9 Ocak 2009 Sayı: SİKB 2009/01

  Kızıl Bayrak'tan
  Siyonist vahşet, dinci ikiyüzlülük ve
devrimci sorumluluk
  Hiçbir güç direnen halklara diz çöktüremez!
Siyonist cellatlar bir kez daha işbaşında!..
Kriz karşıtı eylem ve etkinlikler…
2008 yılı eylem ve direnişlerle geçti!
İşçi ve emekçi hareketinden…
  Emperyalist-siyonist vahşete karşı öfke beş kıtaya yayıldı…
  İnkarcı rejimin Kürtçe televizyon manevrası
  Ünsa’da yeniden işgal
ve gözaltı!
  BDSP ve OSİM-DER’den direniş ziyaretleri!
  Sinter Metal direnişinin başarısı için!..
  2. Ümraniye İşçi Kurultayı Hazırlık Komitesi sözcüsü ile konuştuk...
  Faşist devlet 2008’de cinayetlerine
ara vermedi!
  Gençlik hareketinden…
  Ekim Gençliği’nin “Geçit Yok!” kampanyası sona erdi…
  Siyonist saldırganlık dünyanın dört bir yanında lanetlendi!
  Gazze’de işgal ve vahşet… - M. Can Yüce
  Gazze’ye varamamış
bir babanın kızına
vasiyeti - Yüksel Akkaya
  Eylem ve etkinliklerden...
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gazze’ye varamamış bir babanın kızına vasiyeti

Yüksel Akkaya

Güzel kızım, Asminim, Ankara’yı sarmış “kar beyazlığı” içimin karartısını dindiremiyor. Kara kan yağıyor… Kızıla kesiyor her yan… Evet, kızıl sevdiğimiz bir renk: özgürlüğün, eşitliğin, bağımsızlığın, refahın, ne kadar güzel şey varsa onların bir simgesi olarak… Ama kara karışan bu kan, bu kızıllık o değil…

Güzel kızım, Asminim, Gazze’de her ölü beden, her ölü çocuk bana seni çağrıştırıyor… Her an bir kızım, bir Asminim öldürülüyor… Her an bir baba Asminsiz kalıyor, her an bir ananın Asminsiz kalan çığlığı dağı, göğü deliyor, denizi yarıyor, ama, ama kimseye duyuramıyor sesini… Ölüm değil, ama ölümden beter bu sessizlik yıkıyor beni…

Güzel kızım, Asminim, orada, o Gazze cehenneminde soruyor çocuklar “baba, anne, yok mu bu dünyada başka çocukların annesi, babası?”… Seslerini duyuyorum… Seslerine bir cevap verememenin alçaklığı ile küçülüp duruyorum her gün. Her gün sorup duruyorum hayatın anlamı nedir ki?

Güzel kızım, Asminim, bir kez daha anladım ki, bu dünyada kapitalizmin kökünü kazımadıkça bu acılara son vermek de zor.

Güzel kızım, Asminim, bir kez daha anladım ki, dinin o korkunç taassubundan kurtulmadıkça insanlığa hayır yoktur.

Ben, Gazze’ye varıp, kapitalizmin, dinin temellerine patlayamamış bir intihar bombacısı olamadığım için senden özür diliyorum. Beni bağışla güzel kızım, Asminim de diyemeyeceğim. Sakın beni bağışlama: “Baba, Gazze’de Asminler öldürülürken ne yaptın?” diye sor… En azından “Bu memleketteki bu zalimlerin temsilcileri ve işbirlikçilerine El Zeyid’in o muhteşem pabucunu atamadın mı?” diye sor… Sor ve beni hayatım boyunca utandır…

Güzel kızım, Asminim, biliyorum bu işin tek sorumlusu benim. Zira bir cesaret o papucu kapıp oraya buraya atamadım. Gazzeli çocukların, kapitalizm, emperyalizm ve dinsel taassub olan düşmanları üzerine bir intihar eylemcisi olarak patlayamadım.

Güzel kızım, Asmnim, bütün bunları babanın utancı olarak tarihe not et ve hep sorgula… Sana tek vasiyetim budur…

Gazze’de ölen her çocuk sendin… Gazze’de ölen her çocuğun babası bendim… Güzel kızım, ne sana ne kendime sahip çıktım… Beni bağışlama… Beni Gazze’de emperyalizmin, kapitalizmin, dinsel taassubun öldürdüğü her çocuk için, o zalimlere karşı bir şey yapmadığım için hiç ama hiç bağışlama…