5 Aralık 2008 Sayı: KB 2008/01(48)

  Kızıl Bayrak'tan
   Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek mücadelesi daha sarsıcı eylemlerle
devam etmelidir!
  Sermayenin akıl hocaları: Türk-İş ve
Hak-İş
Krize karşı mücadelede
liberal-reformist engeli
Sıhhiye’yi dolduran 50 bini aşkın işçi ve emekçi faturayı ödemeyi reddetti!

Gebze Sendikalar Birliği’nden miting…

Uyuşmazlık sürüyor, metal işçileri yürüyor…
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  29 Kasım eyleminin gösterdikleri...
İşçi ve emekçilerin tepkisi harekete geçirilmeli, mücadelesi ortaklaştırılmalıdır!
  BMİS Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci ile metal TİS’leri üzerine konuştuk...
  Esenyurt İşçi Platformu Girişimi çalışmalarından...
  Ekim Devrimi 91. yılında İstanbul’da selamlandı...
  Gençlikten...
  Emekçi kadınlarla krize karşı mücadele üzerine konuştuk...
  6 Kasım’ın ışığında...
  Diyet öyküleri / 3
Yarına dair…
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ekim Devrimi 91. yılında İstanbul’da selamlandı...

Sosyalizm güncel, Yeni Ekimler’in Partisi gelecektir!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), Büyük Ekim Devrimi’nin 91., Yeni Ekimler’in Partisi’nin 10. yılı vesilesiyle düzenlediği paneller zincirinin sonuncusunu 30 Kasım günü İstanbul’da gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz haftalarda Adana, Ankara ve İzmir’de düzenlenen panellerin ardından İstanbul’da gerçekleştirilen panelle Ekim Devrimi ve Yeni Ekimler’in Partisi bir kez daha selamlanırken, sosyalizmin güncelliği tüm canlılığıyla ortaya konuldu.

Panele Prof. Dr. Yüksel Akkaya, Tez-Koop-İş Sendikası Genel Eğitim Danışmanı Volkan Yaraşır ve Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) Temsilcisi konuşmacı olarak katıldılar.

İki bölüm halinde gerçekleştirilen panelin ilk bölümünde panelistlere söz verilirken ikinci bölümde katılımcıların panelistlere yönelttiği sorular yanıtlandı.

Panel, dünyanın farklı yerlerinden eylem görüntüleri ve devrimci marşlardan oluşan bir sinevizyon gösterimi ile başladı. Ardından açılış konuşması gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasında 21. yüzyılın ilk on yılında emperyalist saldırganlığın tırmandığı ifade edildi. Bugün yaşanan krizin kapitalizmin yapısal çelişkilerini ortaya koyduğu ve neoliberal politikaların iflası anlamına geldiği söylendi. Kapitalizmin yıkılabilmesi için devrimci hazırlığın gerektiği ve Ekim Devrimi derslerinin bu açıdan öğretici olduğu vurgulandı.

Ardından Yeni Ekimler Partisi’ni emekleriyle yücelten Habip, Ümit ve Hatice yoldaşlar şahsında devrim ve sosyalizm davasında şehit düşenler için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi ve panelistler kürsüye davet edildi. İlk sözü Yüksel Akkaya aldı.

“Kriz dönemleri devrimle taçlandırılmazsa geçmiş süreç işler!”

Tarihsel süreç içinde kapitalizmin gelişim aşamalarını ele alarak konuşmasına başlayan Akkaya, insanlık tarihinin bugüne kadar tanık olduğu krizler üzerinde durdu. I. ve II. Dünya Savaşları’nın ardından gelen krizlerle beraber günümüzde III. Dünya Savaşı’nın çıkmamasının aldatıcı olmaması gerektiğini söyleyerek, yaygın bir III. Dünya Savaşı’nın yaşanmakta olduğu tespitinde bulundu. Kriz dönemleri bir devrimle taçlandırılmadığı, kapitalist sistem ortadan kaldırılmadığı sürece geçmiş tarihsel sürecin bir kez daha işleyeceğini söyledi.

