03 Ocak'04
Sayı: 2004 (14)


  Kızıl Bayrak'tan
  2003'te düzenin siyasal ve ekonomik tablosu
  Borç, faiz ve savaş bütçesi meclisten geçti...
  Sefalet ücreti belirlendi...
  Soruşturmalara ve YÖK Yasa Tasarısı'na hayır!
  28 Aralık Ankara... Gençlik sözünü söyledi!
  28 Aralık etkinliğine gönderilen mesajlardan...
  Halklarımızın "doğal felaket"lerden kurtuluşu kapitalizm felaketinden kurtulmakla gelecek!
  Emperyalist işgalcilerin kayıpları artıyor!
  2003 ihanet batağının daha da derinleştiği bir yıl oldu...
  2003 yılında işçi sınıfı hareketi...
  Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Kurulu yapıldı....
  BMS kurulunda yapılan konuşmalardan...
  Eğitimin özelleştirilmesine hayır!
  F tipi hücrelerden sonra şimdi de D tipi tecrit hücreleri devrede
  Emperyalizme dayanmak çözüm değil, katmerli kölelik getirir
  CHİAPS Ayaklanması'nın 10. yılında Zapatist Hareket
  Filistin halkı emperyalist-siyonist kuşatma ile köleleştirilmek isteniyor...
  Türkiye ve İsrail "teröre karşı mücadele" adı altında kirli anlaşmalar yapıyor...
  Eda Trafo'da örgütlenme deneyimi ve işçi kıyımı...
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
28 Aralık Ankara...

Gençlik sözünü söyledi!

Genç komünistler, aylardır yoğun bir biçimde sürdürdükleri “Irak’ta işgalci, okulda müşteri olmayacağız!” başlıklı kampanya çalışmalarını güçlü bir finalle Ankara’da noktaladılar. 28 Aralık günü ülkenin dörtbir yanından gelen genç komünistler 100 bin mücadele sözü ile düzenin karşısına dikilerek, emperyalist işgal ortaklığı ve YÖK yasa tasarısı hesaplarını boşa çıkarmak için söz veren gençliği harekete geçireceklerini ortaya koydular. Şimdi sırada daha güçlü eylemlerle düzene geri adım attırmak var; genç komünistler tüm güçleriyle buna hazırlanıyorlar.

Hazırlıklar ve adım adım gençlik buluşması

Aylardır geniş ve yoğun bir çalışmaya konu ettikleri kampanyanın her adımında coşku ve kararlılıklarını ortaya koyan genç komünistler, kampanyanın finali olan bu eylem ve etkinliğe de aynı irade ile hazırlandılar. Ülke çapında öğrenci gençliği hedef alan baskıların yoğunlaştığı bir dönemde düzene en anlamlı yanıtı vererek böyle bir eylem gerçekleştirdik. Kış koşulları, yılbaşı tatili, diğer teknik sorunlar kararlılığımızla aşıldı ve kampanyamızı başarıyla noktaladık. Çalışmamızın sürdüğü tüm illerde haftalar öncesinden büyük bir coşkuyla sürdürülen hazırlıklar, 28 Aralık’ta Ankara’da görkemli bir buluşmayla taçlandırıldı.

Sabahın erken saatlerinden itibaren Ankara’da sabırsız bir bekleyiş ve telaş vardı. Türkiye’nin her yanından yoldaşlarımız gelecek ve Ankara’da konuğumuz olacaklardı. Sabahın oldukça erken saatlerinde bekleyiş başladı. Bir sorunla karşılaşmadan şehre ulaşmışlar mıydı, beklediğimiz yeri bulabilecekler miydi?

İlk gelen İstanbul oldu. Birçoğunu hiç tanımadığımız yoldaşlara hasretle sarıldık. Belki daha önce hiç karşılaşmamıştık, ama aynı kavganın, aynı gelecek özleminin ateşiyle yüreklerimiz birlikte ısınmıştı. İşçi sınıfının büyük tarihsel kavgasının ve bugün 100 bin kavga sözünün ortak taşıyıcılarıydık. Sarılmalar ve ardından başlayan sıcak sohbet... Bu arada Edirne ve Adana’dan yoldaşlarımız da gelmişlerdi. Kahvaltının ardından salona indik. Samsun ve Trabzon’dan yoldaşların otobüsleri de gelmişti.

