6 Mart 2009
Sayı: SİKB 2009/09

  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci baharı yaratmak için
devrimci güçlere düşen görevler
  Dinci gericilik saldırının dozunu arttırıyor!
Devrimci seçim çalışmamızın
bazı sorunları
CHP’den işsizliğe çözüm önerileri...
8 Kart etkinliklerinden
İşçi ve emekçi hareketinden…
  BDSP’nin seçim gündemli faaliyeti büro açılışları ile sürüyor...
  Kapitalist sistem ve ulaşım sorunu…
  Direnen Makyal-Erka işçileri açlık grevine başladı…
  Posta emekçilerinin Ankara yürüyüşü…
  Gençlik hareketinden…
  Çeber davasında deliller yok ediliyor!
  Pakistan’da şeriat tehdidi...
  Kapitalizmin küresel krizinin dalgaları yayılıyor…
  Bir kez daha seçimler üzerine / II
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi ve emekçi hareketinden…

Asemat ve Asil Çelik’te grev sürüyor!

Asil Çelik’te kriz nedeniyle ücretsiz izin dayatmasıyla başlayan saldırılar toplusözleşme sürecinde sıfır zam dayatmasıyla devam etti.

Benzer biçimde Birleşik Metal-İş Sendikası Bursa Şubesi’nin örgütlü olduğu Asemat fabrikasında patronun isteğiyle yapılan grev oylamasından “evet” kararı çıktı ve buradaki TİS sürecinde dayatılan sıfır zam ve ikramiyelerin gaspına karşı Asemat işçisinin cevabı “grev” oldu.

Bursa Orhangazi Sanayi ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi olmak üzere iki sanayi bölgesinde Asemat’a bağlı faaliyet gösteren fabrikada 31 Aralık 2008 tarihinde grev başladı. Üretimin durması nedeniyle “kriz’” içerisine giren Asemat patronu, “yasal” olmayan yollara başvurarak üretim yapmaya çalışıyor ancak bunu başaramıyor. Şimdiye kadar Asemat patronuyla BMİS arasında gerçekleştirilen görüşmelerden bir sonuç çıkmadı. Asemat patronunun kölelik dayatmalarında ısrar etmesi nedeniyle anlaşma sağlanamadı.

Asemat grevi ikinci ayını, Asil Çelik’teki grev süreci de birinci ayını doldurmaya hazırlanırken, süren grevlerdeki temel eksiklik olarak sınıf dayanışmasının yetersizliği göze çarpıyor.

Her iki fabrikada da grev nöbetleri kötü hava koşullarına rağmen gece-gündüz demeden tutuluyor. Asemat ve Asil Çelik işçileri talepleri karşılanana kadar grevlerini sürdürmekte kararlılar. Asil Çelik grevi de tıpkı Asemat’ta olduğu gibi, greve başlarken öne sürülen taleplerin de altında tekliflerle kölelik dayatmalarına maruz kalıyor.

Gerek Asemat gerekse de Asil Çelik’teki grev sürecinde Birleşik Metal-İş üyesi işçiler talepleri kabul edilene kadar grevi kararlılıkla sürdüreceklerini ancak daha güçlü bir dayanışmaya ihtiyaç olduğunu belirterek, sınıf dayanışmasını yükseltme çağrısı yapıyorlar.

Kızıl Bayrak / Bursa

Asil Çelik işçisi greve eylemlerle devam ediyor!

Bursa’da 30 Ocak 2009 tarihinde greve çıkan Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi Asil Çelik işçileri grevlerinin 30. günü olan 28 Şubat günü Orhangazi’de işçi ailelerinin de katıldığı bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

Orhangazi ilçe merkezinde açtıkları direniş noktasında toplanan işçiler, buradan Cumhuriyet Meydanı’na sloganlarla yürüyerek mücadele taleplerini haykırdılar. Eylemde, Birleşik Metal-İş Bursa Şube Sekreteri Erol Bektaş’ın Asil Çelik işçisinin kararlılığını vurgulayan kısa konuşmasının ardından Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş işçilere, ailelerine ve Orhangazi halkına seslendi.

Konuşmasında, seçim çalışmaları için Orhangazi’de bulunan Bursa milletvekili ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in direniş noktasını ziyaret ettiğini ve belediye binasında yapılan görüşme sonrası sorunun çözülmesi için katkı beklediklerini ifade etti. Orhangazi halkına verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.

İşçiler çektikleri halaylarla eylemi sonlandırdılar. Eylem boyunca sıklıkla “Asil Çelik işçisi köle değildir!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Yaşasın onurlu grevimiz!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Sadaka değil toplusözleşme!”, “İş ekmek yoksa barış da yok!” sloganlarını haykırdılar.

