26 Aralık 2008 Sayı: KB 2008/50
(EG ÖS 229)

  Kızıl Bayrak'tan
   2008: Dünyada ve Türkiye’de bir dönem kapanırken...
  2008 yılı rejimin Kürt sorunundaki çözümsüzlüğünü bir kez daha ortaya koydu…
DİSK’in krize karşı “Emek cephesinin sesi”ni büyütme, mücadeleyi yükseltme çağrısı üzerine…
TİB-DER’den iş cinayetleri protestosu…

Yemekhane işçileriyle dayanışma gecesi…

Kot işçileriyle
dayanışma büyüyor!
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Kriz ve devrimci mücadelenin sorunları
  Kriz ve sınıf hareketi...
  Gençlik hareketinden…
  Gençliğin faaliyetlerinden…
  Kriz üzerine Emekçi Kadın Komisyonları sözcüsü ile konuştuk...
  19 Aralık katliamı ülke genelinde lanetlendi!
  Fransa’da gençlik “reform paketi”ni protesto etti
  “Özür diliyorum” kampanyası üzerine...
M. Can Yüce
  Eral Eren anmalarından…
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sinter Metal’de fabrika işgalinin ardından kapı önünde direniş…

“Direne direne kazanacağız!”

Ümraniye / Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan ve yaklaşık 500 kişinin çalıştığı BMİS’te 19 Aralık günü örgütlenme çalışmaları tamamlanan Sinter Metal’de geçtiğimiz günlerde 35 işçinin iş akitleri feshedilmişti. “Performans düşüklüğü” bahanesiyle işten atılan 35 işçi 19 Aralık’tan bu yana fabrika önünde direnişe geçmişti.

22 Aralık sabah saatlerinde işçiler patronun yeni saldırı dalgası ile karşılaştılar. Ağır çalışma koşullarına, düşük ücret politikasına ve ücretlerin düzenli ödenmemesine karşı Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenme çalışmalarını tamamlayan Sinter Metal işçileri, 22 Aralık günü yapılan eylemin ardından fabrikaya girmek istediler. Patron işçilere megafon ile seslenerek hepsinin iş akitlerinin feshedildiğini duyurdu. Fabrika girişinde bulunan Sinter Metal tabelasının da söküldüğü görüldü.

Patronun bu saldırısına işçilerin yanıtı fabrikayı işgal etmek oldu. Patronun üretimi durdurması ve fabrika tabelalarını sökmesinin ardından işçiler demir kapıların üstünden atlayarak üretim alanına girdiler. İşçiler saat 07.30’da fabrikayı işgal ettiler. “İnadına sendika, inadına DİSK!” sloganı atan işçiler halaylar eşliğinde fabrikanın üretim alanında bekleyişlerini sürdürdüler.

Fabrika içerisinde işçilere hitap eden Birleşik Metal İş Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar işten çıkarmaların hukuksuz olduğunu söyledi. “Diz çökerek yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih edeceklerini” belirten Atar, mücadelenin süreceğini vurguladı.

Fabrikaya gelen DİSK Nakliyat İş Genel Başkanı ve DİSK Örgütlenme Sekreteri Ali Rıza Küçükosmanoğlu da işçilere seslenerek DİSK olarak yanlarında olduğunu belirtti. Sinter işçilerinin mücadelelerinin Türkiye işçi sınıfının mücadelesinden ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayan Küçükosmanoğlu, Sinter işçisinin yalnız bırakılmayacağını belirtti.

İşçilerin içeride bekleyişleri sürerken bir yandan da Birleşik Metal İş Sendikası’na üyelikler devam etti.

Direniş fabrika önünde sürüyor!

23 Aralık akşamı saat 20.15 itibariyle fabrikanın yemekhanesinde bekleyişlerini sürdüren Sinter işçilerine görüşmeler hakkında bilgi veren sendika yöneticileri, fabrika içindeki bekleyişin sona erdiğini, direnişe fabrika önünde devam edeceklerini söylediler. Yemekhanede Sinter işçilerine seslenen Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar, iş müfettişleri, işveren tarafı ve emniyet yetkililerinin de bulunduğu görüşme sonucunda 19 Aralık sabahı 25. maddeden iş akitleri feshedilen 38 işçinin durumunun 22 Aralık sabahı 17. maddeden iş akitleri feshedilen 300’ü aşkın işçiyle eşitlendiği bilgisini verdi. Fabrika içindeki işgalin sona erdirildiğini duyurdu.

Fabrikalarına kapanmalarının ardından iç birliklerini koruyan, kendilerini yıllardır düşük ücret ve ağır çalışma koşulları içinde çalıştıran Sinter patronuna karşı örgütlülüğünü sağlam tutmaya çalışan işçiler sloganlar eşliğinde yemekhaneden indiler. “İnadına sendika inadına DİSK!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz!”, “Sinter işçisi köle değildir!” sloganlarıyla bir süre fabrika dışında dayanışma amacıyla bekleyen kitleyle karşılıklı sloganlar attılar. İşçiler, kendilerini bekleyen servislere binerek sabah fabrika önünde buluşmak üzere evlerine döndüler.

