7 Ağustos 2009
Sayı: SİKB 2009/30

  Kızıl Bayrak'tan
  Irkçı-gerici rejim Kürt halkının emekçi kesimlerinin beklentilerini karşılayamaz...
  Kamu İhale Kurumu bir gece yarısı operasyonu ile Maliye Bakanlığı’na bağlandı…
  Kontrgerilla şefi
Kemal Yamak’ı sahiplenenlerin
Ergenekon karşıtlığı sahtedir!
HSYK tartışmaları ve
Yeni Şafak’ın iki yüzlülüğü!
Grev silahının dünü ve bugünü üzerine
Entes direnişi sürüyor...
  Kent A.Ş. direnişine polis saldırısı .
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Emine Arslan ile DESA direnişi, mücadele ve örgütlenme sorunları üzerine konuştuk...
  “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!”.
  Devrimci sınıf çalışmalarından...
  İzmir’de direnişçi işçilerle
dayanışma kampanyaları!
  Har(a)ç saldırısı karşıtı mücadele ve Genç-Sen...
  Gençlik eylemlerinden...
  “Gizli Milyonerler Klübü” çizgi filmi ile Buffet’lar kapitalist sömürüyü kutsama çabasında...
  Obama yönetiminin üst düzey görevlileri Ortadoğu’da…
  Honduras’ta faşist darbeye
karşı halk direnişi yayılıyor!
  Dünyada işçi-emekçi eylemlerinden...
  TKP’nin en yaşlı üyesi
yazar Sarkis Çerkezyan yaşamını yitirdi
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İzmir’de direnişçi işçilerle
dayanışma kampanyaları!

Uzun sayılabilecek bir dönemdir çeşitli siyasal kampanyalar içerisinde bulunan sınıf devrimcileri, seçimler ve 1 Mayıs’ın ardından yaz döneminde de yeni kampanyalarla yollarını yürümeye devam ediyorlar. Yaz aylarının bilinen durgunluğu ve atıl tablosuna karşın kendi cephelerinden sınıfın gündemlerine müdahale çabalarını sürdürüyorlar.

Son dönemde İstanbul’da yoğunlaşan direnişler sınıf hareketine belli bir soluk kattığı gibi bu direnişler içerisinde kadın işçilerin öne çıkmaya başlamaları sınıf mücadelesi payına anlamlı katkılar sağlıyor. DESA direnişçisi Emine Arslan’dan sonra Entes işçisi Gülistan Kobatan’ın direniş saflarına katılması, Meha Tekstil’in kadın direnişçilerinin direnişin ön saflarında yer alması gibi örnekler bunu ifade ediyor. Kadın işçilerin bu direnişçi tutumları sınıf mücadelesinin samimi ögeleri tarafından belli bir destek ve dayanışmaya konu ediliyor. İzmir’den sınıf devrimcileri de kendi paylarına kadın direnişçilerin hak ettikleri destek ve dayanışmayı örgütlemek için seferber oldular. İlk başta dayanışma kampanyasının Emine Arslan ve Gülistan Kobatan üzerinden kurgulanmış olamasına karşın, DESA direnişinin sonlanması nedeniyle dayanışma kampanyası Entes direnişiyle sınırlanmış oldu.

Kampanyanın ara gündemleri ve araçları baştan ayrıntılı bir biçimde belirlenip planlandı. Her aracın kullanımı için belirli bir zaman ayrıldı ve belirlenen tüm araçlar sırasıyla devreye sokuldu. Bir aylık bir dönemi kapsayan kampanya çalışmasında basın açıklamaları, dayanışma masaları ve kermes gibi araçların yanısıra afiş ve bildiri gibi araçlara başvuruldu.

Emekçi Kadın Komisyonu, Tekstil İşçileri Bülteni ve Demir Çelik İşçileri Bülteni’nin güçleriyle yürütülen kampanyamızı 2 Ağustos Pazar günü yaptığımız etkinlikle sonlandırmış olduk. Bir aylık bir zaman diliminde yaptıklarımızın ardından çalışmaların finali sayılabilecek etkinliğimiz, yaz aylarına kıyasla anlamlı bir katılımla ve içerikle gerçekleşti.

Hedefli bir kitle çalışması pratiği

Ay boyunca sistemli bir biçimde yürütülen kampanya çalışmasının en başarılı yönü birebir kitle çalışması ayağı oldu. Özellikle ilçe ve kent merkezlerinde açılan masalar, emekçilerin ilgisine konu oldu. İki çalışma alanında toplamda altı yüze yakın mesaj toplandı. Kermes ise, bir bölgede sınırlı kalması ve masaların insan akışının az olduğu bir yerde açılabilmesinden kaynaklı aynı ilgiye konu edilemedi. Fakat kermesin ön çalışmasında, malzemelerin toplanması sürecinde özellikle emekçi ev kadınlarının azımsanmayacak katkılarını aldık ve bu yönüyle bir başarıdan söz edebiliriz. Yapılan basın açıklamalarının yine belli bir başarıyla gerçekleştiğini ve emekçilerin ilgisine konu olduğunu söyleyebiliriz.

