26 Aralık 2008 Sayı: KB 2008/50
(EG ÖS 229)

  Kızıl Bayrak'tan
   2008: Dünyada ve Türkiye’de bir dönem kapanırken...
  2008 yılı rejimin Kürt sorunundaki çözümsüzlüğünü bir kez daha ortaya koydu…
DİSK’in krize karşı “Emek cephesinin sesi”ni büyütme, mücadeleyi yükseltme çağrısı üzerine…
TİB-DER’den iş cinayetleri protestosu…

Yemekhane işçileriyle dayanışma gecesi…

Kot işçileriyle
dayanışma büyüyor!
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Kriz ve devrimci mücadelenin sorunları
  Kriz ve sınıf hareketi...
  Gençlik hareketinden…
  Gençliğin faaliyetlerinden…
  Kriz üzerine Emekçi Kadın Komisyonları sözcüsü ile konuştuk...
  19 Aralık katliamı ülke genelinde lanetlendi!
  Fransa’da gençlik “reform paketi”ni protesto etti
  “Özür diliyorum” kampanyası üzerine...
M. Can Yüce
  Eral Eren anmalarından…
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İHD’den brifing...

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında, 19 Aralık 2000’den günümüze cezaevlerinde yaşanan gelişmeler hakkında dernek binasında 18 Aralık günü brifing verdi.

“F Tipi Sürecinde Cezaevleri Gerçeği” başlıklı dosya basına sunuldu. TMMOB İKK’dan Y. Mimar Hasan Kıvırcık, İHD Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Efe ve İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri tarafından dosyanın içeriği hakkında bilgi verildi.

Hasan Kıvırcık, İHD İstanbul Şubesi’nden Av. Fazıl Ahmet Tamer, Ümit Efe, Sevim Kalman ile İstanbul Barosu Avukatlarından Figen Erberk’in katkılarıyla hazırlanan dosyada şu başlıklar yer alıyor: Cezaevlerinin tarihsel süreci, Türkiye’de cezaevleri süreci ve F Tipi infaz sistemine geçiş süreci, Temmuz ve Ağustos 1997 Genelgeleri, Üçlü protokol, uygulaması ve sonuçları, 19 Aralık Katliamı ve F Tipi süreci, İnfaz hakimliği ve cezaevleri izleme kurulları, Master Planı, CMUK 399 uygulaması ve sonrası gelişmeler, Wernice Korsakoff teşhisli mahpusların tutuklanmasıyla ilgili rapor, Yeni Ceza İnfaz Kanun Tasarısı ve eleştirilerimiz, D Tipi “Yüksek Güvenlikli Cezaevleri”, Kişiye özel hukuk ve İmralı, 2001-2008 yılları arasında cezaevlerinde hak ihlalleri, Ocak 2007 Genelgesi ve gelişmeler, Ocak 2007  Genelgesi sonrası uygulamalar.

Kızıl Bayrak / İstanbul


Eczacılar “Artık yeter!” dedi…

21 Aralık günü Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce eczacı seslerini duyurabilmek için düzenledikleri mitingle “Artık yeter!” dedi.

Miting saat 12.00’de Kurtuluş’ta başladı ve buradan kısa bir yürüyüşle Kolej Meydanı’na gelindi.

İlk olarak TEB Başkanı Erdoğan Çolak konuşma yaparak, sağlığın bir rant alanına dönüşmesini eleştirdi. Eczacıların sessiz kalmayıp mücadele edeceklerini ifade ederek şunları söyledi:

“2004 yılından beri atılan adımlar, sağlıkta dönüşümle bir ateş olup eczanelerimize sıçrayan alevler, tüm sağlık sistemini hasta hale getirdi. Adına neo liberalizm denilen bu hastalık, tüm dünyayı bir hayalet gibi dolaşıyor. Ama neo liberalizm bugün krizin duvarına tosladı. Tüm dünyada sokağa dökülen milyonlarca emekçi gibi biz de haykırıyoruz: Krizin bedelini ödemeyeceğiz. Hastalarımıza da ödettirmenize izin vermeyeceğiz. Artık yeter, hastayı, sağlık emekçilerini, sağlık hizmeti sunucularını ve kamuyu düşünün.”

