2 Mart 2018
Sayı: KB 2018/09

Sermayenin tetikçileri emekçilere karşı birleşiyor!
İşçi sınıfı kapitalistlerin yağma savaşını reddetmelidir!
“Şehitlik, cihat” vb. kavramlarla işçilerin bilinci bulandırılıyor
İhbarcılık sermayenin en iğrenç ama etkili bir silahıdır
Çocuklarımızı sizden koruyacağız!
Çocuğa yönelik şiddete son!
Şekerde özelleştirme işçilere ne getirir?
“Taşerona kadro” yalan, “işsizlik ve hak gaspı” gerçek!
Tek yol mücadele!
Öğretmenlere “performans” saldırısı
8 Mart ve burjuva toplumunda kadın hakları - H. Fırat
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken... / 6
Soylu bir yolda ilerleyen bir kadın: Praskovya İvanovskaya
Eşitlik ve özgürlük için mücadeleye!
8 Mart’ın çağrısına yanıt ver
MEB ve tarikat işbirliği
Suriye’de “ateşkes” kararı ve emperyalist ikiyüzlülük
Ortadoğu halklarıyla dayanışmaya!
Emperyalist hegemonya kavgası ve Avrupa Birliği
Avrupa’da üniversiteli emekçiler ve öğrenciler ayakta
Ölümünün 65. yılında Stalin...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Çifte sömürüye, baskıya, gericiliğe ve kirli savaşa karşı;

Eşitlik ve özgürlük için mücadeleye!

 

Ekim Devrimi’nin 100. yılını geride bırakırken; dokuma işçilerinin ve kadın işçi-emekçilerin tarihe kazıdığı 8 Mart’ın yıldönümüne yaklaşırken yeniden yükseltiyoruz çağrımızı: Eşitlik ve özgürlük için mücadeleye! Mücadele için gücümüzü geçmişin mücadele tarihi bilincinden, eşit ve özgür bir dünyaya inancımızdan, gün geçtikçe artan sorunlara karşı koyduğumuz direncimizden alıyoruz!

Bugün kadınların ve toplumun geleceği için bu bilinci, inancı ve direnci harmanlamanın ve sokağın sesini yükseltmenin günüdür. Çünkü karşımızda sömürünün boyunduruğu, baskının düşlerimizi bile kelepçelemesi, gericiliğin kadınların bedenine ve yaşamına geçirmeye çalıştığı ilmekler var. Gün geçtikçe gericileşen ve çürüyen kapitalizm ve saltanatlık havasında davranan AKP iktidarı gerçekliği var.

Fabrikalar sömürü cehennemi. Kadın işçi ve emekçiler sömürüyü katmerli yaşıyor. Gerici söylemlerle kadınların yaşam alanları daraltılıyor. Kız çocukları evlendirilmeye çalışılıyor ve bu yasallaştırılıyor. Müfredat din sosu ile kadının erkeğe köleleşmesi çerçevesinde şekilleniyor. Ortadoğu’daki savaşın ortağı olmaya hevesli, Efrîn üzerinden başlatılan işgal ile savaşın körükleyeni olmuş sermaye devleti toplumu kutuplaştırma çabasında. OHAL işçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere, toplumun mücadele edenlerine, sözünü söyleyenlerine, kalemini özgürce oynatanlarına karşı kılıfa dönüştürülüyor.

Ne susmanın ne sinmenin ne geri durmanın ne de hiçbir şey yokmuş gibi hayata devam etmeye çalışmanın zamanıdır. Böyle davranmak içine sürüklendiğimiz karanlığı dipsiz kuyuya çevirir.

Devrim olmadan kadın kurtulmaz!

Kadının kurtuluşu devrimdedir ve kadın olmadan da devrimi kazanmak mümkün değildir! İnsanın insanı sömürmediği, işçi sınıfının sosyalist iktidarının kurulduğu eşit ve özgür bir toplum için kadınların yükselen sesinin yaygınlaşması, kadınların mücadelede daha fazla yer alması için çabamızı arttıralım. Kapitalizmin karanlığını parçalamak, kadının çifte sömürüsüne son vermek için kadınların yaşadığı sorunlara karşı kadınıyla, erkeğiyle tüm işçi ve emekçiler olarak mücadele saflarını genişletelim.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu

 

 

 

 

DEV TEKSTİL’den ‘kadın işçilerin hakları’ semineri

 

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası, Esenyurt’taki binasında hukuk semineri düzenledi. Hukuk seminerinde, yasalarda yer alan, kadın işçilere yönelik haklar incelendi, 8 Mart gündemleştirildi.

