26 Eylül 2008 Sayı: SİKB 2008/39

  Kızıl Bayrak'tan
   Uluslararası finans krizi ve Türkiye
   Krizin faturasını ödememek için
mücadeleyi yükseltelim!
Çeteleşen rejimin tek alternatifi sosyalizmdir!
Metal TİS’leri...

Kartal’da metal işçileri geleceğini tartıştı...

BMİS “ortak mücadele” çağrısıyla neyi hedefliyor!
  Kot taşlama mı, işçi mezarlığı mı?
  Ulucanlar Direnişi 9. yılında!
  GOP İşçi Platformu’nun kampanya değerlendirmesi...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Ticari Eğitime Karşı Gençlik Koordinasyonu 6. Toplantısı Sonuç Bildirgesi…
  Gönüllü kulluk
Yüksel Akkaya
  Köln’de onbinlerce kişi ırkçı-faşistlere
geçit vermedi!
  Dünyadan…
  PKK 10. Kongresi üzerine kısa notlar
M. Can Yüce
  Emekçi kadın örgütlü mücadele içinde özgürleşecek!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

SSGSS 1 Ekim’de yürürlüğe giriyor!

“Herkese sağlık, güvenli gelecek” mücadelesi sürüyor!

İşçi ve emekçileri sağlık hakkından mahrum eden, mezarda emekliliği öngören ve daha birçok açıdan tam bir yıkım paketi anlamına gelen “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası” saldırısına karşı mücadele sürüyor.

HSGGP (Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu) bu mücadele çerçevesinde 21 Eylül günü “SSGSS’li bir ülkede emeklilik-sağlık-ücret ve örgütlenme için birleşik mücadele!” başlıklı bir panel-forum gerçekleştirdi.

Program HSGGP’nun hazırlamış olduğu sinevizyon gösterimiyle başladı. Etkinliğin açılış konuşmasını Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyesi Ali Çerkezoğlu yaptı. SSGSS’nin çıkış sürecini anlatan Çerkezoğlu, platformun Kasım 2007’de kurulduğu andan itibaren geçirdiği sürece değindi, sürekli eylem çizgisini esas aldığını ve kitlelere dönük aktif bir çalışma yürüttüğünü söyledi. Yüzbinlerce bildiri ve yüzlerce toplantı yapmasını örnek olarak gösterdi. Değişik kategorideki örgütlerin bir araya gelebileceğinin somut bir göstergesi olduğunu belirtti.

Panelde ilk olarak Kristal-İş Sendikası Araştırma ve Eğitim Uzmanı Aziz Çelik Sosyal Güvenlik ile ilgili sunum yaptı. Sosyal Güvenlik “reform”una gerekçe olarak olarak gösterilen sosyal güvenlik sisteminin aksamasının nedenlerini ele aldı. SSGSS ile birlikte daha geç ve güç emeklilik geleceğini, daha düşük emekli maaşı olacağını, daha çok hakkın gaspedileceğini söyledi. 1 Ekim’le birlikte “toplumsal tahribat” döneminin başlayacağını ifade eden Çelik, bu saldırının “efendi” sendikacılıkla engellenemeyeceğini, “delikanlı” sendikacılık yapılması gerektiğini söyleyerek sözlerini noktaladı.

İstanbul Tabip Odası yöneticisi Dr. Osman Öztürk ise GSS üzerine sunum yaptı. Canlı ve etkili örneklerle gerçekleşen sunum ilgiyle izlendi. Öztürk, GSS ile sağlık hizmetlerinin nasıl sınırlandırılacağını ve paralı hale getirileceğini açıkladı. Hastanelerin özelleştirilmesinin önünü açan Kamu Hastane Birlikleri’nin işleyişini anlattı.

KESK adına yapılan konuşmada SSGSS saldırısı özetlendi. “Haklarımızı geri alacağız” perspektifiyle mücadele verilmesi gerektiği söylendi. Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu adına yapılan konuşmada ise, HSGGP ile birlikte verilen mücadelenin önemine değinildi, 13-14 Mart ve 6 Nisan eylemleri hatırlatıldı. Tepe örgütlerin mücadelenin önüne taş koyduğu, tabanın bilinç ve örgütlülüğünün bunu aşmaya henüz yeterli olmadığı dile getirildi. Grev ve direnişlerle dayanışma çağrısı yapıldı. 5 YTL kampanyasına destek istendi.

Etkinliğin forum bölümünde platform bileşeni kurumlar düşüncelerini ifade ettiler, platformun geleceğine ilişkin önerilerde bulundular. İlk sözü alan OSİM-DER temsilcisi, HSGGP’nin olumlu bir deneyim olduğunu, ancak yerel ayaklar güçlendirilmedikçe ve tabana doğru yayılmadıkça çalışmanın sonuç almasının olanaklı olmadığını söyledi. HSGGP’nin bileşeni olan sendika, kitle örgütleri ve siyasal yapıların neden yerel çalışmaya katılmadıklarını sordu.

