19 Eylül 2008 Sayı: SİKB 2008/38

  Kızıl Bayrak'tan
   Soluğu kesilen kapitalizm
   İşbirlikçi sermaye devletinin iyimser vaazları sahtedir!
Mehmetçik medyayı toplayan ordu sefere mi hazırlanıyor?
Kürt halkına ve diline özgürlük!

Kadıköy Belediyesi’nde grev!

İşçi ve emekçi hareketinden…
  Direnişteki UNO işçileriyle konuştuk...
  12 Eylül protestolarından…
  12 Eylül askeri faşist darbesi ülke çapında protesto edildi...
  Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu’nun
6. Toplantısı’nda buluşalım!
  Bir deney üzerine gözlemler…
  Pakistan: Emperyalist savaşın yeni cephesi!
  Bolivya ile Venezüella’da ABD destekli darbe hazırlıkları…
  Dünyadan…
  Yeni dönem mücadele gündemleri ve komünist gençliğin görevleri...
  Anti-faşist mücadelenin sorunları ve faşizme karşı mücadele
  Sol liberalizm: İllüzyon tüccarları ve kolera günleri / 3
Volkan Yaraşır
  Küçük-burjuva dükkancı zihniyet festivallerde de iş başında!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kürtçe’ye yönelik yasakçı uygulamalar sürüyor...

Kürt halkına ve diline özgürlük!

DTP Genel Başkan Yardımcısı Kamuran Yüksek, Kürt Dili Eğitim Platformu tarafından başlatılan “anadilde eğitim kampanyası” çerçevesinde etkinlikler düzenleneceğini, DTP milletvekillerinin meclis kürsüsünden Kürtçe konuşacağını açıkladı. Ardından DTP milletvekillerinin bir kısmı da meclis kürsüsünden Kürtçe konuşacaklarını dile getirdiler.

Bunun üzerine Meclis Başkanı Köksal Toptan, meclis kürsüsünden Kürtçe “konuşamazlar” diyerek, Kürt dili konusunda devletin yasakçı tutumunun sözcülüğüne soyundu. DTP milletvekillerine aba altından sopa göstermeyi de unutmadı.

Kürt dili ve kültürünü geliştirmeye yönelik çabalar karşısında sömürgeci sermaye devletinin sözcüleri imha ve inkarın diliyle konuşuyorlar. Cumhuriyet tarihinin sayfaları bu yasakçı açıklamalarla doludur. Meclis Başkanı’nın yaptığı açıklama bunun yalnızca yeni bir örneğidir.

Kürt halkına ve diline yönelik saldırılar sürüyor!

Kürt halkına ve Kürt diline yönelik baskılar, göstermelik yasal değişikliklere rağmen sürüyor. AB’ye uyum çerçevesinde yapılan yasal değişiklikler bizzat sömürgeci devletin görevlileri tarafından boşa çıkarılıyor.

Sermaye devletinin yargı mekanizması da boş durmuyor. Yasakçı, inkarcı ve tekçi zihniyet, kontrgerilla hukuku üzerinden sürdürülüyor. Kürt dilini yok sayıcı yargı kararları genelleşiyor.

Sadece kağıt üzerinde olsa da, uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınan dil ve kültürel haklar, sömürgeci sermaye devletinin fiili kontra hukukuyla gasp ediliyor.

İmralı’da Kürtçe konuşulması yasaklandı. Ardından Kürt sanatçı, aydın, yazar ve politikacılarına, kendi dillerini konuştukları için davalar açıldı. Açılan davaların büyük bir kısmın da hapis cezaları verildi. Kürtler’in, Kürtçe konuştukları için saldırıya uğramaları ve sorunlarla karşılaşmaları rutinleşti.

Son aylarda F tipi cezaevlerinde Kürtçe kaynakların toplatılması, el konulması olayları genelleşti. Kültür Bakanlığı bandrollü Kürtçe kaynak kitaplar bile, hiçbir toplatma ve yasaklama kararı olmamasına rağmen toplatılıyor. Kürtçe gazete ve dergiler tutsaklara verilmiyor.

