1 Şubat 2008 Sayı: SİKB 2008/05

  Kızıl Bayrak'tan
  Bahar dönemini kazanmak için birleşik devrimci direniş!
  TİSK’in işsizlik raporu...
Çete operasyonları neyi anlatıyor?
Bu devlet yalnızca işkencecilerin,
katillerin “baba”sıdır!
AKP gerisinde ordunun da olduğu bir oyunla türbanı sahneye sürüyor…
Zenginlerin insancıl kapitalizmini değil,
“başka bir dünya” istiyoruz!..
  Dağıtım tekellerinin son saldırısı konusunda devrimci yayınların temsilcileri ile konuştuk…
  Kriz kapıda, sendikalar nerede?
Yüksel Akkaya
  SSGSS karşıtı faaliyetlerden...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Emekçi Kadın Kurultayı sözcüsü Meltem Aydın ile kurultaya ilişkin konuştuk...
  Grev ve direnişlerde işçi kadınlar!
  GİSBİR’in “ortaklaşa rekabet” projesine karşı tersane işçilerinin ortak projesi: Grev!
  Nokia patronlarını geriletmek için grevden başka bir seçenek yok!
  1967’den 2000’e FHKC Genel Sekreteri George Habbaş...
  Teslimiyet reddedildi, emperyalist–siyonist abluka delindi!
  Ortadoğu’da tanrı suskun!
Abu Şehmuz Demir
  1980 Tariş Direnişi: Faşizme karşı ileri! Volkan Yaraşır...
  Yargısız infaz talimatı!
M. Can Yüce
  Bir özelleştirme öyküsü: TEKEL
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Nokia patronlarını geriletmek için grevden başka bir seçenek yok!

Nokia’da üretim devam ediyor. İşçiler öfkeli, moralsiz ve tedirginler. Önümüzdeki günlerde neler olacağını bilmeden, üretimi sürdürüyorlar. Sendikacılar ise günlerini işçileri oyalamakla geçiriyorlar. Geleceğe dönük ciddi hiç bir eylem planları yok. Buna karşın Nokia patronları zamanlarını iyi değerlendiriyorlar. Bir yandan devam eden üretim sayesinde depolalarını doldururlarken, diğer yandan da Romanya’da fabrikanın inşası için gerekli hazırlıkları yapıyorlar. Nokia işçilerini gerçekten de zor günler bekliyor.

Nokia patronları rahat!

Nokia, dünyanın en büyük mobil telefon şirketlerinin başında gelir. Nokia patronlarının, fabrikayı Romanya’ya taşıma gerekçesi olan “Rekabet edememek’’ şeklindeki açıklamasının hiçbir inandırıcılığı yok. Zira Nokia 2007 yılında üretimi %67 oranında arttırmıştır. Zarar etmek bir yana, geçen yılı %20 oranında karla kapatmıştır. Nokia patronları aşırı kar peşindedir, bu nedenle de kar oranının çok yüksek olduğu yerlere yöneliyorlar. Romanya bu nedenle seçilmiştir. Romanya’da daha şimdiden serbest bölge oluşturulmuştur. Nokia patronları için Romanya sadece ucuz işgücü cenneti değil, aynı zamanda işletme vergisi alınmayan bir imkan olacaktır.

Nokia patronlarının iştahını kabartan diğer ülkeler ise, Hindistan ve Çin’dir. Çin’in elektronik parça üretme girişimleri biliniyor. Nokia parçalarını da üretecektir böylece.

Tüm bunlar, Nokia patronlarının kararlılığının da açıklaması olmaktadır. Kaldı ki Nokia patronları yalnızca kararlı değil, aynı zamanda pervasızdır da. Örneğin, işçilere açık açık, “Temmuz’a kadar rahat rahat çalışın, ondan sonra fabrikayı kapatırız” diyebiliyorlar. Dahası, “isterlerse Romanya’ya gidip işlerine devam edebilirler’’ diyerek, işçilerle adeta alay ediyorlar.

İktidardaki ve muhalefettekileri ile düzen partileri işçileri tam bir kuşatma altına almış bulunuyor. Sözde işçileri destekliyorlar. Ancak bunun gerçek yaşamda hiçbir karşılığı yok. Bunların hepsi de düzen partileridir ve her fırsatta Nokia patronlarının yararına telkinlerde bulunuyorlar. Bir yandan işçilere, ‘”bastırın, fabrikanın taşınmasını belki durdurabilirsiniz” derlerken, bir diğer yandan ”ama siz de ücretler konusunda feragat etmelisiniz’’ diyerek, gerçek niyetlerini açığa vuruyorlar.

Sendikacılara gelince, günlerini işçileri oyalamakla geçiriyorlar. İkide bir düzen partilerine/politikacılarına, ağırlıklarını kullanmaları ve Nokia patronlarına baskı yapmaları çağrısı yapıyorlar. Bunu adeta fabrikanın kapatılmasını engellemenin biricik çaresi olarak görüyorlar. Geleceğe dönük sonuç alıcı hiçbir planları, hiçbir eylem hazırlıkları yok. Tam tersine, işçileri oyalayarak, bundan özenle kaçıyorlar. Daha da kötüsü, Nokia patronlarının kararlılığını ileri sürerek, işçilerin mücadele isteğini kırıp, morallerini bozuyorlar. Alttan alta işçileri berbat bir uzlaşmaya, örneğin “yüksek miktarda tazminat karşılığı işten çıkma”ya hazırlıyorlar.