Ardından, direnişteki Arser Liman İşçileri adına Ferhat Terzi bir konuşma yaparak, mücadele deneyimlerini paylaştı. Tek tek işyerlerinde hak aramanın sonuç alıcı olmadığını, bu nedenle direnen işçilerin birleşmesi gerektiğini dile getirdi.“Artık tek başına kurtuluşumuzun olmadığını biliyoruz” diyen Terzi, 3 Ekim’de yapacakları dayanışma gecesine çağrı yaptı.

TKP ve ÖDP adına yapılan konuşmaların ardından, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası adına konuşma gerçekleştirildi. Platformun yaşadığı deneyimin olumlu ve olumsuz yanlarına değinildi. Tüm örgütlerin kendileriyle yüzleşmeleri için önemli bir adımın atıldığı vurgulandı.

Eğitim-Sen 2 No’lu şube ile DİP Girişimi adına yapılan konuşmanın ardından, BDSP adına Murat Yıldırım konuştu. Sermaye sınıfının saldırılarını özetleyerek, birleşik mücadelenin önemine değindi. Bu açıdan HSGGP’nun önemli bir yer tuttuğunu, bugüne kadar yapılan çalışmaların anlamlı olduğunu, ancak tabana, işyerlerine, havzalara yönelik bir çalışmanın devam ettirilmesi gerektiğini vurguladı.

Ardından söz alan gazeteci-akademisyen Atilla Özsever platforma önerilerde bulundu. Feministler adına konuşan Hasbiye Günaçtı cinsiyetçi yaklaşımları eleştirdi. İKP Başkanı Zeki Kılıçarslan, SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli, Eğitim Sen 1 No’lu adına Yunus Öztürk, Diş Hekimleri Odası yöneticisi Fatma Balpetek platforma önerilerde bulundular.

Kaldıraç adına yapılan konuşmada, platformun anlamlı olduğu belirtilerek eksiklerine işaret edildi. Halkevleri temsilcisi “parasız sağlık” talebine değindi. Halk Cephesi adına yapılan konuşmada sendikal bürokrasi eleştirilerek sınıf ve kitle sendikacılığını, devrimci sendikacılığı savundukları ifade edildi. Alınteri ise birleşik mücadelenin önemine değinerek, önümüzdeki dönem yapılması gerekenlere çubuk büktü.

Eğitim Emekçileri Derneği temsilcisi ücretli öğretmenlerin yaşadığı hak kayıplarından sözetti. Bir eğitim emekçisi, işçilerin genel grev genel direniş özlemine, taban örgütlenmesine verilmesi gereken öneme değindi.

“Herkese sağlık güvenli gelecek mücadelemiz sürüyor, sürecek!” pankartının yer aldığı etkinlikte liman işçileri stant açarak kalem ve etkinlik bileti satışı gerçekleştirdiler.

Yaklaşık 300 kişinin katıldığı etkinliğe, birleşik mücadeleyi büyütme isteği ve kararlılık hakim oldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul


HSGGP’den toplu bildiri dağıtımı...

Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu, 1 Ekim günü yürürlüğe girecek olan Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na karşı 18 Eylül günü Bakırköy Özgürlük Meydanı, Kadıköy İskele Meydanı ve Aksaray Metro’da bildiri dağıtımı gerçekleştirdi.

Bildirilerde, AKP hükümetinin sermaye sınıfının talebi ve IMF’nin talimatıyla TBMM’den geçirdiği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Kanunu’nun emekçilerin sağlık ve sosyal güvenlik haklarında bir dizi kayba neden olduğu belirtiliyor, Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu’nun mücadeleye devam edeceği vurgulanıyor.

Ayrıca, ülkenin dört bir yanında ücretine, iş güvencesine, geleceğine sahip çıkmak üzere sendikalaşan binlerce işçinin görmezden gelindiği, Anayasal hak olan sendikalaşmanın engellenerek, işçilerin bu gerekçeyle işten atıldığı ifade ediliyor.

HSGGP, 1 Ekim günü yürürlüğe girecek olan GSS’nin arifesinde düzenleyecekleri etkinliklerle, sağlık ve sosyal güvenlik hakkı için mücadelelerinin süreceğini, bundan sonra da bütün sağlık ve sosyal güvenlik mağdurlarının, hakları için örgütlenip sendikalaşan işçi ve emekçilerin yanında olacağını bir kez daha duyurmuş oldu.

