron sistemi istemiyoruz!” sloganlarını arttırdı.

Son konuşmacı derneğin hukuki işleriyle ilgilenen Av. Mehmet Ali Türker’di. Konuşmasında taşeron işçilerinin esasta belediye işçileri olduğunu vurgulayan Türker’in, işçilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlamasının ardından panel sona erdi.

Kızıl Bayrak / İzmir