Çolak’ın konuşmasının ardından Ankara Eczacılar Odası Başkanı Oğuz Ekincioğlu ve İstanbul Eczacılar Odası Başkanı Semih Güngör birer konuşma yaptılar.

Binlerce kişinin katıldığı miting coşkulu bir havada gerçekleşti.

Kızıl Bayrak / Ankara


Küçükçekmece’de iş hukuku toplantısı!

Krizin olumsuz etkilerinin sürece iyice damgasını vurmasının üzerine Küçükçekmece İşçi Platformu olarak Sefaköy İşçi Kültür Evi’nde 21 Aralık günü iş ve işçi hukuku toplantısı gerçekleştirildi.

Toplantıya birçok sektörden işçi, emekçi ve DESA direnişinin simgesi Emine Arslan katıldı. Toplantıda çalışma yaşamına ilişkin çeşitli sorunlarla karşılaşan işçilerin, patronların her türlü hak gaspı saldırılarına nasıl cevap verilebileceği, yasal süreçlerin ne şekilde işletilebileceği ve sermaye sınıfının işçi sınıfı üzerinde süregelen yüzyıllık baskılarının ne şekilde bir mücadele ile kazanıma dönüştürülebileceği tartışıldı.

Toplantı Emine Arslan’ın konuşması ile başladı. Arslan, kötü çalışma koşulları, esnek çalışma vb. nedenlerle sendikaya üye olduğunu ve çevresindeki işçi arkadaşlarını da bu konuda bilgilendirmesi sonucu işten atıldığını, yaklaşık 170 gündür sürdürdüğü direnişinin çeşitli engelleme ve baskılarla ezilmeye çalışıldığını özlü cümleler anlattı.

Konuşmanın bazı yerlerinde Avukat Nusret Öztürk, Emine Arslan’ın fabrikadaki çalışma anında ve sendikalaştığı için işten çıkartılma sırasında yaşadığı saldırılar karşısında yasal olarak neler yapılabileceğini anlattı.

Avukat Nusret Öztürk’ün konuşmasının ilk bölümünü sigortalı olarak çalışan ve bu sırada çeşitli hak gasplarına maruz kalan işçilerin yaşanmış örneklerinin anlatılması oluşturdu. Seminerin ikinci bölümünde ise katılımcılar Öztürk’e sorular yönelttiler. İş Kanunu’nun içeriği üzerine anlatım ile tamamlanan ilk bölümün ardından ikinci bölümde işçilerin fabrikalarında yaşadıkları sorunlar dile getirildi ve bunlara karşı hukuki açıdan nasıl yanıt verilmesi gerektiği anlatıldı.

Toplantıya 40 işçi ve emekçi katıldı. İşçilerin fabrika yaşamında karşılaştıkları sorunların dile getirildiği seminer yaklaşık 3,5 saat sürdü. Katılımcı arkadaşlar, bu tür toplantıların sıklıkla yapılmasının bir ihtiyaç olduğunu dile getirdiler.

 Küçükçekmece İşçi Platformu


 

“Maraş katliamı dosyası açılsın!”

Özgür Demokratik Alevi Hareketi, Maraş katliamının 30. yıldönümünde katliam dosyasının yeniden açılması talebiyle 21 Aralık günü Galatasaray Lisesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

“Maraş katliamı davası yeniden açılsın/ÖDAH” pankartının açıldığı eylemde basın açıklamasını Ergin Doğru gerçekleştirdi. Maraş katliamını anlatan Doğru, Türkiye’nin demokratik bir devlet olmak istiyorsa, geçmişindeki karanlıklardan kurtulmak için, katliamlarla yüzleşmesi ve katliamlarla ilgili siyasal, hukuksal ve vicdani sorumluluğun gereklerini yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

Açıklama şu sözlerle sona erdi: “Özgür Demokratik Alevi Hareketi olarak 30. yılında Maraş katliamını gerçekleştirenleri bir kez daha lanetlerken katliamcıların peşini bırakmayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Tüm halkımızı yeni katliamlara maruz kalmamak için örgütlenmeye davet ediyoruz. Gücümüz birliğimiz, birliğimiz ise yaşam güvencemizdir.”

Kızıl Bayrak / İstanbul


Geleceğin için emeğine ve yaşamına sahip çık!