HSGGP’nun 3. bölgesinde bulunan çeşitli kitle örgütlerinin katılımıyla Bakırköy’de 5 bin bildiri sesli ajitasyon eşliğinde dağıtıldı. Dağıtım esnasında emekçilerin sermayenin temsilcisi AKP hükümetinin uygulamalarına olan hoşnutsuzluğu bir kez daha görüldü.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Ölüm yasası yürürlükte, emekçiler sokakta!

İstanbul: “Tek seçenek birleşik mücadele!”  

Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu, İstanbul’da gerçekleştirdiği eylem ve etkinliklerle yasanın peşini bırakmayacağını ilan ederek alanlarda mücadele çağrısını yükseltiyor.

HSGG Platformu, 21 Eylül günü gerçekleştirdiği panel-forumun ardından, 24 Eylül günü de Aksaray’dan Unkapanı Çalışma ve Bölge Müdürlüğü’ne kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Yürüyüş öğle saatlerinde Belediye-İş Sendikası İstanbul Şubeleri binası önünden başladı. En önde “Herkese Sağlık Güvenli Gelecek için birleşik mücadeleye!” pankartının taşındığı yürüyüşe grev ve direnişlerini sürdüren işçiler de katılım sağladılar. Ambarlı’daki direnişlerini sürdüren Liman-İş üyesi liman işçileri, DESA Deri işçileri, Çapa’da direnişlerini sürdüren Çağ Temizlik işçileri eylemde yer aldılar. Kot taşlama ve yıkama işinde çalışan ve “Artık ölmek istemiyoruz!/Kot Taşlama ve Yıkama İşçileri” pankartını açan işçiler de sloganlarıyla kendileri için ikinci bir ölüm olacak SSGSS’ye karşı çıktılar.

BDSP, DİP-G, EHP, ESP, EMEP, ÖDP, TKP, Halkevleri, PDD, Halk Cephesi, Alınteri, DDSB, dövizleriyle eyleme katılırken, DİSK ve KESK’e bağlı sendikaların üyeleri de yürüyüşte yer aldılar.

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, TTB Merkez Konseyi Başkanı Gençay Gürsoy, KESK Genel Başkanı Sami Evren, TMMOB’ye bağlı odaların yöneticileri, Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu bileşeni sendika şubeleri, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Merkez yöneticileriyle beraber BMİS üyeleri, Emekli-Sen üyeleri de eyleme katılanlar arasındaydı.

BDSP’liler eyleme “Sosyal yıkım saldırılarına karşı genel grev-genel direniş!”, “Sağlık hakkı için birleşik mücadeleye!”, “SSGSS Yasası geri çekilsin!” dövizleri ile katılım sağladılar.

Yürüyüşün ardından basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklama sırasında yolun bir kısmına yayılan kitle trafik akışını yavaşlatırken, çevik kuvvet kitleyi taciz etti. Kitle tepkisini “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganıyla dile getirdi.

Açıklamada, 1 Ekim’de yürürlüğe girecek SSGSS’nin uğratacağı yıkım geniş biçimde anlatıldı. Yasayla beraber sermayenin sağlık ve emeklilik hakkı üzerinden daha fazla kar talebinin karşılanacağı belirtildi, 13-14 Mart ve 6 Nisan eylemlerinin yarattığı etki hatırlatıldı.

“Bu tür yasalar ancak örgütsüz toplumlarda; hayatı üretenlerin tamamının örgütsüzlüğe, sendikasızlığa mahkum edildiği koşullarda yürürlüğe girebilir. Örgütlü değilseniz sağlığınız da, emekliliğiniz de, iş güvenceniz de patronların ve onlara arka çıkan siyasilerin iki dudağı arasındadır.” sözlerine yer verilen açıklamada, DESA, E-Kart, Unilever, Yörsan, TEGA, Arkas, Menderes Tekstil ve Bursa Belediyesi’nde devam eden sendikal örgütlenme mücadeleleri selamlanarak, alınterinin gücünün toplumsal ve siyasal yaşama yansıması gerektiği söylendi. İnsanca yaşamak için verilen mücadele talepleri sıralandı. Açıklama TTB Merkez Konseyi üyesi Ali Çerkezoğlu’nun yaptığı birleşik mücadele çağrısıyla son buldu.

Yürüyüş ve basın açıklaması boyunca “Herkese sağlık güvenli gelecek!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Hükümet istifa!”, “Hükümet yasanı al başına çal!” sloganları atıldı. Coşkulu geçen yürüyüşe bine yakın işçi ve emekçi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


İzmir: “Sağlıkta ticaret ölüm demektir!”

Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu 24 Eylül günü Konak Eski Sümerbank önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eylemde “Herkese Sağlık Güvenli Gelecek İzmir Platformu” yazılı pankart ile İzmir Büyükşehir Belediyesi önüne kadar bir yürüyüş yapıldı. “Sağlığıma dokunma, sigortamı attırma! / SES İzmir Şubesi”, “Herkese sağlık, güvenli gelecek istiyoruz!/ SES İzmir Şubesi” yazılı dövizler taşındı. Okunan basın açıklamasında, “toplumun tüm itirazlarına, tepkisine rağmen SSGSS Kanunu’nu Meclis’ten geçiren AKP hükümeti ‘her zamanki gibi bağırıp çağırıp sonra susarlar’ diye düşünüyor, ancak yanılıyorlar. Dün olduğu gibi bugün de susmadık susmayacağız” denildi ve GSS’nin yaratacağı yıkımdan bahsedildi.

Eylemde “Herkese sağlık güvenli gelecek!”, “AKP sağlığa zararlıdır!”, “Sağlık haktır satılamaz!”, “Parasız sağlık parasız eğitim!”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek!”, “Sağlıkta ticaret ölüm demektir!”, “Sefalete teslim olmayacağız!” sloganları atıldı. Eyleme 100 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir


Adana: “Genel Sağlık Sigortasına hayır!

Adana Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu SSGSS Yasası’nı protesto etmek ve yasanın iptal edilmesini istemek için 24 Eylül günü bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

İnönü Parkı’nda gerçekleşen basın açıklamasında “Herkese Sağlık Güvenli Gelecek İçin Mücadeleye!” ve “Genel Sağlık Sigortasına Hayır!/SES” pankartları açıldı. “Mezarda emekli olmayacağız!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek!” sloganları atıldı.

Açıklamada, sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillenen SSGSS Yasası ile birlikte pek çok hakkın gasp edildiği ve çocukların geleceğinin ipotek altına alındığı belirtildi. HSGG Platformu’nun yasaya karşı verdiği mücadelenin gelişimine ve yarattığı etkiye rağmen hükümetin geri adım atmadığına değinildi, işçi ve emekçilerin yaşadığı hak gaspları dile getirildi. Grev ve direnişler selamlandı.

Yaklaşık 80 kişinin katıldığı eylemde Kamu Emekçileri Bülteni’nin de dağıtımı gerçekleştirildi.

Kızıl Bayrak / Adana

 

SSGSS öldürüyor!

Sağlıkta ticarileşme ve piyasaya açılma projeleri bir bir uygulanırken, her gün yeni ölüm haberleri ve sağlık skandalları gündeme geliyor. Kartal’da öfkeli hasta yakınlarının sağlık çalışanlarına yönelen şiddeti gündemden düşmemişken, bu kez de 13 bebeğin ölüm haberi geldi. Böylece son üç yılda yeni doğan ünitelerinde toplu bebek ölümlerinin sayısı 60’a çıktı. SSGSS başta olmak üzere sağlıkta ticarileşme uygulamalarına karşı çıkanların temel şiarı olan “Sağlıkta ticarileşme öldürür!” bir kez daha gerçeğe dönüştü.

Bebek ölümleri 2005 yılının 20 Haziranı’nda Edirne’de 5 bebeğin ölümü ile gündeme gelmişti. Ardından Manisa ve Kayseri’de benzer toplu ölümler gerçekleşmiş ancak bakanlık herhangi bir önlem almayarak ölümlere seyirci kalmıştı. En son konu gündeme 15 Temmuz-5 Ağustos 2008 arasında Ankara Zekai Tahir Burak Hastanesi’nde 27 bebeğin hayatını kaybetmesi ile birlikte yeniden taşındı. Ölümler üzerine göstermelik soruşturmalar yapılsa da herhangi bir sonuç alınamadı.

Sağlık alanında örgütlü sendika ve meslek odaları, yaşanan ölümlerin sebebinin devletin sağlık politikaları olduğuna ilişkin açıklamalar yaparak, bu ölümlerin başlangıç olduğunu ve yenilerinin geleceğini belirtmişlerdi. Uyarılar çok geçmeden gerçek oldu ve 21 Eylül günü Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Kliniği’nden 13 bebeğin daha yaşamını yitirdiği haberi geldi. Yeni Doğan Ünitesi’nde bulunan 30 kuvöz ve 15 beşikte bulunan 41 bebekten 13’ü bir gece içinde hayatını kaybetti. Ölümlerin enfeksiyondan kaynaklandığı tahmin ediliyor.

SES İzmir Şubesi 22 Eylül günü sendika binasında bebek ölümlerini protesto eden bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte sağlık alanında tam anlamıyla para kazandıran, sağlığı ticarileştiren bir sürecin yaşandığı ifade edildi. Tüm toplum kesimleri nasıl bir tıp ve sağlık sistemi olması gerektiğine dair tartışmaya ve birlikte karar vermeye çağrıldı.