Yaklaşık 3 aydır da ücretsiz izinde olan Asil Çelik işçileri yaşadıkları maddi sıkıntıya rağmen grevlerine kararlılıkla devam ediyorlar. Son olarak 24 Şubat günü patronla yapılan görüşmelerden de bir sonuç çıkmaması üzerine greve eylemlerle devam edileceği ifade edildi. Direniş noktasında BDSP’li Metal İşçileri Bülteni’nin dağıtımı yapıldı. Eyleme yaklaşık 250 işçi katıldı.

Kızıl Bayrak / Bursa

Sağlık çalışanları alanlardaydı

Sağlık alanında yaşanan sorunlara karşı İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, Devrimci Sağlık-İş ve SES İstanbul Şubeleri 4 Mart günü eylem gerçekleştirdiler. Temel gündem olarak son dönemlerde yaşanan fiziki saldırıların ele alındığı eylemde sağlığın piyasalaştırılmasına karşı mücadele vurgusu ön plana çıktı.

Saat 12.30’da Ayasofya önünde toplanan bileşenler, buradan sloganlar eşliğinde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne doğru yürüyüşe geçtiler. “Şiddete ve baskıya hayır! / Güvenli ortamlarda çalışma istiyoruz!” şiarlı pankartın açıldığı eylemde talepleri içeren dövizler de taşındı.

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önüne gelindiğinde, İTO Başkanı, Diş Hekimleri Odası Başkanı, Eczacılar Odası Başkanı birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından kurumlar adına ortak açıklamayı SES Aksaray Şube Başkanı okudu. Açıklamada sağlık hakkının yok edildiği ve bununla paralel olarak sağlıkçılara yönelik baskıların arttığı vurgulandı. Hastanelerin özelleştirilmesi ile birlikte sağlıkta piyasalaştırmaya hız verildiği belirtildi. Hastaların sağlık alanında yaşanan sorunların sebebi olarak sağlık çalışanlarını gördüğü ve bu nedenle öfkelerini onlara yönelttiği söylendi. “Sağlık hakkı ve mesleki güvencemizi, geleceğimizi tehdit eden, vahşi piyasacı sağlık ortamını/ilişkisini kabul etmiyoruz etmeyeceğiz!” denilen açıklamada sağlık çalışanları mücadeleyi yükseltmeye çağrıldı.

Açıklamanın okunmasının ardından İl Sağlık Müdürlüğü önüne siyah çelenk bırakıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Hava-İş: “Kaza değil iş cinayeti!”

Türk Hava Yolları’na (THY) ait “Tekirdağ” isimli uçağın Hollanda’nın Amsterdam şehrinde düşmesine ilişkin Türk-İş’e bağlı Hava-İş Sendikası açıklama yaptı. 27 Şubat günü gerçekleştirilen açıklamada, uçağın düşme nedeniyle ilgili görüşler bildirilirken, denetimsiz büyüme ve kadrolaşmaya dikkat çekildi.

Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, bu kazanın yöneticilere ders olması gerektiğini ifade ederek, hükümeti sivil havacılığı denetlemeye çağırdı. Kazanın meydana gelmesinde sorumlulukları bulunan Ulaştırma Bakanı, Sivil Havacılık Genel Müdürü, THY Genel Müdürü ve üç kişilik icra komitesini istifaya çağırdı. “Bu hukuken bir iş kazasıdır ancak aslında bir iş cinayetidir” diyen Ayçin, THY’nin kar mantığıyla yönetildiğini belirtti. Sendika üyelerinin baskı altında tutulduğunu da ifade eden Ayçin, THY yönetiminin havayollarını yönetmek yerine sendikal haklara saldırdığını söyledi. “Bu anlayış sürdüğü sürece, kazalar da devam edecektir” diyerek THY yönetimini istifaya çağırdı.

Uçuş güvenliği konusundaki uyarılarının dikkate alınmadığını da belirten Ayçin şunları söyledi: “2006 Nisan ayında ‘THY neden mutsuz’ adlı basın açıklaması yapıyoruz, medyada yer almıyor. ‘Önce uçuş emniyeti’ başlıklı yarım sayfa gazete ilanı veriyoruz, THY ve Atlas Jet bizi dava ediyor. Cumhuriyet Savcılığına, THY yönetimini şikayet ediyoruz, savcılık takipsizlik kararı vermeden önce, suç duyurusunda bulunan başkanı çağırıp, neden suç duyurusunda bulunuyorsunuz deniliyor, üstü kapalı tehdit ediliyor. İşte ülkemizdeki bu yasaklayıcı zihniyet sürdükçe bu kazaların oluşma riski artacaktır.”

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Sinter’e IG Metal desteği

Ümraniye Dudullu’da 22 Aralık 2008 tarihinden bu yana direnişlerini sürdüren Sinter Metal işçilerine uluslararası destek geldi.