Son günlerde üzerine en çok konuşulan ve tartışılan sorun, dünyayı derinden sarsan ekonomik kriz. Fakat bu kriz sadece ekonomik kriz değil kapitalizmin çok yönlü krizidir. Peki nasıl doğdu bu kriz? Tabii ki kapitalistlerin aşırı kar hırsı, servetlerine servet katma arzusundan. Bu nasıl olacak? Tabii ki bildikleri yolu izleyecekler, işçi ve emekçiyi kanını tüketene kadar çalıştıracak, emeğini azgınca sömürecekler.

Bu krizin merkez üssü bilindiği üzere ABD. Dünya ekonomisinin %20’sini elinde bulunduran büyük bir ekonomik güç. Fakat yoksulluğun ve zenginliğin yaşandığı bir ülke. Karşılığı olmayan büyük bir sanal değerle hareket etmek istemesi ekonominin çökmesine sebep olmuştur. ABD’nin dünya ekonomisi üzerindeki söz sahibi olma gücü azalmıştır.

Bütün dünyayı sarsan bu kriz ülkemizi de derinden sarsacaktır. Kapitalistler emekçilerin çoğunu kapıya koyacak, sosyal haklarını gaspedecek, çalışma saatlerini arttırıp saat ücretlerini düşürecek, böylelikle bu krizden kurtulmaya çalışacaktırlar. Ama bu çaba onları bu krizden çıkarmayacaktır.

Yıllarca kapitalistlerin krizleri biz emekçilere fatura edildi, canımız ve sağlığımız hiçe sayılarak. Ama artık buna dur diyelim! Sesimizi yükselterek, meydanlara çıkarak buna karşı çıkalım! Bakıldığında bir tarafta sermaye sahipleri bir tarafta biz emekçiler... Sonuç olarak aynı gemide değiliz, olamayız da! Kapitalizmin krizinin faturasını kapitalistlere ödetelim!

Bize düşen görev, emekçiler olarak sınıf mücadelesine sıkı sıkıya sarılmak, sınıf mücadelesini yükseltmek ve daha bilinçli hale gelmektir.

Ümraniye’den bir işçi

 

Kocaeli’de bildiri dağıtımı

Sermaye düzeninin yaşanan ekonomik krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetme çabaları sürüyor. Bir ok büyük işletme üretime ara veriyor, işçileri ücretli-ücretsiz izinlere çıkarıyor.

Bizler de sınıf devrimcileri olarak düzeni teşhir faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu kapsamda “Krizin faturası kapitalistlere!” şiarlı BDSP imzalı bildirilerimizi Kocaeli’nin emekçi mahallelerine ulaştırıyoruz.

19 Aralık günü Derince’de Öğretmenler Mahallesi’ne kriz bildirilerimizin dağıtımını yaptık. Dağıtım sırasında işçi ve emekçilerin ilgisiyle karşılandık. Pek çok kişiyle tanışma ve sohbet etme fırsatı yakaladık.

Kocaeli’de faaliyetlerimiz hızlanarak sürecek…

Kocaeli’den sınıf devrimcileri


İzmir’de “insan hakları” yürüyüşü…

İHD İzmir Şubesi’nin İnsan Hakları Haftası nedeniyle her yıl gerçekleştirdiği geleneksel yürüyüşü, 17 Aralık günü Konak Sümerbank önünden başlayarak Cumhuriyet Meydanı’nda son buldu.

“Biz insanız; bütün dil, din, ırk, kültür ve siyasal farklılıklarımızla bir arada yaşamayı başarmak zorundayız!” pankartının taşındığı yürüyüşte çeşitli dövizlerin yanısıra mum da taşındı.

Basın metnini İHD İzmir Şube Başkanı Ahmet Alagöz okudu. Polis terörüne ve cezaevlerindeki tecrit uygulamalarına dikkat çekilen açıklama şu sözlerle son buldu:

“Her türlü haklar ve özgürlüklerin rafa kaldırılması için işkence ve zorun-polis-jandarma kurşununun devreye sokulduğu bu yılda ve yarınlarda; kağıt üzerinde kalacak hakların savunucusu değil, tüm baskı ve yıldırmalara karşı gerçek hak ve özgürlüklerin takipçisi olmaya devam edeceğimizi buradan birkez daha belirtiyoruz.”

Basın açıklamasının ardından “demokrasi adına şehit düşenler” için denize karafil bırakıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir