26 Haziran 2015
Sayı: KB 2015/25

Düzenin ihtiyacı “istikrar”, işçi ve emekçilerin ihtiyacı mücadele…
Sivas katliamının hesabını sormak ve yenilerini önlemek için...
Erdoğan’dan iftar şovu Saray sofrasından yer sofrasına...
Gericilik bu düzenin harcında var!
Gülme sırası şimdi kimde?
Sivas’ta katledilenler anılacak
BDSP 2 Temmuz anmalarına çağırıyor
AKP Kürt halkına düşmanlıkta sınır tanımıyor!
Muhalif basın AKP’nin hedefinde!
ODTÜ’de eğitim emekçileri direnişte!
DEV TEKSTİL’den örgütlenme çağrısı
TTK’da TİS görüşmelerinde uyuşmazlık
Birleşik sınıf hareketi için metalde ortak grev! B. Çağ
MESS’ten önce sadaka sonra kıyım!
Metal işçileri ve MİB engelleri aşa aşa ilerledi – 2
İhanetin adı Çelik-İş
Yarın bizim olacak!
Metal direnişi ve deneyimleri tartışıldı
Troyka'nın dayatmaları, Syriza'nın açmazları
Doğu Avrupa'da sular ısınıyor
"Tüm gençliği kampımızın parçası olmaya çağırıyoruz!"
Devrimci gençlik kampının hazırlıkları sürüyor
Ankara EKK, Cansu Kaya için eylemdeydi
Kadınlar Cansu Kaya için sokağa çıktı
Ayvalıtaş davasında keşif kararı
Cumartesi Anneleri: Demirel'i iyi bilmezdik
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İhanetin adı Çelik-İş

 

Tofaş’ta onlarca işçinin işten atılmasının ardından kılını kıpırdatmayan işbirlikçi Çelik-İş yönetimi, Türk Metal’den boşalan işbirlikçilik koltuğunu doldurmaya aday olduğunu pratiğiyle de gösteriyor.

Demokrasi ve şeffaflık yalanı

14 Haziran günü Bursa’da bir grup Tofaş işçisinin katılımıyla Bursa TOFAŞ şubesini açarak yeni bir şova imza atan işbirlikçi Çelik-İş’in şefi Ali Cengiz Gül, açılışta yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:

Gerçek söz sahibi olan işçilerdir. Bunu herkese kanıtlamış oldu. TOFAŞ’ta ailemize kattığımız 3.500’den fazla kişiyle yetki artık fiilen Çelik-İş’e geçmiştir. Bizi önceki sözde sendika ile karıştırmayın. Bizim dönemimiz şeffaf bir idare anlayışı sunar. Çelik-İş’in yetkili olduğu yerlerde demokrasi vardır, işçi söz sahibidir. Biz her zaman bu şekilde çalıştık, bundan sonra da bu şekilde çalışmaya devam edeceğiz.”

Çelik-İş’in “tabandan aldığı güçle hareket eden bir sendika” olduğunu iddia eden Gül, şu ifadeyi kullandı: “Biz TOFAŞ işçisinin değerlendirip karar almadığı hiçbir hareketin içinde olmayacağız. Biz TOFAŞ işçisi ne derse onu yapacağız.”

Tabanın iradesinden bahseden Çelik-İş ağaları, geçtiğimiz haftalarda 2 öncü işçinin işten atılmasının ardından üretimi durdurarak direnişe geçen işçileri “işten atılan 2 işçiye sendika bünyesinde iş vererek” yeniden fabrikaya sokup direnişi bitirmişti.

Temsa’da ihanet dizboyu

Türk Metal’in ardından bu kez de Çelik-İş saltanatı altına giren Tofaş işçileri MESS’in saldırıları karşısında çıkış yolu ararken işbirlikçi Çelik-İş yönetimine farklı fabrikalarda tepkiler yükseliyor.

Çelik-İş’in örgütlü olduğu Temsa fabrikasından işçiler, sendika yönetimi ile patron arasında kurulan işbirliğini teşhir ediyorlar.