Almanya’da 3 milyona yakın üyesi bulunan Alman Metal İşçileri Sendikası’nın (IG Metal) Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Klaus Priegnitz, 27 Şubat günü direnişteki işçilere destek ziyaretinde bulundu.

Sinter Metal işçileri tarafından “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganı ile karşılanan Priegnitz, Alman metal işçilerinin direnişteki işçilerin yanında olduğu mesajını iletti.

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar’ın da yer aldığı ziyarette Sinter işçileriyle birlikte direnişlerini sürdüren Birleşik Metal üyesi Gürsaş işçileri de yer aldılar.

Direnişteki işçilere seslenen Priegnitz, Almanya’da BMW ve Daimler fabrikalarındaki hak gasplarına karşı mücadele ettiklerini belirterek, Sinter Metal’in Almanya’da iş yaptığı firmalarla görüşmeler yaptıklarını sözlerine ekledi. Özkan Atar ise gösterilen dayanışma için teşekkür ederek uluslararası dayanışmanın önemine dikkat çekti. Ziyaret atılan sloganlarla sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

YTÜ’de asistan kıyımına karşı eylem

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde araştırma görevlileri, 27 Şubat günü gerçekleştirdikleri eylemle, istihdam biçimlerinden doğan sorun ve mağduriyetlerinin giderilmesini istediler.

Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi önünde toplanan araştırma görevlileri, “50/d Asistan kıyımına son!” pankartı ve “Herkese iş güvencesi!” dövizleri açarak ana kapı önüne kadar sloganlarla yürüdüler.

Ana kapı önünde Yıldız Teknik Üniversiteli Araştırma Görevlileri adına basın açıklaması yapan Erhan Kurtarır, son birkaç ay içerisinde tüm Türkiye üniversitelerinde eğitim sistemini köklü biçimde değiştirecek bir dizi kararların çıkarıldığını belirtti. Bu kararlarla birlikte, araştırma görevlilerinin de istihdamında sorunların açığa çıktığını söyledi.

Sorunun sadece araştırma görevlilerinin meselesi olmadığını, üniversitelerin geleceğini ipotek altına alan bir anlam taşıdığını vurgulayarak, işten atılma eşiğinde ve işten çıkarılacak araştırma görevlilerinin, ülkenin kamu kaynaklarıyla yetiştirilmiş nitelikli işgüçleri olduğu, üniversitelerden uzaklaştırılmalar sonrasında, yardımcı doçentlerden profesörlere kadar tüm akademik personelin kadrolu statüden sözleşmeli statüye geçirilmesinin önünün açılacağı uyarısında bulundu.

İstanbul’daki diğer üniversitelerin araştırma görevlileri, Eğitim-Sen 6 No’lu Şube ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin de destek verdiği eylemde coşkulu sloganlar atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

ATV-Sabah’ta grev sürüyor, dayanışma büyüyor...

“Basın emekçisi yalnız değildir!”

Türkiye Gazeteciler Sendikası üyesi ATV-Sabah çalışanları ve destek veren kurumlar 28 Şubat akşamı Taksim Tramvay Durağı’ndan Galatasaray Lisesi’ne kadar meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

Grevdeki ATV-Sabah emekçilerinin en önde “grev gözcüsü” önlükleriyle yer aldığı yürüyüşe sol-sosyalist gazetelerin çalışanları da destek verdi. İstiklal Caddesi boyunca süren yürüyüş çevredeki insanlar tarafından ilgiyle izlendi. Yürüyüş boyunca grevci basın emekçilerinin çıkarttığı “Grev gazetesi”nin yeni sayısının dağıtımı yapıldı.

Yürüyüş boyunca “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Sendika hakkımız engellenemez!”, “Toplusözleşme hakkımız, grev silahımız!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Basın emekçisi yalnız değildir!”, “Emeğin onuru sendikalı olmaktır!” vb. sloganları sıkça atıldı.

Coşkulu sloganların atıldığı yürüyüşün ardından Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını ATV-Sabah grevcileri adına Uğur Güç okudu. Güç yaptığı açıklamada, iki yıldır sendikal örgütlenme mücadelesini toplusözleşme ile sonlandırmak için ellerinden geleni yaptıklarını, ancak bu süre içerisinde işten atılma, kara listelere alınmakla tehdit edildiklerini belirtti. Kendilerine greve çıkmaktan başka seçenek bırakılmadığını vurguladı.

Açıklama şu sözlerle sona erdi: “Burada her Cumartesi karanlığa ve aydınlıktan korkanların gözlerine ışık tutmaya devam edeceğiz. Meşalelerimizin aydınlattığı yoldan gelenlerle birlikte zafere ulaşacağız.”