Cezaevlerinde başlayan Kürtçe konuşma yasağı ve Kürtçe kaynakların yasaklanması, sömürgeci sermaye devletinin sistemleştirilmiş asimilasyon politikasının parçasıdır. Zira egemenler, Kürtçe’nin kullanılmasının yol açacağı sonuçlardan büyük bir korku duyuyorlar. Kürt halkının ulusal bilincinin gelişimine hizmet edeceğini, özgürlük için mücadele isteğini körükleyeceğini biliyorlar. Bu bilinçle yasak silahına sarılıyorlar. Açılan davalar, Kürtçe kaynaklara getirilen yasaklar, imhacı ve inkarcı devlet politikasının zaafa uğramaması içindir.

Sömürgeci sermaye devleti, Kürt dilinin ve kültürünün gelişmesi çerçevesinde çaba gösteren DTP’li belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine yönelik ablukasını da sürdürüyor. Görevden alınan DTP’li belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine her gün yenileri ekleniyor. “Türk harflerine muhalefet” suçlaması ile davalar açılıyor.

Yasakların nedeni?

Kürtçe konusundaki bu hassasiyet nereden kaynaklanıyor? Bu konuda neden gizli eylem planları hazırlanıyor? Niçin Eğitim-Sen, tüzüğünde “anadilde eğitim” maddesi yer aldı diye, Genelkurmay tarafından hedef tahtasına çakılıyor, kapatılmayla karşı karşıya bırakılıyor? Neden üniversite öğrencileri “Kürtçe eğitim” istedikleri için en acımasız saldırılarla karşılaşıyor, okullardan atılıyor, yargılanıyorlar? Neden Kürt halkı çocuklarına Kürtçe isimler koyamıyor?

Bu icraatların tümü imha ve inkara dayalı sömürgecilik politikalarından kaynaklanıyor.

Başlangıçta Osmanlı toplumu çok dilli, çok kültürlü bir yapıya sahipti. İmparatorluğu teşkil eden halkların dillerine, kültürlerine, kimliklerine karışılmamış, çok dilli, çok kültürlü yapı büyük oranda korunmuştu. 1908 burjuva devriminden sonra gelişen milliyetçilik hareketleri Osmanlı İmparatorluğu’nu da etkilemiş, 1911 Trablusgarp ve 1912-13 Balkan Savaşları sonunda İmparatorluk en önemli topraklarını yitirmiş, bu topraklar üzerinde çeşitli ulus-devletler kurulmuştu. Osmanlı Türk aydınları, imparatorluğun geri kalan kısmını elde tutabilmek için harekete geçmiş, bir ulusu ulus yapan dilin önemini kavramış ve Türkçe’nin imparatorluğun resmi dili olmasını sağlamışlardı. Osmanlı’dan bu politikayı devralan sermaye devleti sömürgeci politikalara dört elle sarılıyor.

Kürt dili ve kültürü üzerindeki baskılar, Kürt halkına yönelik imha ve inkar politikalarından bağımsız ele alınamaz. Tüm bu sorunların kaynağı sömürgeci sermaye devletidir. Çeşitli milliyetlerden işçi ve emekçiler ancak, halkların eşitliğine ve gönüllü birliğine dayanan sosyalist toplumsal düzende sorunların kalıcı çözümünü sağlayabilirler. Dolayısıyla, sorunun gerçek ve kalıcı çözümü sömürgeci sermaye iktidarının tarihe gömülmesinden geçiyor.

DTP’nin kapatılmasına karşı açıklamalar….

“Hepimiz Kürt’üz, hepimiz DTP’liyiz!”

