İçindekiler:

14 Temmuz 2023
Sayı: KB 2023/11

Gerici-faşist rejimin "saldırı dalgaları" kabarıyor...
Düzen partileri demokrasinin neresinde!
"İşkenceye karşı mücadeleyi büyütüyoruz!"
NATO masasında kirli pazarlıklar
İktidarın yolsuzlukları sınırları aştı
Torba yasadan zam, rant, gasp çıktı!
Şirket kârlarının ardında işçilerin sefaleti var!
"İstikrarlı sefalet" koşulları kabul edilemez...
İşçi sınıfı prangalarını parçalayacaktır!
"Eşitlik ve insanca yaşanacak bir ücret"
Sefalet ücretine de sendikal bürokrasiye de hayır!
"Ya hep barabar ya hiç barabar"
Emperyalist saldırganlık ve savaşa devam!
Cenin direndi, işgalciler geri çekildi
Emperyalist haydutlar dünyayı yıkıma sürüklüyor!
Fransa'da öfkenin nedenleri ve görevler...
Nahel'in ardından bir hafta!
Ukrayna Savaşı'ndan çıkış arayışları...
Suriye'de gerilimi tırmandırıyor
SYRIZA'nın seçim yenilgisi
Kadın hakları tehlike altında!
Katliam da çıplak arama da insanlık suçudur!
Evvel Temmuz Festivali devam ediyor!
Sınıfın ozanı Rıfat Ilgaz
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“İstikrarlı sefalet” koşulları kabul edilemez...

İnsanca yaşanabilecek ücret için mücadeleye!

 

Yıllardır ülkeyi yöneten dinci gericiliğin ağzından düşürmediği “istikrar” tanımlaması, ortaya çıkan ekonomik veriler ışığında gerçek anlamına kavuşuyor. Kapitalist asalaklar için işçi ve emekçileri “ucuzun da ucuzu” emek gücü olarak pazarlayan dinci-faşist rejim, açlık sınırının altında seyreden ücretleri istikrarlı bir zemine kavuşturmuş bulunuyor. Kimi araştırmaların ortaya koyduğu veriler, milyonlarca işçi ve emekçinin yaşam koşullarına ışık tutuyor. Türk-İş’in açıkladığı açlık sınırı, Haziran 2020-Haziran 2023 arasında yüzde 327 yükseldi. Bu dönemdeki 36 ayın sadece dördünde asgari ücret açlık sınırını aştı.

Açlık sınırı araştırmaları, dört kişilik bir ailenin sadece sağlıklı beslenebilmesi için gerekli gıda harcamaları üzerinden yapılıyor. Bu araştırmaya temel insani ihtiyaçların gıda haricindeki barınma, beslenme, giyinme, eğitim, sağlık vb. kalemler eklenmiyor. Sadece gıda harcamalarını, onun ise asgarisini ifade ediyor. Ekonomik veriler, son üç yılda asgari ücretin sadece dört ay gibi kısa bir süre açlık sınırının üzerinde olduğunu göstererek, sefalet koşullarının artık istikrarlı bir mahiyet kazandığını gösteriyor.

Asgari ücrete temmuz ayında ara zam yapılarak 11 bin 500 TL’ye çıkartıldı. “İşçimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” söyleminin ve kopartılan kuru gürültünün havası iki gün içinde söndü. Artan döviz fiyatları ve peşi sıra gelen zam dalgası, asgari ücrette yeni belirlenen oranın daha cebe girmeden buhar olmasını sağladı. Yıllardır yaşanan bu tablo, AKP-MHP gericiliğinin yabancı ve yerli-işbirlikçi sermayenin “üretim maliyeti” olarak gördüğü işçi ücretlerini sefalet koşullarında eşitlenmesinin de vesilesi oldu. Ekonomik kriz, durdurulamayan enflasyon oranları, gerici zihniyetin ekonomide yarattığı dengesizlik, sermayenin çok kazandığı, sürekli büyüdüğü ve emeğin karşılığının ise sürekli azaldığı bir tablo yarattı.