Tatlı bir telaşı paylaşarak salonu hazırlamaya başladık. Pankartlar asılıyor, kürsü hazırlanıyor, ses düzeni ve projektör kontrol ediliyor, müzik grupları son hazırlıklarını yapıyordu. Herkeste mutlu bir heyecan, herkes bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Böylece geçen iki saatin ardından etkinlik başladı.

Emperyalistlerin Ortadoğu’daki,
sermayenin üniversitelerdeki işgaline hayır!

Etkinliğimiz, panelle başladı. İlk sözü alan Ankara Üniversitesi’nden Mustafa Coşkun oldu. ABD emperyalizminin yönelimleri, Irak’ta süren işgal, direniş ve emperyalist dünya sisteminin geleceği üzerine ilgiyle dinlenen bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmanın sonunda özellikle emperyalist-kapitalist sistemin güncel yönelimleri ve geleceği üzerine sorulan sorular ve yapılan yorumların ardından söz sırası Sibel Özbudun hocamızdaydı. Son derece canlı örneklerle neo-liberal eğitim politikalarını ve sonuçlarını anlatan Sibel Özbudun, YÖK yasa tasarısı gibi bir saldırıyı püskürtmenin önemini vurguladı ve bunun sadece gençliğin değil toplumun emekçi kesimlerinin görevi olduğunu vurguladı.

Hocalarımızın ardından söz sırası temsilci yoldaşımızdaydı. O da saldırılara değinildi ve bu saldırıların gençliğin geleceğine yönelik olduğunu söyledi. İşgal ve yasa tasarısına kısaca değinerek, sürdürülen soruşturma-kovuşturma teröründen bahsetti ve bunların gençliği teslim almaya yetmeyeceğini vurguladı. Kampanya sürecine de değinen yoldaşımız, böylesi bir dönemde böyle bir çalışmaya cüret etmenin ve başarmanın haklı gururunu taşıyan genç komünistlerin önümüzdeki dönem sorumluluklarına vurgu yaptı.

Alkışlarla biten panelin ardından etkinlik programına geçildi. Sunucu yoldaşın devrim davasında şehit düşen tüm devrimciler için saygı duruşuna çağırması üzerine 200’den fazla yumruk bir anda havaya kalktı ve 200’den fazla dil hep beraber; “Ölenler, dövüşerek öldüler/Güneşe gömüldüler/Vaktimiz yok onların matemini tutmaya/Akın var güneşe akın/Güneşi zaptedeceğiz/Güneşi zaptı yakın!” dizelerini haykırdı.

Ardından sahne türküleriyle şenliğimize coşku katan Yaren Müzik Topluluğu’na bırakıldı. Özellikle Ermenice, Gürcüce türküleriyle dünyanın tüm renklerini etkinliğimize katan Yaren’den dostlar, büyük bir beğeniyle karşılandılar. Yaren’in ardından Mamak İşçi Kültür Evi şiir topluluğunun hazırlamış olduğu şiir dinletisi ilgiyle ve sık sık alkışlarla kesilerek dinlendi. Özellikle Zafere On Yıldız başlıklı şiirin içinde geçen “Herşey Yeni Ekimler için!” dizesi sürekli ve coşkulu alkışlarla kesildi. Şiirlerin ardından gençlik eylemlerinin fotoğrafları ile yapılan dia gösterimi başladı. Sovyetler Birliği Marşı’nın fon olarak kullanıldığı dia gösterimi, özellikle Ankara 6 Kasım fotoğrafları ve İstanbul Üniversitesi’nde Ekim Devrimi ve Parti eyleminin fotoğrafları sırasında douğa çıkan coşkulu alkışlarla sürdürüldü. Dia gösteriminin ardından Grup YÖN sahneye çıkarak kısa bir dinleti sundu. Grup YÖN’ün türküleri eşliğinde çekilen halaylar aslında bir parça yarım kaldı. Etkinliğin sonuna gelinmişti. Vakit sorunu nedeniyle YÖN’ün hazırladığı tüm parçaları dinleyememiştik. Ancak şimdi sırada onca zamandır sabırsızla beklediğimiz eylemimiz vrdı.