Akkaya konuşmasını “Ne yapmalı?” sorusunun cevabını veren şu sözlerle sonlandırdı: “Kent yoksullarını kucaklayan bir işçi sınıfı mücadelesine ihtiyacımız var. Bunu nasıl yapabiliriz? Bunu aslında işçi sınıfının çalışma yerleri olan işyerlerinden başlatabiliriz. İşyerlerinden çıkıp sokaklarda, evlerde sürdürebiliriz. Sokaklardan çıkıp kentlerde, havzalarda sürdürebiliriz. Kentlerden, havzalardan çıkıp bütün ülkeye bunu yayabiliriz. Kim yapacak bunu? Kuşkusuz işçi sınıfına önderlik yapacak bir parti yapacak. Siyasal yapılar yapacak. Peki nasıl olacak bu? Örgütlenme dikey, yatay bütün örgütlenmeleri içermeli. Yani sendikalardan kitle örgütlerine, yoksullardan işsizlere kadar herkesi kapsayacak bir örgütlenme ve örgütlü bir mücadele gerekiyor. Bu mücadele mutlaka devrimci bir mücadele olmalı. Bu mücadele mutlaka iktidar perspektifi taşıyabilmeli…”

Volkan Yaraşır’dan Ekim Devrimi üzerine canlı anlatım...

Volkan Yaraşır ise oldukça uzun süren ve ilgiyle dinlenen konuşmasına Adana, Ankara ve İzmir’de aynı başlıkla gerçekleştirilen etkinliklerin önemine değinerek başladı. Geçmişte yapılan Ekim Devrimi anmalarının sol hareketlerin tartışma platformlarına dönen etkinlikler olduğuna, ancak bunun bugün aynı biçimde hayata geçirilmediğine işaret etti.“Ruhu Ekim’de olan arkadaşlar bu tartışmayı her düzeyde açtılar” diyerek, BDSP’nin düzenlediği etkinliklerin önemine vurgu yaptı.

Yaraşır, Bolşevik Parti’nin Ekim Devrimi sürecindeki özel yeri, önemi ve işçi sınıfının tarihsel misyonu üzerine düşüncelerini oldukça canlı ve coşkulu bir anlatımla sundu. Ekim Devrimi’nin hazırlanış sürecini tarihsel altyapısı ışığında anlattı.

“Ekim Devrimi nedir?” sorusunun cevabını ise iki tanım altında topladı. “11. Tez + Sovyetler” tanımlamasını Marx’ın “Aslolan dünyayı değiştirmektir!” sözüyle birleştirdi. Marx’ın 11. Tez’ini “Tek yol devrim!” olarak nitelendiren Volkan Yaraşır, sınıfın yıkıcı gücünü yaratacak olanı ise “parti” olarak tanımladı.

Sovyetler üzerinde özenle duran Yaraşır, Sovyetleri, somut ihtiyaçların ürünü olarak ortaya çıkan taban örgütlenmeleri olarak nitelendirdi. Rusya’da sınıf hareketinin siyasallaşma sürecini çeşitli deneyimler ışığında sundu. 1905 Devrimi’nden Ekim Devrimi’ne uzanan süreç üzerinde durdu. Bolşevik Parti’nin Ekim Devrimi’ni hazırlayan süreçteki özel rolüne ilişkin vurgular yaparak, Bolşevik Parti’nin karakterini “4-İ formülü” altında topladı. İradeci (volantarist), illegal, işçi sınıfıyla organik bağ ve ihtilalci” olarak açtığı formülasyonunu somut örneklerle besledi.  

Konuşma Bolşevik Parti’nin rolüne ve Lenin’in Ekim Devrimi’ni önceleyen süreçteki özel konumuna yapılan vurgularla devam etti.

Yaraşır’ın konuşması, Türkiye’de sınıf hareketinin nabzının sanayi havzalarında attığı ve bu havzalarda çalışma yürütmenin gerekliliğine yaptığı özel vurgularla devam etti. Ekim Devrimi’nin ancak bu koşullarda referans olabileceğini belirtti.

BDSP Temsilcisi: “Sıra Lenin’in haklılığına da gelecektir!”

BDSP temsilcisi sözlerine önemli bir tarihsel süreçten geçildiğini vurgulayarak başladı. Emperyalist-kapitalist sistemin tam bir çöküş içerisinde olduğunu, burjuva ideologların bile Marx’ın haklılığını kabul etmek zorunda kaldığını söyledi. Kapitalizmi daha zor günlerin beklediğini, sıranın Lenin’in haklılığına da geleceğini vurguladı.