Sinter işçileri 24 Aralık günü sabah saat 08.00’den itibaren sendika servisleriyle Dudullu’daki fabrikaları önüne geldiler, burada toplanarak direnişlerini sürdürdüler. Kar yağışı altında sendika önlüklerini giyen işçiler sloganlar ve halaylarla bekleyişlerine devam ettiler. Sabah saatlerinden itibaren fabrika önüne gelen OSB-İMES İşçileri Derneği üyeleri de işçilerle dayanışmalarını gösterdiler.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Sinter işgaline destek mesajlarından…

BDSP’li Metal İşçileri: Eylemli sınıf dayanışmasını yükseltelim!

Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Sinter Metal’de 400’e yakın işçi Pazartesi sabah saatlerinden itibaren işgaldeler.

Bir süredir DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası’nda örgütlenme çalışması yürüten Sinter Metal işçileri geçtiğimiz hafta sonu bu çalışmalarını başarı ile sonlandırdılar. Perşembe günü sendikal çalışmayı haber alır almaz patronun gerçekleştirdiği işten atma saldırısına direnişle yanıt veren, tüm baskılara rağmen boyun eğmeyeceğini haykıran ve kurtuluşlarını kendi ellerine alan Sinter Metal işçileri tüm işçi sınıfına örnek olacak bir direnişle, işgal eylemi ile mücadelelerini sürdürüyorlar.

Sinter Metal işçileri işgaldeler; çünkü yıllardır yaşadıkları düşük ücret, sosyal hakların gaspı ve ağır çalışma koşullarına karşı artık tahammülleri kalmadı.

Sinter Metal işçileri işgaldeler; çünkü daha 3 gün öncesine kadar daha çok üretim için zorunlu mesailer dayatılırken bugün kriz bahanesi ile kapı önüne konulmalarına öfkeliler.

Sinter Metal işçileri işgaldeler; çünkü onlar artık örgütlüler ve hakların ancak dişe diş mücadele ile kazanılacağını son birkaç gün içinde çok daha yakından öğrendiler.

Sinter Metal işçilerinin işgal eylemi işçi sınıfının tutması gereken yolu gösteriyor. Bu eylem Sinter Metal işçileri şahsında Türkiye işçi sınıfının sermaye sınıfının dayatmalarına karşı verdiği en anlamlı yanıtlardan biridir.

Bu yanıt elbette ki sermaye cephesi tarafından anlayışla karşılanmadı ve karşılanmayacak. Bu yanıtın işçi sınıfına örnek oluşturmaması için sermaye cephesi elbette ki elinden gelen her şeyi yapacaktır.

Sermaye cephesinin Sinter direnişini boğmaya dönük her girişimi işçi sınıfının topyekün direnişi ile karşılanmalıdır. Gelinen aşamada sadece kendi sorunları için değil tüm işçi sınıfı adına direnen Sinter Metal işçilerine sahip çıkmak ertelenemez bir sorumluluktur.

Sinter Metal’in önünde işgalci işçilerin yanında olmak, kendi fabrikalarımızda iş yavaşlatma vb. her türlü eylemle Sinter Metal direnişini yaymak bugün Sinter Metal direnişini kazanmanın ve işçi sınıfının bu en anlamlı eylemlerinden birini gerçek bir örnek haline getirmenin biricik yoludur.

Yaşasın sınıf dayanışması!

Zafer direnen işçileri olacak!

BDSP’li Metal İşçileri


OSB-İMES İşçileri Derneği: Yaşasın örgütlü mücadelemiz!

22 Aralık 2008, Saat: 7.00…Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde, Sinter Metal Fabrikası önünde, işçi sınıfının örgütlü, onurlu ve mağrur üyeleri, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!” “İnadına sendika, inadına DİSK!” şiarları ile birbirlerine kenetlenmişlerdi. Saat 8.30’da ise, tek yumruk ve tek yürek olarak, bir tek cümle söylediler: “Bu fabrikada düne kadar biz üretim yaptık, emeğimizi çalamazsın!” sonra, “Fabrikaya yürüyoruz!” dediler ve yürüdüler. Saat dokuza gelmeden, işçilerin yüzüne kapatılıp kilitlenmiş fabrika kapısı aşılmış, Sinter Metal fabrikası işçiler tarafından işgal edilmişti. (…)

Sinter işçisi bugün, sermaye sınıfının gün geçtikçe artan ve pervasızlaşan saldırılarına en güzel, en onurlu cevabı verdi. Patronların, “ekonomik krizi” de bahane ederek işçi sınıfına yönelttikleri saldırılara, sınıfın örgütlü mücadelesi ile engel olunabileceğini gösteren onurlu ve yol gösterici bir örnek tutum sergiledi. Bizler, OSİM-DER üyesi işçiler olarak, mücadelelerinin ilk gününden bu yana Sinter işçisinin yanındaydık ve bundan sonra da yanında olacağız. Sinter Metal işçilerinin haklı, onurlu ve yol gösterici mücadelesini selamlıyor, tüm sınıf kardeşlerimizi işgaldeki Sinter işçisi ile dayanışmaya çağırıyoruz!