Kayıtlı işçilerin yarısından fazlasının asgari ücrete mahkûm edildiği bilinen bir gerçek. Son birkaç yıldır asgari ücretin üzerinde maaş alan, sendikalı işletmelerin işçileri dahi asgari ücret düzeyine gerilemiş, giydirilmiş ücretlerle avutulmaya çalışılıyor. Ücretlerin asgari ücrette eşitlenmesi hedefi görüldüğü kadarıyla büyük bir oranda başarıya ulaşmış durumda. Kimi istisnalarını bir kenara bırakılsak, istikrarlı sefalet işçi ve emekçilerin tamamına yakının karşı karşıya olduğu somut durum. Buna asgari ücretin altında maaş alan emeklileri, geçmişte görece yüksek maaş alırken artık asgari ücret düzeyine gerilemiş emeklileri vs. eklediğinizde mevcut tablo şu: Gerici-faşist rejim çalışan ya da emekli fark etmez ülkede bulunan tüm ücretleri “ölünmeyecek” ama “yaşatmayacak” da sınırına çekmiş durumda. Karşılığında ise kâr rekorları açıklayan tekeller, holdingler, ihracat rekorları kıran fabrikalar ve büyüyen sermaye…

AKP-MHP gericiliğinin “istikrara” kavuşturabildiği nadir başlıklardan olan sefalet ücretleri kabul edilemez. Dahası çalışma ve yaşam koşulları bu şartlarda kaldırılamayacak boyutlara gelmiş durumda. İnsanca yaşanabilecek bir ücret talebi, milyonlarca işçi ve emekçiyi doğrudan ilgilendiren bir ihtiyaç. Koşulların değişmesi, yıkım saldırılarının geriletilebilmesi, AKP-MHP gericiliğinin “istikrarlı sefaletinin” parçalanabilmesi işçi sınıfının suskunluk duvarını yıkabilmesine bağlı. Geriye gidişin sonunun olmadığı, son yıllarda daha çok görünür durumda. İşçi sınıfı ve emekçi kitleler bunun farkına varmalı, hakları ve gelecekleri için, insanca çalışma ve yaşam koşulları için örgütlenmeli ve mücadele etmelidir.

 

 

İstanbul’da devrimci faaliyet

 

Yüksek enflasyon, düşük ücretler ve sürekli yapılan yeni zamlarla işçiler ve emekçiler açlığa ve sefalete sürükleniyor. Sınıf devrimcileri işçi ve emekçileri krizin faturalarını ödememek için örgütlü mücadeleye çağrıldı.

Esenyurt’un çeşitli noktalarında ve fabrikalarda “Açlığa, yoksulluğa sefalete karşı haklarımız, geleceğimiz için örgütlü mücadeleye! / BDSP” imzalı bildirileri ile duvar gazeteleri yaygın şekilde kullanıldı.

Sınıf devrimcileri, hafta boyunca sanayi mahallelerinde, emekçi semtlerinde ve merkezi noktalarda faaliyetlerini sürdürdü.

Küçükçekmece’de de “Açlığa, yoksulluğa, sefalete karşı, haklarımız ve geleceğimiz için örgütlü mücadeleye! BDSP” imzalı bildiri ve duvar gazetesi işçi ve emekçilerin yoğun yaşadığı bölgelere taşıdı.

Bildirileri sabah işe giriş saatlerinde Başakşehir Ayma Kooperatifi’nde işçilere ve emekçilere ulaştırdı. Duvar gazetelerini ise Sefaköy merkez ve çevresi, Sefaköy Arel Üniversitesi çevresi ve Sultan Murat Mahallesi’nde yaygın bir şekilde kullandı.

***

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları ise son dönemde AKP iktidarı ve tüm gerici güruhlar tarafından palazlandırılan kadın düşmanı politikalara karşı mücadele çağrısını çeşitli seslenme araçları ile fabrikalara ve sanayi alanlarına taşımaya devam ediyor.

 “Baskıya, gericiliğe ve sömürüye karşı mücadelede vardık, varız, var olacağız!” şiarlı bildirilerini Bağcılar’da bulunan tekstil fabrikalarındaki işçi ve emekçilere ulaştırdı.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece, Esenyurt