DTP’yi kapatma davasına ilişkin çeşitli kurumlar ortak açıklamalar yaptılar. EHP, EMEP, SDP, SODAP, SPG, TÖP, ÖDP, DİP, ESP, BDP, Partizan, Marksist Bakış, 78’liler Girişimi, UİD-DER, Devrimci 78’liler Federasyonu “DTP kapatılamaz!” kampanyası kapsamında 15 Eylül günü DTP İstanbul İl Binası’nda basın toplantısı düzenledi.

“DTP kapatılamaz! Hepimiz Kürt’üz, hepimiz DTP’liyiz!” pankartının yer aldığı açıklamada şunlar söylendi: “Bizler DTP kapatma davasının iptal edilmesini ve parti kapatmalara son verecek düzenlemelerin acilen parlamentoda yasalaşmasını talep ediyoruz. Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılsın.”

 

İHD: “DTP kapatılmamalıdır!”

İHD İstanbul Şubesi DTP’yi kapatma davasına ilişkin şube binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını okuyan İHD İstanbul Şube Sekreteri Abdülbaki Boğa şunları söyledi: “Örgütlenmenin ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin, siyasi partiler kanunu ve parti kapatılmasına ilişkin anayasanın ilgi maddelerinin demokratik hale getirilmesinin daha anlamlı olacağını düşünmekteyiz. DTP kapatılmamalıdır.”


Alevi kurumlar: “DTP kapatılmasın!”

Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Özgür Demokratik Alevi Hareketi, HUBYAR Sultan Kültür Derneği, Çamşıhı Hüseyin Abdal Derneği, MASAP, TUDEF, Koçgiri Kültür Merkezi Girişimi, Kapıkaya-Der, Kayy-Der, Sev-Der DTP’nin kapatılmasına karşı 13 Eylül günü İHD’de basın açıklaması gerçekleştirdi.

Yapılan açıklamada, darbelerin bu topraklarda demokrasi ve özgürlükler mücadelesine vurulmuş bir hançer olduğu ifade edildi. Devrimci, demokrat ve aydınlara baskı, işkence, mahpus, sürgün ve idamı yaşattığı dile getirildi. DTP’nin kapatılmasının Türkiye siyasi hayatı üzerinde koyu bir gölge düşüreceği, bu yanlışın sürdürülmemesi gerektiği vurgulandı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


 

DTP’nin kapatılma davası eylemlerle karşılandı…

“Yaşasın halkların kardeşliği!”

İstanbul: “DTP demokrasinin teminatıdır!”

Anayasa Mahkemesi’nin Demokratik Toplum Partisi’ne (DTP) açtığı kapatma davası 16 Eylül 2008 tarihinde DTP’nin verdiği sözlü savunma ile başlarken, DTP çeşitli illerde kapatma davasının geri çekilmesini talep eden basın açıklamaları gerçekleştirdi.

İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirilen, ilerici ve devrimci kurumların da destek verdiği eylemde Türkçe ve Kürtçe olarak “Demokratik Toplum Partisi demokrasinin teminatıdır!” pankartı ve “Güneş balçıkla kapatılamaz!”, “DTP’yi kapatmak Kürt sorununda ısrardır!”, “Partime, vekilime, dilime, kültürüme dokunma!” dövizleri açıldı.

Eylemde basın metnini DTP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Dursun Yıldız okudu. Açıklamada şunlar söylendi: “Bizler bir kez daha haykırıyoruz. Bundan öncekilerde olduğu gibi DTP’nin de kapatılması çözüm değildir. Her defasında olduğu gibi bedelle elde ettiğimiz bu kazanımları sahiplenme ve ileriye taşıma kararlılığı ve inancındayız. İrademize karşı geliştirilen her türlü antidemokratik yaklaşım bizleri daha da bileyecek, kararlı kılacaktır.”

SDP Genel Başkanı Filiz Koçali’nin yaptığı açıklamanın ardından konuşan DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, açılan davanın siyasi bir dava olduğunu vurguladı.

