31 Temmuz'04
Sayı: 2004/30 (22)


  Kızıl Bayrak'tan
  Yeni ve güçlü bir çıkış için görev başına!
  Ne kader ne kara tren, sorumlu kapitalist düzendir!
  Pamukova’daki tren “kaza”sı değil kapitalizmin cinayeti...
  BTS ve TMMOB’un Tren katliamı üzerine ortak açıklaması...
  Özelleştirme öldürür!
  AKP ve Hak-İş’in Türk-İş’le kayıkçı dövüşü
  Gerici rejimler Kürt halkına düşmanlıkta birleşiyor!
  Kongra-Gel’in 1 Haziran çıkışının anlamı ve etkileri
  ÖSS sonuçları açıklandı...
  Eli kanlı bir siyasi meftanın cenaze merasimi
  Belediyelerde yürütülen köleleştirme ve özelleştirme saldırısı tüm işçi sınıfına yöneliktir...
  Çırak çocuklar...
  Sosyalizmin büyük ozanı Pablo Neruda’nın 100. doğum yılı anısına...
  ‘96 Ölüm Orucu şehitleri İstanbul’da anıldı
  Direnişçi Castleblair işçileriyle konuştuk...
  Bir direnişçi Castleblair işçisinden Castleblair fabrika temsilcilerine açık mektup...
  Sun Tekstil’deki ihanet ve EMEP...
  Daimler-Chrysler’de saldırı ve sendikal ihanet!
  Ortadoğu halklarını tehdit eden İsrail’in nükleer silahları derhal imha edilmelidir
  Bültenlerden...
  5. Munzur Kültür ve Doğa Festivali başladı...
  “Yoksulluğa mahkum, yozlaşmaya teslim olmayacağız!”
  AKP treni: Eski raya yeni hız
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
5. Munzur Kültür ve Doğa Festivali başladı...

Politik açıdan sönük başlayan
bir festival...

Bu yıl beşincisi düzenlenen “Munzur Kültür ve Doğa Festivali”, “Munzur barajlara değil barışa akacak!” sloganıyla başladı. Çeşitli illerden ve yurtdışından binlerce kişinin katıldığı festival programı konserler, tiyatro ve sinema gösterimi, çeşitli konularda düzenlenen paneller, Dersim’in çeşitli yerlerine düzenlenen geziler, resim ve heykel sergileri vb. etkinliklerden oluşuyor. Festivalin ana gündemini ise Munzur Çayı’na yapılacak baraj oluşturuyor. Etkinliklerde ağırlıklı olarak bu konu işleniyor.

29 Temmuz günü itibariyle il dışından gelen misafirlerin Mazgirt’te karşılanmasıyla başlayan festival programı Celal Doğan Parkı’nın açılışıyla devam etti. Açılışa Belediye Başkanı Songül Erol Abdi, vali, il milletvekili, DEHAP genel başkanı, Diyarbakır Belediye başkanı, EMEP genel başkanı ve Avrupa Parlementosu temsilcisi katıldı.

Vali, milletvekili ve belediye başkanı kısa birer konuşma yaptılar. Konuşmalarında herhangi bir sorunu işlemediler. Sadece bir-iki cümleyle Munzur üzerinde yapılacak baraja değindiler. 800 kişinin katıldığı park açılışı semah gösterisi ve halk oyunlarıyla devam etti. Pertek’te ise 29 Temmuz günü 10’a yakın sanatçının ve müzik grubunun katıldığı konser gerçekleştirildi. Saat 16.00’da belediye konferans salonunda “Tunceli’de engelli olmak” konulu panel, aynı gün saat 17.00’de ise Cemevi tarafından düzenlenen “Anadolu’da baskı altında bir kültür” konulu panel yapıldı.

Festivalin açılışı akşam saat 20.00’de şehir stadyumunda yapıldı. İlk önce Tunceli Belediye Başkanı Munzur’a yapılacak baraj hakkında bir konuşma yaptı. Yoksulluk ve işsizliğin Tunceli’de önemli bir sorun olduğuna belirten belediye başkanı, sözünü Ahmed Arif’e ait şiirle bitirdi. Daha sonra Tunceli Dernekleri Fedarasyonu Başkanı, emperyalizmin Ortadoğu politikalarını ve devletin 12 Eylül’den beri uygaladığı baskıları hedef alan bir konuşma yaptı. Sözünü “Dersim baskılara sonuna kadar direnecek!” diyerek bitirdi. DEHAP genel başkanı Türkiye’nin Suriye ve İran’la yaptığı gizli antlaşmalara değinerek, devlete bir kez daha “barış” çağrısı yaptı. Sözünü sorunların baskıyla değil toplumsal barışla çözüleceğini dile getirerek bitirdi. EMEP başkanı ise oldukça dağınık genel geçer bir kouşma yaptı. Sorunların Dersim’in geri kalmışlığından kaynaklandığını ve buraya daha fazla kaynak ayrılması gerektiğini söyledi. Ardından konserler devam etti.

