5 Aralık 2008 Sayı: KB 2008/01(48)

  Kızıl Bayrak'tan
   Krizin faturasını kapitalistlere ödetmek mücadelesi daha sarsıcı eylemlerle
devam etmelidir!
  Sermayenin akıl hocaları: Türk-İş ve
Hak-İş
Krize karşı mücadelede
liberal-reformist engeli
Sıhhiye’yi dolduran 50 bini aşkın işçi ve emekçi faturayı ödemeyi reddetti!

Gebze Sendikalar Birliği’nden miting…

Uyuşmazlık sürüyor, metal işçileri yürüyor…
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  29 Kasım eyleminin gösterdikleri...
İşçi ve emekçilerin tepkisi harekete geçirilmeli, mücadelesi ortaklaştırılmalıdır!
  BMİS Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci ile metal TİS’leri üzerine konuştuk...
  Esenyurt İşçi Platformu Girişimi çalışmalarından...
  Ekim Devrimi 91. yılında İstanbul’da selamlandı...
  Gençlikten...
  Emekçi kadınlarla krize karşı mücadele üzerine konuştuk...
  6 Kasım’ın ışığında...
  Diyet öyküleri / 3
Yarına dair…
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

6 Kasım’ın ışığında...

Olanakları güce dönüştürmek için güne yüklenelim, yarını kazanalım!

Gençlik hareketi birçok yerelde ortaya konan eylemliliklerle bir 6 Kasım sürecini daha geride bıraktı. Bu sürecin hedefler, politikalar ve ortaya konan pratikler üzerinden değerlendirilmesi, deneyimleri ileriye yönelik adımlara konu edilebilmek açısından önemlidir. 6 Kasım toplam gençlik mücadelesinden bağımsız ele alınamayacağına göre, bu mücadele içerisinde nerede durduğunu ortaya koyabilmek gerekmektedir.

Ticarileşen eğitim, düzen içi taraflaşma ve halkların kardeşliği

Bu yılın 6 Kasım gündemleri, ticarileşen eğitim, burjuva düzen gericiliği ve düzen içi taraflaşma, YÖK’ün baskıcı ve anti-demokratik uygulamaları ve Kürt halkının özgürlük mücadelesine yapılan saldırılar olarak belirlenmiştir. Genç komünistlerin yürüttüğü tüm çalışmalarda 6 Kasım süreci birçok politik başlık ile birlikte ele alınmış, düzenin teşhiri ve gençliğe yönelik saldırılar bu kapsamda işlenmiştir.

Yalnızca kriz gündemi kimi yerellerde yeterli düzeyde işlenememiştir. Bunda, 6 Kasım ön sürecinde henüz kriz gündeminin gençlik içinde bir taraflaşmaya yol açmamış olması rol oynamıştır. 6 Kasım sonrası süreçte kriz gündeminin etkin bir biçimde işlenmesi, düzene karşı tek alternatifin sosyalizm olduğunun güçlü bir propagandanın konusu haline getirilebilmesi gerekmektedir.

Gençlik örgütlenmelerinden yansıyanlar

Yurtsever Gençlik’in son yıllardan farklı olarak 6 Kasım sürecine dâhil olma, ortak eylemlere katılma çabası anlamlıdır. Gençliğin birleşik, kitlesel hareketinin gelişebilmesinin koşullarından biri de Kürt ve Türk gençliğinin ortak mücadelesinin örülebilmesidir. YDGH’ın 6 Kasım sürecine katılmış olması bu noktada önemlidir. Öte yandan, Kürt halkının meşru taleplerini sahiplenmek, bunun pratik ayaklarını örebilmek noktasında toplam 6 Kasım eylemlilikleri anlamlı bir yerde durmaktadır. Gerek anadil talebinin dillendirilmesi, gerekse şovenist histeriye karşı halkların kardeşliği şiarlarıyla beraber Kürt halkının özgürlük mücadelesine dönük saldırıların 6 Kasım sürecinde işlenmiş olması da, ortak mücadelenin geliştirilmesi bakımından önemlidir.

6 Kasım üzerinden atılan bu adımları ileriye taşıyabilmek gerekmektedir. Kürt halkına yönelik saldırılara karşı ortak mücadele hattı örülebilmesi, Kürt halkının haklı taleplerinin geniş gençlik kesimlerince sahiplenilmesi yönlü çabalar ortaya konulmalıdır. Tırmandırılmaya çalışılan milliyetçi-şoven havanın gençlik içerisinde yoğun bir etki alanına sahip olduğu düşünüldüğünde, bu 6 Kasım sürecinde atılan adımların güvenceye alınmasının önemi açıktır. Kürt gençliğini gençlik mücadelesinin bir bileşeni haline getirme bakışıyla hareket edilmeli, bunun gerekleri yerine getirilmelidir.