Yaşanan krizin genel tablosunun çizildiği konuşmada, 29 Kasım’da gerçekleştirilen mitinge de değinildi; bu mitingin sadece başlangıç olarak algılanması gerektiği, mücadelenin bundan sonra daha da çetin geçeceği söylendi. Kriz nedeniyle işçi ve emekçilere yönelik saldırıların da artacağı vurgulanarak “Krizin faturası kapitalistlere!” şiarıyla mücadelenin öneminden bahsedildi.

Komünist hareketin sınıfa yöneliminin ve devrimci parti ihtiyacının vurgulanmasının ardından Türkiye’de sol hareketin gelişimine dair bir anlatım yapıldı. ‘60’larda gündeme gelen küçük- burjuva sosyalizmi ve ‘71 devrimci kopuşunun ardından hakim olan küçük-burjuva devrimciliği tanımlanarak bu dönemlerin temel özellikleri ortaya konuldu.

12 Eylül’e gelindiğinde kazanılan mevzilerin kolaylıkla kaybedildiğini vurgulayan BDSP temsilcisi, 12 Eylül sonrası dönemi ve komünist hareketin ortaya çıktığı koşulları anlattı. Bu dönemde EKİM adını alan komünistlerin sorunu ideolojik planda ortaya koyduklarını, sınıfsal özünü yakalayarak yönelimlerini de buna göre şekillendirdiklerini belirtti ve teorik çıkışın sınıf yönelimi ile birleştirilmesinin anlamını ifade etti.

Devrimci programa sahip olmanın hayati önemine işaret edilerek, Bolşevik Parti’nin illegal ve ihtilalci olduğu belirtildi ve “böyle bir örgüt önce devrimci teori ile korunuyor, devrimci teori olmadan devrimci pratik olmaz” denildi. Devrimci örgütlerin bugün yaşadığı sorunların ideolojik-teorik planda zaaflarını aşamamalarından ve geçmişleriyle hesaplaşamamalarından kaynaklandığı, bu hareketlerin artık programlarına bile sahip çıkamadıkları söylendi.

“Türkiye’de artık proletarya sosyalizmi dönemi vardır, Türkiye’de artık Komünist İşçi Partisi vardır” sözleriyle partinin iddiasını ortaya koyan BDSP temsilcisi, partinin Türkiye’nin devrimci geleceğini temsil ettiğini dile getirdi. Devrimci program ile illegal-ihtilalci örgütün önemini vurguladı. Sınıf devrimcilerinin tüm eksiklerine rağmen sınıf içinde faaliyet yürütme ısrar ve iradesi gösterdiğini, sınıf hareketi içerisinde yer tutmaya çalıştığını söyledi.

Konuşması şu sözlerle sona erdi:

“İşte bolşevik partiye dair söylenenler ortada, işte Komünist İşçi Partisi gerçeği. İşte biz bu birikimlere dayanarak geleceği omuzlayabileceğimiz bir dönemden geçiyoruz. Ekim Devrimi’nin 91., Yeni Ekimler’in Partisi’nin 10. yılını kutladığımız böyle bir dönemde bunları tartışmamız tesadüfi değil. Bu bir tarihsel eşiktir, biz buna hazırlıklı giriyoruz…”

BDSP temsilcisinin konuşmasının ardından salonda “Yeni Ekimler için ileri!” sloganı coşkuyla atıldı.

Panelin ikinci bölümde izleyicilerin sorularına yanıt verildi. Bu bölümde sosyalizmin tarihsel sorunları, ulusal sorun, taban örgütlenmeleri, sınıfın değişen yapısı gibi pek çok konuda sorular yöneltildi.

Panele 250 civarında kişi katıldı. Yaklaşık 5 saat süren panel boyunca tüm konuşmalar büyük bir ilgiyle dinlendi. Konuşmalara gösterilen ilgi kendisini soru-cevap bölümünde de gösterdi, pek çok soru üzerinden canlı tartışmalar yaşandı.

Kızıl Bayrak / İstanbul