Yaşasın sınıf dayanışması!

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

OSİM-DER

TİB-DER: Daha fazla işgal, daha fazla direniş!

(…) Krizin ağır faturası altında ezildiğimiz bu günlerde biz işçilerin sınıf olarak izlemesi gereken rota; işgal, grev ve direniş olmalıdır. Sinter önemli bir örnektir. Ancak bu örnekleri çoğaltmak sınıf olarak görevimizdir.

Bizler Tuzla tersanelerinde çalışan işçiler olarak Sinter metal işçilerinin direnişini kendi direnişimiz olarak görüyoruz. Direnişin kazanılmasının ve patronlara diz çöktürülmesinin bir tek yolu vardır. O da birlik ve dayanışmanın güçlendirilmesidir. Bizler bu dayanışmayı Sinter işçilerinden eksik etmeyeceğiz.

TİB-DER


Sinter işgaline katılan iki işçi ile konuştuk...

“Başaracağız!”

Ercan Karaman: Tüm iyi niyetli yaklaşımlarımıza rağmen patron, önümüze bir duvar örer gibi hiçbir geri adım atmayacağını göstermiş oldu. Biz de aynı kararlılıkla direnebildiğimiz kadar direneceğiz. Bütün iyi niyetli yaklaşımlarımızı sergiledik. Atılan arkadaşlardan en azından 100’ünü alın, iyi niyetinizi gösterin dedik. Onu dahi kabul etmediler. En son,100’ü bıraktık 50 kişi alın, ondan sonra oturalım tekrar kararlaştırırız dedik. Onu da kabul etmedi, her şeyi göze almış. Sendikayı fabrikaya yerleştirmemek için bütün gücü (askeriyeyi, polisi) arkasına alarak bunu sonuna kadar uyguluyor.

Biz de buna karşı elimizden geleni yapacağız. 400 arkadaşla birlikte soğukta, yağmurda direnişimizi patrona göstereceğiz. Moral ve motivasyonumuz çok iyi. Et ve tırnak gibiyiz. Kesinlikle ayrılma yok, kopma yok. Zaten bu işe birlikte başladık. Bu haksızlıklara dur deme zamanı gelmişti. Patronun keyfi uygulamalarına, dayatmalarına, baskılarına, zulmüne kısacası bu kadar insanı açlığa mahkum etmesine karşı kenetlenmiş durumdayız. Bu arkadaşların hepsi kendi isteğiyle geldi. Şu anda da et ve tırnak gibiyiz ve kesinlikle kopmayacağız. Kar, soğuk, baskı... Gerekirse coplanacağız ama kesinlikle dönüş yok. İstediği gücü üzerimize salsın gene de dönüş yok. Bunu da zaten göstermiş durumdayız, göstermeye de devam edeceğiz. Farkında olduğu için bize savaş açtı. Biz iyi niyetimizi gösterdik, o kılıcını çekti, üzerimize saldırdı. Bu bir saldırıdır, insanlığı açlığa mahkum etmektir. Çoluk çocuğu, nereden baksan 1200-1300 kişiyi işveren aç bırakmıştır. Bu bir işçi kıyımıdır. Bunların bir ailesinin, çocuklarının olduğunu hiçbir zaman düşünmemiştir. Sendikamız sonuna kadar yanımızda. Sendikanın desteği zaten çok önemli. Sendikamız elinden gelen tüm desteği sergiliyor. Sendikayla birlikte hareket ediyoruz, çünkü sendika bizim sesimiz. Tek başına belki sesimizi yükseltemeyiz ama birlik, beraberliğimiz sendikamızdır. Yani temsilcimiz oluyor bizim. Onlar sayesinde kenetlendik, sonuna kadar arkamızdalar.

Ersin Özer: İki gün değil iki yıl da burada kalsak mücadelemiz sürecek, çünkü biz hakkımızı istiyoruz. Burasını atölyeden bu hale getiren biziz. Yasal hakkımızı kullanıyoruz ve bu yüzden ne gerekiyorsa yapacağız. Sonuna kadar devam edeceğiz, pes etmek yok. Bunun nedeni hiçbir şekilde kriz değil. Bu tamamıyla patronun içeriye sendikanın girmemesi için yaptığı bir zulümdür, başka bir şey değil. Sendika bizi yalnız bırakmadı, bugünden sonra da yalnız bırakacağını sanmıyorum. Bazı söylentilere göre bu insanlara rüşvet bile teklif edilmiş ama ellerinin tersiyle itmişler. Sonuna kadar güveniyoruz, onlar da bize güveniyor. Başaracağız!