29 Ocak 2010
Sayı: SİKB 2010/05

 Kızıl Bayrak'tan
Taban inisiyatifi zaferin
biricik güvencesidir!
TÜSİAD’ın “demokrasi” vaazları
F tiplerinde
direnen insan olma bilincidir!.
TEKEL direnişine destek eylemleri.
“Genel grev” çağrısı yayılıyor...
TEKEL işçileri panelde buluştu
İzmir’de Metal İşçileri Buluşması gerçekleşti.
Entes direnişçisiyle konuştuk.
Entes’te direniş güncesinden.
İşçi ve emekçi hareketinden...
Popülizm ve sosyalizm
Paralı eğitiminiz, eleme sınavlarınız, staj ve atölye sömürünüz sizin olsun!
Gelecek bizim!
DLB’lilerden eğitim
sistemine karne
Ahmet Öncü ve Ahmet Hasim Köse ile TEKEL direnişi üzerine konuştuk
TEKEL işçileri ile
direniş süreci üzerine konuştuk.
Emperyalist işgale “sivil kılıf
Stuttgart’ta TEKEL işçileriyle
dayanışma etkinliği
İktidar kavgası derinleşiyor - M. Can Yüce
Direnişçi TEKEL işçisi
Aygün Taşkın’a mektup
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

TEKEL direnişi gündemdeki yerini koruyor. Aylara yayılan ve giderek tüm işçi ve emekçilerin destek ve dayanışmasını arkasına alan direniş kararlılıkla yoluna devam ediyor. Sermaye adına hareket eden hükümet ve onun temsilcileri bugüne kadar direnişe saldırarak direnişi karalamaya ve tecrit etmeye çalıştılar. Ancak bu uğursuz çabaları büyük ölçüde başarısız kaldı. Dahası hükümet cephesinden yapılan bu yöndeki her açıklama ve tehdide direnişçi işçiler anında daha sert ve tok yanıtlar verdi. Bu saldırılar direnişçi işçilerinin birbirine daha sıkı kenetlenmesini ve direnişlerini daha kararlı bir biçimde sürdürmelerini sağladı.

İşçi ve emekçi düşmanı sermaye hükümeti ilk başta direnişe yönelttiği saldırılarını oluşan kamuoyu tepkisi üzerine bir ara kesti ve beklemeye geçti. Direnişin kendiliğinden çözüleceği beklentisi içine girdi. Ancak beklenen olmadı. Tersine direniş daha da büyüdü ve işçi ve emekçi desteğini arkasına alarak tüm Türkiye’ye yayıldı. Direnişin ne beklemekle ne de yapılan tehditlerle çözülemeyeceği gerçeği bütün çıplaklığı ile ortaya çıkınca nihayet Erdoğan, Kasımpaşa kabadayılığını bir tarafa iterek Türk-İş’le görüşmek için randevu verdi. Ancak bu girişim kimseyi yanıltmamalıdır. Erdoğan Türk-İş buluşması sorunun direnişçi işçiler lehine çözülmesi için atılmış bir adım değildir. Bu adım hem sendika bürokrasisinin hem de sermaye hükümetinin direniş karşısında yaşadıkları şıkışmayı bertaraf etmeye yönelik bir manevra anlamına gelmektedir.

TEKEL direnişçileri haftalardır Türk-İş’in genel grev kararı almasını beklemektedir. Ancak Türk-İş böyle bir kararı almaktan bir kez daha kaçınmaya çalışmaktadır. Direnişçi işçiler muhtemel bir sendikal ihanete karşı hazırlıklı olmalı ve direnişin geleceğini ve kaderini sendika bürokratlarına teslim etmemelidir. Direnişi kazanmanın tek yolu inisiyatifi ele alarak taban örgütlülüklerinin bir an önce oluşturmaktır. Bu, direnişi kazanmanın tek güvencesidir.

Sınıf devrimcileri direnişe müdahale ettikleri ilk andan itibaren sorunun bu yanına özel bir vurgu yapmış ve direnişin somut seyri üzerinde döne döne buna dikkat çekmiştir. Bugün bu vurgu çok daha büyük bir önem kazanmaktadır. Zira gelinen yerde direnişin akıbeti büyük ölçüde buna bağlıdır.

Sınıf devrimcileri bulundukları tüm alanlarda oluşturulmuş direniş komiteleri, platformları etkin bir hale getirmeli, olmayan yerlerde ise diğer ilerici ve sol güçlerle birlikte bu komite ve platformların oluşturulması için girişimlerini hızlandırmalıdır.

* * *

Entes işçisi Gülistan Kobatan, direnişinin 250’li günlerini geride bıraktı. Aylardır tek başına büyük bir inanç, irade ve kararlıkla direnen Gülistan Kobatan, yalnızca kendisi için direnmedi. O sadece “İşimi geri istiyorum!” demekle yetinmedi. Kendi şahsında başlattığı hak alma mücadelesini mensubu olduğu sınıf adına yürüttüğü bir mücadele olduğunun bilinci ve inancıyla sürdürdü. Yanıbaşındaki ya da kilometrelerce uzaktaki tüm direnişlerin, eylemlerin, gösterilerin içinde yer aldı, destek sundu. Direnişin her gününü böyle bir mücadeleye konu etti. Solukla, sabırla, inatla mücadelesine sarıldı ve direndi.

Bu direnişi ilk günden bugüne kadar sayfalarımıza taşıyarak okurlarımızla paylaştık. Buradan bu direnişle dayanışma içinde olmanın bir sorumluluk olduğunu söylemek istiyoruz. 31 Ocak günü gerçekleştirilecek “Entes Direnişiyle Dayanışma Gecesi”ne tüm okurlarımızın mesajlarıyla ya da geceye bizzat katılarak destek vermesi çağrısında bulunuyoruz.

* * *

Özür ve düzeltme: Gazetemizin 22 Ocak 2010 tarihli son sayısında yer alan “Her şey TEKEL için: Tek yumruk, tek vücut, tek barikat!” başlıklı yazı teknik bir nedenden dolayı yazarının ismi eksik olarak yayınlanmıştır. Başta yazarımız Volkan Yaraşır olmak üzere tüm okurlarımızdan özür diler, düzeltiriz.