2 Mart 2018
Sayı: KB 2018/09

Sermayenin tetikçileri emekçilere karşı birleşiyor!
İşçi sınıfı kapitalistlerin yağma savaşını reddetmelidir!
“Şehitlik, cihat” vb. kavramlarla işçilerin bilinci bulandırılıyor
İhbarcılık sermayenin en iğrenç ama etkili bir silahıdır
Çocuklarımızı sizden koruyacağız!
Çocuğa yönelik şiddete son!
Şekerde özelleştirme işçilere ne getirir?
“Taşerona kadro” yalan, “işsizlik ve hak gaspı” gerçek!
Tek yol mücadele!
Öğretmenlere “performans” saldırısı
8 Mart ve burjuva toplumunda kadın hakları - H. Fırat
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken... / 6
Soylu bir yolda ilerleyen bir kadın: Praskovya İvanovskaya
Eşitlik ve özgürlük için mücadeleye!
8 Mart’ın çağrısına yanıt ver
MEB ve tarikat işbirliği
Suriye’de “ateşkes” kararı ve emperyalist ikiyüzlülük
Ortadoğu halklarıyla dayanışmaya!
Emperyalist hegemonya kavgası ve Avrupa Birliği
Avrupa’da üniversiteli emekçiler ve öğrenciler ayakta
Ölümünün 65. yılında Stalin...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Avrupa’da üniversiteli emekçiler ve öğrenciler ayakta

 

Kapitalizmin 2008’de patlak veren ve insanlığı büyük yıkımlarla karşı karşıya bırakan ekonomik krizi, yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi son dönemlerde eğitim sektöründeki saldırıların artışını da tetikledi. Bu saldırıların sonuçları, Avrupa’da özellikle üniversite öğrencilerinde ve eğitim sektöründe çalışanlarda büyük bir öfke yaratmış bulunuyor. Haksızlıklara ve kemer sıkma politikalarına karşı geçtiğimiz haftalarda Birleşik Krallık’ta ve Fransa’da grevler ve blokaj eylemleri gerçekleştirildi.

Birleşik Krallık’ın ülkeleri İngiltere, İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler’de üniversite çalışanlarının 22 Şubat’ta başlattığı grevi, 16 Mart’a kadar toplamda 14 günü kapsayan bir grevler dalgası izleyecek. İki günle (22-23 Şubat) başlayan grevin süreleri bu süreç içinde her seferinde arttırılıyor. Şubat’ın sonunda grev 3 güne (26-27-28 Şubat) çıktı. Mart’ın ilk haftasında 4 güne (5-6-7-8 Mart), son olarak da 12-16’Mart’ı kapsayacak dönemde 5 güne çıkarılacak. Hesaplamalara göre grevler 1 milyonun üstünde öğrenciyi etkileyecek ve 575 bin ders saatini silecek.

İngiltere tarihindeki en büyük akademisyen grevi

64 üniversitede binlerce akademisyen ve eğitimci işini bırakmış ve 80 bin imza veren grev yanlısı öğrencinin desteğiyle beraber, patronların yeni emeklilik reformuna karşı birleşmiş durumda. Yüksek öğrenim alanında dünyanın en büyüğü olan Üniversite ve Yükseköğrenim Sendikası (UCU), eğer üniversite şeflerini temsil eden İngiliz Üniversiteleri İşverenler Kurumu (UUK) eğitimde hayata geçirmek istediği emeklilik reformunu geri almazsa, mücadelenin devam edeceğini ilan etti. Şimdiye kadar geriye adım atmayan UUK, 6 milyar sterlin bütçe açığını üniversitede çalışanların emeklilik maaşını düşürerek kapatacağını umuyor. Bu düzenleme emekliler için kişi başı yılda 10 bin sterlin daha az maaş anlamına geliyor. Genç hocalar ise daha da dezavantajlıdır, zira emekli olduklarında her yıl maaşlarının neredeyse yarısını kaybedecekler. Üniversite şefleri, bunun başka bir alternatifinin sadece işten çıkartmalar olduğunu söyleyerek, mücadele eden emekçileri tehdit ediyor.

Bizim tek istediğimiz saygıdır. Yaptığımız işin karşılığını ve hak ettiğimiz emekliliği vermeniz lazım” diye şikâyetçi olan akademisyenler grevin meşruluğunun altını çiziyor. Öğrenciler ise kaybettikleri ders saatlerinden dolayı ödedikleri harçları geri istiyorlar ve şunu söylüyorlar: “Eğitimin meta değil, bir insan hakkı olduğuna inanıyorduk. Ne yazık ki bizi tüketici olarak görüyorlar.” Böylece baskı altına alınan üniversitelerden sorumlu İngiliz bakan Sam Gyimah kaybedilen saatler için bir geri ödeme göz önüne getiriyor.