Başta Bochum olmak üzere tüm çevre kentlerdeki fabrikaların işçileri, emekçileri, öğrencileri, esnafı, ilerici ve devrimci güçlerinin desteğinin varlığı da, sendikacıları hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Tam tersine korkutuyor, rahatsız ediyor. Çünkü bunun kendisi bir büyük mücadele demektir. Sendika bürokratları bu imkanı güce çevirmeye niyetli değiller.

10 Şubat 2008 tarihinde, yapılacağı söylenen “Fabrikanın etrafında bir insan zinciri oluşturma” eylemine gelince, bu da bir oyalamadır. Nokia işverenlerine zaman kazandırmak, işçilerin öfkesini yatıştırmak ve bu arada yeni bir uzlaşma için koşulları hazırlamak... Asıl niyetleri budur. Dolayısıyla, sendikacıların oyalayıcı her girişimine karşı uyanık olunmalı, onlara her zamankinden daha fazla bir güvensizlik duyulmalıdır.

Saldırıya karşı grev -hemen şimdi!

Nokia patronları, “fabrikayı daha verimli kılmak”, demek oluyor ki, ne pahasına olursa olsun Romanya’ya taşımak konusunda kararlıdır. Kendilerinin belirlediği “tüm koşulların kabul edilmesi karşılığında fabrikayı kapatmama’’ alternatifine gelince, çok açık ki bu geçici bir süre içindir. Bu süre tamamlanınca, fabrika kararlaştırılan yere taşınacaktır. Bu durumda işçilerin hiçbir kazancından söz edilemez, bunu ileri sürmek kendini kandırmaktır. Patronlar işçilere ölümü gösterip sıtmaya razı edecekler, gerçek budur.

Sendikacılar yalan söylüyor, işten çıkmanın karşılığı olarak verileceği iddia edilen tazminat öyle yüksek bir meblağı bulmamaktadır. Bir dizi kesintisi olacaktır. Dahası, bunu alan işçiler Hartz V’nin muhatabı haline gelecektir. Bir talepte bulunduğunda kendisine, “önce elindekini bitir, sonra gel” denilecektir. Elindekinin 12 ay dayanacağı ise tartışmalıdır. Nokia işçilerinin çoğu araba ve ev nedeniyle borçludur, bugün dahi ödeme güçlüğü içerisindedir. İşten atılmaları durumunda, aldığı tazminatla geçinmek olanaklı olsa bile, bu giderleri karşılayamayacaktır. Nokia işçileri greve gitmez de uzlaşmaya mahkum olursa, sadece işini değil çok şeyini kaybedecektir.

Nokia işçilerinin önünde grevden başka bir yol yoktur. Öte yandan Nokia işçileri yalnız değildir; grevi kazanmak için, başta deneyimli Opel işçileri olmak üzere Bochum ve tüm çevre kentlerdeki işçilerin ve halkın, tüm ilerici ve devrimci güçlerin aktif desteğine sahiptir. Nokia işçileri, deneyimsizliklerine aldırmadan, tıpkı Opel işçileri gibi kararlı ve inatçı bir direniş için harekete geçmelidirler. Böyle bir direniş sergilendiği koşullarda Nokia patronları geriletilebilir, fabrikanın kapatılması önlenebilir, en azından daha ileri bir tarihe ertelenebilir. Bu sonuncusu tam bir zafer olmasa da, işçilerin diğer bölüklerini olumlu etkileyen, politik ve moral değeri olan bir kazanım olacaktır.

Kızıl Bayrak / Almanya


 

Dünya Ekonomik Forumu karşıtı gösteriler

Bir haftadan bu yana İsviçre’nin değişik kentlerinde DEF’e karşı gerçekleştirilen gösteriler 26 Ocak’ta da devam etti. Zürich, Bern ve Basel’de protesto gösterileri yapıldı. Bern polisi önce izin verdiği gösteriyi ardından izni geri çekerek yasakladı. Buna rağmen gerçekleştirilen gösterinin ardından komite, İsviçre’nin birçok kentinde gösteri yapma kararı aldı.

Bu arada 24 Ocak günü Basel ve çevresinde emperyalist tekellerin kurum ve kuruluşlarına yönelik eylemler gerçekleşti ve kimi otomotiv bayiileri kundaklandı.

BİR-KAR’ın da içinde yeraldığı Basel Platformu, 26 Ocak günü korsan bir gösteri düzenleme kararı aldı. Eylem alanını ve sokakları polis ve askeri araçlarla kuşatan kolluk güçleri, çok geçmeden toplanan kitlenin etrafını kuşattı. Göstericilerin yoğun ablukadan dolayı eylemi başka saat ve mekanda yapma kararı alarak dağılmaya başladığı sırada, göstericilerin küçük gruplara ayrılmasını fırsat bilen polis gözaltı saldırılarına girişti.

26 Ocak günü akşam saatlerinde kentin farklı noktalarında küçük gruplar halinde gösteriler devam etti.

BİR-KAR / Basel