08 EKİM 2005 Sayı: 2005/40 (40)

  Kızıl Bayrak'tan
  AB hayallerinin çöküşü ve AB'ye hizmette buluşanlar
  AB ile müzakere süreci başladı.
  Gençlik geleceğine sahip çıkıyor
  Meclis yeni saldırılar için işbaşı yaptı
  "Sosyal Güvenlik Reformu" uygulanmadan iflas etti
Erdemir'de yağma savaşının galibi OYAK
Özelleştirme gelirleri sermayenin derdine derman olabilir mi?
  Özelleştirme saldırısında yeni hamleler
  Devlet terörü her yerde
  Tarımda yıkım ve emekçi köylülük
  Milliyetçilikler kıskacında sendikacılık ve sınıf mücadelesinde "D"İSK / Y. Akkaya
  Demokrasi mücadelesi ve Kürt sorunu/3 (Orta sayfa)
  Fransa'da onbinlerce emekçi grevde
  Kapitalist düzende parçalanmış insan cesetleri de "para eder"!

  İran yine hedef tahtasında!

  Suriye yine hedefte!
  Kürdistan sorunu, çözüm dinamikleri ve handikapları/2
  Büyükçekmece İşçi Kurultayı hazırlık çalışmalarından
  Emekçi Kadın Buluşması gerçekleşti.
  Emekçi Kadın Buluşması; Taleplerimizi kazanmanın yolu mücadeden geçiyor!
  Bültenlerden / Kamu Emekçileri Bülteni
  Savaşsız bir dünya sosyalizmle gelecek!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Emekçi Kadın Buluşması...

Emekçi kadın çalışmasında anlamlı bir adım

Mamak İşçi Kültür Evleri Kadın Komisyonu olarak düzenlediğimiz “Şiddeti kadınlar anlatıyor” şiarlı Emekçi Kadın Buluşması'nı 1 Ekim günü gerçekleştirdik.

Bir ay öncesinden başlattığımız çalışmamızın son iki haftasında yoğunlaştırılmış bir kitle çalışması yürüttük. Etkinlik gündemli bildirilerimizi Tuzluçayır'da ve Tek Mezar Mahallesi'nde ev ev dolaşarak, kadınlarla birebir konuşarak dağıttık. Bu şekilde yaklaşık 3500 bildiriyi ve etkinlik çağrısını Mamaklı emekçi kadınlara ulaştırmış olduk. Emekçi Kadın Buluşması'na çağrı yapan 700 adet “Evde, sokakta, işyerinde kölelik zincirlerini parçalayalım!” şiarlı afişleri Ege Mahallesi'nden Tuzluçayır'a kadar yaygınca yaptık. İşçi Kültür Evleri çalışanlarıyla yürüttüğümüz çalışma bu açıdan da olumlu bir deneyim kazandırdı. Ev ziyaretlerini yoğunlaştırarak etkinliğin gündemi üzerinden sohbetler gerçekleştirdik. Ayrıca Kadın Komisyonu olarak bir radyo programına katılarak “şiddet” gündemini farklı açılardan ele almaya çalıştık.

Bir yandan bölgede yaşayan emekçilerin katılımını örgütleyecek bir çalışma yaparken, diğer yandan etkinliğin içeriğine ilişkin güçlü bir ön hazırlık yapmaya çalıştık. Emekçi kadınların yaşamlarındaki şiddet olgusunu kendi bakışaçılarıyla anlatmayı amaçladığımız etkinlikte bizim söyleyeceklerimizin büyük bir önemi vardı. Bunun için bir işbölümü yaptık. Kadın Komisyonu olarak üç ayrı temel başlık altında şiddet üzerine araştırmalar yaptık. Devlet terörü, aile içi şiddet, yoksulluk ve sefalet koşullarının yaşamlarımıza etkisi.

Hazırladığımız bildiriden dağıtımlara ve şiddet konulu hazırlanan metinlere kadar tüm hazırlıklarımız kolektif bir çalışmanın ürünü oldu. Şiddetin farklı yüzlerini anlatmak üzere söyleşide yeralacak ve konuşmacı olacak emekçi kadınları aylar öncesinden belirlemeye çalıştık. Emekçi kadınların yaşamlarında karşılaştıkları şiddeti kendilerinin anlatmasının önemli olduğunu düşündüğümüz için, ısrarla ön sürecinde bu konuya yoğunlaştık. Ancak bölgede şiddetin pek çok yüzüyle karşı karşıya kalan kadınlar yaşadıklarını ifade etmekte zorlandılar. Devlet terörü gündemini devlet tarafından katledilen Özgür Kemal Karabulut'un annesi Sultan Ana anlattı. Aile içi şiddeti ise Ankara Kadın Dayanışma Vakfı'ndan katılımcılar anlattılar. Kadın Komisyonu olarak zorunlu göç ve sermaye iktidarının her türlü şiddetiyle karşılaşmış olan Kürt kadınlarını, sendikal mücadelede ve işyerinde yaşanan sorunları dile getirmesi için çalışan kadınları, iktidarın yasal düzenlemelerinin yaşamdaki karşılığını ortaya koyması için hukukçuları söyleşiye katmak için çaba sarfettik. Ancak bizim dışımızdaki nedenlerden kaynaklı bu düşüncemizi gerçekleştiremedik.

Etkinlik Mamak İşçi Kültür Evleri Kadın Komisyonu tarafından hazırlanan sinevizyon gösterimi ile başladı. Ardından Kadın Komisyonu'nun gündemle ilgili hazırladığı metin okundu. İlk olarak Sultan Ana iktidarın sınıf kinini devrimcilere nasıl kustuğunu ve bir devrimci annesi olan bir kadının devletin örgütlü terörüyle nasıl karşı karşıya kaldığını oldukça çarpıcı bir şekilde anlattı. Ve toplumda şiddetinin asıl kaynağının tüm eşitsizlikleri vareden egemen iktidar olduğunu vurguladı. Oldukça canlı ve etkileyici olan bu konuşmanın ardından aile içi şiddet konusunu Kadın Dayanışma Vakfı'ndan gelen katılımcılar anlattılar.