“Vekiline sahip çık, DTP’yi kapattırma!”, “Birlikte yaşam birlikte çözüm!”, “DTP’ye uzanan eller kırılsın!”, “DTP’yi kapattırma, kapatıp irademe dokunma!”, “Recep şaşırma bizi dağa taşırma!” sloganlarının atıldığı eyleme yaklaşık 250 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Adana: “Birlikte yaşam birlikte çözüm!”

DTP 16 Eylül günü Adana’da il binası önünde gerçekleştirdiği basın açıklaması ile kapatılma davasını protesto etti. Açıklamada, “Kürt sorununda demokratik çözüm!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Birlikte yaşam birlikte çözüm!”, “Jin Jiyane Nekujin!” dövizlerinin yanı sıra DTP bayrakları taşındı. Okunan basın metninde şunlar söylendi:

“Partimizin siyaset arenasındaki faaliyetlerinin kesintiye uğratılması toplumsal uzlaşma, barış ve diyalog yaratma zeminini tümden ortadan kaldırmaya hizmet edecektir. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesinin insanca ve kardeşçe yaşanacak bir ülkenin önünü açacak bir karar vermesini umut ediyoruz. Aksi taktirde demokratik tepkilerimizi ve insani hak alma mücadelemizi en üst düzeye çıkaracağımızın bilinmesini istiyoruz.”

“Savaşa değil halka bütçe!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Birlikte yaşam birlikte çözüm!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Ya gerçek demokrasi ya hiç!” sloganlarının atıldığı eyleme yüzü aşkın kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Adana


DTP Kapatılamaz İnisiyatifi’nden açıklama...

“DTP Kapatılamaz İnisiyatifi” 16 Eylül günü DTP’nin kapatma davasına ilişkin Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. “Adalet, demokrasi ve barış için DTP kapatılamaz!” pankartının açıldığı basın toplantısında, basın açıklamasını inisiyatif sözcüsü Zeynep Tanbay yaptı. “DTP’yi kapatmayın, vekillere dokunmayın. DTP meşru, demokratik bir siyasi partidir” diyen Tanbay, önümüzdeki dönemde bir dizi eylem ve imza kampanyası düzenleyeceklerini söyledi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Kürt illerinde kapatılmaya karşı eylemler...

“DTP halktır, kapatılamaz!”

Batman: DTP Batman İl Örgütü, İnsan Hakları Anıtı önüne yürüdü. Yürüyüş sırasında “DTP kapatılamaz!”, “DTP’ye uzanan eller kırılsın!”, “Partime ve vekilime dokunma!” sloganları atıldı. Yapılan açıklamada, 1960’lardan bugüne 20’nin üzerinde siyasi partinin kapatıldığı, bu yüzden Türkiye’nin adeta partiler mezarlığına dönüştürüldüğü belirtildi.

Adıyaman: DTP Adıyaman İl Örgütü Demokrasi Parkı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Anayasa Mahkemesi duyarlılığa davet edilerek, verilecek kararın barışa katkı sunması istendi.

Şırnak: DTP İl binası önünde bir araya gelen DTP’liler Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş sırasında “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Gençlik Apo’nun fedaisidir!”, “Me sond daye şehida leşkeren Apo ne!” sloganları atıldı. Açıklamada, Kürtlerin sayısı milyonları bulan bir halk olduğu, kendi topraklarında yok sayıldığı, inkar ve imhaya tabi tutulduğu belirtildi.

Mardin: Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında, AKP Hükümeti’nin inkar ve imhaya giden projeler ürettiği, geçmişte yaşananlardan dersler çıkarılmazsa, demokrasi, barış ve hakların kardeşliğinin onarılması zor yaralar alacağı vurgulandı. Açıklama 10 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.

Tunceli: Sanat Sokağı’nda yapılan basın açıklamasında konuşan Milletvekili Şerafettin Halis, partilerinin kapatılması durumunda aynı amaçla mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Van: DTP Van İl binası önünde toplanan yüzlerce kişi Sanat Sokağı’na yürüdü. Burada yapılan açıklamalarda, DTP’nin geçmişte olduğu gibi bugün de şiddet ortamının kalkması için mücadele ettiği, DTP’nin kapatılmasının Türkiye’nin geleceğinin karartılması anlamına geldiği vurgulandı.