Türk-İş 1. Bölge Temsilciliği’nin de destek verdiği eyleme yaklaşık 300 kişi katıldı.

Aynı gün Ankara’da ATV-Sabah grevine destek amacıyla Yüksel Caddesi’nde basın açıklaması gerçekleştiren Türkiye Gazeteciler Sendikası da, toplusözleşme yapılana kadar her Cumartesi meşaleleriyle Yüksel Caddesi’nde olacaklarını belirtti. Açıklamada konuşan TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, 10 kişiyle başladıkları grevin katılım açısından küçük fakat etkisi açısından büyük bir grev olduğunu ifade etti. Açıklamaya KESK’e bağlı sendikaların şube yöneticileri de destek verdi.

Grevin 15. günü olan 27 Şubat günü de İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği greve destek ziyaretinde bulunmuşlardı. “ATV-Sabah grevini destekliyoruz! Örgütsüz, sendikasız medya sağlıksız topluma neden olur! / TTB, İTO” yazılı büyük boy dövizin açıldığı ziyarette,“Bu ülkede gazeteciler de grev yapar diyen ATV-Sabah’ta grevde olan arkadaşların yanındayız” diyen Çerkezoğlu, toplumun sendika düşmanlığına karşı mücadele etmesi gerektiğini belirtmiş, TTB’nin, soğuk hava koşullarına rağmen grevlerini sürdüren grevcilere tıbbi destek sunmaya hazır olduğunu ifade etmişti.

4 Mart günü ise, her Çarşamba ATV-Sabah önünde basın açıklaması gerçekleştirme kararı alan beyazyakalılar grevci emekçilerle birlikteydiler. Yine aynı gün T. Haber-İş Sendikası İstanbul 1 No’lu Şube yönetici ve işyeri temsilcileri ATV-Sabah çalışanlarına destek ziyaretinde bulundular. Beyazyaka Örgütlenme Platformu (basın, finans, bilişim sektöründe çalışan beyazyakalılar) üyeleriyle beraber grev yerine kadar yürüyüş gerçekleştiren Telekom çalışanlarını grevci basın emekçileri ve TGS İstanbul Şube Başkanı Rüya Özkalkan karşıladı. Özkalkan, verdikleri destekten dolayı Haber-İş’e teşekkür etti.

Ziyarette Haber-İş 1 No’lu adına konuşan Levent Dokuyucu, grevin kazanımla sonuçlanacağına inandıklarını ve grevin başarıya ulaşması için üzerlerine düşen görevi yerine getirmeye hazır olduklarını dile getirdi.

ATV-Sabah’taki greve dönük tahammülsüzlüğünü uyguladığı sansürle gösteren Turkuvaz Grubu’nun, TGS’nin “ATV-Sabah’taki grevde sayısal çoğunluğa sahip olmadığı” iddiasıyla mahkemeye yaptığı itiraz ise reddedildi. Sansür uygulamasının dışında hukuki yollarla da ATV-Sabah çalışanlarını yıldırmaya çalışan Turkuvaz Grubu’nun bu çabası da boşa düşmüş oldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Meha Tekstil işçileri direniyor!

GOP Elmabahçesi’nde kurulu bulunan Meha Tekstil’de çalışan işçiler haklarının gaspedilmesi üzerine fabrika önünde direnişe geçtiler.

Meha Tekstil patronu krizi bahane ederek işçilerin haklarını gaspetmeye devam ediyor.

İşçiler, kendilerini 9 aydır fazla mesai ücreti ve asgari geçim indirimi vermeden çalıştıran Meha Tekstil patronunun dayatmalarına karşı çıktılar. Bunun üzerine 105 işçinin işine hiçbir hakkını vermeden son verdiğini açıklayan Meha Tekstil patronu, işçilerin tepkisiyle karşılaştı.

Meha Tekstil patronu işçileri fabrika dışına çıkarmaya çalışması üzerine işçiler direnişe başladı. İhbar, kıdem tazminatları, maaş ve mesai ücretleri ödenene kadar direnişlerini sürdüreceklerini ifade eden işçiler, ilk elden yapılması gereken hukuki işlemleri başlattılar. Ardından kendilerini temsil edecek komiteyi seçtiler. Patronun makineleri kaçırma ihtimaline karşı da gece nöbetçileri belirlendi.

İşçiler 5 Mart sabahı 08:00’de fabrika önüne gelmek üzere ayrıldılar.

İşçilerin seçtiği komite ise yapılacak işleri organize etmek için Karadeniz Mahallesi’ndeki BDSP seçim bürosunda ilk toplantısını gerçekleştirdi. Komite, gerçekleştirilen toplantının ardından direniş çadırı kurma ve saat 13.00’de basın açıklaması yaparak direnişlerini kamuoyuna duyurma kararı aldı.

Kızıl Bayrak / GOP