15 Nisan 2011
Sayı: SİKB 2011/15

 Kızıl Bayrak'tan
Devrimci 1 Mayıs için engelleri aşalım!
Seçim oyunu başladı
Washington’daki efendinin emrinde
BAT işçilerine polis saldırısı ve
tutuklama terörü
MAS-DAF’ta iki koldan direniş
Arfesan işçileri grev nöbetinde
Direnişlerin sesi Taksim’de
Baskı ve terör devrimci sınıf çalışmamızı engelleyemeyecek!
İşçiler hakları ve gelecekleri için kurultaylarda buluştu
Tunus ve Mısır:
Devrim için dersler...
Mısır’da mücadele sürüyor
Suriye’de etnik-dini çatışma tehlikesi
Meksika’da elektrik işçilerinin mücadelesi sürüyor
“Mücadelemiz gelecek
mücadelesidir!”
Kampana’da direniş ve dayanışma
Şifre skandalı liseli gençliğin öfkesini açığa çıkardı
Binlerce öğrenci YGS
skandalını protesto etti... 
İÜ’de uzaklaştırma
cezasına karşı direniş
Hatice Yürekli yoldaşı ölümünün 10. yılında saygıyla anıyoruz
Gençlik içinde kitle
çalışması üzerine
Devrimci Karargah davası duruşması görüldü
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bianchi işçileriyle konuştuk...

“Mücadelemiz gelecek mücadelesidir!”

 

- İşten atılma sürecinizi anlatır mısınız?

- Onur Sağlaş: Adım Onur Salaş. Bu fabrikada işe 1 Haziran 2003 tarihinde başladım. İlk olarak 2006 yılında anayasal hakkımızı kullanıp Türk Metal Sendikası’na üye olduk. Patronun çok büyük baskısıyla karşılaştık. Sendikaya üye olan işçileri tek tek odalara çekip sendikadan istifa etmeye zorladılar. Lakin bizler “İmzamızın arkasındayız, bizi çalıştıracaksanız sendikalı olarak çalıştıracaksınız. Kabul etmiyorsanız gereği neyse yapın” diyerek kararlılık gösterdik. Bunun üzerine 2006 yılında farklı gerekçeler gösterilerek ama aslında sendikaya üye olduğumuz için birçok işçi arkadaşımla birlikte işten çıkartıldım. İşten atılan işçiler olarak işe iade davası açtık. Dava iki yıl sürdü ve 2008 yılında işe iade davasını kazanarak fabrikaya geri girdik. O dönemde işten 84 kişi atılmıştı. Bunlardan 53’ü dava açtı. Dava açanlardan da 47’si işe geri girdi.

 

- 2008 yılında işe iade davasını kazanıp fabrikaya geri girince herhangi bir değişiklik oldu mu?

- Onur Sağlaş: Tabi o zaman davayı kazanıp içeri girince şartların düzeleceğini düşünmüştük. Uzun süre çalışma şartlarının düzelmesini bekledik; lakin hiçbir düzelme olmadı. Bunun üzerine 2010 yılında sendikal anlamda tekrar bir hareketlenme yaşandı. Tabii işveren bunu duyunca bizi tehdit etti ve sendikadan istifa etmemizi istedi. Sendikadan istifa etmemiz karşılığında birtakım düzenlemeler, iyileştirmeler yapacağını söyledi. Bizler de patrona inanıp iyi niyetlerle istifa ettik. Lakin aradan uzun bir süre geçmesine rağmen hiçbir iyileştirme olmadı. Bizi sürekli oyaladı. Yok, ocakta zam yapacağım yok şubatta derken bir hayli zaman oyaladı bizi. Tabii kandırıldığımızı anlayınca tekrar örgütlenme yoluna gittik ve kısa bir sürede onlarca arkadaşımız sendikaya üye oldu. Patron durumu öğrenir öğrenmez 29 Mart 2011 tarihinde 6 arkadaşımızı sorgusuz sualsiz işten çıkarttı. Bundan bir hafta sonra da 13 kişiyi daha işten attı. Bunun üzerine de işte burada gördüğünüz gibi 1 Nisan itibariyle oturma eylemine başladık.

- Şerife Bozanoğlu: Ben de 2006 yılındaki örgütlenme çalışmalarından dolayı işten atılan ve mahkeme süreciyle geri işe başlayan işçilerden birisiyim. Tabi biz geri döndüğümüzde sendika üyesi olarak döndük. Bölüm şefi bize bir konuşma yaptı, çalışma şartlarının iyileştirileceğini söyledi ve istifa etmemiz için yoğun baskı uygulandı. Biz de istifa ettik. Ancak hiçbir şey değişmeyince yine üye oldum. Son süreçte yine çok baskı gördük. Tek tek hepimizi odaya çektiler. Önce üyeliğimizi gizliyorduk. Ama sonra baskılara dayanamayıp sendikaya üye olduğumu açıkladım ve bunun üzerine 4 Nisan 2011’de kapı önüne kondum.

Cemile Erdoğan: Ben 2004 yılından beri bu fabrikada çalışıyorum. Ben de diğer arkadaşlarım gibi 2006 yılındaki sendikal faaliyet sürecinden geçtim. İşten çıkarıldık ve tazminatlarımız da ödenmedi. Beni işten çıkartırlarken dava açmazsam tazminatımı alabileceğimi söylemişlerdi. Lakin yalan çıktı. Bunun üzerine dava açtım. Daha sonra da tazminat davası açacağım.  