Hakkari: DTP Hakkari İl binası önünde toplanan binlerce kişi “Dokunmayın partime, dokunmayın vekilime!”, “Partimiz onurumuzdur kapatılamaz!” pankartlarını açarak Hakkari Belediyesi’ne yürüdü. Belediye önünde yapılan açıklamada, DTP’nin kapatılmasının Kürt sorununun çözümsüzlüğünün kanıtı olduğu belirtildi.

Ağrı: DTP Ağrı İl binasında biraraya gelen DTP’liler Saat Kulesi’ne doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş sırasında “AKP şaşırma, bizi dağa taşırma!”, “DTP’ye uzanan eller kırılsın!”, “Katil Erdoğan!” sloganları atıldı.

Bingöl: Saat Kulesi önünde yapılan basın açıklamasında, Türkiye’de kaos ve çatışmalı ortamdan yararlanan rantçı çevrelerin vatanperverlik kisvesi altında her türlü hukuk dışı çete örgütlemelerine gittiği söylendi.

Elazığ: DTP Elazığ İl Örgütü’nün parti binasında yaptığı basın toplantısında, DTP’nin kapatılmasının demokrasiye aykırı olduğu vurgulandı.

Gaziantep: DTP Gaziantep İl Örgütü önünde bir araya gelen partililer Adliye’ye doğru yürüyüşe geçtiler. Yapılan açıklamada, yargının demokrasi sınavı verdiği, DTP’nin kapatılmasının demokrasinin bitmesi olacağı söylendi. Eylemde sık sık, “DTP halktır halk burada!”, “DTP’ye uzanan eller kırılsın!” sloganları atıldı.

Şanlıurfa: Kent merkezi ile Viranşehir, Siverek, Halfeti, Suruç, Bozova, Ceylanpınar ilçelerinde basın açıklamaları yapıldı. DTP’yi kapatmanın Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrar olacağı belirtilerek, “Oysa Kürtler kültürel kimlikleri ile katıldıkları demokratik cunmhuriyetin özgür yurttaşları olarak, Türkiye’nin demokratikleşmesinde motor rolü oynayacaktır” denildi.

İzmir: İzmir’de yapılan iki ayrı basın açıklaması ile kapatma davasının iptali istendi.

ÖDP, SDP, EMEP, ESP, BDP ve İHD kapatılma davasına karşı DTP’ye destek vermek için DTP İzmir İl binasında basın toplantısı düzenledi.

DTP İzmir İl Örgütü de, DTP İl binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “DTP halktır halk burada!”, “DTP halktır kapatılamaz!” sloganları atıldı.

Turgutlu: Manisa’nın Turgutlu İlçesi’nde Pazaryeri’nde bir araya gelen yaklaşık 500 kişi, “Vekilime dokunma!”, “DTP halktır kapatılamaz!” sloganlarını atarak yarım saat oturma eylemi yaptı. Açıklamada, kapatma davasının inkar ve imhada ısrar anlamına geldiği belirtilerek, barıştan yana olan herkese DTP’ye destek vermesi çağrısı yapıldı.

Mersin : DTP Mersin İl Örgütü İl binası önünde kitlesel basın açıklaması yaptı. Açıklamada, demokrasinin en önemli öğelerinden birinin siyasi partilerin faaliyetleri olduğu belirtilerek, “Yasal ve meşru zeminde bu mücadeleyi halkımızla birlikte sonuna kadar yürüteceğiz” denildi.

İskenderun: İHD İskenderun Şubesi’nde yapılan açıklamada, DTP’nin yargılanıp kapatılması yerine, mevcut siyasi partiler rejiminin çoğulcu demokrasi ilkesine göre sorgulanıp, yargılanması gerektiği vurgulandı.