Bu vesileyle vurgulanması gereken bir diğer nokta ise, 6 Kasım sürecinde Öğrenci Kolektifleri, TKP, Geleceğimizi İstiyoruz İnisiyatifi gibi siyasal gruplarla yaşanan politik ayrışmadır. Bu ayrışma eylemin içeriğine ilişkin politik tartışma sonrasında yaşanmıştır. Gençlik hareketlerinin ihtiyaçları ve birleşik eylemsel sürecin önemini bir kenara koyarak kendi politik eksenlerini toplama dayatmak istemişlerdir.

TKP’nin sergilediği tutum, yıllardır sürdürülen ilkesiz ve dar grupçu anlayışın bir devamıdır. Çoğu zaman “programatik temelli” olduğu iddia edilen ve bugüne kadar aralıksız sürdürülen 6 Kasım tartışmalarına yönelik açık ilgisizlik bunun bir göstergesidir.

Öğrenci Kolektifleri ise, sorunu AKP eksenli ele alan politik platformunu toplama dayatmaya çalışmış, sekterliğe varan tartışmalar yürütmüştür. Sorunu AKP karşıtı mücadeleye indirgeyen, düzen içi taraflaşmayı görmezden gelerek gençliğin enerjisinin sahte taraflaşmalarla heba edilmesine yol açan bakışlarla ortak bir 6 Kasım sürecinin örgütlenemeyeceği açıktır.

Siyasal gençlik gruplarını ayrıştıran temel noktalardan biri de Kürt sorunu olmuştur. İstanbul’daki eylem için Öğrenci Kolektifleri ilk tartışmasında, “Biz geçen sene ‘Halkların kardeşliği’ şiarıyla süreci örgütlemiştik ancak bu seneki eylem açısından Kürt sorunu eksenli bir söyleme çok gerek olduğunu düşünmüyoruz” türünden açıklamalar yapabilmiştir.

Birleşik bir 6 Kasım sürecini örgütleme üzerine

Siyasal gençlik örgütlenmelerinin apolitizminin göstergelerinden biri, 6 Kasım’ın kendinden menkul bir gün olarak görülmesidir. Bu anlayış toplantılarda kendini açık biçimde ortaya koymuştur. Eylemin biçimi üzerine saatlerce tartışılırken, eylem ön sürecinin nasıl ve hangi yöntem ve araçlarla örgütlenebileceği tartışması ya sürekli sınırlandırılmış ya da “o zaten halledilir” laçkalığıyla geçiştirilmeye çalışılmıştır.

Genç komünistler bulundukları her yerelde birleşik ve hedefli bir 6 Kasım sürecinin örgütlenmesi için azami çabayı harcamışlardır. Ancak, etkin bir politik müdahaleyle birlikte yerellerden birleşik bir tarzda örülmüş 6 Kasım çalışmaları daha sonraki süreçte de devam edebilmeli, hedef baştan bu çerçevede ortaya koyulabilmeli, en geniş gençlik kesimlerini sürece katacak bir hat oluşturulabilmeliydi. Bunun pratikteki karşılığı, politik bir temelde ortaklaşmak, dar grupçu kaygılara kapılmadan birleşik bir eylemli süreci örmek olmalıydı. Fakat toplamda eylemler ve ön çalışmalar değerlendirildiğinde, bunun karşılığının olmadığı,  6 Kasım’ın tek bir günden ibaret olarak algılandığı görülmüştür.

Eylem değerlendirmelerinde, genelde eylemlerin parçalılığına işaret edilmektedir. İstanbul 6 Kasımı’nda yedi farklı eylem gerçekleşmiştir. Biçimsel kaygılar ve dayatmalar eylemin bölünmesini koşullayabilmiştir. Birçok ilde sağlanan ortaklıklar ise eylem gününe sıkışabilmiştir.

Sonuçta, bu seneki 6 Kasım süreci bir kez daha göstermiştir ki, birleşik bir mücadele hattının geliştirilmesinde halen aşılamayan birçok engel vardır. Bu aynı zamanda birleşik mücadeleden ve ortak bir eylem sürecinden ne anlaşılması gerektiği ile de ilgili bir sorundur.

 6 Kasım öncesinde bu konuda söylediklerimiz oldukça açıktır:

Birleşik bir 6 Kasım süreci çerçevesinde üniversitelerde yoğun ve ısrarlı bir faaliyet örülmeli, yanı sıra kitle inisiyatiflerini açığa çıkarabilecek araçlar tanımlanabilmelidir. Yalnızca siyasal gençlik gruplarının örgütlü güçlerine daralan bir 6 Kasım eylemini aşabilmek için bu son nokta ayrı bir önem taşımaktadır.” (Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 6. Toplantısı Sonuç Bildirgesi)

Birleşik bir mücadele ve eylem süreci, kitle çalışmasına dayanmalı ve bu çerçevede ortak bir politik hat ortaya konulabilmelidir. Ancak bu seneki 6 Kasım süreci, kimi yerellerdeki olumlu örnekleri saymazsak, afiş ve bildiri dağıtımına sıkışmış bir “ortaklığın” ve “birleşikliğin” dışına çıkamamıştır. Siyasal gençlik gruplarının 6 Kasım sürecini takvimsel bir eylemlilik olarak algılayan bakışı varlığını sürdürmektedir.

