20 Temmuz 2012
Sayı: SYKB 2012/29

 Kızıl Bayrak'tan
Amerikancı rejimin gerici ablukasını parçalamak için...
Kürt halkı devletin irade kırma saldırısını direnişle yanıtladı
Faşist baskı ve devlet terörü sökmedi
“Yargı Paketi” ile faşist katiller
sokağa salındı...
Avukatlar: “Asıl biz yargılayacağız!”
Adım adım kürtaj yasağına
KPSS adaletsizliğine protesto
AD Demirel İşyeri Baştemsilcisi Hakan Akyol ile MESS Grup TİS süreci üzerine...
MICHA’da patron baskısına rağmen direniş!
Termo Teknik işçileriyle toplantı
TÜMTİS İstanbul Şube Başkanı
Ersin Türkmen ile
DHL direnişi üzerine
Havayolu işçileri AKP’ye yürüdü
Maden işçileri iş bıraktı
Birleşik Metal-İş TİS Uzmanı İrfan Kaygısız ile kıdem tazminatının gaspı üzerine konuştuk
Gaspçıları ve suç ortaklarını
yenmek için göreve!
TOGO direnişi üzerine
HEY Tekstil Direnişi’nin geldiği aşama ve yapılabilecekler!
İzmir’de “Dinsel gericilik ve
devrimci politika” semineri
Müslüman Kardeşler’in
milyon dolarlarla sınavı
İsrail’de “zorunlu askerlik” tartışması krize dönüştü
Opel’de sular durulmuyor
Köprüden geçerken
kapitalizmi görmek - TMMŞP
9. Mamak Kültür-Sanat Festivali
3-4-5 Ağustos’ta!
Samandağ Evvel Temmuz Festivali’ne dair
Cumartesi Anneleri'nin 381. eylemi
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

KPSS adaletsizliğine protesto

2012 KPSS sonrası açığa çıkan skandal, mağdurlar tarafından eylemlerle protesto ediliyor. Kendilerini “KPSS İptal Edilsin Grubu” olarak adlandıran KPSS mağdurları, 15 Temuz günü İstanbul’da yaptıkları basın açıklamasıyla sınavın iptal edilmesini ve mağduriyetin önüne geçilmesini istedi.

Galatasaray Lisesi önünde toplanan kitle sınav sisteminin adaletsizliğini vurgulayarak geleceklerinin çalındığını ifade etti. Facebook üzerinden yapılan eylem çağrısı sonrası buluşan kitle ilk olarak ÖSYM Başkanı Ali Demir için yazdıkları şarkıyı söyledi.

Bekleyiş sürerken KPSS’ye giren adaylar sorunlarını anlattı. Ataması yapılmamış bir öğretmen özel sektörde çalışmak zorunda bırakıldıklarını ifade ederek sorumluların cezalandırılması gerektiğini söyledi.

Sorumlular hesap versin”

Yürüyüşün en önünde “2012 KPSS iptal edilsin sorumlular hesap versin!” ozaliti açılırken arkasında “ÖSYM’de ‘Sızıntı’ var” ve “Oğlum (Ali Demir) bak git” ozalitleri taşındı. Eylemciler renkli ve birbirinden farklı dövizlerle KPSS skandalının cemaatle bağlantısını öne çıkarttı. “Ali Demir’in istifası” talebi de eylemin öne çıkan vurgusuydu. Yürüyüş boyunca “KPSS iptal edilsin!”, “Susma haykır atama haktır!” ve “Şifreci kopyacı Ali Demir istifa!” sloganları sıklıkla atıldı.

Yaklaşık 200 kişinin katıldığı eylem Taksim Tramvay Durağı’nda yapılan basın açıklamasıyla devam etti. Taksim’deki eylemin tek olmadığı, Ankara ve İzmir’de de eylem yapıldığı ifade edildi.

ÖSYM’yi teşhir etmeye devam edeceğiz”

Açıklamada, 2012 KPSS sorularının sızdırıldığının ortaya nasıl çıktığı anlatıldı. Basında çıkan iddialara verilen cevapların taşıdığı çelişkiler ortaya konarak yapılan her açıklamanın sınava dair şaibelerin daha da artmasına sebep olduğu ifade edildi.

KPSS ve ÖSYM için bulunulan suç duyuruları aktarılıp “Bizler bu davalar sürerken beklemeyeceğiz, kamu vicdanını rahatsız eden güvenirliliği kalmayan bu sınav sistemini ve ÖSYM’yi teşhir etmeye devam edeceğiz” dendi.