MİB’in facebook adresini etkin biçimde kullanan bir Temsa işçisi fabrikadaki patron ve Çelik-İş işbirliğini şöyle anlatıyor:

Temsa tirim işcisiyim. Son aldığımız duyumlara göre de başkan ve ekibi temsa işçilerini facebook’tan takip edip MİB’i beğenenleri ve takip edenleri köylüsü olduğu personel müdürü ile paylaşıp olası bir protestonun önüne geçmek için personele çağırttırarak işten çıkarmayla tehdit ettireceğini söylemiş. İşte siz busunuz.

Bizlerin sizden korkacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu oluşturmaya çalıştığınız korku imparatorluğu yıkılacak.”

Başka bir Temsa işçisi ise sendika yönetimine yönelik tepkisini şu sözlerle dile getiriyor:

Merhaba ben temsa tirim bölümü işcisiyim şube başkanının en büyük destekçileriydik. Artık maymun gözünü açtı tüm temsa işçi arkadaşlarımizi başkandan hesap sorması için yürekli özü sözü bir dobra tüm arkadaşlarımızı öğlen kamelya bölümüne bekliyoruz.”

 

 

 

 

Öncü işçilere polis sorgusu

 

Metaldeki grev hareketinin başlamasının ardından yeni sendika ve Fabrikalar Arası Kurul üzerinden metal işçilerini sorguya çeken polis, mücadelenin büyütülmesi hazırlıklarının hızlandığı bir evrede yeni baskı politikalarını devreye soktu.

Metal İşçileri Birliği’ne yönelik polis operasyonunu metaldeki grev hareketini baltalama amacıyla devreye sokan sermaye devleti, MESS ve Türk Metal çetesiyle uyum içinde çalışıyor.

Fabrikalarda mücadelenin yükünü çeken öncü işçiler, Bursa’da Terörle Mücadele Şubesi’ne çağrılarak ifadeleri alınıyor.

Polis baskılarının hedefinde ise fabrikalardaki mücadeleyi engellemek var.

Öncü işçiler üzerinde baskı kurarak gözdağı veren emniyette ifade veren işçiler ise maruz kaldıkları uygulamanın hukuksuzluğuna ve keyfiliğine işaret ediyorlar. Terörle Mücadele Şubesi’ne ifade vermeye giden bir Renault işçisi bu durumu şöyle anlattı:

Terör ile mücadele ekipleri aradı gittim 1 saat ifade verdim ‘hangi örgüttensin’ dediler güldüm. ‘Hak aramak terörist olmak mıdır’ dedim. Pos bıyıklı abi ‘bırakın artık akıntıya kürek çekmeyi işçiyseniz işinizi yapın’ dedi. Yine güldüm.
İsimlerimizi polise verenlere saygı ve şükranlarımı iletiyorum.”

 

 

 

 

Metal işçisinin payına ölüm düştü

 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre, metal işçilerine aylık 100 TL’lik sözde ücret iyileştirmesini reva gören metal patronları son 3,5 yılda işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almayarak 236 işçinin canını aldı. Büyük kârlara sahip olan şirketlerin sağlıklı ve güvenli çalışma önlemlerini almayarak işçileri ölümlere, hastalıklara sürüklediğine dikkat çeken İSİG Meclisi, son üç buçuk yılda en az 236 metal işçisinin yaşamını yitirdiğini, meslek hastalıklarına dair ise bir veri bulunmadığını ifade etti.

İş cinayetlerine kurban giden en az 236 işçi içerisinde son 3,5 yılda 4 kadın işçinin de iş cinayetine kurban gittiğinin altını çizen İSİG Meclisi, erkeklerin yoğun olarak çalıştığı metal işkolunda, bu durumun yan sanayide ve bazı işlerde kadınların çalıştığı gerçeğinin üzerini örtmemesi gerektiğini belirtti.

İSİG Meclisi’nin raporunda dikkat çeken başka bir nokta ise, son üç buçuk yılda 11 çocuk işçinin metal işkolunda yaşamını yitirmesi. Uğur Soğutma’da iş cinayeti Aydın’ın Nazilli ilçesinde kurulu bulunan ve derin dondurucu üretiminin yapıldığı Uğur Soğutma Makinaları fabrikasında iş cinayeti yaşandı. 47 yaşındaki Mahir Tüzer adlı işçi, buzdolabı içerisine köpük presleyen otomasyon sistemli polietilen makinesinin içini temizlediği sırada başını pres makinesine kaptırarak can verdi.

 
§