2,5 saat süren Emekçi Kadın Buluşması pek çok açıdan Kadın Komisyonu için ileri bir çalışma düzeyi oldu. Hemen hemen tümü sohbet bölümünden oluşmasına rağmen etkinlik sıcak tartışmalarla ve canlı bir atmosferde geçti. Ön hazırlığı ve buluşmanın örgütlenmesi açısından geçmişi aşan bir çalışma tarzı ortaya açığa çıkarıldı. Emekçi Kadın Buluşması, Komisyon imzalı bildiri, afiş ve benzeri çalışmalarla özgündü. Ancak tüm bu güçlü ön hazırlık sürecinin etkinliğin katılımına aynı oranda yansıdığını söyleyemeyiz.

Etkinlikle emekçi kadın çalışmamızın birikimlerine bir yenisi daha eklendi. Mamak İşçi Kültür Evleri Kadın Komisyonu olarak bu kapsamda düzenlediğimiz ilk etkinlik olan Emekçi Kadın Buluşması çalışmanın düzeyini ve eksikliklerini görmemiz açısından olumlu bir deneyim yaratmış oldu. Her açıdan anlamlı bir çalışmayı daha geride bırakarak şiddet gündemini burjuva-feminist bakışaçısının dışında sınıfsal bir bakışla ele alarak güçlü bir politik hat ortaya koymuş olduk.

Mamak işçi Kültür Evleri

Kadın Komisyonu çalışanları

-----------------------------------------------------------------------------------------

Lastik-İş İstanbul Şube 7. Olağan Genel Kurul yapıldı...

Yönetimi gericiler ele geçirdi

Lastik-İş İstanbul Şubesi 7. Olağan Genel Kurulu 1 Ekim'de yapıldı. Genel kurul ciddiyetsiz, mücadele kararlılığından yoksun apolitik bir ortamda geçti. Kurul başından sonuna mevcut yönetim ile alternatif liste çıkartanların karşılıklı suçlamalarına tanıklık etti.

300 kişinin katıldığı genel kurulun yarısını delegeler oluşturuyordu. Salonda “İşten çıkartmalara, fabrika kapatmalara karşı genel grev-genel direniş!”, Kölelik Yasası'na hayır!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya da hiçbirimiz!”, “İbrahim Ethem Ulugay işçilerinin onurlu direnişine selam olsun!” gibi pankartlar asılmıştı. Fakat pankartlarda yazanların tersine, salonda bir kez olsun mücadeleyle ilgili sloganlar atılmadığı görüldü.

Genel kurulda ilk olarak bir sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. Sinevizyon'da kuruluşundan bugüne Lastik-İş ve DİSK tarihi belli kesitler sunularak anlatıldı. Daha sonra açılış konuşması yapıldı. Yapılan konuşmada şunlar söylendi: “İşçi sınıfının ekonomik ve siyasal kazanımlarını liberal saldırılara karşı mücadele etmeden korumak olanaklı değildir. Bizler içinse nefes almak kadar önemli olan hak ve özgürlüklerimizi korumak ancak mücadele ile mümkündür. Kendini dünyanın tek egemen gücü sanan ABD istediği zaman her yeri işgal edebiliyor. Orada onbinlerce insanı katlediyorlar. Ya işimizi özgürlüğümüzü tehdit edenlere boyun eğip köle olacağız, ya da örgütlülüğümüze sahip çıkarak geleceğe yürüyeceğiz.”

Açılış konuşmasından sonra divan oluşturuldu. Divan İzmir, Kocaeli, Sakarya ve Kartal şube başkanları ve Beybi işyeri temsilcisinden oluştu. Daha sonra konuşmalara geçildi. İlk konuşmayı DİSK Lastik-İş Genel Başkanı Abdullah Karacan yaptı; AKP hükümetini eleştirdi ve AB süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 12 Eylül yasalarının hala devam ettiğini vurguladı.

Ardından Bento işyerinde çalışan bir işçi kürsüye geldi. “Bir arada olmadığımız zaman varolan örgütlülüğü bile koruyamıyoruz. 12 Eylül yasaları devam ediyor. Fabrikada mallara el koyduk, polisler biber gazı kullanarak bizi dışarı attılar. Kavga verirken arkadaşlarımızın bir kısmı bizi yalnız bıraktı. Birlik ve beraberlik için daha fazla mücadele etmeliyiz” diyerek genel kuruldaki en anlamlı konuşmayı yaptı.

Yapılan diğer konuşmalar sınıf mücadelesinin sorunlarının çok uzağındaydı. Konuşmalara sınıfa saldırılardan ve örgütlenme sorunlarından ziyade iki grup arasındaki seviyesiz tartışmalar ve suçlamalar damgasını vurdu. İstanbul Şube eski başkanı Fedai Öztürk, “eleştiriler faaliyet raporu üzerinden değil de demagojik söylemler kullanılarak yapılıyor” demekle birlikte kendisi de farklı davramadı.

Konuşmalar tamamlandıktan sonra seçimler yapıldı. Fedai Öztürk başkanlığındaki yönetim yapılan seçimleri kaybetti. Bülent Yavaş başkanlığındaki muhalif liste yönetime seçildi. Böylece bir süre önce Lastik-İş Genel Merkezi'nde yönetime gelen gerici sendikal anlayış İstanbul Şube'de de yönetimi ele geçirmiş oldu.

Kızıl Bayrak/İstanbul