Materyal kullanımında ise alışık olduğumuz bir başarıyla yaygın bir dağıtım gerçekleştirildi. Çıkarılan A-3 afişleri ve ozalitler ilçe ve kent merkezlerine belli bir yaygınlıkta kullanıldı. Bu konuda sınırlı kalan yanımız ise materyallerimizin istenilen düzeyde ve yaygınlıkta organize sanayi bölgelerine taşınamamış olmasıydı. Bu zayıflığa rağmen etkinliğe katılan kitlenin önemli bir ağırlığı sanayi işçilerinden oluştu. Güçlerimizle yapılan ortak değerlendirme ve gözlemler de gösteriyor ki, etkinliğin gündemi asıl muhataplarıyla buluştu. Ayrıca işçilerin etkinlikte yapılan konuşma ve tartışmalara etkin bir biçimde katılmaları da aynı gözlem ve düşünceleri doğrulamıştır. Bunun yanısıra gerek direnişlerin yarattığı, gerekse de kentte yürütülen çalışmamızın etkisiyle yaratılan ilgi etkinliğimize çeşitli sendikalar, kurumlar ve Kent A.Ş. direnişçilerinin de katılımını sağladı.

Kampanyamızın geride kalmasının ardından yürüttüğümüz çalışmamızı değerlendirdiğimizde asgari bir başarıyı yakaladığımızı söyleyebiliriz. Başarının asıl alanını yukarıda ifade ettiğimiz gibi kitle çalışması ağı oluşturmuştur. Etkin bir kitle çalışmasının sonucu olarak “Krizin faturasını ödememek için tek başına bir kadın işçinin direnişi” olgusu kentin gündemine sokulabilmiştir. Bu vesileyle komünistlerin krizin başlangıcından beri, (bahar kampanyalarında, seçimde, 1 Mayıs’ta) yürüttükleri krizin faturasını ödememe gündemli faaliyetleri aralıksız olarak devam ettirilmiş, kitlelerin gündeminde tutma ve tutum aldırma çabalarına devam edilmiş oldu.

Gülistan Kobatan’la dayanışma kampanyasının dışında kentteki diğer gelişmelere de müdahale çabaları da kesintiye uğramadan sürdürüldü. Demir-çelik havzasında yaşanan iş cinayetine karşı gösterilen refleks ve Kent A.Ş. direnişi ile dayanışma çabaları bunların başlıcalarıdır. Bunun dışındaysa BDSP’nin istihdam bürolarıyla ilgili bildirisi kampanyayla birleştirilerek yaygın bir biçimde kullanılmıştır.

Direnişlerle dayanışma faaliyetleri sürecek!

Gülistan Kobatan’la dayanışma çalışmasının ardından yaz aylarının durgunluğu ve ataletine takılmadan yeni bir kampanyayla faaliyetimizi sürdüreceğiz. Kurumumuzun 7. yılını bu sefer tüm direnişlerle dayanışma örgütleyen bir kampanyayla karşılayacağız. Böylece önümüzdeki ay içerisinde de gündemimiz direnişler olacak. Bu sefer kampanyamız fiilen süren bütün direnişleri kapsayarak genişleyecek. Başta Kent A.Ş. direnişi olmak üzere ATV-Sabah, Sinter, E-Kart ve Sabra’da saldırıya uğrayan devrimci işçiler bir kez daha ve daha güçlü bir biçimde İzmirli işçi ve emekçilerin gündemine sokulacak, direnişçi işçilerle dayanışma örgütlenecektir.

Bu kampanya dönemimizde kuşkusuz Kent A.Ş. direnişi önemli bir yer tutacaktır. Yüzüncü gününe gelen ve son zamanlarda Belediye başkanı ve kolluk güçlerinin ortak saldırılarının hedefi olan direniş, sınıf devrimcileri payına daha fazla ilgi ve dayanışmayı hak etmektedir. Dahası Kent. A.Ş. de direnişin başından beri yaşanan durgunluk ve atalet tablosunun kırılabilmesi için bu zorunludur da. Sendikanın diplomasi yoluyla sorunu çözme eğilimi ve beklemeciliği, işçilerin içinde bulundukları umutsuzluk ruh hali ve son dönemlerdeki hareketsizliğe duydukları tepki yapılacaklar hakkında şimdiden ipuçları vermektedir.

Yeni kampanya çalışmamız içerisinde dikkat göstereceğimiz öncelikli görevimiz, yürüteceğimiz çalışmanın bu kez daha yoğun bir biçimde sınıf kitleleri ve sanayi havzalarını kapsamasıdır. Bu hem kampanyamızın içeriği nedeniyle gerekli, hem de sınıf çalışmamızın bir an bile zayıflamaması payına önemlidir. Bir başka önemli eksik öge ise, çevre ve çeper güçlerimizin çalışmaya dahil edilmesi, daha kapsamlı bir çalışmanın örgütsel zemininin yaratılmasıdır. Elbette yaz aylarının yarattığı anlaşılır dağınıklığı gözden kaçırıyor değiliz. Çeper güçlerin kampanyamızda önceki süreçlere göre daha sınırlı biçimde konumlanması biraz da buna bağlı. Fakat geçici olan bu durum bizim reflekslerimizi zayıflatmaya yol açmamalı ve mümkün olan en geniş gücü faaliyetimize dahil etmeyi başarmalıyız.

Yürütülecek olan kampanyanın ardından daha kapsamlı ve yoğun çalışma süreçleri bizi beklemektedir. Geride bıraktığımız ve yürüteceğimiz kampanyalarımız sonbahar aylarında daha da yoğunlaşacak, çalışmalarımıza şimdiden zemin hazırlayacaktır. İzmirli komünistler yaz aylarının durgunluk ve ataletine takılmadan işçilerle dayanışma kampanyasını hak ettiği bir başarıyla gerçekleştireceklerdir.

İzmir’den Komünistler