Şehir merkezinde festivalden önce yayın standları açıldı. Komünistler olarak bu yıl, kitaplarımızın ve yayınlarımızın olduğu Kızıl Bayrak standını açtık. Ayrıca merkezde insanların yürüyüş alanı olarak kullandığı gezi yerlerinde, etkinliklerde ve esnafa gazete satışı yaptık. Toplamında siyasi standlara ilgi oldukça zayıf. Bunun nedeni Dersim’de yaşanan yozlaşma, dejenerasyon ve devrimci faaliyetin genel zayıflığıdır.

Festivale genel olarak politik bir atmosfer hakim değil. Bunun başlıca nedenlerinden biri, etkinlik programının belediye tarafından hazırlanmasıdır. Belediyeye hakim olan reformist anlayış, festivali sadece karnaval havasında geçecek şekilde organize etmiş durumda. Dersim’de devrimci hareketin zayıflığı reformist hareketin güçlenmesine belirgin bir alan açmış bulunuyor. Bunun sonuçları festivalin toplam atmosferine de doğal olarak yansımaktadır.

Kızıl Bayrak/Dersim



Dersim Demokrasi Platfromu’ndan köye dönüş çağrısı...

“Köyüne geri dön, Munzur’una sahip çık!”

Munzur festivalinin birinci gününde köye dönüşlere ilişkin bir basın açıklaması yapıldı. Dersim Demokrasi Platformu’nun düzenlediği basın açıklamasında, devletin köylülüğü ve tarımı bitirmeye dönük uygulumaları, zorla göç vb. konularındaki politikaları protesto edildi. Açıklamada Coca Cola’nın Filistin katliamına verdiği destek dile getirilerek, “Kahrolsun ABD emperyalizmi!” slogan atıldı ve ıslıklar eşliğinde protesto edildi. F tiplerine ve Munzur’da barajlara karşı şiarları dile getiren pankart ve dövizler taşındı.

Eylem “Köyüne geri dön, Munzur’una sahip çık!” sloganıyla bitirildi.



OSİM-DER’de film gösterimi...

Gerçek çözümü sahte umutlarda değil, işçilerin kendi öz gücünde!

OSB-İMES’te işçi sınıfının mücadele mevzisi olan OSİM-DER çalışmalarını hızlandırdı. 6. ay kampanyasını geride bırakan OSİM-DER, bölge işçileriyle buluşacak yeni çalışmaları gündemine aldı. Bölgedeki çalışanların sorunlarının tespiti amacıyla başlatılan çalışmaların yanısıra, derneğin tanıtımı ve derneğe üyelik çalışmaları başlatılıyor.

Aynı zamanda kurumsallaşma temelinde oluşturulan komisyonlar da çalışmalarına başladı. Bunlardan ilki Kültür-Sanat Komisyonu tarafından hazırlanan film gösterimi oldu. İlk olarak Yılmaz Güney’in ‘Umut’ filmi gösterildi. Film gösterimi başlamadan bir işçi arkadaşımız Yılmaz Güney’in yaşamını özetledi. Y. Güney’in tüm sanat yaşamında işçi ve emekçilerin yaşamını anlattığı ve tüm yaşamında işçi ve emekçilerin haklı mücadelesinin yanında yeraldığı vurgulandı.

Ardından sinevizyonda film gösterimine geçildi. Filmin ardından filme ilişkin sohbet gerçekleşti. Umut filminde arabacı Cabbar’ın bireysel kurtuluşu aradığı, kendi sınıf kardeşleriyle ortak mücadeleyi geliştirmek yerine piyongolarla, hazine aramayla umut peşinde koştuğu vugulandı. Gerçek çözümün bu tür sahte umutlarda değil, işçilerin kendi öz gücünde ve güçlerini birleştirmesinde olduğu anlatıldı. Filmde özellikle zengin-yoksul ayrımını anlatan, sınıfsal farklılaşmaları açıklayan kısımlar örnek gösterildi. Diğer etkinliklerde buluşma çağrısıyla program sona erdi.

OSİM-DER 2 aylık bir program çıkarmış bulunuyor. Film gösteriminin ardından 7 Ağustos’ta halklarla dayanışmayı temel alan, “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” başlığı altında dia gösterimi gerçekleşecek. Ardından 15 Ağustos’ta ise Hukuk Komisyonu tarafından hazırlanan “İş yasası ve sınıfa saldırılar” paneli gerçekleşecek.

İMES’ten bir işçi