Seminerde, iş yasası ve yönetmeliklerde yer alan maddeler incelendi. Gece postalarında çalıştırılma, kreş, doğum izni, eşit davranma ilkesi vb. yasada yer alan maddeler tartışılarak, anlamı ve uygulamaları hakkında değerlendirmeler yapıldı. Fabrika ve işyerlerinde yasaların uygulanmadığına dikkat çekilen konuşmalarda, kadın işçiler için “eşit işe eşit ücret” uygulamasının dahi tam olarak uygulanmadığı vurgulandı.

Bugünkü yasaların işçi sınıfının tarihsel ve güncel mücadeleleri sonucu olduğuna dikkat çekilerek, patronların veya devletin lütfettiği haklar olmadığı belirtildi. Halen 8 Mart’ın ücretli izin günü olmadığı, buna rağmen Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlandığı da tartışmalar arasındaydı. Bu açıdan, mücadelenin hakları elde etmek kadar, uygulanması için de gerekli olduğu dile getirildi. Savaş, gericilik ve OHAL sürecine değinilen seminerde, 8 Mart’a hazırlanma ve alanlara çıkma çağrısı yapıldı.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası


 

Hamile işçiyi işten atan patrona tazminat kararı

 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, hamile olduğu için işe gitmeyen kadın işçiyi işten atan patronun, işçiye en üst seviyeden tazminat ödemesine karar verdi.

Dördüz bebek bekleyen ve sağlık riski nedeniyle rapor alarak işe gitmeyen kadın işçi; patronu tarafından işe gitmediği bahanesiyle işten çıkarılmış, ardından patronuna dava açmıştı.

Davacı kadın işçinin tanığının beyanlarını destekleyen mahkeme “Davacı, hamileliği nedeniyle ayrıma tabi tutulmuştur. Davalı işverenin ayrımcılık nedeniyle eşit işlem borcuna aykırılık tazminatından sorumlu tutulması ve fesih sebebi, davacının maruz kaldığı durum nedeniyle bu tazminatın üst sınırdan belirlenmesi de yerinde olmuştur” ifadeleriyle kararını açıkladı.

 

 

 

 

Çifte sömürüye, gericiliğe, kirli savaşa karşı çağrımız: Mücadele!

 

Fabrikalardan eve uzanan bir sömürü girdabında geçerken yaşamlarımız, nelere tanık olmuyor ki gözlerimiz, kulaklarımız. Bizler faturaları nasıl ödeyeceğiz, ayın sonuna kadar her gün tencere kaynayacak mı diye düşünürken, bir duyuyoruz patron yeni fabrika açmış ya da evine ev, arabasına araba eklemiş. Ama ücretlere zam vakti geldiğinde, krizden, batmak üzere olmaktan, ülkenin içinde bulunduğu savaştan bahsediyorlar. OHAL’li Türkiye’nin baskı koşullarına bir de Efrîn topraklarına savaşa gidilmesi ile savaş koşullarının baskı ve şiddeti eklendi.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne yaklaştığımız bugünlerde 8 Mart’ı yaratan ve 8 Mart’ı mücadele süreçlerine dönüştüren dünyanın birçok yerindeki kadınlar “ekmek ve gül” isterken, emperyalist savaşa karşı hep seslerini yükseltmiş, tutum almış, tutum almaya çağırmışlardır. Bugün de işçi ve emekçi kadınlar olarak ekmeğimizi büyütme kavgasında yer almamız ve kirli savaş politikalarının karşısında durmamız yakıcı bir ihtiyaçtır.

Bu dünyada, hele ki yaşadığımız ülkede iş cinayetleri, kadın cinayetleri, kirli savaş bu düzeydeyken, yaşamak için mücadele etmekten başka alternatifimiz yok. Kendimiz, eşimiz, kardeşimiz, arkadaşlarımız, çocuklarımız için nasıl bir dünya istediğimizi bir kez daha düşünelim. Ve zaman kaybetmeden sorunlarımızın çözümü için örgütlenelim, mücadele edelim!

Petrokimya İşçileri Birliği’nden kadın işçiler

 
§