 

- Peki hedefiniz nedir? Mücadele ne kadar daha devam edecek?  

- Onur Sağlaş: Bizler artık patronun yalanlarına inanmayacağız ve mücadeleyi sonuna kadar, buraya sendika girene kadar devam ettireceğiz. İşçi anayasal hakkını kullandığı için işinden olamaz. Böyle bir haksızlığa boyun eğemeyiz. İleri demokrasi bu mudur? Anayasada yazan maddenin bile uygulanmadığı bir ülkede ileri demokrasiden bahsedilebilir mi? Burada direnen bütün arkadaşlarımızın çoluğu çocuğu var. Herkes ekmeğinin peşinde koşuyor. Biz burada silah sıkmıyoruz, kurşun atmıyoruz, kimseye zarar vermiyoruz. Tek derdimiz ekmeğimiz. İşten çıkarılan arkadaşların her biri bu fabrikada yıllarca çalışmış, kalifiye işçiler. Kimi 6 yıl, kimi 10 yıl kimi daha fazla çalışmış.

- Cemile Erdoğan: Mücadelemiz gelecek mücadelesidir. Yarın benim kızım büyüyecek ve bu fabrikada çalışacak belki. Ama bu şartlarda nasıl çalışacak? Ben bile bu şartlarda çalışamazken kızımın böyle bir gelecekle karşılaşmasını istemiyorum. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek, daha özgür bir ülke bırakmak için bu mücadeleyi kazanmak zorundayız.

 

- İçeride çalışma şartları nasıldı? Neden sendikalı olma gereği duydunuz?

Onur Sağlaş: İçeride çalışma şartları çok kötüydü. İzin almak, kafana göre sağlık nedeniyle rapor almak falan çok zordu. Ben 8 yıllık işçiyim; mesela bir günlük raporum, bir gün geç kalmışlığım yoktur. Patrona göre tek kusurum sendikaya üye olmak istemem.

 

- Peki talepleriniz neler?

Onur Sağlaş: Manisa’da binlerce işçi çalışıyor ve bunların çok az bir kısmı örgütlü. İşçinin örgütsüz olmasından, ucuz işgücünden avantaj elde etmeye çalışıyorlar. Biz emeğimizin karşılığını istiyoruz. İnsanca yaşayacak bir ücret istiyoruz. Sürekli Türkiye ekonomisi büyüyor, milli gelir artıyor diyorlar. Bu nasıl büyüme? Bu büyümeyi biz niye hissedemiyoruz? İşten atmak bu kadar kolay olmamalı. Ya da bir dava süreci bu kadar uzun sürmemeli. İşçilerin örgütlenmesi önündeki görünen görünmeyen tüm engeller kaldırılmalı. En büyük talebimiz bu fabrikaya sendikanın girmesidir.

Ayrıca şunu da sizin aracılığınızla belirtmek istiyorum ki basın mücadelemize hiç ilgi göstermiyor. Basının işçi sorunlarına ilgisi hiç yok. Basın magazin basını olmuş adeta. Biz burada direniyoruz ama bir basın organı gelip de bizim sesimizi duyurmuyor.

Kızıl Bayrak / Manisa

 

 

 

Bianchi’de direniş sürüyor...

Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu ACCELL Bisiklet Sanayi A.Ş. (Bianchi) fabrikasında çalışırken Türk Metal’e üye oldukları için işten atılan ve fabrika önünde direnişe geçen işçilerin bekleyişi sürüyor.

Türk Metal’e üye işçiler 11 Nisan Pazartesi günü direnişçi işçilerin yanındaydı. Yağan yağmura rağmen saat 17.00’de, direnen işçilerin yanına gelen işçiler sloganlarla desteklerini sundular.

Saat 18.00’de Bianchi fabrikasında mesai bitimi ile birlikte yüzlerce işçi fabrika önüne geçti. Servisler fabrika dışına çıkarken işçiler sloganlarla kararlılıklarını içerideki işçilere duyurdular. Servislerin içindeki işçiler de dışarıdaki işçilere el sallayarak desteklerini gösterdiler. Servislerin çıkışı sırasında taşeron aleyhine sloganlar da atıldı. İçerden çıkan fabrika yöneticilerini yuhalayan işçilerin sendika yöneticileri tarafından uyarılmaları dikkat çekti.

 

İşçilerden zincirli eylem

İşçiler 6 Nisan günü kendilerini fabrika kapısına zincirlediler. Bunun üzerine polis müdahalede bulundu. Demir makasları ile zincirleri kesilen işçiler polise direnmeye çalıştılar.

Bu eylem üzerine Türk Metal’in Organize Sanayi’de örgütlü olduğu diğer fabrikaların işçileri destek için fabrika önüne geldi. 08.00–16.00 vardiyasından çıkan işçiler fabrikanın önüne gelerek işçilerin yalnız olmadığını gösterdi. Desteğe gelenler direnen Bianchi işçilerinin her zaman yanında olduklarını, işçiler geri alınana ve de fabrikaya sendika girinceye kadar desteklerinin devam edeceğini belirttiler.

Türk Metal üyesi işçiler mücadele kararlılıklarını dile getirdiler.