Görkemli bir yürüyüşle Yüksel’e

Salondan disiplinli bir biçimde çıkan genç komünistler yürüyüşe geçtiler. Kurtuluş’tan Yüksel’e kadar hiç susmayan sloganlarıyla yürüdüler. Kortejin önünde Marks, Engels ve Lenin ile Habip, Ümit ve Hatice yoldaşların resimleri taşınıyordu. Peşisıra kızıl bayraklardan oluşan bir sel... “Irak’ta işgalci, okulda müşteri olmayacağız!”, “Gençlik Parti’ye, devrime, sosyalizme!” diye haykırıyorduk. Ankara’nın en işlek caddesi boyunca sloganlarımızı haykırarak yürüdük. Bu arada çevreden ilgiyle izleniyorduk. Yanımıza yaklaşanlar, bizi selamlayanlar, desteklediklerini söyleyenler, hatta bizimle birlikte yürüyenlerle birlikte Yüksel Caddesi’ne çıktık. Burada bir halka oluşturarak yarım kalan halaylarımıza devam ettik.

Ardından bir yoldaşımızın kısa bir konuşması ile yeniden kortejlerimizi oluşturduk ve basın açıklamasını okumak üzere Sakarya Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçtik. “Marks, Engels, Lenin, yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Emperyalistler, işbirlikçiler; 6. Filo’yu unutmayın!”, YÖK yasası geçmeyecek!” sloganları ile Sakarya Caddesi’ne vardık. Burada yine sık sık sloganlarla kesilen basın açıklaması okundu. Ardından marşlarımızı söyleyerek, sürekli artan bir coşkuyla, Ankara’nın soğuk kışını ısıttık. Devamında öğrenci gençliğin mücadelesine yönelik artan saldırılardan bahsedildi ve İstanbul’dan, Adana’dan, Eskişehir’den ve Ankara’dan hakkında soruşturma açılan, okulun ortasında işkence gören, tutuklanan yoldaşlarımız kısa konuşmalar yaptılar. Bu konuşmalar da “Soruşturmalar, tutuklamalar, baskılar, bizi yıldıramaz!” “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!” sloganları ile karşılandı.

Eylemin sonunda bir yoldaşımız kampanyamızın anlamını bir kez daha vurgulayarak gelecek dönemde daha güçlü bir mücadele çağrısı yaptı; “Mart’ta bir kez daha Ankara’da Kızılay’da buluşmak, yasa tasarılarını, soruşturmalarını başlarına çalmak üzere şimdilik ayrılıyoruz. Mücadeleyi her yerde sürdüreceğiz, çünkü biz genç komünistiz, Yeni Ekimler’in Partisi’nin genç neferleriyiz!” diyerek eylemi sona erdirdiğinde, hepimizde Parti’ye verdiğimiz sözü tutmanın mutluluğu ve gururu ile yoldaşlarımızdan ayrılmanın burukluğu vardı.

Yoldaşlarımızla vedalaştık. Ama ayrılığımız uzun sürmeyecekti, Mart’ta yeniden Ankara’da buluşacaktık. O zaman daha güçlü olmalıydık. O güne kadar daha fazla çalışmalıydık, Partimizin güvenine layık olmalıydık. İşte 28 Aralık tarihimize böyle yazıldı.

28 Aralık’tan geleceğe:
Mücadele sürüyor, sürecek!

Genç komünistler yorucu ve bir o kadar da anlamlı bir mücadele dönemini geride bırakmışlardır. İşgal ortaklığına ve YÖK yasa tasarısına karşı ilk duyarlılıkların oluşturulması ile başlayan kampanya çalışması anlamlı bir biçimde noktalanmıştır. Bu süreç boyunca bizler birçok ilki de hep birlikte yaşadık. Bu ilklerden biri kuşkusuz tek başımıza yaptığımız merkezi eylemdi. Böyle bir sürecin ardından elde ettiklerimizi burada sıralamanın gereği yok elbette. Ancak özellikle büyük bir deneyim bıraktığını söylemeliyiz. Bütün bir kampanya çalışması boyunca ve merkezi eylemimiz sırasında birçok eksiğimiz olduğu da ortadadır. Bu eksiklikleri gidermek daha güçlü bir örgütsel yapıya kavuşmak için çalışmalarımıza dört elle sarılmalıyız.

Bizler 100 bin gencin sözünü Ankara’ya taşıdık. Ama Ankara’daki sözler bundan ibaret değildi. Bizler, 200 genç komünist orada bir başka sözün taşıyıcısıydık aynı zamanda. O söz Parti’ye verilmiş sözdür, o söz devrim davası için verilmiş sözdür. Bugün gerçekleştirdiklerimizin bize verdiği güvenle söylüyoruz: Gençlik sözünün arkasındadır!

Ekim Gençliği