08 EKİM 2005 Sayı: 2005/40 (40)

  Kızıl Bayrak'tan
  AB hayallerinin çöküşü ve AB'ye hizmette buluşanlar
  AB ile müzakere süreci başladı.
  Gençlik geleceğine sahip çıkıyor
  Meclis yeni saldırılar için işbaşı yaptı
  "Sosyal Güvenlik Reformu" uygulanmadan iflas etti
Erdemir'de yağma savaşının galibi OYAK
Özelleştirme gelirleri sermayenin derdine derman olabilir mi?
  Özelleştirme saldırısında yeni hamleler
  Devlet terörü her yerde
  Tarımda yıkım ve emekçi köylülük
  Milliyetçilikler kıskacında sendikacılık ve sınıf mücadelesinde "D"İSK / Y. Akkaya
  Demokrasi mücadelesi ve Kürt sorunu/3 (Orta sayfa)
  Fransa'da onbinlerce emekçi grevde
  Kapitalist düzende parçalanmış insan cesetleri de "para eder"!

  İran yine hedef tahtasında!

  Suriye yine hedefte!
  Kürdistan sorunu, çözüm dinamikleri ve handikapları/2
  Büyükçekmece İşçi Kurultayı hazırlık çalışmalarından
  Emekçi Kadın Buluşması gerçekleşti.
  Emekçi Kadın Buluşması; Taleplerimizi kazanmanın yolu mücadeden geçiyor!
  Bültenlerden / Kamu Emekçileri Bülteni
  Savaşsız bir dünya sosyalizmle gelecek!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Eğitim-Sen'de sözde kaptanlar gemiden ilk kaçanlar oldu...

Eğitim emekçilerini birlik ve dayanışma ruhuyla mücadele değerlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz!

Eğitim-Sen'in kapatılma sürecinde, kapatmaya gerekçe yapılan maddenin tüzükten çıkarılmasının ardından gözler 27 Ekim tarihinde yapılacak duruşmaya çevrildi.

Tüzük değişikliğinin mahkemenin kararında ne kadar etkili olacağını duruşma günü geldiğinde göreceğiz. Fakat “sızan” bilgilere bakılırsa, sendika yönetimi tüzük değişikliğiyle de kalmayıp tam anlamıyla teslim bayrağını çekmiş ve yeni bir sendika kurma yoluna gitmiş. Bu yeni sendikanın kuruluş işlemleri tüzük kurultayından önce tamamlanmış ve Eğitim-Sen üyelerine en küçük bir bilgi dahi vermeye gerek duyulmadan, dahası tam bir gizlilikle yakın zamana kadar saklanmış. Artık bugünlerde yeni bir sendikanın kurulduğu ağızdan ağza dolaşırken dahi yönetimden en küçük bir ses çıkmamaktadır.

Bitmedi. Yine “sızan bilgiler”e bakılırsa yönetimi paylaşan anlayışlardan “Sendikal Birlik” ise, diğer bileşenlerin kurduğu bu sendikada yeralmayarak yeni bir sendika kurmak yoluna gitmiş. Yani anlaşılıyor ki, sendikal yönetim kendi içerisinde bölünmüş ve Eğitim-Sen'in mirasını paylaşma uğruna bir kavgaya tutuşmuş. Doğrusu budur. Zira bugüne kadar Eğitim-Sen yönetimini paylaşan ve sendikal politikalarda öze dair ayrılıkları olmayan bu anlayışların şimdi bu zor günde ve henüz Eğitim-Sen yaşıyorken böylesi bir bölüşüm kavgası içerisine girmelerinin başka bir anlamı olamaz.

Durum bu iken yönetimin sendikanın kapatılmasına yönelik mücadele beyanlarının herhangi bir kıymeti ve inandırıcılığı olabilir mi? Elbette yok. Ama onların sendikal anlayışının özü ve özeti de budur. Bu sendikal anlayış, sendikal mücadeleyi devlet icazetinde orta oyunundan ibaret görmekte ve kamu emekçilerinin çıkarları yerine bu oyunun aktörü olmayı seçmektedir.

Elbette durum bu haliyle ortaya çıktıktan sonra bu anlayışların yeni bir sendikanın gizlice kurulmuş olmasını nasıl gerekçelendireceklerini tahmin ediyoruz. Diyecekler ki, yeni sendika, sendikanın kapatılması halinde boşlukta kalmamak için kurulmuştur; biz yönetim olarak her türlü ihtimali düşünmek ve önlemlerimizi almak durumundayız. Yani bu davranış, yöneticiliğin bir gereğidir vb.

Tabii ki, her mücadele zafer kadar yenilgi ihtimalini de içerisinde barındırır. Yönetici düzeydeki bir organın sadece o anki mücadelenin ihtiyaçlarını değil, olası yenilginin tüm sonuçlarını dikkate alarak bir takım önlemlere başvurması doğaldır. Hatta bu önlemleri alırken saflarda bir bozgun havası olmaması için gizlenmesi de uygun olabilir. Ama Eğitim-Sen yönetiminin yaptığı bu mudur? Değildir. Çünkü birincisi, yönetim sendikanın kapatılmasını engelleyecek bir irade ve mücadele gücü ortaya koymamış, dahası tüzük değişikliğinde olduğu gibi erken bir tarihte yelkenleri aşağıya indirmiştir. İkincisi böyle yapmakla saflarda tam bir bozguna yolaçmış, düşmanlarını yüreklendirmişlerdir. Bir diğeri, devletin bildiği ve gizlemenin neredeyse imkansız olduğu koşullarda bu düzeyde bir gizlilik komediden de öte bir maskaralık örneği olur.