Birleşik Krallık’taki emeklilik reformu, kapitalist krizin etkisiyle İngiltere ve diğer ülkelerde 8 seneden beri süren sosyal saldırıların durmayacağını işaretliyor. Tam tersine Brexit ile beraber işçileri, emekçileri ve gençleri hedefleyen saldırıların daha da artacağı kesindir. Fakat bu politikanın cevapsız kalmayacağını şu an İngiltere’nin tarihteki en büyük akademisyen grevinden görebiliyoruz.

Fransa’da liselilerin blokaj eylemleri

Avrupa’daki kemer sıkma politikalarının Fransa’nın eğitim sistemindeki yansıması, cumhurbaşkanı Macron’un yeni eğitim reformuyla hayata geçecek olan bakalorya projesidir. Fransız hükümeti reform adı altında eğitimde daha fazla tasarrufu amaçlıyor ve bu şekilde sosyal yaşamda hâlâ etkili olan ekonomik krizin faturasını gençliğe ödetiyor. Bunun bir sonucu olarak eğitim kalitesi daha da düşürülecek ve öğrenciler sosyo-ekonomik konumlarına göre bölünecektir. Böylece işçi ve emekçilerin yoğun olarak yaşadığı yoksul semtlerde okul diplomaları değer kaybı yaşayarak bir eşitsizlik yaratacaktır. Kısacası reformun asıl amacı eğitime ayrılan bütçenin azaltılması, eğitim sektöründe çalışanların sayısını düşürmek ve liselilerin üniversiteye girişini zorlaştırmaktır.

Öğrenciler ve eğitim emekçileri, Macron ve hükümetinin bu sosyal saldırılarını, 1 ve 6 Şubat’ta liselerde blokaj, grev ve boykot eylemleri gerçekleştirerek protesto etti. Eğitim reformunun amaçladığı tasarruf planının geri çekilmesi ve tersine eğitime daha fazla bütçe ayrılması için mücadele ediyorlar. Ayrıca üniversitelere koşulsuz bir erişim sağlanması ve herkese eşit bilimsel eğitim talep ediliyor. Liseli gençliğin örgütlü olduğu sendikalar FIDL, UNL ve SGL 15 ve 22 Mart günü için tüm ülke çapında yeniden işgal, blokaj ve grev eylemlerine çağırıyor.

Yaşlılara güvence, gençlere gelecek

Fransa’da 2016 yılında El Khomri yasalarıyla başlayan sosyal hak gaspları çalışma, sağlık, ulaşım ve son olarak eğitim reformuyla tırmanıyor. İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’da kapitalist sistemin temsilcileri ekonomik sorunlarını aynı şekilde atlatmaya çalışıyorlar. Sermaye devletinin çözümü her zamanki gibi daha fazla işten çıkartma, daha az maaş ve daha fazla eşitsizliktir. Ne var ki Avrupa’da işçiler, emekçiler ve gençlere karşı yoğunlaştırılan saldırılar direnişi de güçlendiriyor. Son gelişmeler yaşlıların güvencesizliğine ve gençlerin geleceksizliğine karşı mücadelelerin bütün kıtada yayıldığına ve yeniden sistemi tehdit edebilen büyük bir gençlik hareketinin doğuş potansiyeline işaret ediyor.

 

 

 

 

Dünyadan işçi ve emekçi eylemleri

 

Ukrayna’da 9 madenci, ödenmeyen ücretler için 21 Şubat’ta süresiz açlık grevine başladı. Açlık grevi Enerji ve Kömür Endüstrisi Bakanlığı’nda sürüyor. Devlete ait Selidivvugillya kuruluşuna bağlı ocaklarda çalışan 7 bin işçi 14-16 Şubat arası ödenmeyen maaşları için greve çıkmıştı.

Güney Afrika’da 22 Şubat günü NUMSA sendikasına üye yüzlere metal işçisi, ülkenin anayasa mahkemesi binası önünde güvencesiz çalışan işçilerin hakları için eylem gerçekleştirdi.

Güney Afrika’da işçi bulma büroları aracılığıyla istihdam edilen işçiler güvencesiz olarak çalışıyor.

Hindistan’ın Gurgaon bölgesinde yaklaşık 500 çocuk bakıcısı 19 Şubat’ta maaşlarında artış ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talepleriyle greve çıktı. Emekçiler talepleri karşılanmazsa ülke çapında greve gideceklerini duyurdular.

20 Şubat günü de Nagpur’daki tüm otobüs şoförleri güvencesiz çalışmaya karşı greve gitti.

Amerika’nın Batı Virginia eyaletinde öğretmenler 22 Şubat’ta ücret artışı talebiyle başlayan grevi 27 Şubat’ta sonlandırdı.

Öğretmenlerin yanı sıra okul çalışanları da greve katıldı. Öğretmenlerin ücretlerine yüzde 5, okul çalışanlarının ise yüzde 3 artış elde ettiği öğrenildi.

Air France’ta 2011 yılından beri dondurulan ücretlere ve kötü çalışma koşullarına karşı 22 Şubat günü emekçiler greve gitti. Anlaşma sağlanamaması durumunda grevin devam edeceği açıklandı.


 
§