Atanamayan Öğretmenler ve KPSS mağdurları, 13 Temmuz akşamı da yürüyüş gerçekleştirmişlerdi. ÖSYM’nin verdiği kalemlerin kırıldığı eylemde mücadeleyi sürdürecekleri ifade edilmişti. 13 Temmuz ve 15 Temmuz eylemlerinden sonra sırada merkezi Ankara eylemi olduğu ifade ediliyor.

KPSS İptal Edilsin Grubu, açıklama sonrası eylemcilere söz verildi. İlk yapılan konuşmada her açıklamada dillerinden düşürmedikleri ‘adaleti’ uygulamaları gerektiğini, onlar uygulamadıkça eylemlerin süreceğini söyledi.

Konuşmalardan sonra, eyleme destek veren sendikalar selamlandı. Eğitim Sen’li öğretmenlerin, Sosyal-İş üyesi işçilerin ve Dev Sağlık-İş Sendikası yöneticilerinin eyleme katıldığı aktarıldı. Basına uygulanan yasağa rağmen eylemi izleyen basın emekçileri de selamlanarak eylem bitirildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

Yaz okulunda kılık-kıyafet tehdidi

Üniversitelerin rant kapısı olarak işleyen yaz okullarında gericiliğin öğrenciler üzerinde yarattığı baskı da kendisini gösteriyor.

Gazi Üniversitesi öğrencileri, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nün yaz okulunda ders veren Prof. Dr. Suat Kıyak’ın, kendilerini, kıyafetlerine dikkat etmezlerse ders ve sınavlara almayacağı yönünde tehdit ettiğini belirtti.

Öğrenciler, Kıyak’ın yaz okulunun ilk dersinde, “Yaz geldiği için kıyafetlerin rahat olacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz” dediğini ve “Şuradaki arkadaşınız gibi” diyerek, askılı bluz giymiş bir kadın arkadaşlarını gösterdiğini söyledi. Hocanın yönetimle arasının çok iyi olduğunu belirten öğrenciler, “Hoca eliyle kıyafetini beğenmediği öğrencileri işaret ediyor, elimizden bir şey gelmiyor” dedi. Hocanın ilk derste kimseyi dersten çıkarmadığını ancak, “Haftaya da böyle gelirseniz derse de sınavlara da almam” diyerek tehdit ettiğini söylediler.

Erkeklerin de bermuda şortla derse gelmelerinin yasak olduğunu söyleyen öğrenciler, “Bu hocanın böyle bir efsanesi vardı. Kışın sorun olmamıştı ancak yaz okulunun başlamasıyla sorun da başladı” dediler.

Öte yandan, aynı hocanın normalde 13.00 olan ders saatini, Cuma namazı nedeniyle 13.45’e aldığını söyleyen öğrenciler, “Hocanın dersleri öğrencilerin onayı alınmadan 7 haftadan 4 haftaya düşürüldü” dediler.

Prof. Dr. Kıyak ise öğrencilerin kendisine yönelttiği suçlamalar için, “Derse almama durumu değil, ikâz durumu var. Çünkü plaj kıyafeti diyebileceğimiz kıyafetlerle okula giriyorlar. Dolayısıyla insanların dikkatileri dağılıyor. Ben söyledim, bundan sonra nasıl gelirlerse gelsinler, sınava neden almayayım ki, sadece uyardım, o kadar” diye konuştu.

ekimgenligi.net

 

 

Din dersi baskısı sürüyor...

Eskişehir’de bir aile, çocuklarının din derslerinden muaf tutulması yönünde mahkeme kararı çıkarılmasına rağmen baskıyla karşılaştı. Sermaye hükümeti AKP’nin ‘demokratikleşiyoruz’ söylemlerine rağmen, bu söylemin yalan olduğu gerçeği her pratikte bir kez daha görülüyor.

Eskişehir Havacılar İlköğretim Okulu’nda okuyan Nazlı Şirin El için ailesi, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında da baskılardan nasibini aldı. Muaf tutulması gereken din dersi dışındaki tüm derslerinden pekiyi derecesiyle başarılı olan Şirin’in “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden notu oluşmadığı” bahanesiyle karnesi verilmiyor. Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü de okul yönetimini destekleyerek keyfi uygulamayı bakanlığa yönlendiriyor.

Eğitim Sen Eskişehir Şubesi’nde Nazlı Şirin El’in karşılaştığı keyfi baskıyla ilgili olarak basın toplantısı düzenlendi. Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı, ailenin de katılımıyla gerçekleştirilen açıklamada; “Türkiye Cumhuriyeti İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin korunmasına İlişkin Sözleşmeyi 04.11.1950 tarihinde imzaladığından bu güne, birçok uluslararası sözleşmeyi imzalamış ve bunların uyum yasalarını çıkararak bağlayıcı hale getirmiştir.” dedi.

Açıklamada keyfi baskının sürdürülerek yasal hakların uygulanmadığı söylendi.