İçindekiler:

15 Mart 2024
Sayı: KB 2024/05

Çözüm devrimde kurtuluş sosyalizmde!
İşçi sınıfı kavgaya hazırlanmalıdır!
İşsizlik Fonu'nda yağmaya devam!
Kişisel verileri "pazarlama" kanunu
Bu pisliği mücadele temizler
Dinci-gerici kuşatmak için.
İEKK kreş kampanyası
Malatya Baykan Tekstil'de kreş mücadelesi
"Kreş hakkımız için birlik olma zamanı"
Dört bir yanda 8 Mart eylemleri
İEKK'den 8 Mart eylemi
Greif deneyimi ışığında sınıfa devrimci müdahale
Greif işgali: İşçi sınıfı hareketinde bir kilometre taşı
Avrupa'da çiftçiler ayakta
Mykolaiv provokasyonu ve Ukrayna'da savaşın seyri
Ukrayna savaşı kızıştırıyor
Almanya'da grev dalgası devam ediyor!
"Avrupa hızla büyüyen iklim risklerine karşı hazırlıksız"
Kapitalizm, savaş, silah şirketleri
"Bolşeviklerin ayaklanmasından bu yana hayata inanıyorum..."
Lozan 8 Mart etkinliği üzerine kısa notlar
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Kişisel verileri “pazarlama” kanunu

 

“8. Yargı Paketi” olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

Mevcut yasada yer alan, “Kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın yurt dışına aktarılamaz” maddesinin değiştirilmesiyle kişisel veriler dini dernek ve vakıfların yanı sıra şirketlerin kullanımına da açılıyor. Yasadaki ilgili madde şöyle:

“İstihdam, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler ve sosyal yardım alan hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için zorunlu olması, Siyasi, felsefi, dini veya sendikal amaçlarla kurulan vakıf, dernek ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluş ya da oluşumların, tabi oldukları mevzuata ve amaçlarına uygun olmak, faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak ve üçüncü kişilere açıklanmamak kaydıyla; mevcut veya eski üyelerine ve mensuplarına veyahut bu kuruluş ve oluşumlarla düzenli olarak temasta olan kişilere yönelik olması, halinde mümkündür.”

AKP-MHP iktidarının propaganda söylemlerden biri “veriler yurt içinde kalacak” safsatasına dayandırılıyordu. 2016 yılında çıkarılan ‘Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK)’ bunun kanıtı diye gösteriliyordu. 8. Yargı Paketi ile bu sahte propagandadan geri dönüldü ve verilerin yurtdışına da satılabilmesinin ‘yasal güvencesi’ oluşturuldu. Bunu zaten fiilen yapıyorlardı. Şimdi buna ‘yasal kılıf’ uydurdular.

Paket hazırlanırken “kişisel verilerin güvenliği” değil “veri paylaşımının” zorunlu olduğu Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) baz alınıyor. Uluslararası veri pazarında yerini almak isteyen AKP-MHP iktidarı yasal engelleri ortadan kaldırırken bir yanda da sermayeye çağrı yapıyor.

Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin anketlerinden yararlanılarak bu yasayla birlikte yurtdışından gelecek “yatırımların” 18.6 milyar doları bulacağı iddia ediliyor. Bununla birlikte dijital reklam sektörünün büyüklüğü 2023’te 679 milyar dolara ulaştı.

Ticaret malzemesi olarak hedefli reklam, politik propaganda, pazar analizi vb. alanlarda kişisel veriler kullanılıyor. En ufak şirketten uluslararası tekellere kadar kapitalistler verilerle iş yapıyor. Bunun yanı sıra kişisel veriler devletin fişleme mekanizmasının bir aracı olarak da kullanılıyor. Zaman zaman ortaya çıkan veri sızıntıları, “Kişilerin güvenliği” söyleminin bir karşılığı olmadığının da göstergesidir. Reklam alanında kullanılan verilerin en küçük alanı dolandırıcıları en büyük alanı ise devleti ilgilendiriyor. Kişisel veriler korunmaktan ziyade bu sistem içerisinde meta muamelesi görmektedir. Yeni yasayla yapılan şey ise fiili olanı “hukuka uydurma” çabasıdır.

Bu konuda da ‘farkını’ gösteren dinci-faşist rejim, kişisel verileri dini dernek ve vakıfların da kullanımına açmıştır. Böylece kişileri hedef alan reklamlara dini propagandanın eklenmesinin önü de açılıyor.

 

 

“Sağlıkçılara ceza yasasını kabul etmiyoruz”

 

Sağlık alanında düzenlemeler içeren Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, 22 Şubat’ta TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Sağlık emekçilerinin tepkilerine rağmen kabul edilen teklif, 1 Mart 2023 günü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Konuyu Kızıl Bayrak’a değerlendiren İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu üyesi Dr. Saffet Ercan söz konusu teklifin hak arama mücadelesine yönelik bir cezalandırma aracı olduğunu vurguladı.

Düzenlemenin her şeyden önce Anayasa’ya aykırı olduğunun altını çizen Ercan şöyle devam etti:

“Bahsedilen düzenleme daha önce aile hekimliği için de getirilmişti. Ancak eylemlerle ve işletilen hukuki süreçle düzenlemeyi iptal ettirmiştik. Anayasa Mahkemesi de sürecin sonucunda ‘yönetmelikle disiplin cezası verilemez’ kararı vermişti. Bu kez kanuna ‘verilecek cezaları yönetmeliğe ekleyebiliriz’ diye bir madde koymuşlar. Kendilerince AYM’nin kararını boşa düşürmüşler. Aslında yasanın bütününe bakıldığında, bunun sağlık emekçilerini cezalandırma mantığı ile düzenlenmiş olduğu görülür. 

AYM’nin iptal etmesine rağmen bir suça iki ya da üç ceza verilmesi gibi bir durum söz konusu. Çünkü bir disiplin suçunda memuriyetin gerektirdiği bir uyarı cezası, aynı zamanda artan oranlarda ek ödeme kesintisi uygulanıyor. Hatta 6 ayı aşan cezalarda sözleşme feshi yapılması hedefleniyor.”

Ercan konuşmasının devamında yasanın 1 Mart’tan itibaren yürürlüğe gireceğini belirterek “Biz meslek odaları ve sendikalar olarak bu yasanın geri çekilmesi için demokratik ve yasal mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.

Bu saldırılara ek olarak yeni bir disiplin kurulunun oluşturulduğunu belirten Ercan şöyle devam etti:

“Bu da bazı meslektaşlarımız için ceza verme yetkisi olan bir kurum. Sağlık emekçileri hem yasa ile hem de bu kurum üzerinden adeta cendereye alınmak isteniyor. Bu hazırlıklar tamamen çalışma koşullarına karşı yapılan itiraz, eylem ve etkinliklerin önüne geçmek için yapılıyor. Yanına yöresine başka maddeler de eklenmiş, ancak bizi en çok etkileyecek olan cezalandırmaya yönelik ciddi yaptırımlar içeren kısımlar. Diyorlar ki ‘Eğer herhangi bir hak alma mücadelesine girişirseniz karşılığında önce para cezası, sonra sözleşmenin feshi ile sizi cezalandırırız.’”

Yasaya karşı gerçekleştirilen basın toplantısı ve eylemleri hatırlatan Ercan son olarak şunları ifade etti:

“Sendikalarla görüşmelerimiz devam ediyor. Ortak mücadeleye devam edeceğiz. Yasa çekilene kadar elimizden geleni yapacağız. ‘Mevcut koşullara ses çıkarmayın’ diyen bu yasayı kabul etmeyeceğiz.”

Kızıl Bayrak / İstanbul