Genç-Sen ve 6 Kasım süreci

Genç-Sen’in genel tablosu olan politikasızlık bu 6 Kasım sürecine de yansımıştır. Gerek yerel 6 Kasım eylemlerini gerekse de merkezi eylemi, saptanmış bir politika çerçevesinde etkin bir ön çalışmayla örgütleyememiş, birçok yerde bunu “tercih etmemiştir.”

Liberal-reformist blokun etkin olduğu alanlarda, gençlik hareketinin birleşik eylem ihtiyacına yanıt verecek bir ortak mücadele örgütlenememiştir. Ortaklık için çaba harcamak şöyle dursun, kimi tutumlar bazı yerellerde bu ortaklığın bozulmasına neden olabilmiştir. Kimi yerellerde 6 Kasım sürecinin ortak örgütlenmesi tartışmaları yapılsa da, liberal-reformist bloğun etkisi ile bu tartışmalar boşa düşürülebilmiştir. Gen-Sen’in siyasal gençlik gruplarıyla “aynılaşmaması” kaygısı ile birçok yerelde tek başına eylem örgütleme dahi tartışılmıştır. Sonuçta Genç-Sen’in genelde 6 Kasım’a yönelik etkin bir iradi çabayı ortaya koymadığını söylemek mümkündür.

Bu tablo 9 Kasım merkezi Ankara eylemine de yansımıştır. Etkin bir pratik ön sürece dayanarak örgütlenmesine çaba harcamak bir yana, bu yönlü tartışmalar boğulmaya çalışılmıştır. Liberal-reformist bloğun eylem ön sürecine dair ortaya koyduğu tek çaba,“ Polis nereye izin verirse eylemi orda örgütleyelim” söylemi olmuştur. Devrimci müdahaleyle ortaya çıkan fiili-meşru eylem kararı ise, kendi korkularını kitleye mal etme çabasıyla birlikte çiğnenmeye çalışılmış, fakat buna izin verilmemiştir.

Genç-Sen’in eylemi tek başına örgütleme çabası ve gençlik hareketi içerisindeki öznelerin sürecin dışında bırakılması, yereldeki tutumun merkezi düzeyde karşılığıdır. Pratik ön hazırlık sürecinden yoksun, hareket içerisindeki özneleri sürece katma çabası olmayan bir birleşik örgütlenme iddiası kendini giderek daha fazla tartışmalı hale getirmektedir.

“Gençlik hareketi her dönem hareketin düzeyiyle uyumlu ve ihtiyaçlarını karşılayabilen çeşitli kitlesel örgüt biçimleri ortaya çıkartmak potansiyeline sahiptir. Subjektivizme ve grupçuluğa düşmeden bu biçimleri somutlamak, hareketin durumunu ve olanaklarını en doğru bir biçimde değerlendirerek örgüt sorununa uygun çözümler bulmak devrimci önderlik sorumluluğu kapsamındadır.” (Deneyimlerin ışığında gençlik örgütlenmesi, Ekim, Sayı:239, Ekim 2004)

Merkezi bir eylem planlanırken öncelikle yapılması gereken, yerel ayaklarını güçlü örebilmektir. Politik bir kitle çalışması ile mümkün olan en geniş kesimi harekete geçirmek, yerellerde eylemler örgütlemek ve merkezi bir eylemde bu çalışmaları birleştirmektir. Hemen hiçbir yerelde bu başarılamamışken, merkezi eylemin başarılı geçtiği yönlü değerlendirmelerin hiçbir gerçekliği yoktur.

6 Kasım sürecinin dersleri ile gençlik hareketini büyütmeye!

6 Kasım sonrası süreçte yapılması gereken, politik kitle çalışmasını güçlendirmek ve bu süreçte yaratılmış güç ve olanakları en iyi bir biçimde değerlendirmektir. Kimi yerellerde anlamlı eylem süreçleri yaşanmıştır. Kimi yerellerde başarılı bir kitle çalışması pratiği sergilenebilmiştir. Olumlu ve olumsuz yanlarıyla birçok dersi içerinde barındıran bir 6 Kasım süreci daha yaşanmıştır.

Gençlik hareketinin ihtiyaçlarına yanıt verme ve hareketi ileriye taşıma iddiası taşıyan tüm güçlerin yapması gereken, olanakları güce dönüştürüp güne yüklenmek ve geleceği kazanmaktır. Bu irade ortaya konulduğu ve bunun gerekleri yerine getirilmeye başlandığında, gençliğin birleşik, kitlesel, devrimci hareketini geliştirme doğrultusunda anlamlı adımlar atılabilecektir.

Ekim Gençliği

(Ekim Gençliği’nin Aralık 2008 tarihli 113. sayısından...)