Açıktır ki, Eğitim-Sen yönetimi kaptan köşkünde oturmanın ahlaki sorumluluğunu yerine getirmekten dahi uzak durmuştur. Çünkü gemi batırılırken gemiyi en son terketmesi gerekenler ilk kaçanlar olmuştur. Böyle bir durumda yolcuların kendilerini takip edeceğini sanıyorlarsa fena halde yanılmaktadırlar. Çünkü şu yakın dönemdeki pratikleri ve ayrıca bahse konu son tutumları nedeniyle eğitim emekçileri büyük bir küskünlük ve güvensizlik içerisindedirler. Böyle bir durumda Eğitim-Sen'den geriye yeni ve ciddiye alınır bir sendikanın çıkması dahi mümkün görünmemektedir.

Elbette bu durum eğitim emekçileri açısından son derece üzücü ve aynı ölçüde büyük bir öfke nedenidir. Ama bu, eğitim emekçilerinin kaderlerine razı olacakları anlamına gelmemelidir. Değerlerine ve onurlarına sahip çıkan eğitim emekçileri, gemiyi terkeden sözde kaptanlara inanmayacak ve arkasından da gitmeyeceklerdir; fakat birliğinin ve değerlerinin çöpe atılmasına da izin vermeyeceklerdir. Bunun için öncelikle Eğitim-Sen'e sonuna kadar sahip çıkacaklardır. Mahkemeler ne derse desin -kaptan köşkünde oturanlar soluğu nerede alırlarsa alsınlar- sendikalarını kolayından teslim etmeyeceklerdir. İşte bu tutum ne kadar birlik ve dayanışma içerisinde geliştirilirse, Eğitim-Sen ruhu ve eğitim emekçilerinin birliği de o denli yaşatılacak; böylelikle sendika olmanın tüzük-sendika binası değil öncelikle bir amaç ve mücadele birliği olduğu gösterilecektir.

Sonuç olarak mevcut durum karşısında Sosyalist Kamu Emekçileri'nin tutumu budur. Sosyalist Kamu Emekçileri bu tutuma bağlı olarak, tüm onurlu kamu emekçilerini harekete geçerek sendikalarına ve mücadele değerlerine sahip çıkmaya, bu temelde birlik ve dayanışma ruhunu örmeye çağırmaktadır.

Sosyalist Kamu Emekçileri

(Kamu Emekçileri Bülteni'nin Ekim 2005 tarihli son sayısından alınmıştır...)

------------------------------------------------------------------------------------------

İzmir Eğitim Sen 1 No'lu Şube Yönetim Kurulu'nun birlik çağrısı...

“Eğitim-Sen MYK'sı derhal istifa etmelidir!”

Eğitim Sen Şubeleri'ne;

Fiili ve meşru mücadele geleneği ile varettiğimiz sendikamız Eğitim-Sen sıkıntılı bir süreç içindedir. Gelinen noktada Eğitim-Sen'in içinde bulunduğu durum mücadeleci geleneğimize, örgütsel bütünlüğümüze ve demokrasi anlayışımıza uygun değildir.

15 yıllık sendikal mücadelemizin önemli bir bileşeni olan ve bugüne kadar hukuksal açıdan herhangi bir sorun oluşturmayan anadil öğrenimine ilişkin tüzük maddesi son süreçte Eğitim-Sen'in kapatılması girişiminin gerekçesi haline gelmiştir.

MYK'nın bu süreçte geliştirdiği mücadele hattı ne yazık ki hukuki zeminde kapatılma tehlikesini ortadan kaldırmadığı gibi örgütsel bütünlüğün korunmasını da sağlayamamıştır.

Vurup geçme mantığı ile “ben yaptım oldu” anlayışı ile örgütü yönetmeye çalışanlar öngörüsüz ve grupçu yaklaşımları ile örgütü kargaşaya sürüklemişlerdir.

Eğitim-Sen MYK'sının Eğitim-Sen üyelerinden saklayacağı hiçbir şey olamayacağı inancında olan bizler, örgütsel bütünlüğü korumaya, tüm üyeleri süreç hakkında bilgilendirmeye ve Eğitim-Sen olarak varlığımızı koruyup sürdürmeye dönük mücadele hattımızın tartışılacağı bir zemin oluşturulması için çağrı yapıyoruz.

Gelinen sürecin asıl sorumlusu olan, üstelik kapatılma dava gerekçesi ile gizli saklı sendika EBS (Eğitim Bilim Çalışanları Sendikası) kurulmasının mimarı olan MYK derhal istifa etmelidir. Bununla birlikte merkeziyetçi, basiretsiz ve anti-demokratik bir anlayışta örgütü yönetmeye kalkışan MYK'da temsil edilen dar grupçu anlayışları da Eğitim-Sen üyeleri karşısında özeleştiri vermeye ve dar grupçu anlayıştan vazgeçmeye çağırıyoruz.

Yaşasın Eğitim-Sen!

Yaşasın Eğitim-Sen'in mücadele geleneği!

Mahir Ulus (Şube Başkanı), Yusuf Altun (Şube Sekreteri),

Mahir Artıktay (Mali Sekreter), Müjdat Çalış (Örgütlenme Sekreteri),

Jale Gündüzkanat (TİS Sekreteri), Aynur Hacıoğlu (Kadın Sekreteri)

(Kamu Emekçileri Bülteni'nin Ekim 2005 tarihli son sayısından alınmıştır...)